Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Anneler Günü, anneleri anmak ve onurlandırmak amacıyla tüm dünyada farklı zamanlarda kutlanan özel gün.
Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür. Değişik günlerde ve değişik ülkelerde kutlanır. Bu günde anneler çeşitli hediyeler alır. Bu günü farklı ülkelerdeki insanlar yılın farklı günlerinde kutlarlar.
İlk anneler günü kutlamaları, çok eskilere yani Antik Yunan tarihine kadar dayandırılmaktadır. Herkesin üzerinde birleşmediği bir fikir olsa da ilk anneler günü kutlamaları, o zaman var olduğu kabul edilen tanrıların anası Rhea için düzenlenen bahar şenlikleridir. Daha günümüze yaklaşıldığında da İngilterede Paskalyadan kırk gün önce Anneler Pazarı denilen bir kutlamaya rastlanır. Sonraları Hıristiyanlık dininin Avrupa kıtasında yaygınlaşmasıyla bu günün adı Kilise Ana olarak anılır oldu. Fakat önce Avrupalı Hıristiyanların bulduğu annelerine şükranları sunma günü fikri tüm dünyayı sardı. Ve günümüzde dünyanın çeşitli yörelerinde farklı günlerde kutlanılmaya başlandı.
Anneler gününün bu kadar detaylı geçmişinden sonra günümüz anneler günü anlayışına çevrildiği dönem ise Amerikalı genç Jarvis annesinin vefatının ardından yaşadığı acıyı atlatamamış annesinin yerini hiçbir şeyle dolduramamıştır. Her sene annesinin ölüm yıl dönümü geldiğinde eşsiz bir acı duyar ve bunu etrafındakilere de yansıtırmış. Yine annesinin bir ölüm yıl dönümünde yani Mayıs Ayının ikinci Pazar günü etrafındaki herkesi bir araya getirerek bu günün anneler günü olmasını çok istiyorum ve Anneler Günü adıyla her yıl kutlanmasını kabul edermisiniz? diye sormuştur. bu düşüncesi herkes tarafından kabul görmüştür.. Julia Ward Howe un bu günü barışa adanmış bir anneler günü olarak kutlanması adına uluslararası girişimlerinin olduğu 1872′li yıllara rast gelir -ki Türkiyede anneler günün yaklaşık olarak 1955 yıllarından sonra kutlanmaya başlamıştır-. Bunun yanında dünyanın farklı yörelerinde anneler günü farklı günlerde kutlansa da Türkiyenin de içinde bulunduğu Danimarka, İtalya, Finlandiya, Belçika ve Avustralya gibi ülkelerde anneler günü aynı güne denk gelmektedir..En geniş şekilde Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanır.
İslam Dininde Annenin Yeri : Müslüman, annesinin kıymetini her gün bilir
Annelerin kıymeti bir günde anlaşılamaz. Tek günlük hatırlamalar gönül almaktan öte bir anlam ifade etmez. Hayatının bütününde anne ve babasına nezaket gösteren bir insan, her gününü ihya etmiş demektir. Dinimiz, her günün anneler günü olmasını ister. İslam dininde anne, çok muhterem ve yücedir. İslamın verdiği yüksek mevkii hiçbir sistem anneye verememiştir, Cennet annelerin ayakları altındadır sözüyle âbideleşen anne, başka hiçbir sistem, doktrin ve anlayışta bu kadar büyümemiştir. İslam dini, onların kıymetini bir güne sığıştırmamıştır. Anneler her gün gönüllerde açan bir çiçek gibidir.
En çok kim hak sahibidir?
Efendimizin hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu öğreniyoruz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek: Ey Allahın Resulü! İyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir? diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam): Annen! diye cevap verdi. Adam: Sonra kim? dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) Annen! diye cevap verdi. Adam tekrar: Sonra kim? dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) yine: Annen! diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: Sonra kim? Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) bu dördüncüyü: Baban! diye cevapladı. Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1) * Abdullah İbn Amr İbnl-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam: Ey Allahın Resulü benim malım ve bir de çocuğum var. Babam malımı almak istiyor (ne yapayım?) diye sordu, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): Sen ve malın babana aitsiniz. Şunu bilin ki, evladlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir. Öyle ise evladlarınızın kazançlarından yiyin buyurdu. (Kaynak: Ebu Dâvud, Büyû 79; İbn Mâce, Ticârât 64.)
Cennet onların ayağı altındadır
Muâviye ibn Câhimenin anlattığına göre; Câhime (radıyallahu anh) Hz Peygambere ve (aleyhissalâtu vesselam) gelir ve: Ey Allahın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim der. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): Annen var mı? diye sorar. Evet deyince, Öyleyse ondan ayrılma zira Cennet onun ayağının altındadır buyurur. (Nesâî, Cihad 6.)
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (sas) bir gün: Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün dedi. Kimin burnu sürtülsün ey Allahın Resulü? diye sorulunca şöyle buyurdu: Ebeveyninden her ikisinin veya sâdece birinin yaşlılığına ulaştığı halde (rızasını alıp da) Cennete giremeyenin. (Müslim, Birr 9) Esma Bintu Ebî Bekr (r. anhâ) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. Hz. Peygamberden (sas) sorarak: Annem geldi, görüşüp konuşmayı arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı? dedim. Evet dedi, ona gereken hürmeti göster. (Buhârî, Hibe 28, Edeb 8)
İbn Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam Resûlullaha (aleyhissalâtu vesselam) gelerek: Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı? dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam): Annen var mı? diye sordu. Adam: Hayır yok dedi. Peki teyzen de mi yok? dedi. Adam: Evet, var deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): Öyle ise ona iyilik yap! Teyze anne makamındadır. diye emretti, (Tirmizî, Birr 6.)
