Aşk Mi Sevgi Mi

Aşk...

İki aşık uzun zamandır gizli gizli buluşuyor, kavuşacakları günün hayalini kurarken, zaman çabucak geçip akşam oluveriyormuş. Kocasının eve geleceğini bilen kadın telaşla sevgilisinden ayrılıp evinin yolunu tutuyormuş.

Günler günleri kovalamış.

Bu yasak aşka karşı koyamayan aşıklar birlikte olabilmek için, kaçmaya karar vermişler.

Vermişler vermesine de....

Kadın gün ağardığında topladığı gibi bohçasını, sessizce terketmiş kocasını.
Doğru sevgilisinin yanına, tutuşmuşlar elele, arkalarına bile bakmadan koşarak uzaklaşmışlar. Karşı koyamadıkları aşklarını yaşamak üzere....

Koşmuşlar, koşmuşlar da....

O kadar yorulmuşlar ki, hatta kadın topallamaya bile başlamış.
Ayakkabısından ayağına birşeyler batıyor, canı iyice yanıyormuş.

Köylerinin uzakta kaldığını düşünerek dinlenmek üzere bir ağacın altına oturmuşlar.
Kadının ilk işi ayakkabısını çıkarmak olmuş ve ayağına batan şeyi araştırırken, şaşırarak ayakkabı astarına gizlenen bir tomar parayı görmüş...

Görmüş görmesine de...

Gözleri dolmuş, uzakta tüten bacasına dalıp gitmiş.

Fakir birine aşık olup karısının evden kaçacağını, kocasının anladığını da bilmiş.

Elinde avucundaki tüm parayı ondan (kocasından) başka kim hiç düşünmeden verecekti ki ?

Evet dostlar, işte bu KOCA yürekli adamın adı : Aşık Veysel Şatıroğlu imiş.
Hepimizin yüreğini sazı - sözü ile sızlatan. Yüreği ile görebilen...

Bu öyküsüyle uzun cümleler kurmadan sessizce, sevgiyi anlatan adam.


"Gönül sana nasihatim
Çağrılmazsan varma gönül
Seni sevmezse bir güzel
Bağlanıp da durma gönül "

Der Aşık Veysel.


Şimdi size sorsalar AŞK mı ? SEVGİ mi ? diye ... :uhm: