- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
Büyük umutlar sonucu gerçekleştirilen evlilikler...Herkesin hayilidir mutlu bir yuva kurmak.Peki bu sorumluluğu almaya hazırmıyız?Böyle bir karar varmadan önce iki kez düşünmeliyiz.
(Olaydaki isimler değiştirilmiştir)
5 yıllık evliydiler, ama şimdi ayrılma noktasındalar..
Altı aylık tanışmanın ardından evlenen Ahmet ile Ayşe evliliklerinin ilk yıllarında mutluydular. Ayşe Hanım annesinin yalnız yaşadığını belirterek kocasını annesinin yanında oturmaya ikna etmişti. Ardından Ayşe Hanım oğlu Ali’ye hamile kaldı. Bu arada eve Ayşe Hanım’ın dayıları da geldi. Ahmet Bey dayıların eve kız arkadaşlarını getirmesinden rahatsızlığını belirterek kayınvalidesiyle tartıştı. Kayınvalidesinin, ‘Ev bizim evimiz, kimin kalacağına sen karışamazsın’ diyerek tepki vermesi evde havayı iyice soğuttu. Evden soğuyan Ahmet Bey bu arada başka bir kadınla görüşmeye başladı. Ayşe Hanım eşinin ilişkisini cep mesajlarından anladığında kocasını evden kovarak boşanma davası açtı. Bu arada Ali 4 yaşına gelmişti ve evde yaşanan olaylardan etkilenmişti. Ahmet Bey, Ayşe Hanım’dan özür diledi, aynı hatayı bir daha yapmayacağını söyledi; ancak Ayşe Hanım, eşini affetmedi. Şimdi Ahmet ile Ayşe ayrı yaşamakta ve Ahmet Ali’yi ara sıra gidip kayınvalidesinin evinden alarak görüşmektedir. Oğlu, kendisine çok düşkündür, o da oğluna; fakat yapılan zincirleme yanlışlar ailenin yıkılmasına sebep olmuştur. Bu durumdan en çok zararı küçük Ali görmüştür.
Çocuğun kişiliği büyük ölçüde ilk altı yılda gelişir ve kişiliğin geliştiği bu ilk yıllarda çocuk için en önemli şey anne-babanın birlikte olduğu huzurlu bir yuvada, sevgi ve güven ortamında büyümektir. Boşanma çocukların kolaylıkla kavrayıp ona uyum sağlayabilecekleri bir durum değildir. Boşanma öncesi anne-babanın çocuğun ihtiyaçlarına kör ve sağır oldukları bir dönemdir. Çünkü bu zamanlarda anne-babalar kendi dertlerine düştüklerinden çocuğu çoğunlukla göz ardı ederler. Çocuk, bu ortamda tedirgindir ve ne yapacağını bilemez. Kimsenin kendisini sevmediği ve düşünmediği duygusuna kapılır. Ortalıkta kalmamak için anne ya da babasından vazgeçmek zorunda olduğunu sanır. Özellikle küçük çocuklar boşanma ile babayı kaybetmeyi bir tutar. 4 yaşındaki Ali’ye de anlam veremediği bu çatışma ve gergin ortamda ne olup bittiği konusunda açıklama yapılmamıştır.
Evdeki çatışma ortamında yaramazlıkları da sert tepkiyle karşılandığı için iyice bocalayan ve kendisini kavgaların en önemli sebebi olarak gören Ali, anne-babasının onu sevmedikleri için ayrılmaya kalktıklarını düşünmeye başlamıştır. Nitekim eşlerin ayrılık öncesinde çocuklar sebebiyle tartışmaları da çocuktaki bu duyguyu pekiştirir. Çocuk yaramazlık yaptığı, söz dinlemez olduğu için anne-babasının sevgisini kaybettiğini ve yakında yüzüstü bırakılacağını düşünür. Boşanmanın kesinleşmesi korktuğunun başına geldiği duygusunu verir. Karmaşık duygular içinde çocuk yine de anne-babadan birine, çoğunlukla anneye sığınmak ister. Bunun için onun ilgisini çekmeye çalışır.