« Annesinden dayak yediği halde, yine "anne" diye ağlayan bir çocuktur aşk. » Cemal Süreyya
Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır. Andre Mauroıs
Hiçbir süs ve makyaj bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez. Emile Brachvogel
Anneler, her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar. Ostrovski
Türk milleti öyle analara sahiptir ki her devrin büyük adamlarını böyle analar yetiştirmiştir. M.Kemal Atatürk
Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür; bu ıstırap ihtiyarlamaz. Vıctor Hugo
Bir kadın, anne olana kadar çocuktur. A.Strındberg
Kadına saygılı ol. Çünkü O insanoğlunun anasıdır. Hz.Ali
Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: Annemdir. Abraham Lincoln
Kadınlar zayıftır ama analar kuvvetlidir. Victor Hugo
Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur. Balzac
Analık sanatının ilk şartı çocuk uyuduktan sonra uyumaktır. Anatole France
Hiç kimse kollarında bir çocuk tutan anne kadar muhterem ve saygıdeğer değildir. Johann Wolfgang von Goethe
Dünyada öğretilen bütün bilgilerin hiçbiri bize, bir ananın bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi vermeye muktedir değildir. Raabe
Oyuncu, sunucu Ceyda Düvenci bir kadının yaşayabileceği en zor savaşı küçücük kızıyla birlikte verdi. Kızının sağlığıyla sınandı. Ama sonunda sabırla, dualarla, özenle kızını sağlıkla kucağına aldı. Ve kızına duygu dolu bir mektup yazdı:
Evimdeyim, yuvamda. Mis gibi kokuyor evim, huzurlu, fonda müzik sesi. Sabun kokusunu sevdim ben her zaman. Sonraları biraz da lavanta.Ve hep sakin melodiler cezbetti beni. Tabii ki mum ışığı. Böyle bir anda yazıyorum sana satırlarımı. Ve eğer gerçekten hem satırlarımı okuyup hem de hissetmek istersen beni, dinlediğim müziği dinleyebilirsin. Imany, Slow Down.
36 yaşımla vedalaşırken yine sık yaptığım bir şeyi yapıyorum. Kendimle kalıp hayatımın muhasebesini. Bu defa farklı olan, seninle de paylaşıyorum şu an. Hayatın hızına inat seviyorum bu şarkıyı; Yavaşla, zaman senin. Her şey iyi olacak diye başlıyor. Ve sanki zaman duruyor.
36 yıl su gibi akarken benden götürdüklerine, getirdiklerine, sevinçlerine, hüzünlerine akıyorum. Her anını ilk yaşamışım gibi. Keşkelerim o kadar az ki. Sanırım gerçekten kendim için yaşadım. Hep güçlü oldum, hayatımı kendim kurdum, kimseye muhtaç olmadım.
Kendime güvendim en çok, kimseye eyvallahım olmadı. Kalbimin sesini dinledim en çok ve asla pişman olmadım.
Yanlışlarımla, doğrularımla sevdim kendimi, hiç kızmadım. Sonra hayat bana seni hediye etti. Anne oldum, her şey başkalaştı. Hayatımın başlangıç noktası, anlamı, amacı değişti. Zor başladı annelik, sen karnımda büyürken daha hayat mücadelesi başladı. Beraber savaştık. Tutunduk birbirimize, eyvah dediğim anlar oldu, imdat dediğim anlar da. Dualarla geçti hamilelik. Seni beklerken kadın olarak hayatımın en büyük imtihanından geçtim. Ve bir kez daha anladım o zamanlar, hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibaret... Ve sağlık bizi yaşatan, gerisi teferruat. Gerçek hazırlık sana en güzel odayı hazırlamak değil, sana her şartta hazır olmakmış. Sonra sen doğdun.
Hayatımın aşkı, içimde büyüyen, her gün aşkıyla büyüyen canım, doğdun. Sonraki günler kabustu. Sana hiç
dokunamadan, koklayamadan, emziremeden geçen 1.5 ay. Tek dostum dualar oldu. Gece gündüz dua ettim, dua ettik. Hayatımın en büyük aşkını sağlıkla kucağına almayı beklemek. Ne büyük bir imtihan. Gerisi teferruat. Ve 5 Nisan. Meleğim kucağımda, evine geldin. Hayatımın ilk mutluluk gözyaşlarını o gün döktüm. İkincisini de 29 Ekimde sen ilk adımlarını attığında. Balım, kızım, balköpüğüm, Melisam beni iyi ki annen olarak seçtin. Bu kısacık zamanda bana öğrettiklerin için, gülümsediğinde gamzende açan her çiçek için, bana bakan gözlerinde parlayan ışık için, içime çektiğim bebek kokun için, tenimde dolaşan ellerin için, annem diyen sesin için, bana hayata tutunmayı öğreten mücadele gücün için, zorluklara rağmen tükenmeyen huzurun ve güzel sesinden çıkan tüm müzik nağmeleri için teşekkür ederim. Seni seviyorum. Şimdi bizim şarkımızı dinlemeye başlıyorum. Bu şarkı beni hep diplerden gün ışığına çıkarttı, çünkü seni beklerken hep bu şarkıyı dinledim. Kendini karanlıkta hissedenler varsa hemen açsın....