Araştırmaya Göre 'Hayvanlara Kötü Davrananlar Potansiyel Suçlu'

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.825
898
'Hayvanlara kötü davrananlar potansiyel suçlu'
Övgü PınarRoma
  • 28 Mayıs 2016
Paylaş
160528143549_injured_dog_624x351_getty_nocredit.jpg
Image copyrightGETTY
İtalya'da hapishanelerde yapılan bir araştırmada hayvanları suistimal etme ya da öldürmenin suça yatkın olmanın belirtisi olduğu tespit edildi.

Araştırma, Devlet Orman Muhafızlığı'na bağlı Hayvanlara Karşı İşlenen Suçları İnceleme Birimi, Link-Italia Derneği ve Ceza İnfaz Kurumu'nun işbirliğiyle yapıldı.

Farklı suçlardan mahkûm olan 537 kişi üzerinde yapılan araştırmada, bu kişilerin yüzde 87'sinin küçük yaştayken hayvanların öldürülmesine ya da kötü muameleye maruz bırakılmasına karıştığı belirlendi.

Yüzde 64'ünün ise yetişkinlik döneminde hayvanlara eziyet ettiği tespit edildi.

Cezaevlerinde yapılan araştırmanın sonuçları, daha önce bağımlılık tedavi merkezleri ve şiddet kurbanlarına yardım evlerinde toplanan verilerle de desteklendi.

160528143620_cats_shelter_624x351_getty_nocredit.jpg
Image copyrightGETTY
Araştırmacılar sonuç olarak hayvanlara kötü muamelede bulunan kişilerin yüzde 96'sının erkek olduğunu da belirledi.

Link-Italia Derneği Başkanı Francesca Sorcinelli, hayvanlara kötü muamelede bulunulması ile diğer şiddet eylemleri arasındaki bağlantının zaten tahmin edilebileceğini ancak bu araştırmayla bilimsel olarak kanıtlandığını söyledi.

Sorcinelli, "Bu çalışma çok önemli çünkü hayvanların eziyete tabi tutulması ve öldürülmesi ile insanlara karşı şiddet uygulanması ve her türlü antisosyal suç eylemi arasındaki yakın ilişkinin bilimsel olarak doğrulanmasını sağladı" dedi.

"Hayvanlara şiddet uygulamak basit bir çocukluk oyunu değil"
Sorcineli ayrıca hayvanlara karşı gaddarca davranışların genellikle 4-5 yaşlarında görülmeye başlandığını da vurguladı ve "Bu yüzden anne-babalar, eğitimciler ve toplum, hayvanlara kötü muamelede bulunulmasının bu ilk aşamada önlenmesi gerektiğini kavramalı. Çünkü hayvanlara şiddet uygulanması basit bir çocukluk oyunu değil, gelecekte daha da tırmanabilecek ciddi bir olgudur" uyarısında bulundu.

Orman Muhafızlığı'ndan yapılan açıklamada da "Hayvan istismarı, potansiyel patolojik bir durumun belirtisi olan sosyal tehlikenin uyarı işaretidir" denildi.

160528143650_kid_dog_624x351_getty_nocredit.jpg
Image copyrightGETTY
Araştırmacılar resmi kurum ve toplumsal örgütleri, hayvanlara karşı olumlu davranışları teşvik etmeye çağırdı.

Araştırmanın sonuçları, İtalyan haber ajansı Ansa tarafından "Hayvanlara zulmedenlerin robot resmi: Erkek ve antisosyal", Adnkronos tarafından da "Hayvanlara kötü davrananlar potansiyel suçlular" başlıklarıyla duyuruldu.

Adnkronos'un haberinde, "Katiller, tacizciler, şiddet uygulayan eşler, organize suç ve yeraltı çetelerinin üyelerinin yaygın ortak noktası havyanlara karşı şiddet davranışları" denildi.

La Stampa gazetesinin haberinde de "Küçükken hayvanlara işkence edenler potansiyel seri katil" başlığı kullanıldı.
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/05/160528_hayvanlar_kotu_davranma_suclu
 
Ee yani,bence de çok doğru.
Zararsız,masum hayvanlara "nasıl olsa konuşamıyor" diye ayağıyla bile olsa iteleyen insan iyi değildir zaten , kötü kalplidir :KK43:
Zaten bir insanın iyi olup olmadığını anlamak için başkalarına nasıl davrandığına bakarım,sokaktaki hayvanlara davranışına,garsona davranışına ,dilenciye davranışına..
 
Hayvanlarla başlıyor, insana yöneliyor şiddet. Bu sebeple hayvanlara yönelik şiddet olayları asla küçümsenmemeli.
 
Ben de gördüğüm her kedi ve köpeği seviyorum kendimi alamıyorum çok sevimli geliyorlar :KK68:
 
Kedi ve köpek sevmek kolay iş.
Önemli olan aynı sevgiyi bir koyuna, ineğe gösterebilmek.
İşte bu noktada devreye mide-tat duygusu girince, sevgi felan bahane oluyor.
Gerçek sevgi, kendini engelleyebildiğin, zarara uğramaması için duygularını ve isteklerini dizginleyebildiğin noktada başlar.
Birinin başını okşarken ötekini mideye indirmek, hiç samimi değil.
 
Kedi ve köpek sevmek kolay iş.
Önemli olan aynı sevgiyi bir koyuna, ineğe gösterebilmek.
İşte bu noktada devreye mide-tat duygusu girince, sevgi felan bahane oluyor.
Gerçek sevgi, kendini engelleyebildiğin, zarara uğramaması için duygularını ve isteklerini dizginleyebildiğin noktada başlar.
Birinin başını okşarken ötekini mideye indirmek, hiç samimi değil.

Kedi köpek beslemek kolay iş, önemli olan inek ve koyunu hobi olarak beslemekte. Kedi besleyip, inek beslemekten kaçmak hiç samimi değil. Bu duyarlılığı tüm veganlardan şiddetle bekliyorum..:işsiz::işsiz: Yok yani veganlar mutlu olsun diye çiftçi, köylü besleyecek, maddi külfeti alacak, veganlar şehirde mutlu mesut yaşayacak ve vegan yemeklerine zibilyon bayılacak... Negzel iş...
 
Geçen hafta köpeğimi 2 dakika bir çocukla yalnız bıraktım, döndüğümde kafasından aşağı bir kova toprak boşalttığını gördüm, napıyorsun sen diyene kadar hepsini boşalttı, o an çocuğa birtane patlatmak geldi içimden öyle sinirlendim ki. zavallı kızım da öylece duruyordu gözlerini kapatabilmiş sadece. Çocuk 8 yaşında, bana söylediği de "ben bilmiyodum" canı acır neden yaptın dediğimde. Gayet farkındaydı yaptığının. Çocuklarda hayvana eziyet ve yetişkinlerle çatışma hali psikolojik bozukluk semptomudur.
 
