Arkadaşlarımın yanında kendim gibi değilim.

ladylena

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
2 Temmuz 2019
1.486
1.491
Merhaba arkadaşlar. Öyle pek dert sayılmaz anlatacağım şey ama sizlede paylaşmak istedim çünkü sanırım bunu gerçek hayatta kimseyle konuşamam. Benim çocukluktan bu yana birlikte büyüdük diyebileceğim çok yakın üç tane arkadaşım var isimlerini farklı yazacağım. ceyda, burçak ve simel diyeyim. üçüde kuzenler altlı üstlü bir aile apartmanında yaşıyorlar. biz ilkokuldayken tanıştık ceydayla. ben ceydayla bir tık daha yakınım ilk onla tanışıp, daha sık vakit geçirip, başbaşa daha çok vakit geçirdiğim için olsa gerek. Neyse yıllar geçti büyüdük arkadaşlığımız çok sıkılaştı. Burçak ve simel kafa yapısı olarak yakın sayılırız hatta belki onlarla daha çok eğleniyorumdur, ceyda ile aynı kafada olmasakta hep ortak bir nokta bulduk bir şekilde ve değer verme-alma olayımız daha yüksek aramızda diğerlerine nazaran. Her gün birlikteyiz nerdeyse. Elbette sadece dördümüz vakit geçirmiyoruz onların ortak çevreside buluşmalarımıza geliyor. Aslında olay burada başlıyor çünkü çevresi ile hiç ama hiç aynı kafada değilim tamamen farklı yaşantılar, farklı idealler, farklı hayat görüşlerine sahipler. Benimde adaptasyonumun bir sınırı var ve gerçekten çok zorlanıyorum. Ama bunu o an değil eve dönüp yalnız kaldığımda fark ediyorum. Şimdi diyeceksiniz sana tam olarak ne batıyor diye. Bizim bu dörtlü arkadaş grubumuzda, küçük yaşta eğlencesine başlattığımız bir olay var, 1. sinsilik, 2. dedikodu 3. insanların asıl niyetini doğru tahmin etmeye çalışma vs... Amaç neydi hatırlamıyorum bile, en zekimiz kim diye mi merak ettik acaba 😂Şaşırtıcı olan şu ki hala daha sürüyor bu ve çevrelerine bile yayılmış durumda. Herkes entrika, dedikodu peşinde kızından erkeğine. Yani artık 10’lu yaşlarda değiliz ama öyle işlenmişki herkesin beynine, bize bakan bizim gibi olmuş zamanla. Zaten biri bizle bir kaç gün geçirsin en yapmam diyen insan bile dedikodu yapıyor, haset fesat şeyler yapıyor. Ben bu oyunda küçüklükten beri beceriksizdim dedikodu pek yapamam çünkü insanların hayatlarını istesemde merak edemiyorum, yaptıklarını gözlemlemiyorum sadece anlık olarak niyet okuma, çözme konusunda iyi olduğum için sinsi bulurlar beni hep. Hatta saf gözüken zekilerden falan derler. Halbuki gerçek çok başka 😂 Ben aralarında bildiğiniz saf kalıyorum çaktırmamaya çalışsamda. İşte bu olayın yayılmış olduğu çevreye girdiğimde ise elimi versem kolumu kaptıracakmış gibi hissediyorum. Çünkü daha savunmasız hissediyorum kalabalıkta. Biri bir laf attığında 2 kere düşünmek zorunda kalıyorum cevap verirken. Herkes çok sinsi geliyor. Ben normalde hep içimden geldiği gibi konuşan biriyimdir fakat nereye çekilir bilemediğimden hep davranışlarıma, konuşmalarıma aşırı dikkat etmek zorunda kalıyorum. Hatta bazen ona niye şu cevabı vermedim, o bana ne demek istedi acaba ya doğru mu anladım falan diye jetonumun geç düştüğüde oluyor. Sadece dördümüzken yine rahatım ama tam manası ile değil tabi.

