• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Alevi dernekleri: Bir arada yaşamamızı istemiyorlar

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
248
Uğur Kurt'un vurulduğu Okmeydanı Cemevi avlusunda Alevi dernekleri yöneticileri açıklama yaptı: Abluka altındayız. Türkiye'de gün olmuyor ki Alevilere karşı herhangi bir suç işlenmesin. Ayrımcılığın başı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'dır.

İlk olarak Hacı Bektaş Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez konuştu. Geçmez, "24 saat geçmesine rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları cemevine gelme cesaretini göstermediler" dedi. Geçmez, "Abluka altındayız şu anda. Uğur kardeşimiz burada. Polisin açtığı ateş sonucu cemevi avlusunda arkadaşımız katlediliyor. Polisin bu katliamlarına dur demek istiyoruz. Türkiye'de gün olmuyor ki Alevilere karşı herhangi bir suç işlenmesin.Türkiye'de bir cami avlusunda bir vatandaş polis tarafından vurulsaydı Türkiye'deki alevilerin hali ne olurdu. Düşünmek dahi istemiyorum. Aleviler buna rağmen sağduyularını koruyorlar. Bu sorun artık Alevilerin sorunu değil. Bu sorun Türkiye'nin çoğunluğunu oluşturan Sünnilerin sorunudur. Hükümetin bu nefret söyleminden vazgeçmesini istiyoruz. Israrla bizim bir arada yaşamamızı istemiyorlar. Ayrımcılığın başı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'dır. Bu kışkırtıcılığa devam ettiği sürece bu acıları yaşamaya devam edeceğiz. Uğur canımızın kanı bütün siyasilerin üzerindedir. Alevilere 'terörist' diyenler Uğur kardeşimizin katilidir. İlk defa cemevinde bir canımız katlediliyor. Türkiye'de seçim sürecine girildiğinde bütün Aleviler ateş üzerinde. Önce evlerimiz işaretlerindi. Gezi olaylarında katledilen canların tamamı Alevi" dedi.

"NEFRET SUÇU İŞLİYOR"

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel de "Başbakan'ın kendi gibi düşünmeyenleri sevmediğini biliyoruz" diye konuştu. Özel, "Alevilerden nefret ettiğini çok iyi biliyoruz. Alevilerin demokrasiden yana anlayışları var. Israrla burayı zedelemek istiyorlar. Israrla inancımızın devamı olarak zalimin zulmüne boyun eğmediysek biz asla boyun eğmeyeceğiz. Başbakan elinden gelen kötülükleri polisi aracılığıyla kullanıyor. Reyhanlı'da katledilen vatandaşlarımız için '52 Sünni kardeşimiz öldürüldü' diyebiliyor. Gezi'de katledilen bir can için dahi başsağlığı dilemiyor. Nefret suçu işliyor" ifadesini kullandı.

AKŞAM SİVAS'A UĞURLANACAK

Bu arada Uğur Kurt'un cenazesinin saat 17:00'de cemevi'nde düzenlenecek törenin ardından saat 18:00'de karayoluyla Sivas'ın Hafik İlçesine gönderileceği açıklandı.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/alevi_dernekleri_bir_arada_yasamamizi_istemiyorlar-1193540
 
Aylardır biber gazı soluyan ve çocukları tutuklanan Okmeydanı, cemevinin bulunduğu noktaya doğru sıkılan ve Kurt'un canını mal olan resmi kurşunla, tedavisi güç bir yara aldı.

Okmeydanı, çoğunluğunu Alevi yurttaşların oluşturduğu bu mahalle, Gezi Parkı eylemlerinden beri ‘olağanüstü’ günler yaşıyor. Çünkü bu semt, aynı zamanda yasal ya da yasadışı sol grupların sokak hakimiyetiyle öne çıkıyor. Evlerinin duvarlarında Hazreti Ali’nin yeri neyse, sokak duvarlarında Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın yeri de o. Okmeydanı’nda hiçbir ev yoktur ki, evlatlarından biri siyasi nedenle cezaevine düşmesin ya da devlet şiddetine kurban gitmesin...

Gezi Parkı’ndan sonra can veren yedi gencin Alevi olması, bunlardan en küçüğünün, 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın, Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazıyla ölmesi, semt halkında, inançlarından ve politik kimliklerinden ötürü her an devlet şiddetinin kurbanı olabilecekleri endişesi yarattı. Polisin şiddetinin hoyratlığı nedeniyle bu endişe, Okmeydanı’ndan başlayarak birçok yere sıçradı.
Okmeydanı’nda, bilhassa Berkin Elvan’ın ölümünden sonra mahallede yas sürürken, Kasımpaşa’da toplanan eli sopalı bir grubun semte doğru yürümesi, yasadışı bir sol örgüt tarafından atıldığı iddia edilen kurşunun Burak Can Karamanoğlu adlı gencin canını alması, tansiyonu daha da arttırdı. Alevileri ve Sunnileri ayıran Dörtyol mevkisi, adeta bir sınır ve sinir boyuna döndü. Dörtyol’un alt yanında “Okmeydanı komünizme mezar olacak” sloganları, üst yanında “Okmeydanı faşizme mezar olacak” sloganları duvarlara kazındı. On yıllardır birlikte yaşama iradesi gösterebilen semt, ruhen bölündü. Bu günlerde Okmeydanı, 70’lerde olduğu gibi, bir saldırı ihtimaline karşı sokaklarda nöbet tuttu. Okmeydanı, dün Uğur Kurt’un cemevi avlusundan başından vurulduğu ana, bu şekilde getirildi.

