Almanyada yasayanlar ve yalniz kalanlar

Ben Almanya'da dogdum büyüdüm..
Yalniz degilim, ailemle yasiyorum ama keske burada yasamasaydik..
Simdilik isimi ve okulumu daha yüksek bir düzeye getirip, iyi bir konum yakaladigimda hayatimi degistirmek istiyorum.
Zamanin ne getirecegi belli olmaz ama isimi Türkiye'de de yapabilecegimi ögrendigim anda ucarim buradan..
Artik Avrupa'nin hic bir avantaji yok hanimlar..
Sigortalar pahali, hizmetleri gittikce azaliyor, hersey cepten ödeniyor, emekli yasi gittikce yükseliyor ve insan degeri gittikce azaliyor..
Bunca seyi burada cekecegime memleketimde ceker de, hamd olsun dogru yerdeyim demeyi tercih ederim.
Allah hepimize hayirlisini nasip etsin.

Nerede ekmek, ev ve sevgi bulursaniz, memleketiniz orasidir :KK66:

:nazar::nazar::nazar::emir_bebek::emir_bebek::emir_bebek::nazar::nazar::nazar:
iyi güzel demissin ama insan gönlüne söz geciremedigi zaman isini ülkesini ailesini sevdiklerini cevresini herseyini bu ugurda arkasinda birakiyor.....ve sonra isisten gectikten sonra hep ikinci bir sansim olsaydilar basliyor örnek a yani bende oldugu gibi.....buarada ne is yapiyorsun belki bir faydam olur sana
 
:nazar::nazar::nazar::emir_bebek::emir_bebek::emir_bebek::nazar::nazar::nazar:
slm ben dortmund yakinlarinda oturuyorum hollandaya 1 2 saat uzaktayim sanirim seninde dil problemin var ah ah bu hayat bakalim bize daha ne süprizler yapacak. bizleri daha neler bekliyor allah bilir.....yildönümüm gecen haftaydi 29 temmuz yildönümümüzün özel olmasini hep istemistim parise gider birhafta kaliriz diye ama kocamla limoni oldugumuz icin birak parise gitmeyi kutlamadi bile hic orali olmadi ne yazikki....bende onun icin ozel bir hediye yaptirmistim isyerinde sürekli cay kahve ictikleri icin ona özel bir kupa yaptirdim üzerinede dügün resimlerimizden birini koydurdum cok güzel oldu ama bosuna hediyem hala dolapta duruyor hic söylemedim bile erkenden yataga girip sabahakadar agladim evet benim icin unutulmaz bir evlilik yildönümü oldu her agladigimda aklima gelecek bir EVLILIK YILDÖNÜMÜ.....

sen Türkiyede özgürlügünü isini okulunu hepsini bir insan icin biraktin ve o insan evlilik yil dönümünü unutuyor, yazik.
Senin icin 3 secenek var

1. savasip kendi ayaginin üzerinde durmalisin, bunu almanca ögrenerek yapabilirsin almanyada kesinlikle duygusal olmamalisin yoksa kaybedersin
2. her seyi birakip bye bye demek
3. her seyi kadere birakip dört duvar arasinda kendi kendini kemirmek hasta olmak, bu gidisle saclarin cabuk agarir

bir hata yapip cocuk yapma. O zaman 3. kendiliginden gelir.
senin kisiligine hangisi daha cok uyuyor?
 
sana 1. sec derim
cünki kader diye bisey yoktur, bunu her insan kendisi yaratir.
tek dogarken ve ölürken secme hakkin yok.
 
bu message olayi arkadas olanlar icinde gecerlimi?
"Özel mesaj gönderebilmeniz için Sitede yazmış olduğunuz toplam mesaj sayısının 100 veya daha fazlası olması gerekmektedir."
cok sacma, arkadas listemdeki insanla yazismak icin niye 100 sayisi beklenmeli?
 
burda yasam zor özellikle türkiyede büyüyüp buraya sonradan geldiysen.
bende evlenip geldim cok zorluklar yasadim yasiyorumda.
durduk yere aglama krizlerine girerdim camdan disari bakip bakip aglardim rabbime sükürler olsun hersey yavas yavas düzeliyor.
kizim dogduktan sonra kendimi cok daha iyi toparladim kendime cevre edindim.
yil sonunda dilimi gelistirmek icin dil kursuna baslicam kurs bittikten sonra ehliyet kursuna gidicem.
sonradan gelip uyum saglamak cok zor cok.
 
