Merhabalar.
Çözümsüz olduğuna inandığım bir derdim var ve galiba buraya yazmaktaki amacım "canım haklısın yaaa" gibi teskin edici laflar duymak. :) Anlaşılacağı gibi sorunum annemle ilgili.
27 yaşındayım, küçük bir üniversitede araştırma görevlisiyim. Evlenmeyi düşündüğüm bir erkek arkadaşım var, kendisi başka bir şehirde çalışıyor. Geçen sene mezun olan öğrencilerimden biri sevgilimin olduğu şehirde yüksek lisans yapıyor ve benim şu an çalıştığım alanla ilgili bir fakültede araştırma görevlisi kadrosu açılacağını söyledi. Ebeveynlerimin bağlantıları oldukça kuvvetlidir, her yerden tanıdıkları çıkar. Bu nedenle ben de babama bu kadroyu özel birisi için açıp açmadıklarını öğrenmesini rica ettim. Babam zaten bir tesadüf eseri erkek arkadaşımın resmini telefonumda görmüş ve kimdir nedir diye sormuştu. Ben böyle bir şey rica edince panik yaptı tabi. “Olur, olmaz, bilmem, var, yok” bir şeyler mırıldandı, kapattı telefonu. Daha sonra, tahmin ettiğim gibi annem aradı. Anlattım kimdir, nedir, ne iş yapar. Şu anki işinde ne kadar süre çalıştığını sordu, “Bir buçuk ay” diye cevap verdim. “Ondan sonra ne yapıyordu, boş boş mu geziyordu?” dedi direkt. Şok geçirdim ama bozuntuya vermeden önceden başka bir işte çalıştığını, ondan önce de zaten askerde olduğunu söyledim. Sonra “Ne yapacaksınız?” dedi. Onun şartlarının iyi olduğunu, bu şartlarda başka bir iş bulmanın zor olduğunu, benim oraya gitmemin daha iyi olacağını söylemeye çalışırken, “Ne şartıymış bu? Kaç para maaş alıyor ki?” dedi. Maaşını söyledim. (Bize göre tecrübesi az bir mühendis için gayet iyi bir meblağ). “Ayy iyi de değilmiş ki, X hanımın damadı da mühendis, 5000 liradan aşağı maaş almıyor. Ama tabii, o çocuk Bilkent mezunu, seninki X üniversitesi (benim şu an bulunduğum üniversite).” dedi. Bahsettiği meşhur damat sevgilimden beş yaş büyük, en az beş senelik fazla tecrübe demek bu, aradaki fark çok doğal, bunu anlatmaya çalıştım ama “Aman neyse tamam” deyip geçiştirdi. Sonra “Senin ALES’in yok zaten (ALES’e lisans zamanımda girip oldukça iyi bir puan almıştım ama ne yazık ki geçerlilik süresi bitti), lisans ortalaman belli, şimdi biz sana ne yapalım, imkânsız şeyler isteme” demeye başladı. “Panik yapma hemen, sizden bir şey istemedim, sadece kadro birine mi açılacak bunu sordum” deyince bağırmaya başladı. “Bana bağırma lütfen anne, büyütülecek bir şey yok ortada” dedim, daha da çok sinirlendi, “Peki o zaman, sana hayatında başarılar, sonuçlarına sen katlanırsın bu hayatının, beni ilgilendirmez” deyip kapattı.
Sorum şu, bir annenin, hatta bir insanın, böyle bir olaya karşı bu kadar negatif olması normal mi? Benim hayatım “Şunun oğlu ODTÜ, şunun kızı Bilkent mezunu zaten, şu Ankara Üniversitesi’nde, bu da Hacettepe’de araştırma görevlisi” diye geçti. Gerçekten çok yoruldum annemin hayata karşı bu yaklaşımından. Takdir, sevgi, güler yüz ve şefkat görmek istiyorum. “Kızım hayırlısı olsun, gönlüne göre olur inşallah” demesini istiyorum (bu 7 kelime hiçbir surette ağzından çıkmadı yukarıdaki konuşmayı yaparken), “Ayy boş mu geziyordu, onun damadı 5000 lira maaş alıyor, ALES’in yok...” sözlerini duymak değil.
Bir KK klişesi olarak “uzun oldu hakkınızı helal edin” ama gerçekten içim şişti, ağlıyorum, sersem gibiyim, sabah birinci sınıf öğrencileriyle üçüncü sınıf öğrencilerini karıştırıp yanlış derse hazırlanacak kadar sersemim inanın. :) Yarın bir gün ailelerin tanıştırılma zamanı gelecek, nişan düğün zamanı gelecek, bu kadar negatif bir insanı mutlu etmek için ne yapmam, nasıl bir yol tayin etmem gerekiyor?
