- 11 Nisan 2007
- 84.579
- 491.926
- 1.223
Unutmayalım ki, elimizde anahtar var ve bu anahtar kendi nefsimize takılmış.
Artık ataletten sıyrılıp anahtarı çevirme vaktidir.
“Atalet – ataleti yenmek – kulluk nedir ?”
İnsanları başarısızlık bölgesinde durduran ne?
Yıllar önce bir gün, bir tatil köyünde seminer için konuşma sıramın gelmesini bekliyordum. Birden aklıma bir soru geldi.
İnsanların çoğu başarısızdı, mutsuzdu, yaşadığı hayattan memnun değildi ama bu durumu değiştirmeye dönük güçlü bir çaba içerisinde de değildi. Bu insanları durduran neydi?
Seminer başlar başlamaz katılımcılara sordum:
Hayatta başarılı olmak istiyor musunuz? Evet !
Başarılı olmak için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Evet !
Bunları niçin yapmanız gerektiğini de biliyor musunuz? Evet !
İsterseniz nasıl yapabileceğinizi biliyor musunuz? Evet !
Yapmamakla neler kaybettiğinizi biliyor musunuz? Evet !
Yaparsanız neler kazanacağınızı biliyor musunuz? Evet !
O halde sizi durduran ne?!!!
Dışarıdan ellerine kelepçe takan olmadığına göre, insanların içinde olup da ellerini kollarını bağlayan neydi?
Bir süre sonra cevabı buldum: Atalet !
Ataletin kelime anlamı “eylemsizlik hali”dir. Bir insan bir işi yapması gerektiğini biliyor, niçin yapması gerektiğini biliyor, isterse nasıl yapabileceğini biliyor, yapmazsa ne kaybedeceğini biliyor, yaparsa ne kazanacağını biliyor ama yine de yapmıyorsa, o kişi atalet halinde yaşıyor demektir.
Bir Afrika atasözü:
Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa ona yem olup öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa açlıktan öleceğini bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın önemi yok, yeter ki her sabah kalktığınızda koşmanız gerektiğini bilin.
MÜMİN SEKMAN
Kulluk, yaratılış gayesine uygun davranışlar ortaya koymaktır.
Allah ismiyle işaret edilen O mutlak varlığı tanımaya çalışmak, O’nun sistem ve düzenini bilmek, kavramak, idrak etmek, evren kanunlarıyla an be an hakikatle yüzleşmek.
İşte yaratılış gayesi.
Peki, bu gayeye uygun davranışlar ne olabilir?
Bu görecelidir. Herkes şunu şunu yapmalı diyerek, herkes aynı şeyi yapmaya zorlanamaz. Zaten tabiatın kanununa aykırıdır.
Önemli olan çizgidir. Yani, doğru yörünge üzerinde hareket etmektir. Bu sağlandığı zaman, zaten kişi, emin adımlar atacak. Kendi fıtratındaki istidadları keşfedip, o yönde ilerlemeye (kemalata) gayret edecek. Tabi ki, tecrübeli insanlara danışacak, fikir alacak, bu görüşleri kendi zihin potasında harmanlayacak ve böylelikle kendine ve çevresine gerekli olan enerjiyi, idraki, kolektif şuuru verecektir. (infak – zekat)
Hakikat aynasında kendimize bakabilirsek, her şey rayına oturur.
Okuduğumuz bölümden veya işimizden memnun olmayabiliriz. Biraz dişini sıkarak, azıcık sabrederek ve bununla birlikte istediğin (veya kabiliyetin olduğu) dalda, ufak ufak, vakit oldukça ter dökerek, kendine hayırlı ve yeni kapılar açılabileceğini görebilirsin.
Unutmayalım ki, elimizde anahtar var ve bu anahtar kendi nefsimize takılmış.
Artık ataletten sıyrılıp anahtarı çevirme vaktidir.
Çevirdikçe, ilahi isimleri kavrayacağız ve o isimler ile benliğimizi tanıyacağız.