Okul çocukları ana-baba ayrılığını ayıp bir şeymiş gibi saklama eğilimindedir.
Bazı çocuklarda baba ayrılığından sonra ortaya çıkan bırakılma korkusu o denli güçlüdür ki, çocuk ancak anneye yapışarak ve onu gözünden ayırmayarak tedirginliğini gidermeye çalışır. Annenin zamanında eve gelmeyişi ya da habersiz bir yere gidişi çocukta paniğe, ağlamalara ve öfke nöbetlerine yol açabilir.
Boşanma sonucu çocuklarda hırçınlık, huysuzluk, tedirginlik ve saldırgan davranışları da görülebilir. Bu durum çocuğa kaygı verir ve çocuğu huzursuz eder. Bu da davranış bozukluklarına yol açabilir. Yapılan bir araştırmada, suç işlemiş çocukların yüzde 47’sinin parçalanmış ailelerin çocukları oldukları görülmüştür.
BU EVLİLİĞİ KURTARMAK İÇİN KİM, NE YAPABİLİRDİ?
AYŞE HANIM
* Evde, akrabalarının kalma durumu varsa evin bir ferdi olan eşinin rızasını alabilirdi.
* Annesiyle konuşarak dayılarının uzun süre evlerinde kalmalarını ya da eve arkadaş getirmelerini engelleyebilirdi.
* Annesinin damadına “sen bu eve karışamazsın” tepkisine “o da bu evin ferdi” diyerek kocasını destekleyebilirdi.
* Ya da eşiyle birlikte kendi evlerine çıkabilirdi.
AHMET BEY
* Kayınvalidesiyle kavga edeceğine eşini ikna edip ayrı bir eve çıkabilirdi.
* Eşine dayılarından duyduğu rahatsızlığı daha güzel bir dille anlatabilirdi.
* Eşi ile yaşadığı problemin çözümünün bir başka kadında olmadığını bilmeliydi.
* Eşiyle daha iyi bir diyalog kurmaya çalışabilirdi.
Zaman ailem
(Olaydaki isimler değiştirilmiştir)
5 yıllık evliydiler, ama şimdi ayrılma noktasındalar..
Altı aylık tanışmanın ardından evlenen Ahmet ile Ayşe evliliklerinin ilk yıllarında mutluydular. Ayşe Hanım annesinin yalnız yaşadığını belirterek kocasını annesinin yanında oturmaya ikna etmişti. Ardından Ayşe Hanım oğlu Ali’ye hamile kaldı. Bu arada eve Ayşe Hanım’ın dayıları da geldi. Ahmet Bey dayıların eve kız arkadaşlarını getirmesinden rahatsızlığını belirterek kayınvalidesiyle tartıştı. Kayınvalidesinin, ‘Ev bizim evimiz, kimin kalacağına sen karışamazsın’ diyerek tepki vermesi evde havayı iyice soğuttu. Evden soğuyan Ahmet Bey bu arada başka bir kadınla görüşmeye başladı. Ayşe Hanım eşinin ilişkisini cep mesajlarından anladığında kocasını evden kovarak boşanma davası açtı. Bu arada Ali 4 yaşına gelmişti ve evde yaşanan olaylardan etkilenmişti. Ahmet Bey, Ayşe Hanım’dan özür diledi, aynı hatayı bir daha yapmayacağını söyledi; ancak Ayşe Hanım, eşini affetmedi. Şimdi Ahmet ile Ayşe ayrı yaşamakta ve Ahmet Ali’yi ara sıra gidip kayınvalidesinin evinden alarak görüşmektedir. Oğlu, kendisine çok düşkündür, o da oğluna; fakat yapılan zincirleme yanlışlar ailenin yıkılmasına sebep olmuştur. Bu durumdan en çok zararı küçük Ali görmüştür.