Yani artık ister istemez alıştığımdan ötürü bu durumdan rahatsız olmayada hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Ama kendim olamıyormuşum gibi geliyor. Yaşlar büyüdükçe yaşananlarda değiştiği için artık yapılan dedikodularında bir masumluğu kalmadı dudak uçuklatan boyutta şeyler duyuyorum insanlarla ilgili. Benim yakın olmadıklarım benimkinide yapılıyor olabilir bunuda biliyorum. Açıkçası korkuyorumda. Yanlış anlaşılmaya müsait biriyim zaten. Kendimi yapmadığım bir şeyi veya niyetimin ne olduğunu açıklamak zorunda kalırken bulmak istemiyorum. Görüşmemek bir seçenek bunu biliyorum. Lakin şu ara başka arkadaşımda yok yalnız kalmak istemiyorum. Zaten senelerdir tek yaşayan biriyim. Ailem uzakta. Sevgilim uzakta. Sevmiyorum yalnızlığı. Pandemi nedeniyle yeni arkadaşlıklar kurulabilecek sosyal bir yaşantı zaten kalmadı. Bir onlar var yakınımda oturan. Bir yandan düşününce ortamımızda her ne kadar böyle saçma ve entrika dolu şeyler olsada yinede eğleniyorum sosyalleşiyorum. Birine bir şey olsa hepimiz koşarız, yardımımızı esirgemeyiz herkes birbirini korur kollar. Böyle dengesiz bir durum işte. İyi mi kötü mü anlamıyor insan. Tabi okuduğunuz anladığınız üzerine olayın derinlerine indiğimde keyfim kaçıyor. Bu kadar insanı iyi yönde değiştirebilmemde mümkün değil işlemiş artık herkesin içine. Ki zaten teklifini dahi edemem bende farklı değilim onlardan, onlara göre. İnsanın kendisi gibi olmak isteyip olamaması çok kötü bir şeymiş. Keşke okullar kapanmasaydı diyorum bazen. Üniden edindiğim arkadaşlarım ailelerinin yanlarına döndü. En azından onlarla olduğum kişi gibiydim rahattım ve güvende hissediyorum kendimi. Doğal olarak bu bahsettiğim arkadaşlarımlada üni açıkken daha az görüşüyordum ve aralarında dönen olaylara uzak kaldığımdan resmen dokunulmazlığım vardı kafam rahat oluyordu. Oh be rahatladım öyle anlatıp içimi dökmek istedim sadece okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
 
Yani çok samimiyiz ama aslında kimse kimseyi sevmiyor sadece sahte gülücükler saçıyor diyorsunuz . Büyüyünce düzelir diyecegim ama insan yedisinde neyse yetmişinde odur kanaatimce . İlerde iş güç sahibi olunca bunlara ayıracak vaktiniz olmayabilir , yani zamanla geçecek ...
 
Yani çok samimiyiz ama aslında kimse kimseyi sevmiyor sadece sahte gülücükler saçıyor diyorsunuz . Büyüyünce düzelir diyecegim ama insan yedisinde neyse yetmişinde odur kanaatimce . İlerde iş güç sahibi olunca bunlara ayıracak vaktiniz olmayabilir , yani zamanla geçecek ...

Zaten çevrem değişir illaki ünide bile değişti güzel arkadaşlıklar kurdum. Evet tuhaf bir ortam sahte geliyor her şey. Ben gerçek olayım istiyorum, tüm gerçekliğimle kendim olayım diyorum ama bu benim başımı daha çok ağrıtacak gibi duruyor. Zaten yakın zamanda iş bulup çalışmak istiyorum neresi olursa en azından az görüşmek için geçerli bir bahanem olur
 
kucukken eglencesine baslatmissiniz tamam neyse.. koca koca insanlarin bunu huy edinmesi hic his degil. bahsettiginiz ozellikler cok cirkin. birbirinizin de arkasindan konusuyorsaniz hele yandik..
 
kucukken eglencesine baslatmissiniz tamam neyse.. koca koca insanlarin bunu huy edinmesi hic his degil. bahsettiginiz ozellikler cok cirkin. birbirinizin de arkasindan konusuyorsaniz hele yandik..

ya ablacım işte bende bundan bahsediyorum tam olarak hoş değil. yakınlarım ve ben birbirimizin arkasından konuşsak zaten arkadaşlık diye bir şey kalmazdı 5dk da herkesin her şeyi öğrendiği bir ortamdayız birbirimize yapmıyoruz. Ben kimseye yapılmaması taraftarıyım ama insanları değiştiremeyeceğimi biliyorum keşke bir yolu olsaydı
 
ya ablacım işte bende bundan bahsediyorum tam olarak hoş değil. yakınlarım ve ben birbirimizin arkasından konuşsak zaten arkadaşlık diye bir şey kalmazdı 5dk da herkesin her şeyi öğrendiği bir ortamdayız birbirimize yapmıyoruz. Ben kimseye yapılmaması taraftarıyım ama insanları değiştiremeyeceğimi biliyorum keşke bir yolu olsaydı
boye boyle kendi karakterinizden ödün veriyorsunuz ama. ben hayatta yalniz kalmak pahasina da olsa hep dogru bildigim sekilde yasadim. o sebeple bana cok manasiz geliyor. kendinize olan sayginizi yitirirsiniz. girdiginiz gunahlar da cabasi.. inancliysaniz tabi.
 
