Ben 9 yaşıma kadar doğuda büyüdüm. Sonra ankaraya geldik. Ankaraya gelince konuşmam biraz bozuktu. Ev almıştık ankaradâ ve bazı aksilikler olmuştu dolandırılmıştık. Evde oturuyorduk ama çok borç vardı. Üstümüzde başımızda hiç bir bişey yoktu para yoktu. Konuşma da bozuk ya yeni başladığım okulda da hep dışlandım. Okul hayatım hep silik içe kapanık yok gibi bir öğrenci olarak geçti. Okul böyleyken ev daha da rezaletti evde dayak baş örtüsü tak baskıları. İlk okul 4. Sınıftan itibaren eve kapanıp asla oyun oynamadım. Başımı evde örtüyordum dalga geçecekler diye kimseye görünmüyorsun. Bir de annem 4. Çocuğu doğurdu ona da bakıcı oldum. Sonra üstte de anlattığım gibi orta okuldan itibaren asileştim. Annemin Dediklerini buyurduklarını yapmamaya başladım. Bu sefer iyice çamurlaştı annem. Orta okuldayken okula giderken örtmüyordum başımı ama evde hemen örtüyordum. Annem de benim yanımda sanıyordum mesela bu konuda. Ama her seferinde bu baş örtüsü konusunda dayak yerken buluyordum kendimi. Niye dışarıda örtmüyorum diye dayak. Asla babamın elinden almıyordu beni. Sanki böyle onun da eli kolu bağlıymış gücü yetmiyormuş pozlarındaydı. O zamanlar inanıyordum ona. Sonra şunu gördüm yediğim çoğu dayakta o babamı fiştekliyordu. Anlatmakla bitmiyor....