:nazar::nazar::nazar::emir_bebek::emir_bebek::emir_bebek::nazar::nazar::nazar:
slm ben dortmund yakinlarinda oturuyorum hollandaya 1 2 saat uzaktayim sanirim seninde dil problemin var ah ah bu hayat bakalim bize daha ne süprizler yapacak. bizleri daha neler bekliyor allah bilir.....yildönümüm gecen haftaydi 29 temmuz yildönümümüzün özel olmasini hep istemistim parise gider birhafta kaliriz diye ama kocamla limoni oldugumuz icin birak parise gitmeyi kutlamadi bile hic orali olmadi ne yazikki....bende onun icin ozel bir hediye yaptirmistim isyerinde sürekli cay kahve ictikleri icin ona özel bir kupa yaptirdim üzerinede dügün resimlerimizden birini koydurdum cok güzel oldu ama bosuna hediyem hala dolapta duruyor hic söylemedim bile erkenden yataga girip sabahakadar agladim evet benim icin unutulmaz bir evlilik yildönümü oldu her agladigimda aklima gelecek bir EVLILIK YILDÖNÜMÜ.....

Ben evlilik yildonumumuzde Tr deydim. Gelince kutlariz diye dusundum 1 hafta sonra geldim ama ne kutlama ne bisey, ustune geldigim hafta kavga ettik tartistik icinde biriktirdiklerini doktu bir guzel ve tabi bende simdi iyiz ama Benim icin de unutulmaz bir yildonumu oldu gercekten. Erkekler oyle maalesef. BEn sunu anladimki ustune gitmiyceksin yani sevgini belli etmiyceksin fazla ben artik oyle yapiyorum ve o kdr rahatimki kendime farkli ugraslar buluyorum mesela o tv ye bakarken bende kitap okuyorum ayri odalarda degil ama sirf o gorsun diye yaninda yapiyorum. Canim benim uzulme sanki uzulunce umurlarinda mi oluyor. Kutlama olsaydi guzeldi benimde olmadi ama olmadi icimizde kaldi napalim sonucta kavgalar tuzu biberi sikma canini bende cok agladim ama sonucta kimden fayda varki :KK43: Dil sorunum var biraz kendimi idare edecek kdr biliyorum ama devam etmeliyim sen kursa gidiyo musun ?
 
Zordur almanyada Gelin Olmak...

Yazar Rüstem Deveci
Çarşamba, 01 Haziran 2011

Bulunduğu yörenin dışına, biraz uzağına, belki başka bir şehre gidenler için bile gurbet zor. Ya dilini bilmediği; insanına, dinine, gelenek göreneğine yabancı olduğu başka bir ülkeye gitmek... İşte o hakiki gurbet ellerinde gelin olanlardan bahsedeceğiz bu dosyamızda. Özellikle 1960 yıllarının sonlarında Almanyaya para kazanarak dönme umuduyla gidip, oralarda yeni bir yaşam kuran ailelere gelin gidenlerin hallerine tercüman olacağız.

TOZPEMBE RÜYALARDAN ACI GERÇEKLERE

Yapılan bir araştırmaya göre; Almanyadaki Türk evliliklerinin %60ı Türkiyeden. Yakın akraba evlilikleri ön planda. Oradaki aileler çocuklarını Anadolu terbiyesi görmüş ve Alman kültüründen etkilenmemiş biriyle evlendirmeyi istiyorlar. Böyle bir talep Türkiyeden de "iyi bir kısmet" nazarıyla karşılanıyor. Sevmedikleri, denk olmayan kişilerle zorla evlendiriliyor kimi kızlar.

Nasıl bir sıkıntının içine atıldıklarınıysa gittikten kısa bir süre sonra fark ediyorlar. Çoğunun kurduğu tozpembe rüyalar yerini hayatın acı gerçeklerine bırakıyor. Yabancılık sendromu, fikir ve kültür çatışmaları, dil bilmemek, ciddi bunalımlara sebep oluyor ve diğer bazı ailevi sorunlarla birleşince hayat birçokları için cehenneme dönüyor. Kimileri sıkıntılar yüzünden psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor. Genellikle çekilebildiği noktaya kadar katlanılıyor duruma. Bıçak kemiğe dayandığı gün ise boşanmayla sonuçlanıyor yaşananlar.