boye boyle kendi karakterinizden ödün veriyorsunuz ama. ben hayatta yalniz kalmak pahasina da olsa hep dogru bildigim sekilde yasadim. o sebeple bana cok manasiz geliyor. kendinize olan sayginizi yitirirsiniz. girdiginiz gunahlar da cabasi.. inancliysaniz tabi.

inançlı sayılmam pek. ben sadece doğru bulmuyorum ben kötü bir şey yapmasamda yanımda yapıldığında kötü hissediyorum elimdende bir şey gelmiyor okullar bir açılsın anında çevremi değiştireceğim çok baydı bu durum beni
 
Birbirinizin arkasından sen konuşmuyorsun. Onlar konuşuyordur tecrübeyle sabit. Sen vicdan azabı çekebilirsin dedikodu vs vs için. Onlar çekmez.
Bir abla bir arkadaş tavsiyesi yalnızsın diye kendin olmadığın insanlarla takılma. Kendini daha yalnız hissedersin
 
Merhaba arkadaşlar. Öyle pek dert sayılmaz anlatacağım şey ama sizlede paylaşmak istedim çünkü sanırım bunu gerçek hayatta kimseyle konuşamam. Benim çocukluktan bu yana birlikte büyüdük diyebileceğim çok yakın üç tane arkadaşım var isimlerini farklı yazacağım. ceyda, burçak ve simel diyeyim. üçüde kuzenler altlı üstlü bir aile apartmanında yaşıyorlar. biz ilkokuldayken tanıştık ceydayla. ben ceydayla bir tık daha yakınım ilk onla tanışıp, daha sık vakit geçirip, başbaşa daha çok vakit geçirdiğim için olsa gerek. Neyse yıllar geçti büyüdük arkadaşlığımız çok sıkılaştı. Burçak ve simel kafa yapısı olarak yakın sayılırız hatta belki onlarla daha çok eğleniyorumdur, ceyda ile aynı kafada olmasakta hep ortak bir nokta bulduk bir şekilde ve değer verme-alma olayımız daha yüksek aramızda diğerlerine nazaran. Her gün birlikteyiz nerdeyse. Elbette sadece dördümüz vakit geçirmiyoruz onların ortak çevreside buluşmalarımıza geliyor. Aslında olay burada başlıyor çünkü çevresi ile hiç ama hiç aynı kafada değilim tamamen farklı yaşantılar, farklı idealler, farklı hayat görüşlerine sahipler. Benimde adaptasyonumun bir sınırı var ve gerçekten çok zorlanıyorum. Ama bunu o an değil eve dönüp yalnız kaldığımda fark ediyorum. Şimdi diyeceksiniz sana tam olarak ne batıyor diye. Bizim bu dörtlü arkadaş grubumuzda, küçük yaşta eğlencesine başlattığımız bir olay var, 1. sinsilik, 2. dedikodu 3. insanların asıl niyetini doğru tahmin etmeye çalışma vs... Amaç neydi hatırlamıyorum bile, en zekimiz kim diye mi merak ettik acaba 😂Şaşırtıcı olan şu ki hala daha sürüyor bu ve çevrelerine bile yayılmış durumda. Herkes entrika, dedikodu peşinde kızından erkeğine. Yani artık 10’lu yaşlarda değiliz ama öyle işlenmişki herkesin beynine, bize bakan bizim gibi olmuş zamanla. Zaten biri bizle bir kaç gün geçirsin en yapmam diyen insan bile dedikodu yapıyor, haset fesat şeyler yapıyor. Ben bu oyunda küçüklükten beri beceriksizdim dedikodu pek yapamam çünkü insanların hayatlarını istesemde merak edemiyorum, yaptıklarını gözlemlemiyorum sadece anlık olarak niyet okuma, çözme konusunda iyi olduğum için sinsi bulurlar beni hep. Hatta saf gözüken zekilerden falan derler. Halbuki gerçek çok başka 😂 Ben aralarında bildiğiniz saf kalıyorum çaktırmamaya çalışsamda. İşte bu olayın yayılmış olduğu çevreye girdiğimde ise elimi versem kolumu kaptıracakmış gibi hissediyorum. Çünkü daha savunmasız hissediyorum kalabalıkta. Biri bir laf attığında 2 kere düşünmek zorunda kalıyorum cevap verirken. Herkes çok sinsi geliyor. Ben normalde hep içimden geldiği gibi konuşan biriyimdir fakat nereye çekilir bilemediğimden hep davranışlarıma, konuşmalarıma aşırı dikkat etmek zorunda kalıyorum. Hatta bazen ona niye şu cevabı vermedim, o bana ne demek istedi acaba ya doğru mu anladım falan diye jetonumun geç düştüğüde oluyor. Sadece dördümüzken yine rahatım ama tam manası ile değil tabi.

