Çok ilginç. Bence senin çıktığın cocuk tuhaf biriymiş. Benim eski erkek arkadaşım yada diğer çıktığım yabancı erkeklerin hiç biri böyle değildi. İlk buluşmanın olmazsa olmazı ya yemek yada kahvedir. Genelde erkek öder ama yok illa ben ödeyeceğim dersende şikayet edeceklerini sanmam. Hiç öyle ilk bulusmada eve gitmem zaten, eve çağırmanın tek amacı var ve onun içinde çaba harcamaya gerek görmemiştir.
sen "ilk bulusmada eve çağırmanın tek amaci var onun icin de çaba harcamaya gerek gormemistir" diyorsun ama onlarin zihniyeti bizimki gibi erkegin cinsellik icin kostugu - kadinlari birliktelik icin ikna ettigi- ilgi alaka gösterdiği bir zihniyet degil ki. Kadinlar da pekala ilk bulusmada birileriyle yatmayi tercih edebiliyolar ve kendilerini "bana deger gostermedi - beni kullandi" diye düşünmüyorlar. Hatta hamile kaldiklari kisilerle evlenmeyi kendileri tercih etmiyor. mantalitemiz cok farkli.
sevgilim, ev arkadasi ve onun sevgilisiyle beraber yasiyordu. onlarin ask hikayesini (!) dinlemistim; bir vesileyle tanisiyorlar, kadin ilk bulusma icin eve cagiriyor film izlemek icin. sonra tekrari geliyor falan derken cok sık birbirlerinde kalınca erkek; "buraya boşuna kira ödeme, benim evim bana ait, kira masrafin olmaz" diye konuşup ayni eve çikmayi teklif ediyor. beraber yatiyorlar ama ev arkadasi faturalari yemekleri falan bölüp parasini birbirlerine atiyorlar :) love story
duydugum neredeyse tüm tanisma hikayeleri hep boyleydi.
oyle bizdeki gibi tanimadan etmeden hoslaniyorum denen, büyük laflar edilen, erkegin avci gibi kadinin pesinden kostugu, onu bir seylere "ikna etmek" için tüm hünerlerini sergilediği bir dunya yok yani oralarda.
(eyalet eyalet farklidir belki ama eski duvarin dogu tarafinda kalan kesimde benim tüm cevrem - ve anlattıklarımin neredeyse tamami sevgilimin bakis acisindan - onun vesilesiyle tanidigim insanlarin anlattıklarindan. Daha baska yerler böyle degildir bilmiyorum. sonucta mardinli birinin kendi cevresinden kadin erkek ilişkisi örnekleriyle izmirli kisinin ayni değildir). onlara göre geleneksel cinsiyet rolleri demode - kroca - maço seyler. yani bir erkegin sadece erkek oldugu için klozeti cifleme işini yapmamasi ile sadece erkek oldugu icin hesabi odemek istemesi onlar icin ayni iğrenclikte birsey. cinsiyet eşitliğine inanmayi geç yasayan insanlar. cocuk hastaysa hem anneye 15 gun izin var hem babaya - en basiti. bizdeki gibi hasta cocukla ilgilenmek anneye ayrilmis bir görev degil. ya da bizdeki gibi bir erkek, çocuklarını parka götürüyor- tam bakim veriyor- evi temizliyor diye kimse onlari övmüyor. ilk bulusmada eski usul -restoran secen, kadini kapidan alip yedirip icirip hesabi ödeyen erkek sey gibi geliyor; "iyyy şu kroya bak. sirf erkek diye benim hesabimi odeyecegimi zannediyor! yakinda sirf kadin oldugum icin evin islerini benim yapmami bekler. eski kafa!"
Ben mesela bizde kadinlarin, elinden tamir vs gelmeyen erkeklere küçümser baktığını söyledim. sonucta (benim icinde bulundugum sosyoekonomik duzende) bir erkek conta sıkmasinı bilmiyorsa malın tekidir yani. ya da matkap kullanilacaksa - teknik bir sey varsa erkekten beklersin. Bunu soyledigimde sevgilime cok tuhaf geldi çünkü orada kizin muslugunu tamir etmek istesen "ne alaka, kadin oldugum icin kendi tamirimi yapamayacagimi mi iddia ediyorsun" diye terslenirmissin. ya da ilk bulusmaya cicekle geldiysen bir losersindir ve muhtemelen ikinci bulusmaya hic cikamazsin.
hatta daha bugün hayatinda (aile evi haric) ona yemek yapan tek kişi oldugumu soyledi.
o kadar genis cevresi var, kadinin yemek yapıp masaya koydugu türden iliskisi olan tanidigi sadece bir tanecik arkadasi varmis. Acikan gider atistirir doyarmis : )
ve bugun duyduguma gore "date'e çıkmak" onlar icin amerikan filmlerinden öğrendikleri bir seymis. öyle amerikan filmlerindeki gibi - bizdeki gibi bulusmalar hic yaygin değilmiş. ya evde bulusur ya arkadas partisine gider ya da dag bayir yürürmüşsun (hos nereye gitsinler aksam 7'den sonra tum dukkanlarin kapandigi, benzinlik haric su bile bulamadigin, pazarlari marketin bile acik olmadigi bir yerdeler)
bizim iliskimizde de ben ne kadar "tipik türk kızı"ysam sevgilim de o kadar "tipik alman erkegi"
ilk bulusmamizda 14 kilometre yol yürümüştük, iki yakada tüm güzel yerlere gitmis kucuk kucuk biseyler atıştırmistik, sulemaniye manzarasinda cay, gulhane parki çimenlerinde beltur sandvici, kiz kulesi karsisinda toz sahlep falan. kimin ödediğini hatırlamıyorum bile zaten ödenen para minik minik rakamlardi.
ama sonucta tabii ki sohbetlerimizin cok büyük bir kismi kendi ulkemizdeki aile / ask / is ilişkileri falan oluyor. Yeri geliyor cevremizden- onceki yaşantımızdan orneklerle anlatiyoruz bizim kulturlerin "normalini"
mesela ben ilk bulusmada öpüşmediysem zaten o kisiyle arkadas olmuşum demektir, sevgili olduysak o öpücüğü almisimdir. ama ona "turk kizlari boyledir" diyemem . Hatta tam tersi "evlenmeden olmaz diye birliktelik icin evliliği beklemenin elzem oldugunu düşünen kadinli erkekli bir çoğunluk var" diyorum. ya da ben sifir altinla evlenecegim. ne sevgilimden ne ailesinden en ufak bir beklentim yok- ailemin de yok. Ama turk aile yapısında altinin cok onemli oldugunu hatta çoğu zaman iki ailenin konusup kac altin istedigine karar vermesinin normal olduğundan bahsediyorum. ben gelinlik yerine kendime kendi paramla beyaz elbise alacagim ama tabii ki konusurken gelinligi burada erkek tarafinin aldigini o yuzden fiyatlarin inanilmaz şiştigini - erkek ailesi "daha uygununu bulalim" dediginde kizin "ben en iyisine layigim" kavgalarina girdigini falan anlatıyorum. sonucta düğün oncesi alisveris kavgasi da bizim gelenegimizin bir parcasi. sen yapmazsin - o yapmaz ama (en azindan benim dahil oldugum 2-3 nesil once koyden kente gocenlerin oldugu sosyoekonomik grupta) oldukca yaygin.
ben de mesela bunlari anlatıyorum bizim kültürlerden bahsederken. Bir erkegin daha bir kez basbasa bulusmadigi kizlara bile "cok hoslandim, sen baskasin, niyetim ciddi" demesinin normal oldugunu hatta böyle ustune dusmese kadinin hic bulusmayacagini falan anlatiyorum ama anlattiklarim da bir genelleme sonucta. yasadigi toplum hakkinda fikri oluyor en azindan:)