Almanyada psikolog olarak çalışan Pınar Burcu Güneş, konuyla ilgili şunları anlatıyor: "kadın günden güne sıkılır, konuşacak paylaşacak kimsesi yoktur. Yeni yeni tanımaya başladığı eşi sürekli ev dışındadır. Kendisini yalnız kalmış hisseder. Kimi zaman evlerde ciddi şekilde kayınvalide baskısı da görülebilir... Yeni gelen genç kadın, hem dil, hem de Almanyadaki haklarını bilmediğinden sesini çıkaramaz. Ancak bu kadar stres yaşayan vücut, öfkenin diline tercüman olur. Pek çok ağrı, sızı hissedilir ama hiçbirisinin de altında fizyolojik bir soruna rastlanamaz".

AVRUPA SEVDASI DENK OLMAYAN EVLİLİKLERE SEBEP OLUYOR

Yurt dışına giden bir gelin şöyle yakınıyor: "Buraya aldanıp gelenler, hiç beklemediği koşullarla karşılaşıyor. Erkekler getirdikleri eşlerini ailesinin hizmetine veriyor, köle gibi davranıyorlar, onları beğenmeyip aldatıyorlar. Hatta bazıları şiddet bile kullanıyor. Çocukları için birçoğu katlanmaya çalışıyor. Ama buradaki kimsesizlik, sahipsizlik ve gurbet duygusu tam olarak insanı bitiriyor." Bir başkası ise "Bazıları buradan gidenleri zengin sanıyor. Avrupa sevdası, para hırsı denk olmayan evliliklere sebep oluyor. Çirkin erkekler; çok güzel, yaşı küçük kızlarla evlendiriliyor. Birbirini anlamayan iki insan, bir araya getiriliyor" diyor.

"ALLAH ORAYA İNSANI, GELİN ETMESİN!"

Almanyaya 1969da bir çocuk annesi olarak 22 yaşında giden ve orada mutlu olabilen şanslı gelinlerden biri Elmas teyze. Mutluluğunuysa çocuklarıyla birlikte muhabbetli bir yuvaya, eşinin sevgi ve şefkatine, şehrin dışında kurulmuş Türk mahallesinde geleneklerine göre yaşayabilmelerine ve dine saygılı, anlayışlı patronlarının olmasına bağlıyor. Fakat diğer gelinleri düşününce; "Allah oraya insanı, gelin etmesin!" demekten kendini alamıyor.

"SEN ANNEMLERLE SAKİNCE EVDE OTUR!"

Gurbetteki gelinlerle ilgili çok fazla yaşanmış acı hikaye mevcut. İşte bir kaçı: anne-baba oğullarını dışarı hayatından ve Alman kızlarından kurtarabilmek için Türkiyeden güzeller güzeli Seville ihtişamlı bir düğünle evlendiriyorlar. Resmi işlemler yüzünden düğünden bir ay sonra Almanyaya giden geline eşinin ilk sözleri "Evlendim diye değişeceğimi zannetme. Eskisi gibi yaşayacağım. Canım ne zaman eve gelmek isterse, o zaman gelirim. Dışarıdaki hayatıma karışmayacaksın. Sen annemlerle sakince evde otur!" oluyor.

Hasretle kocasından güzel birkaç duygulu cümle duymayı uman Sevilin bu ilk isteklerle başından aşağı kaynar sular dökülmüş adeta. Sonraki bir yıl da boşuna geceleri eve dönmesini beklemiş eşinin. Kayınvalide, kayınpeder ve kayınlarıyla küçücük evde, gündüzleri onların hizmetinde, geceleri ağlayarak ya da eşinden azar işiterek geçirmiş. "Sanki benimle ailesi evlenmiş gibiydi. Hiçbir şekilde beni sahiplenmiyordu. İkimizin yaşamdan beklentileri, ahlak anlayışı çok farklıydı ve düzelecek bir hali de yoktu. O nedenle oralarda ömrümü harcamak istemediğimden, dönüp boşandım" diyor Sevil geçmişteki evliliğinden bahsederken. Fatma Hanım ise önceleri Almanyaya gelin olmanın ayrıcalık olduğunu düşündüğünü, ama gidince kendisini, kör ve sağırlar gibi hissettiğini, çocuklarını istediği şekilde yetiştiremediğini, hayatın robot, maneviyatınsa zor olduğunu söylüyor ve gelin adaylarına sesleniyor: "Sakın vatanınızı bırakıp buralara gelmeyin!"