Yani artık ister istemez alıştığımdan ötürü bu durumdan rahatsız olmayada hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Ama kendim olamıyormuşum gibi geliyor. Yaşlar büyüdükçe yaşananlarda değiştiği için artık yapılan dedikodularında bir masumluğu kalmadı dudak uçuklatan boyutta şeyler duyuyorum insanlarla ilgili. Benim yakın olmadıklarım benimkinide yapılıyor olabilir bunuda biliyorum. Açıkçası korkuyorumda. Yanlış anlaşılmaya müsait biriyim zaten. Kendimi yapmadığım bir şeyi veya niyetimin ne olduğunu açıklamak zorunda kalırken bulmak istemiyorum. Görüşmemek bir seçenek bunu biliyorum. Lakin şu ara başka arkadaşımda yok yalnız kalmak istemiyorum. Zaten senelerdir tek yaşayan biriyim. Ailem uzakta. Sevgilim uzakta. Sevmiyorum yalnızlığı. Pandemi nedeniyle yeni arkadaşlıklar kurulabilecek sosyal bir yaşantı zaten kalmadı. Bir onlar var yakınımda oturan. Bir yandan düşününce ortamımızda her ne kadar böyle saçma ve entrika dolu şeyler olsada yinede eğleniyorum sosyalleşiyorum. Birine bir şey olsa hepimiz koşarız, yardımımızı esirgemeyiz herkes birbirini korur kollar. Böyle dengesiz bir durum işte. İyi mi kötü mü anlamıyor insan. Tabi okuduğunuz anladığınız üzerine olayın derinlerine indiğimde keyfim kaçıyor. Bu kadar insanı iyi yönde değiştirebilmemde mümkün değil işlemiş artık herkesin içine. Ki zaten teklifini dahi edemem bende farklı değilim onlardan, onlara göre. İnsanın kendisi gibi olmak isteyip olamaması çok kötü bir şeymiş. Keşke okullar kapanmasaydı diyorum bazen. Üniden edindiğim arkadaşlarım ailelerinin yanlarına döndü. En azından onlarla olduğum kişi gibiydim rahattım ve güvende hissediyorum kendimi. Doğal olarak bu bahsettiğim arkadaşlarımlada üni açıkken daha az görüşüyordum ve aralarında dönen olaylara uzak kaldığımdan resmen dokunulmazlığım vardı kafam rahat oluyordu. Oh be rahatladım öyle anlatıp içimi dökmek istedim sadece okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
Disiminagrisi gecmisti yazini okuyunca iki kati agrimaya basladi
 