Kedi köpek beslemek kolay iş, önemli olan inek ve koyunu hobi olarak beslemekte. Kedi besleyip, inek beslemekten kaçmak hiç samimi değil. Bu duyarlılığı tüm veganlardan şiddetle bekliyorum..:işsiz::işsiz: Yok yani veganlar mutlu olsun diye çiftçi, köylü besleyecek, maddi külfeti alacak, veganlar şehirde mutlu mesut yaşayacak ve vegan yemeklerine zibilyon bayılacak... Negzel iş...

Atladığın bir nokta, detay var Zeymurel, o da "inek ve koyunu hobi olarak" beslemesi yönünde hiçbir çiftçiye öneride bulunmadığım, bu savı ortaya atan kimsenin sen olduğun ve böyle dayanaksız bir teklifi asla öne sürmeyeceğim gerçeği.

Dünya da yenmeyen fakat aynı zamanda senin tanımladığın şekliyle "hobi" olarakta beslenmeyen kaç tür var Zeymurel?
Ya da şöyle sorayım, kaç tür hayvanı yine senin tabirinle "hobi" olarak besliyor insanlık?
Cevabın bir elin parmağını zor geçer, değil mi?
Peki diğer hayvanlara ne oluyor? Melekler tarafından mı doyuruluyorlar? Yoksa benim gibi vejetaryen/vegan kimseler gönüllük esasına dayalı faaliyetlere katılarak servetlerini bu yola mı adıyorlar?

Söyle bana mutlu mesut yemek yemesine karşın çatalındakinin bir et değil de hayvan vücudu, parçası olduğunu her fark edişinde çeşitli tezler ile "et cinayettir" diyenlerin karşısına dikilen, onları sahte prensesler olmakla suçlayan Zeymurel; büyük ve küçük baş hayvanlar evcilleştirilmeden önce nasıl yaşıyorlardı? Yoksa onların, evrimlerinin bu kısmını atladıklarını ve direkt yemek tabaklarına sıçradıklarını mı düşünüyorsun?

Doğal yöntemlerle çoğalan koyun ve ineklerin sayısı, bir Amerika'nın yıllık talebini karşılayamayacak kadar az. Marketlerde gördüğümüz boğazlanmış hayvanlar ise, doğal olmayan binbir çeşit işkence yoluyla çoğalıtlıyorlar.
Yani, eğer et tüketilmez ve bunun getirisi olarak talep sıfırlanırsa, sokaklarda dağda-ova'da bir kedi ve köpekten çok daha az sayıda bu hayvanlardan kalacaktır.
Boylarının büyük olması, bıçak ile kesilerek küçültülmeleri gerektiğini göster miyor, değil mi?

Ve son olarak, vegan yemeklere "zibilyon" bayılacağın doğrudur, fakat bu kadar maddiyatı düşünen yüce yürekli işçi dostu bir yoldaşıma şu gerçeğide hatırlatmam gerekir; vejetaryen olman halinde o "zibilyon" cebinde kalacaktır.
Nasıl, uydu mu?
 
Geçen hafta köpeğimi 2 dakika bir çocukla yalnız bıraktım, döndüğümde kafasından aşağı bir kova toprak boşalttığını gördüm, napıyorsun sen diyene kadar hepsini boşalttı, o an çocuğa birtane patlatmak geldi içimden öyle sinirlendim ki. zavallı kızım da öylece duruyordu gözlerini kapatabilmiş sadece. Çocuk 8 yaşında, bana söylediği de "ben bilmiyodum" canı acır neden yaptın dediğimde. Gayet farkındaydı yaptığının. Çocuklarda hayvana eziyet ve yetişkinlerle çatışma hali psikolojik bozukluk semptomudur.


böyle çocukların ana babasında merhamet yok ki çocuğunda olsun, her çocuk gördüğünü kopyalar:KK51:
 
böyle çocukların ana babasında merhamet yok ki çocuğunda olsun, her çocuk gördüğünü kopyalar:KK51:

Annesi babası dışardan gayet düzgün görünüyor aslında. Köpeğim cadalozun tekidir normalde, hala daha ısırma huyunu tam olarak bırakmadığı halde çocuğa zarar vermediği gibi öylece duruyordu chess inan sinirlerim boşaldı.
 
Atladığın bir nokta, detay var Zeymurel, o da "inek ve koyunu hobi olarak" beslemesi yönünde hiçbir çiftçiye öneride bulunmadığım, bu savı ortaya atan kimsenin sen olduğun ve böyle dayanaksız bir teklifi asla öne sürmeyeceğim gerçeği.

Dünya da yenmeyen fakat aynı zamanda senin tanımladığın şekliyle "hobi" olarakta beslenmeyen kaç tür var Zeymurel?
Ya da şöyle sorayım, kaç tür hayvanı yine senin tabirinle "hobi" olarak besliyor insanlık?
Cevabın bir elin parmağını zor geçer, değil mi?
Peki diğer hayvanlara ne oluyor? Melekler tarafından mı doyuruluyorlar? Yoksa benim gibi vejetaryen/vegan kimseler gönüllük esasına dayalı faaliyetlere katılarak servetlerini bu yola mı adıyorlar?

Söyle bana mutlu mesut yemek yemesine karşın çatalındakinin bir et değil de hayvan vücudu, parçası olduğunu her fark edişinde çeşitli tezler ile "et cinayettir" diyenlerin karşısına dikilen, onları sahte prensesler olmakla suçlayan Zeymurel; büyük ve küçük baş hayvanlar evcilleştirilmeden önce nasıl yaşıyorlardı? Yoksa onların, evrimlerinin bu kısmını atladıklarını ve direkt yemek tabaklarına sıçradıklarını mı düşünüyorsun?

Doğal yöntemlerle çoğalan koyun ve ineklerin sayısı, bir Amerika'nın yıllık talebini karşılayamayacak kadar az. Marketlerde gördüğümüz boğazlanmış hayvanlar ise, doğal olmayan binbir çeşit işkence yoluyla çoğalıtlıyorlar.
Yani, eğer et tüketilmez ve bunun getirisi olarak talep sıfırlanırsa, sokaklarda dağda-ova'da bir kedi ve köpekten çok daha az sayıda bu hayvanlardan kalacaktır.
Boylarının büyük olması, bıçak ile kesilerek küçültülmeleri gerektiğini göster miyor, değil mi?

Ve son olarak, vegan yemeklere "zibilyon" bayılacağın doğrudur, fakat bu kadar maddiyatı düşünen yüce yürekli işçi dostu bir yoldaşıma şu gerçeğide hatırlatmam gerekir; vejetaryen olman halinde o "zibilyon" cebinde kalacaktır.
Nasıl, uydu mu?