GELİNİN YENİ YERE UYUM SAĞLAMASINA YARDIMCI OLUNMALI

PSİKOLOG FARİKA TEYMUR ARTIR

Yurtdışına gelin gitmek aile çevresinde alışılan ortamdan uzak olmak açısından oldukça zor bir durum. Fakat her yeni durum birey için stres kaynağı olabildiği gibi geliştirici de olabilir. Yaşanan bütün problemlerde içinde bulunulan durum kadar insan faktörü yani bireysel farklılıklar da önemli. Bireyler ne kadar bilinçli, merhametli ve anlayışlı olursa yaşanan sıkıntılar da o kadar az olacaktır.

Önce eş seçiminde uygunluk önemli. Burada hem evlenen gençlere hem de ailelere sorumluluk düşüyor. Maddi imkanlardan ziyade uyum için gereken diğer özelliklere bakılması sıkıntıları azaltacaktır. Gelin adaylarının karar verirken kendilerini bekleyen durum hakkında bilgi sahibi olması eş adayı ile bir süre telefonla ve internet aracılığıyla olsun görüşmeleri "kararda aile mi, bireysel tercih mi daha etkili" anlamaları açısından uygun olacaktır. Memnuniyetsizlik fark edilirse sonradan değişir diye düşünülmemelidir.
Sevgi saygı ve kararlılığın olduğu bir evliliğin uyum içinde yürümesi daha kolaydır. Eşler arasında uyum olursa, sağlıklı bir aile yapısı varsa, içinde bulunulan şartların zorlukları ile daha kolay baş edilebilir. Tabii başta istekli başlayan evliliklerde de sıkıntılar görülebiliyor. Bu durumda gelinlerin de kendilerini geliştirmeye, yeni duruma uyum sağlamaya istekli olmaları, hallerinden şikayetçi olmak yerine güzel taraflarını görmeleri uyumu kolaylaştıracaktır. Bu durumda erkeğin anlayışlı olması, karısının içinde bulunduğu şartlara uyum sağlamasını kolaylaştırması, bulunulan ülkenin dilini öğrenmesine yardımcı olması, ailesinin, karısının kendisini geliştirmesine engel olucu davranışları varsa buna güzellikle mani olması gerekmektedir.

Bilinçli, güzel ahlak sahibi, kendilerini sürekli geliştiren anne babalar diğer aile üyeleri ile birlikte çocuklarının evlilik hayatlarını da kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir. Bu etki önce uygun adayın seçiminde çocuklarına destek olmak ve daha sonra onların tercihine saygılı olmakla başlar. Eğer eşlerin kişilikleri ve davranışları ile ilgili endişeleri varsa bu endişeler uygun bir dille kırmadan güzel bir şekilde dile getirilmelidir. Bu, müdahaleden ziyade bilinçlendirici bir üslupla yapılmalı, eşlerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmelerine yardımcı olunmalıdır.

Erkeğin ailesi gelinden önce yurtdışında bulunuyorsa, gelinin yeni yerler görmesi ve geliştirici bir sosyal çevreye girmesine yardımcı olmalıdır. Onun içinde bulunduğu şartlara kendi kişiliğini, ruh ve beden sağlığını, manevi değerlerini ve kültürel kimliğini kaybetmeden uyum sağlamasına karşılıklı anlayış ve isteğe bağlı olarak destek olmalıdır. Böylece ailede ve sosyal hayatta uyumun temelleri atılmış, gelecek nesillerin de daha sağlıklı olarak yetişmesi için uygun ortam sağlanmış olacaktır.

SOSYAL HAYATLARI ÇOK DAR

MİMAR DİLEK KAYHAN

Almanyada doğup büyümesine rağmen çocuklarının Almanlaşmaması için Türkiyeye kesin dönüş yapan mimar Dilek Kayhanın anlattıkları da oradaki hayatlar hakkında çok şey söylüyor. "Almanyada çoğu aile, otuz-kırk sene öncesinin göreneğiyle kalmışlar. Kendisi kaynana kaynatasından nasıl bir gelinlik görmüşse, aynı hali gelinine uyguluyor. Aileni, memleketini bırakıp başka bir aileye, memlekete gidiyorsun. Başka bir kültüre karışıyorsun. Oraya gelin gidenler bu nedenle üç-dört kat zorluk yaşıyor. Gelinimizin gözü açılmasın, bize bağlı kalsın, söz dinlesin, başkaları ona akıl verir gibi nedenlerle gelinleri çok sıkı tutuyorlar, bir yere göndermiyorlar. Böylece dar olan sosyal hayatı, evdekiler daha da kısıtlıyor.

Zaten gelin, dili olmadığından sadece komşu gezmesine, bir iki düğüne ya da alışverişe gidebilir. Genelde dayanılabildiği yere kadar çekiliyor, ama o sıkıntıya katlanamayıp hemen dönenler de fazla. Mesela bir arkadaşım vardı; kaynana, kaynata, kayın, iki görümce, dört çocuk bir arada yaşıyordu. Gelinsin, ancak hizmet ediyorum. O küçücük evden beni çıkarmıyorlar, alışverişe bile götürmüyorlar diyordu. Bir nevi esirsin onların elinde. Üç-beş kuruş verip ailenin yanına gidemezsin. Uçak bileti alacaksın, bir sürü para lazım. Üç senede bir Türkiyeye gidebiliyordu arkadaş. O zaman da ailesini üç gün görebiliyor, onun için de bir sürü laf işitiyordu.

Biz bahçemizde çay içerdik. Komşunun gelini kızcağızın canı giderdi biraz bizimle dışarıda vakit geçirmek için, ama beş dakika kalamazdı. Kimseye ve hiçbir yere göndermezlerdi. Ancak gelen misafirlere çay-pasta-börek hazırlar, ev işi yapardı. Zaten eşlerin kendi başlarına bir hayatları yok. Bir de kocalar boş bir vakit bulunca oturup Almanca film seyreder. Karısı da bir kelime anlamadan yanında oturur. Ortak paylaşım olmuyor haliyle.

Gelinlerine iyi davrananlar, ayrı ev açanlar, mutlu olanlar da var. Özellikle eğitimli ve ekonomik durumu iyi olanlar, daha düzgün bir aile hayatına sahip. Ama yine de farklı kültür ve gurbetin zorluğunu onlar da yaşıyor. Sohbetler, seminerler son beş yıldır daha yoğun. 2000den sonra kendilerini geliştirmeye başladı oradakiler de. Son dönemlerde bazı aileler oğullarını, birbirlerini daha iyi anlarlar düşüncesiyle, orada yetişen kızlarla evlendiriyorlar.

Hazirlayan: Nardane KÖSKER
 
Bu yaziyi baska bir baslik altinda paylasmistim ama burda da paylasmayi uygun gördüm.. Bende sizler gibiyim, Almanya ya gelin olarak geleli 2 sene oldu ne hayallerle ne umutlarla geldigim Almanya bana zehir oldu suan evliligim bitmek üzere cok caba sarf ettim ama daha fazla yapabilecegim bir sey kalmadi :KK43: 2 senedir dört duvar arasinda bir hayat yasadim üstelik Izmir den geliyorum. Izmir de güzel bir isim, ailem, sevdiklerim, dostlarim ve sosyal bir yasantim vardi burda ise sadece duvarlar ve ben varim.. Esim beni hic anliyamadi hic destek olmadi aksine daha da zorlastirdi herseyi :KK43:(
 
Bu yaziyi baska bir baslik altinda paylasmistim ama burda da paylasmayi uygun gördüm.. Bende sizler gibiyim, Almanya ya gelin olarak geleli 2 sene oldu ne hayallerle ne umutlarla geldigim Almanya bana zehir oldu suan evliligim bitmek üzere cok caba sarf ettim ama daha fazla yapabilecegim bir sey kalmadi :KK43: 2 senedir dört duvar arasinda bir hayat yasadim üstelik Izmir den geliyorum. Izmir de güzel bir isim, ailem, sevdiklerim, dostlarim ve sosyal bir yasantim vardi burda ise sadece duvarlar ve ben varim.. Esim beni hic anliyamadi hic destek olmadi aksine daha da zorlastirdi herseyi :KK43:(

seneye insallah izmire gidecem
almanyanin neresindensin canim
 
Berlin de yasiyorum ben ve cok az Almancam var maalesef.. Okuldan 1-2 tanidigim kisi var ama cok nadiren görüsüyoruz oda ancak telefonda, evlerimiz yakin olmadigi icin her zaman görüsme imkanimiz olmuyor.
 
