arkadaşlar çok sevdiğim şiirleri bu topikte paylaşacağım umarım sizlerde beğenirsiniz

ponus

hayatıma fön çekebilsemmm
Kayıtlı Üye
10 Mart 2008
399
1
Satılık Aşk

Büyük bir askti,
Öyle diyordun, tüm asiklar gibi.
Ama bir farkimiz vardi,
Sen biliyordun bense yeni ögreniyordum

Gözlerin uzak bir isiga dalip,
Senden derdin, senden sonrasi yok,
Öncesi de yokmus aslinda...
Dilin kemigi yok ki,
Kabahat sende degil, sana inananda


Ellerimi hiç birakmayacakmisçasina tutar,
Sonra sarilirdin,
Ilk kez birine sariliyormusçasina.
Oysa...
Neler neler anlatabilirim,
Ne resimler çizebilirim ama...
Degmez kelimeleri senin için harcamaya,
Renkleri seninle kirletmeye degmez

Yalnizca tek birsey için tesekkür sana
Senden ögrendim;
Yüzde yüz indirim var, bulunmaz firsat...
Evler, ayakkabilar, giysiler gibi
Dünyanin en büyük aşki artik satilik...!




Beni mi Seviyorsun

Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun?
Tabi, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden.
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın...
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı
 
Son düzenleme:
bir sevmelik canım kaldı


merhaba,
sıcak bir merhaba önce
geciktim
uzak yollardan geldim
bavulumda kanayan aşk yaraları
yol yorgunuyum da üstelik
kendime gelmeye çalışıyordum
bilmeden sana geldim

seni bir yerlerden ısırıyor gözlerim
bu aşinalığı ruhlarımızın
miras kalmış olabilir mi
ruhlar alemindeki sevişmelerden
ellerini yadırgamadı ellerim
gözlerim kalbine değmiş sanki
bir yerlerde
ellerimle koymuş gibi buldum
sıcaklığını teninin

yakınlık dediysem
çözme hemen bağcıklarını yüreğinin
oturup içelim önce
birbirimizi
bir kahve fincanında
önce bir yere yerleşmeliyim
dedim ya
yol yorgunuyum
yaralarımda bavul kanamaları

şimdi açılalım birbirimize
yüzme biliyorsan
boğulmasın biri diğerinde
kaç kulaç attığımızı hesaplamadan
bırakalım kendimizi aşk denizine

ne terazi, ne metre yaramaz burda işine
bana kaç adım geldiğini saymadan
gözlerini kapatıp yürüyeceksin
yüreğine yatırım yapacaksan
beni değil, kalbine kuleler dikeceksin

çünkü hesap işlemez aşka
bir bedene iki can sığdırma çabası bu
ben karlar altındayken sen üşüyeceksin
bir dikene bastığında benden ah işiteceksin
köklerim sende filizlenecek
ben yanacağım, sen tüteceksin

ne diyordun
kuyumcu terazisi,
metre,
üç adım

diyorum ki,
iki okyanus gibi yürüsek birbirimize
karışsak sonra
hesapsız, kitapsız
matematiğe dökmeden işi
bir savaşma değil bu nihayetinde
bir sevişme
belkide bir nebze ruhları değişme
kazananı kaybedeni yok
yeneni yenileni
bir bir berabere kalacağız sonuçta
yorma kendini
çıkacak çivisi aşkın daha çakılmadan

kuyumcu terazisi,
metre,
beş adım,
diyorsun

diyorum ki,
mantığınla sevme beni
ölçülmez aşkın boyu eni,
hele kantara hiç vurma
kasap gibi
hiçbir çengele gelemem ben
kelepçelerini çöz sevmelerinin
bir eskiciye sat terazini

kuyumcu terazisi,
metre,
on adım
diyorsun


sen trende seyahatten yanasın
güzergah ve durakları belli
oysa bir deli tay koşar içimde
dörnala
tutuşmuşsam ellerine sevgilinin
her yanım yangın yeri
cehennemine ateş olurum
cennetine mavi bir deniz
uğraşma, anlayamazsın hislerimi
bir sevmelik canım kalmış zaten
bırak harcama beni
 
baştan sona hislerime tercüman olmuş bu şiirler ponus :içelim:
 
Kırgınım...
Kime olduğunu, neye olduğunu bilmeden kırgınım...
Belki hayata, belki kendime kırgınım sadece...

Kırgınım...
Yüreğim bir yanardağ gibi kaynayarak yanarken,
Nasıl oluyor da bir buz dağı oluveriyorum bir anda...

Kırgınım...
ıçim sevgi ile kavrulurken neden böyle yıkıcı,
Parçalayıcı oluyorum...
En çok sevdiğim varlıkları biranda kırıp,
Un ufak ediyorum...

Kırgınım...
Öfkeme, tat almayan yüreğime,
Sevmenin, sevilmenin değerini bilmeyen
Kalbime...

Kırgınım...
Yeşilin huzurunu, mavinin derinliğini,
Görmeyen gözlerime...
Kuşların nidasını işitmeyen kulaklarıma
Kırgınım...

Kırgınım...
Mantığımla kalbimin arasında gidip gelen
Benliğime...

Kırgınım...
Sonuçlandıramadığım sevgilerime,
Sarılmaya korktuğum sevgililerime...

Kırgınım çok kırgınım,
Beceriksizliğime, korkaklığıma,
Kırgınım...
Beklide bir hayalden ibaret oluşuma......
 
X