Bahar insanlar o türlerin sayısını çoğalttı mı? Çoğalttı. Kediler, köpekler evcilleşti mi? Evcilleşti. Hani 1000 yıl önceye dönüp bu hayvanların populasyonunun az olduğu ve doğada yaşadıkları dönemlere dönme şansımız var mı? Yok.

Hani evet haklısın, kedi köpek doğada yaşayan ve kendi besini bulan canlılardı, inekler koyunlar keçiler de öyle. Ve nüfusları azdı. Ama şu an az değiller. Ne yani eskisi gibi nüfuslarını azaltıp doğaya mı salalım Bahar? Hep bana bunu insanlar yaptı diyorsun tamam suçluyuz ama şimdi izlenecek yol ne? Olan olmuş ortalıkta milyonlarca doğaya salamayacağın inek var, tosun var, koyun var. Buna çareniz nedir? Popülasyonunu azaltmak demek öldürmek demek, eee kısırlaştırmaya da karşısın, herkesin doğum hakkı var diye? Bu durumda ne yapmalıyız sevgili veganlar?

Ayrıca ben et manyağı değilim, emin ol eti çok nadir alırım, sebze ağırlıklı beslenirim ama çıkıp da hayvan kesmeyin diye naralar atmam. Maddiyata gelince, et yemek yok diyen vejeteryanlar tadı ete benziyor diye soyayı bilmem neyle karıştırıp köfte yapıyor. Bir de hımmmm tadı aynı et diyorlar. Kimin ete düşkün olduğu daha ortada. Et yemeyiz ama et tadında da vazgeçmeyiz. ben et yemesem tadını sittin sene aramam yaaa...

Ayrıca Afrika'da ki aç çocuklara da anlatalım bu etin tü kaka olduğunu, canilik olduğunu. Et, süt bulamadığı için ölen çocuklaara soyalı mamüller yollamakla başlayalım. Mesela Kurban bayramlarında Afrika'ya et bağışı yapmayıp o çocuklara hayvanları kesemedik diyelim. O çocuklara giden hayvansal gıda bağışlarından haberin vardır di mi?
 
Bahar insanlar o türlerin sayısını çoğalttı mı? Çoğalttı. Kediler, köpekler evcilleşti mi? Evcilleşti. Hani 1000 yıl önceye dönüp bu hayvanların populasyonunun az olduğu ve doğada yaşadıkları dönemlere dönme şansımız var mı? Yok.

Hani evet haklısın, kedi köpek doğada yaşayan ve kendi besini bulan canlılardı, inekler koyunlar keçiler de öyle. Ve nüfusları azdı. Ama şu an az değiller. Ne yani eskisi gibi nüfuslarını azaltıp doğaya mı salalım Bahar? Hep bana bunu insanlar yaptı diyorsun tamam suçluyuz ama şimdi izlenecek yol ne? Olan olmuş ortalıkta milyonlarca doğaya salamayacağın inek var, tosun var, koyun var. Buna çareniz nedir? Popülasyonunu azaltmak demek öldürmek demek, eee kısırlaştırmaya da karşısın, herkesin doğum hakkı var diye? Bu durumda ne yapmalıyız sevgili veganlar?

Ayrıca ben et manyağı değilim, emin ol eti çok nadir alırım, sebze ağırlıklı beslenirim ama çıkıp da hayvan kesmeyin diye naralar atmam. Maddiyata gelince, et yemek yok diyen vejeteryanlar tadı ete benziyor diye soyayı bilmem neyle karıştırıp köfte yapıyor. Bir de hımmmm tadı aynı et diyorlar. Kimin ete düşkün olduğu daha ortada. Et yemeyiz ama et tadında da vazgeçmeyiz. ben et yemesem tadını sittin sene aramam yaaa...

Ayrıca Afrika'da ki aç çocuklara da anlatalım bu etin tü kaka olduğunu, canilik olduğunu. Et, süt bulamadığı için ölen çocuklaara soyalı mamüller yollamakla başlayalım. Mesela Kurban bayramlarında Afrika'ya et bağışı yapmayıp o çocuklara hayvanları kesemedik diyelim. O çocuklara giden hayvansal gıda bağışlarından haberin vardır di mi?

Nefes almaya çalışırken kendi kanlarını yutarak boğulan, gırtlakları kesilen hayvanlar yerine barbarca çoğaltılmış hayvan sayısını aşağı çekmek, doğal olan sınıra getirmek adına kısırlaştırılmalarını desteklerim, destekleriz, peki ya sen?
Bazı durumlarda, durum vahimden öte ise, kötünün iyisin seçmek gerekir. Kişi ölmesin diye, kangren olan kolunu kesmek gibi...

Talep ile üretim eşittir. Azaldıkça, iş yönelimlerinden üretime kadar her alanda da yine alçalma olacaktır. Yani nüfuslarının azaltılması halinde, bir kedi ve köpekten daha az bakıma ihtiyaç duyan hayvanlar doğada, zararsız bir şekilde yaşayacaklardır. Bir kedi et yemeden, kuş avlamadan duramaz. Fakat et olarak tüketilen hayvanlar otçul. Bakımları çok daha az zarara neden olacaktır.

Ki, benim esas çözüm olarak gördüğüm plan, devletin et tüketimini tamamen yasaklaması (bunun için kitleler halinde halkın vejetaryen/vegan beslenmeye geçiş yapması gerekir) ardından da o hayvanların yaşamaları için güvenli alanların oluşturulması yönünde. "Kedi-köpek barınakları bile vahim haldeyken" dediğini duyar gibiyim, bu yüzden kısaca şu cevabı vermek istiyorum; bırakalım aynı vahim hayatı onlarda yaşasın, kimisi sokaktan toplanıp barınaklara götürülsün, kimisi de tarlalarda, sokak aralarında yaşasın.
Kısacası, tıpkı kedi ve köpek ile aynı muameleyi görsünler.

Yapma ama Zeymurel, ciddi misin? "Soya yağından köfte yapanlar" felan, ne bu? Cidden birkaç örnek ile hepimizi bir sınıfa, kesime mi dahil edeceksin? Hayatımda hiç soya sosu vb kullanmadım. Et benzeri bir yiyeceğede ihtiyaç duymadım, çevremde çok sayıda benim gibi kimse var, yani? Şimdi tüm paragrafın boşa gitmiş olmadı mı?
"Kimin ete düşkün olduğu belli" yazmışsın, kendin örnek vermiş, kendin diğer et yemeyenleri o örneğe dahil etmiş ve yine kendin sonuca bağlamışsın. Oysa tutarlı hiçbir yanı yok.

Vegan/vejetaryen olmak demek, şöminede dolarları yakarak ısınmak demek değildir. Koyun'un başı yerine kendininkini koyman yeterl, o zaman paranın da midenin de önemi kalmıyor, cidden. Ben denedim, o yüzdendir ki bu kadar katıyım, eminim.

Kurbana değinemiyorum, dini yorum yapmam halinde hemen kib'leniyorum.
Fakat bence, Afrika'lı çocuklara duyulan yüce gönüllülük kendi kol ve bacaklarınızdan vaz geçmenize sebep olmalı.
Para verip bir başkasının vücudunu parçalatmak olmaz.
Samimi olan, kessin kolunu yollasın, desteklerim.
Et yemek barbarlıktır, Afrika'lı çocuğa'da etin yerini tutacak bir ton besinden biri gönderilebilir.

Her can kutsaldır Zeymurel, Afrikalı çocuğunki de, çayırlarda koşan kuzununki de...
Ve birini diğerine feda etmek zorunda değiliz.
Orta yolu var.
Etin yerini tutan, hatta onun sebep olduğu kalp, kolestrol gibi çeşitli hastalıklara da yol açmayan çok alternatif besin var.
Ucuz ve eşit değerde.
 
Nefes almaya çalışırken kendi kanlarını yutarak boğulan, gırtlakları kesilen hayvanlar yerine barbarca çoğaltılmış hayvan sayısını aşağı çekmek, doğal olan sınıra getirmek adına kısırlaştırılmalarını desteklerim, destekleriz, peki ya sen?
Bazı durumlarda, durum vahimden öte ise, kötünün iyisin seçmek gerekir. Kişi ölmesin diye, kangren olan kolunu kesmek gibi...

Talep ile üretim eşittir. Azaldıkça, iş yönelimlerinden üretime kadar her alanda da yine alçalma olacaktır. Yani nüfuslarının azaltılması halinde, bir kedi ve köpekten daha az bakıma ihtiyaç duyan hayvanlar doğada, zararsız bir şekilde yaşayacaklardır. Bir kedi et yemeden, kuş avlamadan duramaz. Fakat et olarak tüketilen hayvanlar otçul. Bakımları çok daha az zarara neden olacaktır.

Ki, benim esas çözüm olarak gördüğüm plan, devletin et tüketimini tamamen yasaklaması (bunun için kitleler halinde halkın vejetaryen/vegan beslenmeye geçiş yapması gerekir) ardından da o hayvanların yaşamaları için güvenli alanların oluşturulması yönünde. "Kedi-köpek barınakları bile vahim haldeyken" dediğini duyar gibiyim, bu yüzden kısaca şu cevabı vermek istiyorum; bırakalım aynı vahim hayatı onlarda yaşasın, kimisi sokaktan toplanıp barınaklara götürülsün, kimisi de tarlalarda, sokak aralarında yaşasın.
Kısacası, tıpkı kedi ve köpek ile aynı muameleyi görsünler.

Yapma ama Zeymurel, ciddi misin? "Soya yağından köfte yapanlar" felan, ne bu? Cidden birkaç örnek ile hepimizi bir sınıfa, kesime mi dahil edeceksin? Hayatımda hiç soya sosu vb kullanmadım. Et benzeri bir yiyeceğede ihtiyaç duymadım, çevremde çok sayıda benim gibi kimse var, yani? Şimdi tüm paragrafın boşa gitmiş olmadı mı?
"Kimin ete düşkün olduğu belli" yazmışsın, kendin örnek vermiş, kendin diğer et yemeyenleri o örneğe dahil etmiş ve yine kendin sonuca bağlamışsın. Oysa tutarlı hiçbir yanı yok.

Vegan/vejetaryen olmak demek, şöminede dolarları yakarak ısınmak demek değildir. Koyun'un başı yerine kendininkini koyman yeterl, o zaman paranın da midenin de önemi kalmıyor, cidden. Ben denedim, o yüzdendir ki bu kadar katıyım, eminim.

Kurbana değinemiyorum, dini yorum yapmam halinde hemen kib'leniyorum.
Fakat bence, Afrika'lı çocuklara duyulan yüce gönüllülük kendi kol ve bacaklarınızdan vaz geçmenize sebep olmalı.
Para verip bir başkasının vücudunu parçalatmak olmaz.
Samimi olan, kessin kolunu yollasın, desteklerim.
Et yemek barbarlıktır, Afrika'lı çocuğa'da etin yerini tutacak bir ton besinden biri gönderilebilir.

Her can kutsaldır Zeymurel, Afrikalı çocuğunki de, çayırlarda koşan kuzununki de...
Ve birini diğerine feda etmek zorunda değiliz.
Orta yolu var.
Etin yerini tutan, hatta onun sebep olduğu kalp, kolestrol gibi çeşitli hastalıklara da yol açmayan çok alternatif besin var.
Ucuz ve eşit değerde.

Et yemezsem zibilyonlar cebinde kalacak demen üzerine kendimin ete zibilyon vermediğimi ifade ettim, yoksa başka amacım yoktu bu açıklama için. Hani genelleme yapmadım.

Ama nitekim acı çeksin çekmesin hayvanlar zaruri ise öldürülebilir kısmına geldin. Çünkü bir çok vegan hep et yemeyelim, et yemek canilik, katillik der ama çözüm kısmında tıkanır kalır. Gidip bir ineğin hayatını kurtarmışlığı yoktur oysa. Dersin ki o zaman bunca hayvan ne olacak, susar kalırlar. Ama sen yürekli olup vurup öldürelim dedin tebrik ederim.

Bence öldürmek öldürmektir, bir insanın yemeğine zehir katıp, uykusunda öldürmek de katilliktir sana göre, boğazını kesmekte. Ayrıca vahşice katledilmiyor o hayvanlar, kesimhanelerde emin ol bir zehirli iğne ile çekecekleri acı kadar bir acı ile kesiliyorlar. Normal olan ve İslami olan bu. Vahşice öldürülenleri zaten herhangi bir etobur ve vicdanı olan insan evladı savunmaz.

Afrika'ya yardımda bulunan adam parayla yardım da bulunur ve genelde UNESCO gibi örgütler hayvansal gıdalar ile yardımda bulunur, kimse alalım 2 boğa devirelim Afrika'da yesin çocuklar demez. Bir de çocuklarda bir dolu gıda eksikliği nedenli hastalık var. Hayvansal gıdalar çok daha etkilidir bu hastalıklarla savaşta. Müslümanlar Kurban'da para yardımı yaparlar ve Afrika'daki çocuklar bu sayede et yerler. Bir belgesel de gördüm aileler bu etleri toz yapıp aylarca yiyormuş. Yüz binlerce hayvan hakkı savunucusunun orada ölen çocuklar mevzu olunca susması da ilginç gerçekten. Kuzular ölmesin ama Afrikalı çocuklar önemli değil. Kurban'da yardım yapan ve o çocuklara et yollayan adama da kolunu kessin yollasın derler. Hangisi daha vahşi ben çözemiyorum. Bir inek vicdani yollarla kesilince anlık acı ile hayata veda eder ama oradaki çocuklar açlık ve hastalıkla inleye inleye ölür. O yüzden o insanlara kurban eti yollayan adama cani demek bence cidden çok üzücüdür.

Vegan sektörü ile ilgili yorumlarıma gelince; İnstagram da falan gördüğüm bir çok vegan sektörü var ve dehşet fiyatlara çatır çatır satış yapıyor. Ve gördüğüm de gerçekten populist kesimde rövaşta olduğu ve veganlığı yürekten değil, moda diye yaptığı. Gerçekten hayvan sevgisi olanlar da vardır ama sen nasıl ki her etoburu katillikle suçluyorsan ben de her veganı populüstlikle suçlayabilirim. Genelleme yapma diyemeyecek kadar genelleme yapabilen birisin, şu konuyu bile aslında her etobur potansiyel suçluya getirdin.

Ve veganlar da gördüğüm ahh yavru kuzular derken, insanlara gebersin pislikler, hayvanlar onlar yüzünden acı çekiyor şeklinde. İnsanlardan nefret ediyorum, hayvanları seviyorum nasıl bir canlı sevgisidir anlamak zor. Haa bunu hepsi yapar demiyorum altını çizeyim. Ama hepsinin evinde kedi köpek var ve hayvanlarını hayvansal yemlerle besliyorlar, tavuk eti, kemik, hayvanlar kesilince üretilen mamalar falan.... Yani evcil hayvanına diğer hayvanları feda ederken sorun yok, nasıl kesilmiş o inekler hiç mesele değil. Bir kedi doğada olsa zaten avlanıp beslenecek derseniz, insan da doğada yaşarken ve medeni değilken hayvanlara ok atıp, boğup öldürürmüş. Biz de evcilleşen hayvanlarız bir nevi o açıdan bakarsak...
 
Hayvana yok yok herhangi bir canlıya eziyet edenin Allah bin belasını versin!!!!
 
Et yemezsem zibilyonlar cebinde kalacak demen üzerine kendimin ete zibilyon vermediğimi ifade ettim, yoksa başka amacım yoktu bu açıklama için. Hani genelleme yapmadım.

Ama nitekim acı çeksin çekmesin hayvanlar zaruri ise öldürülebilir kısmına geldin. Çünkü bir çok vegan hep et yemeyelim, et yemek canilik, katillik der ama çözüm kısmında tıkanır kalır. Gidip bir ineğin hayatını kurtarmışlığı yoktur oysa. Dersin ki o zaman bunca hayvan ne olacak, susar kalırlar. Ama sen yürekli olup vurup öldürelim dedin tebrik ederim.

Bence öldürmek öldürmektir, bir insanın yemeğine zehir katıp, uykusunda öldürmek de katilliktir sana göre, boğazını kesmekte. Ayrıca vahşice katledilmiyor o hayvanlar, kesimhanelerde emin ol bir zehirli iğne ile çekecekleri acı kadar bir acı ile kesiliyorlar. Normal olan ve İslami olan bu. Vahşice öldürülenleri zaten herhangi bir etobur ve vicdanı olan insan evladı savunmaz.

Afrika'ya yardımda bulunan adam parayla yardım da bulunur ve genelde UNESCO gibi örgütler hayvansal gıdalar ile yardımda bulunur, kimse alalım 2 boğa devirelim Afrika'da yesin çocuklar demez. Bir de çocuklarda bir dolu gıda eksikliği nedenli hastalık var. Hayvansal gıdalar çok daha etkilidir bu hastalıklarla savaşta. Müslümanlar Kurban'da para yardımı yaparlar ve Afrika'daki çocuklar bu sayede et yerler. Bir belgesel de gördüm aileler bu etleri toz yapıp aylarca yiyormuş. Yüz binlerce hayvan hakkı savunucusunun orada ölen çocuklar mevzu olunca susması da ilginç gerçekten. Kuzular ölmesin ama Afrikalı çocuklar önemli değil. Kurban'da yardım yapan ve o çocuklara et yollayan adama da kolunu kessin yollasın derler. Hangisi daha vahşi ben çözemiyorum. Bir inek vicdani yollarla kesilince anlık acı ile hayata veda eder ama oradaki çocuklar açlık ve hastalıkla inleye inleye ölür. O yüzden o insanlara kurban eti yollayan adama cani demek bence cidden çok üzücüdür.

Vegan sektörü ile ilgili yorumlarıma gelince; İnstagram da falan gördüğüm bir çok vegan sektörü var ve dehşet fiyatlara çatır çatır satış yapıyor. Ve gördüğüm de gerçekten populist kesimde rövaşta olduğu ve veganlığı yürekten değil, moda diye yaptığı. Gerçekten hayvan sevgisi olanlar da vardır ama sen nasıl ki her etoburu katillikle suçluyorsan ben de her veganı populüstlikle suçlayabilirim. Genelleme yapma diyemeyecek kadar genelleme yapabilen birisin, şu konuyu bile aslında her etobur potansiyel suçluya getirdin.

Ve veganlar da gördüğüm ahh yavru kuzular derken, insanlara gebersin pislikler, hayvanlar onlar yüzünden acı çekiyor şeklinde. İnsanlardan nefret ediyorum, hayvanları seviyorum nasıl bir canlı sevgisidir anlamak zor. Haa bunu hepsi yapar demiyorum altını çizeyim. Ama hepsinin evinde kedi köpek var ve hayvanlarını hayvansal yemlerle besliyorlar, tavuk eti, kemik, hayvanlar kesilince üretilen mamalar falan.... Yani evcil hayvanına diğer hayvanları feda ederken sorun yok, nasıl kesilmiş o inekler hiç mesele değil. Bir kedi doğada olsa zaten avlanıp beslenecek derseniz, insan da doğada yaşarken ve medeni değilken hayvanlara ok atıp, boğup öldürürmüş. Biz de evcilleşen hayvanlarız bir nevi o açıdan bakarsak...

Hayır, ben vurup öldürelim değil, nesillerinin devamını kontrol altına alalım dedim. Asla öldürmekten yana olmadım. Bunca hayvana ne olacağına ilişkin açıklamayı da yukarıda yaptım. Öldürülmeyecekler fakat zamanla sayıları azalacak, çünkü yeni yavruların doğması engellenecek, anlatabildim mi?

Hayır Zeymurel, öldürmek öldürmek değildir. Sonuç olarak aynıdır fakat şekli, çekilen acısıda hesaba katılmalı. "Düzgün öldürün" şeklinde yumuşak bir sav ile katliamı destekleyecek değilim fakat hayvanlara meşru görülen ölümde bana kalırsa eziyettir, işkencedir.
Bir iğne var, ötenazi gibi. Yazdığına göre bir sivrisinek ısırığından daha fazla acıya sebep olmuyor, önce hayvanın uyumasını sağlıyor ardından ise kalp atışını durduruyor.
Resmen, ölümlerden ölüm beğenir olduk. Bana kalırsa hepsi barbarca fakat daha az barbarca olanı bu iğne yolu ile ölümdür.
Ki, kurban'da öldürülen hayvanların bir çoğu bahçelerde, arsalarda acemi katillerin eline düşüyor. Ben defalarca duydum, gördüm. Kurban döneminde sokağa bir çıksam, binlercesine daha tanık olurum.
O İslamı yöntem yüzünden zaten iğne ile ölüme ateşli şekilde karşı çıkılıyor, illa bıçak değecek, o boğaz kesilecek...

Zeymurel, Afrika'da ki çocuklar için kendinden başlamak üzere tüm sevdiklerini kapsayacak şekilde bir "uzuv'u feda" akımı başlatmanı öneriyorum. Böylece, hem benim değer verdiğim koyunlar hem de senin gözünde ancak hayvan eti yiyerek beslenebilecek olan Afrika'lı çocuklar ölmemiş olur.
Samimiyet bunu gerektirir. Paran var diye bir başkasının canını satın alamazsın.
Acı olmasa da, hayat onun hayatı.
Dilini anlayamaman onu Afrika'lı çocuğa tercih edebileceğin anlamına gelmez.
Git kendini yedir, kuzuları, inekleri değil.
O zaman seni destekleyeceğim, çok yaşa Zeymurel, kimsenin yapamadığı gibi yolunun yolcususun diyeceğim.

Başkasının bedeni üzerinden yardım olmaz.

Afrika'da ki çocuklara nohut, mercimek, fasülye ve bakla gibi yiyecekler gönderilebilir.
Etin yerini %100 tutuyorlar. Ayrıca ucuzlarda. Dediğin gibi kurutup yıllarca yemek zorunda kalmazlar, ellerinde daha çok yiyecek olur.
Zeymurel araştırmamışsın, hangi besin bir diğerinin alternatifidir bilmiyorsun, büyük annelerden kalma et ye ki büyüyesin mantığını sürdürüyorsun.

Zeymurel, et bir sektör. Yani, insanlar ihtiyaç duyduğundan ya da onsuz yaşayamayacağından değil, reklam olduğundan, propaganda yoluyla beyinlere mutlu inekler aşılandığından bu derece ona karşı açlık çekiyor.
Hayvan eti ile insan eti arasında fark yok.
Kendi kendinizi yiyin, bir başka canlının vücuduna göz dikmeyin.

Yüce Afrika sevdalısı dostlarımız, internetten biraz araştırma yapsın ve ellerine kan bulaştırmadan onlara yardım edebilecekleri yüzlerce yoldan birini seçsinler.

Son olarak, bahsettiğin "insanlar gebersin çok yaşasın hayvanlar" diyen kesim, siz etçillerin aksine asla ellerinebıçak alarak bir insanı kesmezler. Ya da mezar eşerek ceset yemezler. Farkımız bu. Sen de sadece söylemde kalacak şekilde "yerim onuuu" diyebilirsin, eyleme dökmediğin sürece dert etmem.
 
Hayır, ben vurup öldürelim değil, nesillerinin devamını kontrol altına alalım dedim. Asla öldürmekten yana olmadım. Bunca hayvana ne olacağına ilişkin açıklamayı da yukarıda yaptım. Öldürülmeyecekler fakat zamanla sayıları azalacak, çünkü yeni yavruların doğması engellenecek, anlatabildim mi?

Hayır Zeymurel, öldürmek öldürmek değildir. Sonuç olarak aynıdır fakat şekli, çekilen acısıda hesaba katılmalı. "Düzgün öldürün" şeklinde yumuşak bir sav ile katliamı destekleyecek değilim fakat hayvanlara meşru görülen ölümde bana kalırsa eziyettir, işkencedir.
Bir iğne var, ötenazi gibi. Yazdığına göre bir sivrisinek ısırığından daha fazla acıya sebep olmuyor, önce hayvanın uyumasını sağlıyor ardından ise kalp atışını durduruyor.
Resmen, ölümlerden ölüm beğenir olduk. Bana kalırsa hepsi barbarca fakat daha az barbarca olanı bu iğne yolu ile ölümdür.
Ki, kurban'da öldürülen hayvanların bir çoğu bahçelerde, arsalarda acemi katillerin eline düşüyor. Ben defalarca duydum, gördüm. Kurban döneminde sokağa bir çıksam, binlercesine daha tanık olurum.
O İslamı yöntem yüzünden zaten iğne ile ölüme ateşli şekilde karşı çıkılıyor, illa bıçak değecek, o boğaz kesilecek...

Zeymurel, Afrika'da ki çocuklar için kendinden başlamak üzere tüm sevdiklerini kapsayacak şekilde bir "uzuv'u feda" akımı başlatmanı öneriyorum. Böylece, hem benim değer verdiğim koyunlar hem de senin gözünde ancak hayvan eti yiyerek beslenebilecek olan Afrika'lı çocuklar ölmemiş olur.
Samimiyet bunu gerektirir. Paran var diye bir başkasının canını satın alamazsın.
Acı olmasa da, hayat onun hayatı.
Dilini anlayamaman onu Afrika'lı çocuğa tercih edebileceğin anlamına gelmez.
Git kendini yedir, kuzuları, inekleri değil.
O zaman seni destekleyeceğim, çok yaşa Zeymurel, kimsenin yapamadığı gibi yolunun yolcususun diyeceğim.

Başkasının bedeni üzerinden yardım olmaz.

Afrika'da ki çocuklara nohut, mercimek, fasülye ve bakla gibi yiyecekler gönderilebilir.
Etin yerini %100 tutuyorlar. Ayrıca ucuzlarda. Dediğin gibi kurutup yıllarca yemek zorunda kalmazlar, ellerinde daha çok yiyecek olur.
Zeymurel araştırmamışsın, hangi besin bir diğerinin alternatifidir bilmiyorsun, büyük annelerden kalma et ye ki büyüyesin mantığını sürdürüyorsun.

Zeymurel, et bir sektör. Yani, insanlar ihtiyaç duyduğundan ya da onsuz yaşayamayacağından değil, reklam olduğundan, propaganda yoluyla beyinlere mutlu inekler aşılandığından bu derece ona karşı açlık çekiyor.
Hayvan eti ile insan eti arasında fark yok.
Kendi kendinizi yiyin, bir başka canlının vücuduna göz dikmeyin.

Yüce Afrika sevdalısı dostlarımız, internetten biraz araştırma yapsın ve ellerine kan bulaştırmadan onlara yardım edebilecekleri yüzlerce yoldan birini seçsinler.

Son olarak, bahsettiğin "insanlar gebersin çok yaşasın hayvanlar" diyen kesim, siz etçillerin aksine asla ellerinebıçak alarak bir insanı kesmezler. Ya da mezar eşerek ceset yemezler. Farkımız bu. Sen de sadece söylemde kalacak şekilde "yerim onuuu" diyebilirsin, eyleme dökmediğin sürece dert etmem.

Nohut ve fasülye etle direk eşdeğer değildir, alternatiftir ama direk et yerini tutmaz, haftada 4 öğün beyaz et, balık eti, kırmızı et yedirin çocuklarınıza diyenler nenemgil değil Tıp okuyan çocuk doktorları. Et, süt, yumurtanın önemini sürekli vurgulayanlar, makale yazanlar hep okumuş insanlar. Çocuğu olanlar çocuklarını doktora götürdüğünde, katı gıda döneminde hepsi zamanla besin listesine et, yumurta, bal, peynir, kemik suyu çorbalar vs koyuyor ve ısrarla bunları yedirin diyor. Hani sen demişsin ya etin alternatif besinlerini bilmiyorsun, yoooo çocukluğumuzdan beri duyduk, bunu duymayanı dövüyorlar.

Peynirin alternatifi vegan peynir, soya sütünden yapılıyor. Direk satın alsan ateş pahası, sürekli evinde uğraşman gerek yapmak için. Fakir adam peyniri zor bulurken adama gidip vegan peynir yapma incelikleri anlatsın veganlar bir ara. Yani çocuğun var mı bilmiyorum, çocuğun olunca aman çocuğum vegan olsun, dünya para verir, soya sütü bilmem nesi alır veririm dersin doktora, bir de orada doktor sana et tavsiye edince asla nohut, fasülye vericem der bir de doktora ayar verirsin ne alaka et yemek zorunlu, o koyunlara yazık diye. Tabi nohut fasülye yiyen çocuk da epey gaz ve fıtık sorunu çekebilir ama yapacak şey yok.

Afrika'daki çocuklara et yollayan adam neden kolunu versin ki, adam zaten hayvanları kesmeyelim, bir inek benim kolumdan değersiz değil demiyor. Ya da inekler değersiz de demiyor, biz onları bize et veren, süt veren değerli varlıklar olarak nitelendiriyoruz. Şükrediyoruz kendilerine. Mesela bir geyik bir aslanla eş değer değilse, geyik aslanı değil, aslan geyiği yiyorsa bu insan ve inek için de geçerli. Ama ne geyik değersizdir, ne de inek. Aslanın yaşaması için geyik çok önemli bir parçadır doğada. Birinin diğerini yemesi onu değersiz mi kılar? İnsanı inekle eş değer tutan sen, aslanla insanı da tutabilir ve aslan geyik yerse aslında bir hayvan olan insan da bir ineği yiyebilir, bu da doğa döngüsüdür diyebilirsin. Hayvanla insan hakkını bir tutan seni ceylan yiyen aslan da rahatsız etmeli o zaman. İlk insanlar da avlanarak beslendi. Nasıl ki kediler evcilleşti, insanlar da evcilleşti. Ama iç güdülerimiz de hala avcılık var ve hep olacak. Gidip doğa da bir ceylan yesek bu normal olmalı size göre, çünkü ben ve aslan eşitiz.


Kolunuzu ya da bir insan evladını, bir koyunla hatta bir ceylanla eşdeğer tutan veganlar ise, gidip bir aslana seve seve yem olabilir bu mantıkla. Bence toplanıp Afrika'ya gidip, bazı ceylanlar için kendinizi feda edebilirsiniz. Kaldı ki bazı aslan türleri bir geyik devirip 2 ay bununla yetinebiliyor. O ceylan yerine siz olsanız bir ceylan anasız ya da yavrusuz kalmaz. Sonuçta doğada ki bir ceylan=insan Bahar....
 
Nohut ve fasülye etle direk eşdeğer değildir, alternatiftir ama direk et yerini tutmaz, haftada 4 öğün beyaz et, balık eti, kırmızı et yedirin çocuklarınıza diyenler nenemgil değil Tıp okuyan çocuk doktorları. Et, süt, yumurtanın önemini sürekli vurgulayanlar, makale yazanlar hep okumuş insanlar. Çocuğu olanlar çocuklarını doktora götürdüğünde, katı gıda döneminde hepsi zamanla besin listesine et, yumurta, bal, peynir, kemik suyu çorbalar vs koyuyor ve ısrarla bunları yedirin diyor. Hani sen demişsin ya etin alternatif besinlerini bilmiyorsun, yoooo çocukluğumuzdan beri duyduk, bunu duymayanı dövüyorlar.

Peynirin alternatifi vegan peynir, soya sütünden yapılıyor. Direk satın alsan ateş pahası, sürekli evinde uğraşman gerek yapmak için. Fakir adam peyniri zor bulurken adama gidip vegan peynir yapma incelikleri anlatsın veganlar bir ara. Yani çocuğun var mı bilmiyorum, çocuğun olunca aman çocuğum vegan olsun, dünya para verir, soya sütü bilmem nesi alır veririm dersin doktora, bir de orada doktor sana et tavsiye edince asla nohut, fasülye vericem der bir de doktora ayar verirsin ne alaka et yemek zorunlu, o koyunlara yazık diye. Tabi nohut fasülye yiyen çocuk da epey gaz ve fıtık sorunu çekebilir ama yapacak şey yok.

Afrika'daki çocuklara et yollayan adam neden kolunu versin ki, adam zaten hayvanları kesmeyelim, bir inek benim kolumdan değersiz değil demiyor. Ya da inekler değersiz de demiyor, biz onları bize et veren, süt veren değerli varlıklar olarak nitelendiriyoruz. Şükrediyoruz kendilerine. Mesela bir geyik bir aslanla eş değer değilse, geyik aslanı değil, aslan geyiği yiyorsa bu insan ve inek için de geçerli. Ama ne geyik değersizdir, ne de inek. Aslanın yaşaması için geyik çok önemli bir parçadır doğada. Birinin diğerini yemesi onu değersiz mi kılar? İnsanı inekle eş değer tutan sen, aslanla insanı da tutabilir ve aslan geyik yerse aslında bir hayvan olan insan da bir ineği yiyebilir, bu da doğa döngüsüdür diyebilirsin. Hayvanla insan hakkını bir tutan seni ceylan yiyen aslan da rahatsız etmeli o zaman. İlk insanlar da avlanarak beslendi. Nasıl ki kediler evcilleşti, insanlar da evcilleşti. Ama iç güdülerimiz de hala avcılık var ve hep olacak. Gidip doğa da bir ceylan yesek bu normal olmalı size göre, çünkü ben ve aslan eşitiz.


Kolunuzu ya da bir insan evladını, bir koyunla hatta bir ceylanla eşdeğer tutan veganlar ise, gidip bir aslana seve seve yem olabilir bu mantıkla. Bence toplanıp Afrika'ya gidip, bazı ceylanlar için kendinizi feda edebilirsiniz. Kaldı ki bazı aslan türleri bir geyik devirip 2 ay bununla yetinebiliyor. O ceylan yerine siz olsanız bir ceylan anasız ya da yavrusuz kalmaz. Sonuçta doğada ki bir ceylan=insan Bahar....


Amerikan Pediyatri Akademisi’ne göre (Abd’den örnek veriyorum, çünkü güveneni daha çok) bir bebeğin ya da çocuğun beslenmesine et, yumurta veya süt ürünlerinin katılmasına ihtiyaç yok. Vegan/ vejetaryen beslenme sağlıklı büyümesini desteklemenin yanı sıra ileride karşılaşacağı hastalıkları da önler. Örneğin balıktan alınan cıva’nın neden olduğu bilişsel ve davranışsal problemler gibi. Hayvansal yağların sebep olduğu obezite ve arterlerin tıkanması gibi sorunların önüne geçilmiş olunur. Hatta aynı kurum çocukların ilk besinlerinin hepsinin bitkisel kaynaklı gıdalar olması gerektiğini söylüyor.
Yine Abd Beslenme Vakfı’na göre veganların kalp hastalığı, kanser, şeker , yüksek tansiyon gibi hastalıklara yakalanma oranları çok daha az. Veganlar etten kolesterol ve doymuş yağı almazlar, bunun yerine insanı hafifleten lifli gıdalar tüketirler.

Dr. Amy Lanou’ya göre ne çocukların ne de büyüklerin hayvansal ürünleri tüketmesine gerek yoktur.
Yani, örnek aldığımız hekimler farklı.

Ben Einstein, Gandi, Darwin, Pisagor, Sokrates, Eflatun, Aristo, Buda, Zerdüşt, Da Vinci, Dalai Lama, Rousseau, Voltaire, Kafka, Tolstoy, Edison, Steve Jops, Tesla, Martin Luther, Schopenhauer, Voltaire, Bill Gates, Newton gibi bir çok isme bakarak, vegan ya da vejetaryen hayatın zararlı olmadığı sonucuna varabiliyorum, sen?

Sana yüzlerce hekim ve yazılarını kaynak olarak gösterebilir ya da bilimsel makalelerden bahsedebilirim. Ama bunlar çok uzun sürer ve mutlaka tersini savunan kimseleride bulursun.
Onların sayısı da hiç az değil, biliyorum.
Fakat Zeymurel, yukarı da bahsi geçen isimlerin aptal olmadıkları açık, yani, hayvansal gıdalardan arınmış bir hayat beraberinde sefaleti getirmiyor.

Bir vejetaryen, yılda 100 hayvanın ölmesini engeller.
Ve bir kilogram hayvan eti üretmek için 32 kilo tahıla ihtiyaç duyulur. Bu tahılların yetişmesi için ise tonlarca ekin ve su gerekir. Yani, aslında et yemek insanlarada zarar verir. Tüm bu bitkisel gıda, eğer doğrudan insan beslemek için kullanılsaydı (örneğin Afrika için) o zaman açlık ve susuzluk oranı azalacaktı. Daha fazla vegan demek daha az aç insan demektir.

Zeymurel dediğini anlıyorum, benim için de Vegan’lık lükstür. Çünkü talep azlığından kaynaklı aşırı bir pahalılık söz konusu. Ki, bunu daha önce ki tartışmalarımızda da belirtmiştim. Fakat vejetaryenlik öyle değil. Tam tersi şekliyle, paranın cepte kalmasını sağlıyor.

Ancak buna karşılık “veganlara özel üretilen yiyeceklerin” hiçbirinin hayati önem taşımadığı, onlarsız da sağlıklı bir vegan hayat sürülebileceğini söyleyenler hatta bu iddialarını alternatifi olmayan ancak hap şeklinde tüketilmesi mümkün olan b12 vitaminini de örnek göstererek destekliyorlar.
Fakat ben et yememe noktasında ısrarcıyım. Şimdilik bu bile yeterli. Sonrasında, refah düzeyi ve bilinç yükseldiğinde, yaşam şekli veganlığa da evrilmeli. Ancak şimdilik kesilmemiş başlar benim önceliğim.

Dua edeyim de Zeymurel, bana asla şükretme. Çünkü şükretme anlayışın pek bir kanlı.

Çok klasik olacak ama, bir insanı boğazladıktan sonra şükretsem, verilen nimet için dualar alemine dalsam, sorun çözülür mü? Hayır. Senin şükretmen, yiten canı geri getirmiyor.

Hayvan ile insanı temel haklar çerçevesinde eşit tutuyorum, zeka ve bilinç oranında değil Zeymurel. Yani, yaşamak temel bir haktır, tüm canlılar bundan yararlanmalıdır, fakat tıpkı bir çocuğun eline aldığı bıçakla birkaç kişiyi öldürmesi sonucunda onu sorgulayamayacağımız gibi, geyiği yiyen aslana da hesap soramayız.
Arada ki fark, beyindir. Can ise zekadan bağımsız olarak da değerlidir. Aptal bir bebekte yaşamalıdır, fikir yürütme olanağı olmayan ceylanda.

Çok yanlış ve bence geçmişinde kara leke olarak kalacak bir mantık yürütmüşsün.

Tekrar açıklayacağım; ceylanın hayatı=insan hayatı.
Fakat; aslanın beyni ≠ insanın beyni.
Şimdi daha anlaşılır oldu, değil mi?

Tıpkı bir bebeğin yaptıklarından onu sorumlu tutamayacağımız gibi, aslanın katlettiği hayvanların hesabını da soramayız. Fakat bir insan, benim kedilerimin başka yavru kedileri yemesi gibi, yeni doğmuşlar koğuşuna girerek onları yemeye başlarsa, hesabını kesersin. Arada ki fark tam da bu.

Doğa kanunlarına hükmetme, et yemeyen bir aslan var etme şansımız yok.
Amaç, bu dünyadan en az zarar ve en çok yarar ile gidebilmektir.
Elimizden gelenin en iyisini yapmak bizim sorumluluğumuz.
 
Back