- 16 Ağustos 2010
- 293.035
- 602.906
- 43
‘Soluksuzluk, ağzı açık soluma’ anlamına gelen astım geri dönüşümlü hava yolu tıkanıklığıdır. Bu bireylerde genellikle gece ve sabaha karşı görülür. Nöbetler halinde gelen öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum ve göğüste sıkışma hissine neden olur.
Astım, tetikleyici faktörlere bağlı olarak son zamanlarda giderek artmaya başlamıştır. Hava kirliliği, sigara içimi, alerjenlere maruz kalma, mesleksel faktörler, enfeksiyonlar, beslenme hataları gibi çevresel etmenler ile genetik, hormonal ve psikolojik faktörler astım gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Çocukluk çağında özellikle 10 yaşın altındaki erkeklerde daha çok görülmektedir. Kadınlarda ise 44-46 yaş aralığında görülme sıklığı daha fazladır.
Günümüzde antibiyotiklerin aşırı kullanımı, katkı maddesi içeren hazır gıdaların, tuz miktarı fazla besinlerin tüketimi ile bağırsakta yararlı bakteri gelişimini sağlayan probiyotiklerin, sebze ve meyvelerin yetersiz tüketimi bu hastalığa zemin hazırlamaktadır. Yapılan çalışmalara göre anne sütüyle beslenmemiş bireylerin ileride astıma yakalanma riski daha fazladır. Özellikle ilk 4 ay anne sütüyle beslenmenin 6 yaşına kadar astıma karşı belirgin koruyucu etkisi bulunmaktadır. Çocukluk döneminde gıda alerjisi bulunan bireylerin yaklaşık 1/3’ünde hayatının ileri dönemlerinde astım görülmektedir. Öte yandan yapılan bilimsel çalışmalarda astım hastalığı olan çocukların %4-8’inde gıda alerjisi olduğu bildirilmiştir.
Astım hastalığına özel bir beslenme düzeni bulunmamaktadır. Beslenme düzenine eklenen ya da sağlıklı beslenme adına diyetten çıkarılan bazı yiyecek ve içecekler astım ataklarını azaltıp, yaşam kalitesi artırılabilir. Hastanın yaşına ve vücut ağırlığına göre uygun enerji ve protein ihtiyacını karşılayarak çocuk yaşlarda sağlıklı büyüme ve gelişmesini devam ettirmek, erişkin dönemde ise ideal kiloyu koruyacak şekilde beslenmek gereklidir. Ayrıca aşırı kilo, astım ataklarının ciddiyetini artırabilir. Bu nedenle kilo fazlalığınız var ise zayıflamanız atakların azalması için faydalı olabilir.
Astımda beslenme önerileri;
►Önemli olumlu etkilerinden dolayı da omega-3 yağ asitlerinin kaynağı olarak haftada en az 2 kez balık yenilmelidir.
►Keten tohumu yağı, omega-3 yağ asidi bakımından oldukça zengindir. Bronşiyal dokularda meydana gelen iltihaplanmayı azaltarak astım hastalarının nefes alıp vermesini kolaylaştırıcı etkisiyle, belirtileri hafifletir.
►Antioksidanların (A, C ve E vitamini, selenyum), oksidatif hasarı azaltmaları sebebiyle astım üzerinde önemli etkileri bulunuyor. Bu nedenle de antioksidan kaynağı sebze ve meyveler her gün yeterli miktarda tüketilmelidir.
►Yapılan çalışmalarda astımlı bireylerin düşük tuzlu diyetler tüketmelerinin yararlı olacağı ve ayrıca astım tedavisinde kullanılan ilaçlara olan ihtiyacı azaltabileceği belirtilmiştir. Tuz içeriği yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketiminde dikkatli olunmalıdır.
►Doymuş yağlar, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olarak astım krizlerinin sıklaşmasına yol açabilir. Tereyağı, yağlı süt ve peynir, patates kızartması, fast-food ürünleri yerine yağ kaynağı olarak zeytinyağı, fındık, keten tohumu yağı kullanabilirsiniz.
►Sarımsak ve soğan, “Quercetin” adı verilen bir kimyasal içerdiklerinden dolayı akciğer iltihabına neden olan enzimleri baskılayıp astım ataklarının sayısını ve şiddetini düşürebilir. Kanserden koruyucu ve birçok faydalı etkilerinden dolayı beslenmenizde mutlaka yer verin.
►Zerdeçal, alerjiye neden olan maddeleri azalttığından faydalı olabilmektedir. Ilık bir bardak sütün içine karıştırılmış bir kaşık zerdeçal, astım, grip, soğuk algınlığı ve öksürük tedavisi için etkili bir ev ilacı olarak kabul edilir.
►Nane çayı, nefes açıcı özelliği bulunduğu için oldukça çok farklı üründe kullanılan nane, kaynatılarak içilmesi durumunda astım hastalarına iyi gelir. Özellikle sabahları nane suyu içmek astım hastaları için şifa niteliği taşımaktadır.
►Andız otu kökünün, balgamı giderme özelliği bulunur ve nefes darlığına çok iyi gelir. Astım hastalarında etkili bitkilerden biridir. Ayrıca sindirim yolları şikayetlerinde de faydalıdır. Günde 3 kez olmak üzere çayını tüketebilirsiniz.
Kaynak: doktor sitesi