Altını çizmek gerekir ki, aylardır biber gazı soluyan ve çocukları tutuklanan Okmeydanı, cemevinin bulunduğu noktaya doğru sıkılan ve Kurt’un canını mal olan resmi kurşunla, tedavisi güç bir yara aldı. Bir ibadethanenin hedef alınması ve ayrım gözetmeksizin, gelişigüzel ateş edilmesi, düne kadar yalnızca kimliklerine yönelik inkar politikasından yakınan Alevi yurttaşları, bugün itibariyle yaşam hakkı kaygısına ve varlık-yokluk savaşına sürüklüyor. Kimlerce gerçekleştirildiği henüz netleşmese de, Kurt’un ölümünden sonraki gösteride atılan el yapımı bombanın patlaması sonucu kimliği belirsiz bir kişinin ölmesi ve yedi polisin yaralanması, yangının büyüyeceğine işaret ediyor.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/okmeydani_bugune_nasil_geldi-1193532
 
Yazık bu insanlara bu zulmü hakedecek ne yaptılar?
Kimse doğarken dilini,dinini,ırkını,mezhebini seçmedi.
Yıl 2014 tabloya bak.
Ya Dünya'da olanlardan da mı ders alınmadı?
Yıllarca siyahi insanları aşağıladılar ABD başkanı bugün bir siyahi,Yahudileri yok etmeye kalktılar bugün Yahudiler azınlıkta olmasına rağmen ticari bir güç,beyin olmuş durumda.
Bu insanlık suçudur.

LG-P710 Tapatalk
 
Son düzenleme:
EY Alevi kardeşlerim.
Her devirde...
Dövülen siz oldunuz.
Sövülen siz oldunuz.
Öldürülen siz oldunuz.

*

Ama son devirde ekstradan bir “anlayışsızlık”, bir “sevgisizlik”, bir “merhametsizlik” duvarına çarpıyorsunuz.
“Alevilerin alayı bize düşman olsa oyumuz kaç azalır ki?” diyerek...
“Alevilerin bize karşı olması sayesinde bizim oylar konsolide oluyor” diyerek...
Sizi dışlıyorlar, sizi üzüyorlar, sizi kopuşa sürüklüyorlar.

*

Atılan her adımın, “bunun bizim oylara etkisi ne olur ki?” denilerek atıldığı günlerdeyiz.
Bütün bunlar bundandır.

*

Eskiden hiç değilse görüntüyü kurtarmak amacıyla ağızlar açıldığında söze “Alevi kardeşlerimiz” falan diye başlanırdı.
Artık onun bile ifade edilmemesinin ardında yatan temel etken budur.

*

Eskiden göstermelik de olsa “Alevilerin özgürlük sorunu”nun çözümü üzerine kafa patlatılırdı.
Artık bırakın kafa patlatmayı, sorunun kaynağı haline gelmelerinin ardında yatan temel etken budur.
Ey Alevi kardeşlerim.
Bunların gözünü “oy” bürümüş.
Bunların tek derdi seçmen konsolidasyonu.
Gere gere kazandıklarını fark ettikleri için germeye devam ediyorlar.

*

Ey Alevi kardeşlerim.
Bu oyunu bozmak gerek.
Oyunu bozmanın yolu şudur:
Koparmaya çalışanlara inat kopmamak, ayrıştıranlara inat ayrışmamak, yalnızlaştıranlara inat yalnızlaşmamak, çaresiz hissettirmeye kalkışanlara inat çaresiz hissetmemek, bu topraklara yabancılaştırmaya çalışanlara inat yabancılaşmamak, düşmanlaştırmaya inat dost kalmak.

*

Ey Alevi kardeşlerim.
Unutmayın:
Er ya da geç “yeni sandık zaferleri için kesintisiz düşmanlık üretimi”ne dayalı bu model, iflas edecek, bitecektir.
Bitmeyecek olan sizinle bizim aramızdaki sarsılmaz ve köklü bağdır.

Deprem olunca mırıldandıklarım
40 saniyelik sallantı anında ve sallantıdan hemen sonra mırıldandığım cümleleri takdim ediyorum:

Tansiyonum mu düştü ne?
Korkma, titre... Korkma, titre...
Olmuştur, geçmiştir.
Deprem olunca kilitlenmek telefonun fıtratında var mı acaba?
Ölüm de var.
Evden çıksam mı acaba? Boş bir alan yok ki çıkayım.
Şimdi kesin Gezi Parkı’nı kapatmışlardır.
Yetiş ey profesör Ahmet Ercan.
Bakalım bu sallantı ulusumuzu nasıl bölecek?

Aynştayn’ın karısı başörtülü olsaydı
ULUSAL Kanal’da bir program...
Konuklar: Prof. Oktay Sinanoğlu ve eşi Dilek Sinanoğlu...

*

Olay şu:
Programda Dilek Sinanoğlu’nun ağzından “inovasyon” kelimesi çıkıyor.
Türkçe konuşurken araya yabancı kelimelerin sıkıştırılmasına fena halde öfkelenen Oktay Sinanoğlu, eşini canlı yayında azarlıyor.
Ve azarlamakla yetinmiyor.
Eşine “boş kafalı” diyor.
Eşi de bu hakaret karşısında “peki, tamam” diyerek karşılık veriyor.

*

“Türk Aynştayn’ı” sıfatıyla göklere çıkarılan Oktay Sinanoğlu kimdir?
Nevi şahsına münhasır biridir.
Ama aynı zamanda laik, Kemalist ve ulusalcıdır.
Peki onun bu hoyrat tutumundan ve eşinin bu hoyrat tutum karşısındaki ezik tavrından yola çıkarak bir genelleme yapabilir miyiz?
Katiyen yapamayız.
Yapmamalıyız.
“Bütün laik, Kemalist ve ulusalcılar böyledir” dememeliyiz.

*

Ama dininize imanınıza doğru söyleyin:
Muhafazakâr bir profesör, başörtülü eşiyle televizyona çıksaydı...
Ekran önünde eşini azarlasaydı...
Hatta “boş kafalı” diyerek hakaret etseydi...
Yanındaki başörtülü eşi de “peki, tamam” diyerek sessizce başını öne eğseydi...
Ne yapardınız?
“Genelle babam genelle” yarışında ipi göğüsler miydiniz, göğüslemez miydiniz?
Söyleyin.
Söyleyin ama dininize, imanınıza doğru söyleyin.

Hep biz mi yenilmiş sayılacağız?
BİRİNCİ Dünya Savaşı’nda ne olmuştu?
Şu olmuştu:
Almanlar yenilince biz de yenilmiş sayılmıştık.

*

Bu sefer durum farklı...
Başbakan Erdoğan’ın Köln seferiyle...
Buradaki cepheleşmenin aynısını Almanya’ya da taşımış olduk.
Yani artık Almanya’nın da bir cepheleşme sorunu var.

*

Almanya yenilince “yenilmiş” sayılan bir millet olarak...
Şimdi Almanya’ya, “Türkiye cepheleşince Almanya da cepheleşmiş sayıldı” duygusunu yaşatıyoruz.

*

“Hüllooğğğ” diye bağırabiliriz.
En az üç kere.

‘Tekmeci danışman’a yeni görev önerisi
GÖREVDEN almışlar “tekmeci danışman”ı...
Yeni bir göreve atayacaklarmış.
Bir yer arıyorlarmış.
Duyduklarımız bunlar.

*

Yeni görev yeri için benim bir önerim var.
O “danışman”ı...
Çevik Kuvvet’in başına getirsinler.
AHMET HAKAN
 
Çok merak ediyorum, neden gezide ve diğer eylemlerde öldürülenlerin, DHKPC lilerin TİKKOCULARIN cenazeleri hep cem evlerinden kaldırılıyor. Sanıyorum bazıları içlerinde asırlarca biriktirdikleri nefreti başkalarında görüyorlar ve bu nefret sonunda dönüp kendilerine yansıyor. Ne diyelim Allah ölenlere rahmet etsin.
 
Çok merak ediyorum, neden gezide ve diğer eylemlerde öldürülenlerin, DHKPC lilerin TİKKOCULARIN cenazeleri hep cem evlerinden kaldırılıyor. Sanıyorum bazıları içlerinde asırlarca biriktirdikleri nefreti başkalarında görüyorlar ve bu nefret sonunda dönüp kendilerine yansıyor. Ne diyelim Allah ölenlere rahmet etsin.
Gezide ölenler sıradan gariban insanlardı
 
anlasılan sağcı solcu başörtülü açık diye bölemediler
şimdii alevi sünni şafi ayrımı yaptırmaya çalısacaklar yazıklar olsun :19::19:
 
Bence düşünemediklerinden değil de...Hadi bir kişi,iki kişi düşünmüyor dersin....Hepsi mi aynı ? :30:

valla ben bizim toplumun neye ne şekil artık tepki verdiklerini çözemiyorum dünyanın en büyük olayları oldu soma da felaket herkez nerdeyse sustu dünya bizi savundu ama saçma sapan şeylerde patlıyoruz yada böle körü körüne inanıyoruzz :ssz::ssz:
 
Bence düşünemediklerinden değil de...Hadi bir kişi,iki kişi düşünmüyor dersin....Hepsi mi aynı ? :30:

Düşünmez olurlar mı?

İnsanların çoğu kendi keyfine bakar. Kendi keyfi yerindeyse seyrettiklerini film zanneder. Bu ruh halinde, rahatsızlığıa, haksızlığa bir kılıf buluverir, rahatlar ve kafa yormayı bırakır.
 
Back