NRW den olsaydin buradan senin durumunda baska insanlarda var birlesir arkadaslik kurardik
gündüzleri evde tek basinami kaliyorsun kocan evde degilmi? yanlizlik zor geliyor yazmissin
 
Ben de almanyaya yeni gelenlerdenim.. gidip gelmelerle 2 senem, oturum alali ise 6ayim oldu. Bizde bir fark, biz esimle birlikte geldik yani ikimiz de almanyanin yabancisiyiz.. Ama isimiz sebebiyle hem cok kisiyi hem de almanyanin pek cok yerini tanidik.. Ben mannheimda oturuyorm ve tum gun calisiyiyorm. Ama isimizin turklerle olmasi sebebiyle dogru duzgun almanca ogrenecek firsatim olmuyor.. İsin kotusu, olan guzelim turkcemi de alamancilastirmaya basladim :) gulsem mi aglasam mi bilmiyorum :) bizim burda turk cok oldugu icin herkes bana sen cok sanslisin sizin orasi turkiye gibi diyo ama benim alistigim turkiye kesinlikle bu degil.. İzmirden geldim ben, adapte olamiorum evimde bile hala digiturk izliyorum o avrupa atv kanal d bana cok uzak gelio.. Esim cok kolay adapte oldu o da sevmiyo burayi ama kolay arkadas ediniyo bense iste olmadigim her zaman evdeyim.. İlk baslarda cok bocaladim ama simdi hamileyim ve doguma az kaldi tum dusuncem bebegimle ilgili, sıkıntilarimi attim sanki, turkiyeye donmenin hayaliyle yasiyip gidiyorum.. Turkiyeden gelene cok zor, kimsenin alisabilecegine inanmiyorum turkiye o kadar keyifli biryer ki sokaga cikmak bile yetiyor, burda en guzel yere gitsen ruhsuz heryer..
 
:nazar::nazar::nazar::emir_bebek::emir_bebek::emir_bebek::nazar::nazar::nazar:
iyi güzel demissin ama insan gönlüne söz geciremedigi zaman isini ülkesini ailesini sevdiklerini cevresini herseyini bu ugurda arkasinda birakiyor.....ve sonra isisten gectikten sonra hep ikinci bir sansim olsaydilar basliyor örnek a yani bende oldugu gibi.....buarada ne is yapiyorsun belki bir faydam olur sana

Tesekkür ederim ilgin icin. Haklisin gönül sevdasi insana herseyi yaptirir.
Ben Eylül'de bankacilik meslegine baslayacagim, 2,5 senenin sonunda sinavlar var ve kazanirsam egitimli bankaci olacagim.
Ama sanirim buradaki egitimimle Türkiye'de bankaci olarak calisamiyorum.. Arastirmaya calisiyorum iste :96:
 
Ben de almanyaya yeni gelenlerdenim.. gidip gelmelerle 2 senem, oturum alali ise 6ayim oldu. Bizde bir fark, biz esimle birlikte geldik yani ikimiz de almanyanin yabancisiyiz.. Ama isimiz sebebiyle hem cok kisiyi hem de almanyanin pek cok yerini tanidik.. Ben mannheimda oturuyorm ve tum gun calisiyiyorm. Ama isimizin turklerle olmasi sebebiyle dogru duzgun almanca ogrenecek firsatim olmuyor.. İsin kotusu, olan guzelim turkcemi de alamancilastirmaya basladim :) gulsem mi aglasam mi bilmiyorum :) bizim burda turk cok oldugu icin herkes bana sen cok sanslisin sizin orasi turkiye gibi diyo ama benim alistigim turkiye kesinlikle bu degil.. İzmirden geldim ben, adapte olamiorum evimde bile hala digiturk izliyorum o avrupa atv kanal d bana cok uzak gelio.. Esim cok kolay adapte oldu o da sevmiyo burayi ama kolay arkadas ediniyo bense iste olmadigim her zaman evdeyim.. İlk baslarda cok bocaladim ama simdi hamileyim ve doguma az kaldi tum dusuncem bebegimle ilgili, sıkıntilarimi attim sanki, turkiyeye donmenin hayaliyle yasiyip gidiyorum.. Turkiyeden gelene cok zor, kimsenin alisabilecegine inanmiyorum turkiye o kadar keyifli biryer ki sokaga cikmak bile yetiyor, burda en guzel yere gitsen ruhsuz heryer..

Benim gibisin ayni sende.ben de esimle geldim.O da cok cabuk alsti.Bir farkimiz ben calismiyorum.Inana bu cok daha zor.Hayatimda sikilmanin ne demek oldugunu bilmezmisim.Buraya gelince anladim sikilmanin ne demek oldugunu-Hic bir yer türkiye gibi olamaz.
 
X