Varmısnız Allah rızası için, her sabah, “bu gün, son günüm, son fırsatım” diyerek koşmaya?
Alıntı
Artık ataletten sıyrılıp anahtarı çevirme vaktidir.
“Atalet – ataleti yenmek – kulluk nedir ?”
İnsanları başarısızlık bölgesinde durduran ne?
Yıllar önce bir gün, bir tatil köyünde seminer için konuşma sıramın gelmesini bekliyordum. Birden aklıma bir soru geldi.
İnsanların çoğu başarısızdı, mutsuzdu, yaşadığı hayattan memnun değildi ama bu durumu değiştirmeye dönük güçlü bir çaba içerisinde de değildi. Bu insanları durduran neydi?
Seminer başlar başlamaz katılımcılara sordum:
Hayatta başarılı olmak istiyor musunuz? Evet !
Başarılı olmak için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Evet !
Bunları niçin yapmanız gerektiğini de biliyor musunuz? Evet !
İsterseniz nasıl yapabileceğinizi biliyor musunuz? Evet !
Yapmamakla neler kaybettiğinizi biliyor musunuz? Evet !
Yaparsanız neler kazanacağınızı biliyor musunuz? Evet !
O halde sizi durduran ne?!!!
Dışarıdan ellerine kelepçe takan olmadığına göre, insanların içinde olup da ellerini kollarını bağlayan neydi?
Bir süre sonra cevabı buldum: Atalet !
Ataletin kelime anlamı “eylemsizlik hali”dir. Bir insan bir işi yapması gerektiğini biliyor, niçin yapması gerektiğini biliyor, isterse nasıl yapabileceğini biliyor, yapmazsa ne kaybedeceğini biliyor, yaparsa ne kazanacağını biliyor ama yine de yapmıyorsa, o kişi atalet halinde yaşıyor demektir.
Bir Afrika atasözü:
Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa ona yem olup öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa açlıktan öleceğini bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın önemi yok, yeter ki her sabah kalktığınızda koşmanız gerektiğini bilin.
MÜMİN SEKMAN
Kulluk, yaratılış gayesine uygun davranışlar ortaya koymaktır.
Allah ismiyle işaret edilen O mutlak varlığı tanımaya çalışmak, O’nun sistem ve düzenini bilmek, kavramak, idrak etmek, evren kanunlarıyla an be an hakikatle yüzleşmek.
İşte yaratılış gayesi.
Peki, bu gayeye uygun davranışlar ne olabilir?
Bu görecelidir. Herkes şunu şunu yapmalı diyerek, herkes aynı şeyi yapmaya zorlanamaz. Zaten tabiatın kanununa aykırıdır.
Önemli olan çizgidir. Yani, doğru yörünge üzerinde hareket etmektir. Bu sağlandığı zaman, zaten kişi, emin adımlar atacak. Kendi fıtratındaki istidadları keşfedip, o yönde ilerlemeye (kemalata) gayret edecek. Tabi ki, tecrübeli insanlara danışacak, fikir alacak, bu görüşleri kendi zihin potasında harmanlayacak ve böylelikle kendine ve çevresine gerekli olan enerjiyi, idraki, kolektif şuuru verecektir. (infak – zekat)
Hakikat aynasında kendimize bakabilirsek, her şey rayına oturur.
Okuduğumuz bölümden veya işimizden memnun olmayabiliriz. Biraz dişini sıkarak, azıcık sabrederek ve bununla birlikte istediğin (veya kabiliyetin olduğu) dalda, ufak ufak, vakit oldukça ter dökerek, kendine hayırlı ve yeni kapılar açılabileceğini görebilirsin.
Unutmayalım ki, elimizde anahtar var ve bu anahtar kendi nefsimize takılmış.
Artık ataletten sıyrılıp anahtarı çevirme vaktidir.
Çevirdikçe, ilahi isimleri kavrayacağız ve o isimler ile benliğimizi tanıyacağız.
Varmısnız Allah rızası için, her sabah, “bu gün, son günüm, son fırsatım” diyerek koşmaya?
Alıntı