Çocuğun kişiliği büyük ölçüde ilk altı yılda gelişir ve kişiliğin geliştiği bu ilk yıllarda çocuk için en önemli şey anne-babanın birlikte olduğu huzurlu bir yuvada, sevgi ve güven ortamında büyümektir. Boşanma çocukların kolaylıkla kavrayıp ona uyum sağlayabilecekleri bir durum değildir. Boşanma öncesi anne-babanın çocuğun ihtiyaçlarına kör ve sağır oldukları bir dönemdir. Çünkü bu zamanlarda anne-babalar kendi dertlerine düştüklerinden çocuğu çoğunlukla göz ardı ederler. Çocuk, bu ortamda tedirgindir ve ne yapacağını bilemez. Kimsenin kendisini sevmediği ve düşünmediği duygusuna kapılır. Ortalıkta kalmamak için anne ya da babasından vazgeçmek zorunda olduğunu sanır. Özellikle küçük çocuklar boşanma ile babayı kaybetmeyi bir tutar. 4 yaşındaki Ali’ye de anlam veremediği bu çatışma ve gergin ortamda ne olup bittiği konusunda açıklama yapılmamıştır.
Evdeki çatışma ortamında yaramazlıkları da sert tepkiyle karşılandığı için iyice bocalayan ve kendisini kavgaların en önemli sebebi olarak gören Ali, anne-babasının onu sevmedikleri için ayrılmaya kalktıklarını düşünmeye başlamıştır. Nitekim eşlerin ayrılık öncesinde çocuklar sebebiyle tartışmaları da çocuktaki bu duyguyu pekiştirir. Çocuk yaramazlık yaptığı, söz dinlemez olduğu için anne-babasının sevgisini kaybettiğini ve yakında yüzüstü bırakılacağını düşünür. Boşanmanın kesinleşmesi korktuğunun başına geldiği duygusunu verir. Karmaşık duygular içinde çocuk yine de anne-babadan birine, çoğunlukla anneye sığınmak ister. Bunun için onun ilgisini çekmeye çalışır.
Okul çocukları ana-baba ayrılığını ayıp bir şeymiş gibi saklama eğilimindedir.
Bazı çocuklarda baba ayrılığından sonra ortaya çıkan bırakılma korkusu o denli güçlüdür ki, çocuk ancak anneye yapışarak ve onu gözünden ayırmayarak tedirginliğini gidermeye çalışır. Annenin zamanında eve gelmeyişi ya da habersiz bir yere gidişi çocukta paniğe, ağlamalara ve öfke nöbetlerine yol açabilir.
Boşanma sonucu çocuklarda hırçınlık, huysuzluk, tedirginlik ve saldırgan davranışları da görülebilir. Bu durum çocuğa kaygı verir ve çocuğu huzursuz eder. Bu da davranış bozukluklarına yol açabilir. Yapılan bir araştırmada, suç işlemiş çocukların yüzde 47’sinin parçalanmış ailelerin çocukları oldukları görülmüştür.
BU EVLİLİĞİ KURTARMAK İÇİN KİM, NE YAPABİLİRDİ?
AYŞE HANIM
* Evde, akrabalarının kalma durumu varsa evin bir ferdi olan eşinin rızasını alabilirdi.
* Annesiyle konuşarak dayılarının uzun süre evlerinde kalmalarını ya da eve arkadaş getirmelerini engelleyebilirdi.
* Annesinin damadına “sen bu eve karışamazsın” tepkisine “o da bu evin ferdi” diyerek kocasını destekleyebilirdi.
* Ya da eşiyle birlikte kendi evlerine çıkabilirdi.
AHMET BEY
* Kayınvalidesiyle kavga edeceğine eşini ikna edip ayrı bir eve çıkabilirdi.
* Eşine dayılarından duyduğu rahatsızlığı daha güzel bir dille anlatabilirdi.
* Eşi ile yaşadığı problemin çözümünün bir başka kadında olmadığını bilmeliydi.
* Eşiyle daha iyi bir diyalog kurmaya çalışabilirdi.
Zaman ailem