Merhaba arkadaşlar. Öyle pek dert sayılmaz anlatacağım şey ama sizlede paylaşmak istedim çünkü sanırım bunu gerçek hayatta kimseyle konuşamam. Benim çocukluktan bu yana birlikte büyüdük diyebileceğim çok yakın üç tane arkadaşım var isimlerini farklı yazacağım. ceyda, burçak ve simel diyeyim. üçüde kuzenler altlı üstlü bir aile apartmanında yaşıyorlar. biz ilkokuldayken tanıştık ceydayla. ben ceydayla bir tık daha yakınım ilk onla tanışıp, daha sık vakit geçirip, başbaşa daha çok vakit geçirdiğim için olsa gerek. Neyse yıllar geçti büyüdük arkadaşlığımız çok sıkılaştı. Burçak ve simel kafa yapısı olarak yakın sayılırız hatta belki onlarla daha çok eğleniyorumdur, ceyda ile aynı kafada olmasakta hep ortak bir nokta bulduk bir şekilde ve değer verme-alma olayımız daha yüksek aramızda diğerlerine nazaran. Her gün birlikteyiz nerdeyse. Elbette sadece dördümüz vakit geçirmiyoruz onların ortak çevreside buluşmalarımıza geliyor. Aslında olay burada başlıyor çünkü çevresi ile hiç ama hiç aynı kafada değilim tamamen farklı yaşantılar, farklı idealler, farklı hayat görüşlerine sahipler. Benimde adaptasyonumun bir sınırı var ve gerçekten çok zorlanıyorum. Ama bunu o an değil eve dönüp yalnız kaldığımda fark ediyorum. Şimdi diyeceksiniz sana tam olarak ne batıyor diye. Bizim bu dörtlü arkadaş grubumuzda, küçük yaşta eğlencesine başlattığımız bir olay var, 1. sinsilik, 2. dedikodu 3. insanların asıl niyetini doğru tahmin etmeye çalışma vs... Amaç neydi hatırlamıyorum bile, en zekimiz kim diye mi merak ettik acaba 😂Şaşırtıcı olan şu ki hala daha sürüyor bu ve çevrelerine bile yayılmış durumda. Herkes entrika, dedikodu peşinde kızından erkeğine. Yani artık 10’lu yaşlarda değiliz ama öyle işlenmişki herkesin beynine, bize bakan bizim gibi olmuş zamanla. Zaten biri bizle bir kaç gün geçirsin en yapmam diyen insan bile dedikodu yapıyor, haset fesat şeyler yapıyor. Ben bu oyunda küçüklükten beri beceriksizdim dedikodu pek yapamam çünkü insanların hayatlarını istesemde merak edemiyorum, yaptıklarını gözlemlemiyorum sadece anlık olarak niyet okuma, çözme konusunda iyi olduğum için sinsi bulurlar beni hep. Hatta saf gözüken zekilerden falan derler. Halbuki gerçek çok başka 😂 Ben aralarında bildiğiniz saf kalıyorum çaktırmamaya çalışsamda. İşte bu olayın yayılmış olduğu çevreye girdiğimde ise elimi versem kolumu kaptıracakmış gibi hissediyorum. Çünkü daha savunmasız hissediyorum kalabalıkta. Biri bir laf attığında 2 kere düşünmek zorunda kalıyorum cevap verirken. Herkes çok sinsi geliyor. Ben normalde hep içimden geldiği gibi konuşan biriyimdir fakat nereye çekilir bilemediğimden hep davranışlarıma, konuşmalarıma aşırı dikkat etmek zorunda kalıyorum. Hatta bazen ona niye şu cevabı vermedim, o bana ne demek istedi acaba ya doğru mu anladım falan diye jetonumun geç düştüğüde oluyor. Sadece dördümüzken yine rahatım ama tam manası ile değil tabi.

Yani artık ister istemez alıştığımdan ötürü bu durumdan rahatsız olmayada hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Ama kendim olamıyormuşum gibi geliyor. Yaşlar büyüdükçe yaşananlarda değiştiği için artık yapılan dedikodularında bir masumluğu kalmadı dudak uçuklatan boyutta şeyler duyuyorum insanlarla ilgili. Benim yakın olmadıklarım benimkinide yapılıyor olabilir bunuda biliyorum. Açıkçası korkuyorumda. Yanlış anlaşılmaya müsait biriyim zaten. Kendimi yapmadığım bir şeyi veya niyetimin ne olduğunu açıklamak zorunda kalırken bulmak istemiyorum. Görüşmemek bir seçenek bunu biliyorum. Lakin şu ara başka arkadaşımda yok yalnız kalmak istemiyorum. Zaten senelerdir tek yaşayan biriyim. Ailem uzakta. Sevgilim uzakta. Sevmiyorum yalnızlığı. Pandemi nedeniyle yeni arkadaşlıklar kurulabilecek sosyal bir yaşantı zaten kalmadı. Bir onlar var yakınımda oturan. Bir yandan düşününce ortamımızda her ne kadar böyle saçma ve entrika dolu şeyler olsada yinede eğleniyorum sosyalleşiyorum. Birine bir şey olsa hepimiz koşarız, yardımımızı esirgemeyiz herkes birbirini korur kollar. Böyle dengesiz bir durum işte. İyi mi kötü mü anlamıyor insan. Tabi okuduğunuz anladığınız üzerine olayın derinlerine indiğimde keyfim kaçıyor. Bu kadar insanı iyi yönde değiştirebilmemde mümkün değil işlemiş artık herkesin içine. Ki zaten teklifini dahi edemem bende farklı değilim onlardan, onlara göre. İnsanın kendisi gibi olmak isteyip olamaması çok kötü bir şeymiş. Keşke okullar kapanmasaydı diyorum bazen. Üniden edindiğim arkadaşlarım ailelerinin yanlarına döndü. En azından onlarla olduğum kişi gibiydim rahattım ve güvende hissediyorum kendimi. Doğal olarak bu bahsettiğim arkadaşlarımlada üni açıkken daha az görüşüyordum ve aralarında dönen olaylara uzak kaldığımdan resmen dokunulmazlığım vardı kafam rahat oluyordu. Oh be rahatladım öyle anlatıp içimi dökmek istedim sadece okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
Yalnızlıktan bu kadar korkmayiniz derim. Insan rahatsiz oldugu ortamlarda neden durur çıkarı vardır yani yalniz kalmak istemez, bos vakitlerini onlarla doldurmak ister ve çıkar içinde dostluk denilen birsey olmaz. Dedi-kodu, gıybet, sinsilik bütün kötü özellikleri geçmişte kurup üstüne ekleyerek bugunlerinize taşımışsınız. Bir arada kaldığınız surece de bunlari besleyip büyütüp gelistirmeye devam edeceksiniz. Belki digerleri de ayni sekilde bu durumdan sıkılmışlardır ama hani o grup kültürü dediğimiz sey var ya herkes aynı dilde konusmaya, benzemeye çalışıyor olabilir. Gruba aidiyet, grup bilinci; benzemeyi beraberinde taşır. Istemediğiniz seyleri yaptiginiz surece kendiniz olmanız, kendinizi bulmaniz imkansiz.
 
Merhaba arkadaşlar. Öyle pek dert sayılmaz anlatacağım şey ama sizlede paylaşmak istedim çünkü sanırım bunu gerçek hayatta kimseyle konuşamam. Benim çocukluktan bu yana birlikte büyüdük diyebileceğim çok yakın üç tane arkadaşım var isimlerini farklı yazacağım. ceyda, burçak ve simel diyeyim. üçüde kuzenler altlı üstlü bir aile apartmanında yaşıyorlar. biz ilkokuldayken tanıştık ceydayla. ben ceydayla bir tık daha yakınım ilk onla tanışıp, daha sık vakit geçirip, başbaşa daha çok vakit geçirdiğim için olsa gerek. Neyse yıllar geçti büyüdük arkadaşlığımız çok sıkılaştı. Burçak ve simel kafa yapısı olarak yakın sayılırız hatta belki onlarla daha çok eğleniyorumdur, ceyda ile aynı kafada olmasakta hep ortak bir nokta bulduk bir şekilde ve değer verme-alma olayımız daha yüksek aramızda diğerlerine nazaran. Her gün birlikteyiz nerdeyse. Elbette sadece dördümüz vakit geçirmiyoruz onların ortak çevreside buluşmalarımıza geliyor. Aslında olay burada başlıyor çünkü çevresi ile hiç ama hiç aynı kafada değilim tamamen farklı yaşantılar, farklı idealler, farklı hayat görüşlerine sahipler. Benimde adaptasyonumun bir sınırı var ve gerçekten çok zorlanıyorum. Ama bunu o an değil eve dönüp yalnız kaldığımda fark ediyorum. Şimdi diyeceksiniz sana tam olarak ne batıyor diye. Bizim bu dörtlü arkadaş grubumuzda, küçük yaşta eğlencesine başlattığımız bir olay var, 1. sinsilik, 2. dedikodu 3. insanların asıl niyetini doğru tahmin etmeye çalışma vs... Amaç neydi hatırlamıyorum bile, en zekimiz kim diye mi merak ettik acaba 😂Şaşırtıcı olan şu ki hala daha sürüyor bu ve çevrelerine bile yayılmış durumda. Herkes entrika, dedikodu peşinde kızından erkeğine. Yani artık 10’lu yaşlarda değiliz ama öyle işlenmişki herkesin beynine, bize bakan bizim gibi olmuş zamanla. Zaten biri bizle bir kaç gün geçirsin en yapmam diyen insan bile dedikodu yapıyor, haset fesat şeyler yapıyor. Ben bu oyunda küçüklükten beri beceriksizdim dedikodu pek yapamam çünkü insanların hayatlarını istesemde merak edemiyorum, yaptıklarını gözlemlemiyorum sadece anlık olarak niyet okuma, çözme konusunda iyi olduğum için sinsi bulurlar beni hep. Hatta saf gözüken zekilerden falan derler. Halbuki gerçek çok başka 😂 Ben aralarında bildiğiniz saf kalıyorum çaktırmamaya çalışsamda. İşte bu olayın yayılmış olduğu çevreye girdiğimde ise elimi versem kolumu kaptıracakmış gibi hissediyorum. Çünkü daha savunmasız hissediyorum kalabalıkta. Biri bir laf attığında 2 kere düşünmek zorunda kalıyorum cevap verirken. Herkes çok sinsi geliyor. Ben normalde hep içimden geldiği gibi konuşan biriyimdir fakat nereye çekilir bilemediğimden hep davranışlarıma, konuşmalarıma aşırı dikkat etmek zorunda kalıyorum. Hatta bazen ona niye şu cevabı vermedim, o bana ne demek istedi acaba ya doğru mu anladım falan diye jetonumun geç düştüğüde oluyor. Sadece dördümüzken yine rahatım ama tam manası ile değil tabi.

Yani artık ister istemez alıştığımdan ötürü bu durumdan rahatsız olmayada hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Ama kendim olamıyormuşum gibi geliyor. Yaşlar büyüdükçe yaşananlarda değiştiği için artık yapılan dedikodularında bir masumluğu kalmadı dudak uçuklatan boyutta şeyler duyuyorum insanlarla ilgili. Benim yakın olmadıklarım benimkinide yapılıyor olabilir bunuda biliyorum. Açıkçası korkuyorumda. Yanlış anlaşılmaya müsait biriyim zaten. Kendimi yapmadığım bir şeyi veya niyetimin ne olduğunu açıklamak zorunda kalırken bulmak istemiyorum. Görüşmemek bir seçenek bunu biliyorum. Lakin şu ara başka arkadaşımda yok yalnız kalmak istemiyorum. Zaten senelerdir tek yaşayan biriyim. Ailem uzakta. Sevgilim uzakta. Sevmiyorum yalnızlığı. Pandemi nedeniyle yeni arkadaşlıklar kurulabilecek sosyal bir yaşantı zaten kalmadı. Bir onlar var yakınımda oturan. Bir yandan düşününce ortamımızda her ne kadar böyle saçma ve entrika dolu şeyler olsada yinede eğleniyorum sosyalleşiyorum. Birine bir şey olsa hepimiz koşarız, yardımımızı esirgemeyiz herkes birbirini korur kollar. Böyle dengesiz bir durum işte. İyi mi kötü mü anlamıyor insan. Tabi okuduğunuz anladığınız üzerine olayın derinlerine indiğimde keyfim kaçıyor. Bu kadar insanı iyi yönde değiştirebilmemde mümkün değil işlemiş artık herkesin içine. Ki zaten teklifini dahi edemem bende farklı değilim onlardan, onlara göre. İnsanın kendisi gibi olmak isteyip olamaması çok kötü bir şeymiş. Keşke okullar kapanmasaydı diyorum bazen. Üniden edindiğim arkadaşlarım ailelerinin yanlarına döndü. En azından onlarla olduğum kişi gibiydim rahattım ve güvende hissediyorum kendimi. Doğal olarak bu bahsettiğim arkadaşlarımlada üni açıkken daha az görüşüyordum ve aralarında dönen olaylara uzak kaldığımdan resmen dokunulmazlığım vardı kafam rahat oluyordu. Oh be rahatladım öyle anlatıp içimi dökmek istedim sadece okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
Arkadaşlık deilde sankı taht oyunlarından bahsedıosunuz.Kafanızı yormayın boyld seylere ders calısın.
 
“kendin ol, diğerleri çoktan kapıldı.” sözü geldi aklıma nedense. benim de arkadaş grubum var yaklaşık 10 yıldır. herkes olduğu gibi...
hasetin,fesatın şeyler hiç hoş şeyler değil. bence şunlardan vazgeçmekle başlayın. çocukken oyunmuş ama büyüdünüz ve artık oyun değil.
 
hani o grup kültürü dediğimiz sey var ya herkes aynı dilde konusmaya, benzemeye çalışıyor olabilir. Gruba aidiyet, grup bilinci; benzemeyi beraberinde taşır. Istemediğiniz seyleri yaptiginiz surece kendiniz olmanız, kendinizi bulmaniz imkansiz.

gerçekten durumu özetlemişsiniz zaten kuzen oldukları için üçüde birbirine benziyorlar aynı apartmanda doğup büyümüşler bense yakınlık kurmak için belkide benzemek istedim kücüklükten bu yana ama olmadı bi insanın içinde olmayınca olmuyor maalesef. kendimi ancak başka arkadaslarımın yanındayken kendim gibi hissediyorum veya sevgilimin yanındayken. ama onlarla bir araya gelince işler değişiyor ne yazıkki
 
Ya aklıma takıldı, neden simel?
İnsan ayşe Fatma Hatice falan der. Ya da sinem desin yani simel ne,nereden geldi aklınıza 😅😅
Konuya gelince , kuzenin de olsa konuşmak ,buluşmak zorunda değilsin. Ben birkaç sene önce yine bir yılbaşı arifesinde az sevdiğim-bana iyi gelmeyen-bos beleş yaşayan herkesle arama mesafe koydum. Biraz zor oldu, bazen de yalniz kaldım ama kafa olarak gerçekten rahat olduğum bir dönemdi. Şimdi yine iş dolayisiyla çevremde bir sürü huyunu, suyunu,hayata bakışını beğenmediğim insanla beraberim malesef, o eski günlerimi özlüyorum...
Bence siz de mesafe koyun
Kuzen olmanız,komşu olmanız devamlı goruseceginiz anlamına gelmez.
 
Şu garip biraz,10 yaşlarında çocukken uğraştığınız şeyler asıl şaşılması gereken bence.Bu dedikodu,hasetlik baya baya kötü insan özelliği.Valla adlarını verin de kazara denk gelip tanışırız falan.Tek dileğim Allah böylelerinden uzak etsin.Çözüm belli,sizinki alıskanlık olmus.Birinin dedikodusunu sizle yapan sizinkini baslasıyla yapar üstelik kuzenlermiş.Kim bilir aralarında ne dedikodular dönüyordur.Tek tavsiyem daha da arkadaş olmayın gecmis olsun
 
Lisedeyken bizde de boyle bir durum vardi en yakin 5li kiz arkadas grubumuz vardi ama bir de 20 kişilik geniş grubumuz vardi.
Xle yalniz kalinca Y nin dedikodusu bana gelirdi Y ile yalniz kalinca X in dedikodusu gelirdi oyle. 😂
Ortalikta milletin ifşa fotolari dolanirdi, birileri ayrilir, birileri sevgili olur, kavga cikar biri birini doverdi, öteki bilmem kiminle öpüşmüş...
Sonra arada dedikodular patlardi kendi içimizde de ortalik karisirdi ama durulurdu.

Boyle yani ama ben ortamin icinde baya egleniyordum o siralar, hiç kasmiyordum.
En guzel yillarimdan bir kismiydi diyebilirim. Bir tek dedikodu vs olmuyordu cunku ayni zamanda birbirimize de destek cikardik, birlitke gezer, birlikte tatil yapardik.

Yine de bu kadar karmaşalı, dedikodulu ortam belli bir yaştan sonra hiç cekilmiyor, agzindan her cikani kendine firsat bilen insanlarla olmaz yani, bazi seyler biyerde bitmeli.
Şuan o lisedeki 5li kiz grubuyla çok sık olmamakla birlikte hala iletisimdeyim ama o eski hallerden eser yok simdi hepsi de coluk cocuk sahibi sakin insanlar oldular. 😂😂😂😂
 
Böyle bir arkadaş ortamıyla sosyalleşmektense yanlız kalmak sizce de daha iyi değil mi! ?

Yalnızlık nedir biliyor musunuz? Ben kendi bildiğimi size özetleyebilirim. Kendimin en büyük düşmanı, yine kendimim. Keşke başka fırsatlarım olsaydı, inanın değerlendirirdim. Sürekli kendimle baş başa kalmaktansa, böyle yalnız olmamayı yeğlerim. Ben kötünün iyisini seçmek durumunda kaldım kısacası
 
Lisedeyken bizde de boyle bir durum vardi en yakin 5li kiz arkadas grubumuz vardi ama bir de 20 kişilik geniş grubumuz vardi.
Xle yalniz kalinca Y nin dedikodusu bana gelirdi Y ile yalniz kalinca X in dedikodusu gelirdi oyle. 😂
Ortalikta milletin ifşa fotolari dolanirdi, birileri ayrilir, birileri sevgili olur, kavga cikar biri birini doverdi, öteki bilmem kiminle öpüşmüş...
Sonra arada dedikodular patlardi kendi içimizde de ortalik karisirdi ama durulurdu.

Boyle yani ama ben ortamin icinde baya egleniyordum o siralar, hiç kasmiyordum.
En guzel yillarimdan bir kismiydi diyebilirim. Bir tek dedikodu vs olmuyordu cunku ayni zamanda birbirimize de destek cikardik, birlitke gezer, birlikte tatil yapardik.

Yine de bu kadar karmaşalı, dedikodulu ortam belli bir yaştan sonra hiç cekilmiyor, agzindan her cikani kendine firsat bilen insanlarla olmaz yani, bazi seyler biyerde bitmeli.
Şuan o lisedeki 5li kiz grubuyla çok sık olmamakla birlikte hala iletisimdeyim ama o eski hallerden eser yok simdi hepsi de coluk cocuk sahibi sakin insanlar oldular. 😂😂😂😂

Eğlenmesine bende eğleniyorum elbette güzel anılarımız oldu bizimde, güzel şeyler yaşadık birlikte. Birbirimizin yanında olduk. Fakat bunlar bana doğru gelsede, kendimi yanlışın içindeki doğruları yaşıyormuşum gib hissediyorum. Belki bende sizin gibi ileride bunları hatırlarım ve gülerek anlatırım. Yinede arkadaşlarımı seviyorum belki onlarda çoluk çocuğa karışırlar, çocukları etrafımda dolaşır biri saçımı çekiştirir, öteki elbisemi ve dönüp bugünlere tebessümle bakarım 😊😊
 
X