- 5 Nisan 2012
- 1.628
- 857
- 123
Ben biyoloğum, aşı eski usülde hasta insanlardan alınan virüslerle yapılıyordu ve salgın hastalık durumlarında uygulanıyordu; çok sayıda insanı kurtardığını biliyoruz. Şuan aşılar laboratuvar ortamında hayvan deneklerden alınan hücrelerde üretiliyor, mesela yumurta alerjisi olan kişilere profesörler dahi KKK (1 yaşında yapılan kızamık, kabakulak, kızamıkçık aşısı) aşısını ve grip aşısını önermez. Aşılar ülkemizde henüz üretilmediği için insanlar da nasıl üretildiğinden habersiz. Bu iki aşı civciv embryosunda üretildiğinden ve tam anlamıyla pürifikasyon mümkün olmadığından yumurta alerjisi olan insanlarda ciddi tehlikelere (ölüm dahil) sebep olabilir. Maymun hücrelerinin kullanıldığı aşılar var, bunun dışında canlı aşılar için jelatin besi yeri olarak kullanılır, yurtdışında vejetaryenler ve Müslümanların bu sebeple zorunlu aşıları protesto ettiğini biliyoruz, çünkü domuz jelatini olma ihtimali var, kaynağını anlamak mümkün olmuyor çok küçük parçalara ayırdıkları için.
Bozulmaları önlemek için içerisine antibiyotik ve alüminyum eklemek durumundalar. Bütün bu bilgilerin ışığında önceleri hayat kurtaran aşıların şuanda kronik hastalıkların, insanların yavaşça zehirlenmelerinin sebebi olarak görebiliriz. İçerik olarak temiz ve helal bir aşı tabi ki faydalıdır. Fakat nasıl ki evladımıza antibiyotikli tavuk, gdolu mısır yedirmiyoruz, kanına da bu maddeleri enjekte etmeyi manasız buluyorum. Cumhurbaşkanlığına bu konuyu makalelerle beraber gönderdim. Çünkü bir tek benim evladım yok, milyonlarca bebek var. Aşı sonrası ölen, alerjisi, astımı ve başka rahatsızlıkları başlayan bebekler var. Tetanoz aşısını ilk hamileliğimde yaptırmamıştım, hala aynı fikirdeyim. Aşı karşıtı doktorlar da bilim adamları da mevcut hem yurtiçi hem yurtdışında ama seslerini duyurmaları ne yazık ki zor. Ümit Aktaş, Canan Karatay, Aidin Salih, Ahmet Rasim Küçükusta, Ahmet Aydın gibi değerli bilim insanlarının görüşleri önemlidir, araştırabilirsiniz. Bir de reklam olarak algılanır mı bilmiyorum, blogumda aşı ile ilgili çevirilerim mevcut.
Bozulmaları önlemek için içerisine antibiyotik ve alüminyum eklemek durumundalar. Bütün bu bilgilerin ışığında önceleri hayat kurtaran aşıların şuanda kronik hastalıkların, insanların yavaşça zehirlenmelerinin sebebi olarak görebiliriz. İçerik olarak temiz ve helal bir aşı tabi ki faydalıdır. Fakat nasıl ki evladımıza antibiyotikli tavuk, gdolu mısır yedirmiyoruz, kanına da bu maddeleri enjekte etmeyi manasız buluyorum. Cumhurbaşkanlığına bu konuyu makalelerle beraber gönderdim. Çünkü bir tek benim evladım yok, milyonlarca bebek var. Aşı sonrası ölen, alerjisi, astımı ve başka rahatsızlıkları başlayan bebekler var. Tetanoz aşısını ilk hamileliğimde yaptırmamıştım, hala aynı fikirdeyim. Aşı karşıtı doktorlar da bilim adamları da mevcut hem yurtiçi hem yurtdışında ama seslerini duyurmaları ne yazık ki zor. Ümit Aktaş, Canan Karatay, Aidin Salih, Ahmet Rasim Küçükusta, Ahmet Aydın gibi değerli bilim insanlarının görüşleri önemlidir, araştırabilirsiniz. Bir de reklam olarak algılanır mı bilmiyorum, blogumda aşı ile ilgili çevirilerim mevcut.