Teşekkürler şimdiden, yorulan gözleriniz için özür diliyorum. :)
Çözümsüz olduğuna inandığım bir derdim var ve galiba buraya yazmaktaki amacım "canım haklısın yaaa" gibi teskin edici laflar duymak. :) Anlaşılacağı gibi sorunum annemle ilgili.
27 yaşındayım, küçük bir üniversitede araştırma görevlisiyim. Evlenmeyi düşündüğüm bir erkek arkadaşım var, kendisi başka bir şehirde çalışıyor. Geçen sene mezun olan öğrencilerimden biri sevgilimin olduğu şehirde yüksek lisans yapıyor ve benim şu an çalıştığım alanla ilgili bir fakültede araştırma görevlisi kadrosu açılacağını söyledi. Ebeveynlerimin bağlantıları oldukça kuvvetlidir, her yerden tanıdıkları çıkar. Bu nedenle ben de babama bu kadroyu özel birisi için açıp açmadıklarını öğrenmesini rica ettim. Babam zaten bir tesadüf eseri erkek arkadaşımın resmini telefonumda görmüş ve kimdir nedir diye sormuştu. Ben böyle bir şey rica edince panik yaptı tabi. “Olur, olmaz, bilmem, var, yok” bir şeyler mırıldandı, kapattı telefonu. Daha sonra, tahmin ettiğim gibi annem aradı. Anlattım kimdir, nedir, ne iş yapar. Şu anki işinde ne kadar süre çalıştığını sordu, “Bir buçuk ay” diye cevap verdim. “Ondan sonra ne yapıyordu, boş boş mu geziyordu?” dedi direkt. Şok geçirdim ama bozuntuya vermeden önceden başka bir işte çalıştığını, ondan önce de zaten askerde olduğunu söyledim. Sonra “Ne yapacaksınız?” dedi. Onun şartlarının iyi olduğunu, bu şartlarda başka bir iş bulmanın zor olduğunu, benim oraya gitmemin daha iyi olacağını söylemeye çalışırken, “Ne şartıymış bu? Kaç para maaş alıyor ki?” dedi. Maaşını söyledim. (Bize göre tecrübesi az bir mühendis için gayet iyi bir meblağ). “Ayy iyi de değilmiş ki, X hanımın damadı da mühendis, 5000 liradan aşağı maaş almıyor. Ama tabii, o çocuk Bilkent mezunu, seninki X üniversitesi (benim şu an bulunduğum üniversite).” dedi. Bahsettiği meşhur damat sevgilimden beş yaş büyük, en az beş senelik fazla tecrübe demek bu, aradaki fark çok doğal, bunu anlatmaya çalıştım ama “Aman neyse tamam” deyip geçiştirdi. Sonra “Senin ALES’in yok zaten (ALES’e lisans zamanımda girip oldukça iyi bir puan almıştım ama ne yazık ki geçerlilik süresi bitti), lisans ortalaman belli, şimdi biz sana ne yapalım, imkânsız şeyler isteme” demeye başladı. “Panik yapma hemen, sizden bir şey istemedim, sadece kadro birine mi açılacak bunu sordum” deyince bağırmaya başladı. “Bana bağırma lütfen anne, büyütülecek bir şey yok ortada” dedim, daha da çok sinirlendi, “Peki o zaman, sana hayatında başarılar, sonuçlarına sen katlanırsın bu hayatının, beni ilgilendirmez” deyip kapattı.
Sorum şu, bir annenin, hatta bir insanın, böyle bir olaya karşı bu kadar negatif olması normal mi? Benim hayatım “Şunun oğlu ODTÜ, şunun kızı Bilkent mezunu zaten, şu Ankara Üniversitesi’nde, bu da Hacettepe’de araştırma görevlisi” diye geçti. Gerçekten çok yoruldum annemin hayata karşı bu yaklaşımından. Takdir, sevgi, güler yüz ve şefkat görmek istiyorum. “Kızım hayırlısı olsun, gönlüne göre olur inşallah” demesini istiyorum (bu 7 kelime hiçbir surette ağzından çıkmadı yukarıdaki konuşmayı yaparken), “Ayy boş mu geziyordu, onun damadı 5000 lira maaş alıyor, ALES’in yok...” sözlerini duymak değil.
Bir KK klişesi olarak “uzun oldu hakkınızı helal edin” ama gerçekten içim şişti, ağlıyorum, sersem gibiyim, sabah birinci sınıf öğrencileriyle üçüncü sınıf öğrencilerini karıştırıp yanlış derse hazırlanacak kadar sersemim inanın. :) Yarın bir gün ailelerin tanıştırılma zamanı gelecek, nişan düğün zamanı gelecek, bu kadar negatif bir insanı mutlu etmek için ne yapmam, nasıl bir yol tayin etmem gerekiyor?
Teşekkürler şimdiden, yorulan gözleriniz için özür diliyorum. :)
Son düzenleme: