- 8 Haziran 2012
- 5.378
- 1.437
- Konu Sahibi AngryPenguin
- #1
DİSK ve KESKin Taksimin 1 Mayıs gösterilerine kapatılmasına karşı yürüttüğü hukuk mücadelesi sonucunda mahkum olan AKP hükümeti, Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanmasını sağlamak zorunda
1 Mayıs yaklaşırken alan tartışmaları da başladı. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB 1 Mayısta Taksimde olacaklarını ilan etti. Hükümet hala keyfi bir şekilde Taksimi emekçilere kapatmaya çalışsa da, 1 Mayıs alanı tartışması artık hukuk tarihine de geçen bir kararla bitirilmiş durumda.
DİSK ve KESKin 2008de başlattığı hukuk mücadelesi sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Aralık 2012de verdiği kararla AKPyi mahkum etmiş, Taksimin 1 Mayıs alanı olduğunu tescillemiş ve hükümeti Taksimi 1 Mayıs mitingine hazırlamak zorunda bıraktı.
AİHM yaptığı incelemede;
Dava sürecini takip eden avukatlardan Av. Arzu Becerikin AİHM kararı üzerine yazdığı ve Taksimi 1 Mayıs gösterileri Taksimin 1 Mayıs alanı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tescillendi başlıklı yazısı:
Yıllarca Taksim Meydanının 1 Mayıs miting, kutlama ve anmalarına getirilen engellemeler ve yasaklamalar nedeni ile Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı ile mahkum oldu.
2008 yılının 1 Mayısında, mitinge katılmak üzere İstanbul ve ülkenin çeşitli yerlerinden gelen katılımcılar DİSKin önünde toplandıkları sırada yollarının çok büyük bir polis barikatı ile kesilmesi, üzerlerine tazyikli su sıkılması, gaz bombası atılması, binanın içine de gaz bombası atılmasıyla kitlelerin Şişli bölgesinden çıkışı engellenmiş, Taksim Meydanı çok yönden abluka altına alınmış, Taksime ulaşımı sağlayan toplu ulaşım araçları, metro,otobüs,vapur seferleri durdurulmuş, emekçilerin Taksime girişine izin verilmemişti.
Hükümet yetkilileri; 1 Mayısın Taksim Meydanında kutlanmasının İstanbul için büyük bir risk oluşturduğu, burada yapılacak miting sırasında yasadışı örgütler tarafından olay çıkarılacağı şeklinde istihbarat aldıkları, Taksimde kutlama ve anma yapmak isteyen ve kitleleri Taksim Meydanında buluşmaya çağıran DİSK ve KESK Yöneticilerinin suç işlediği konusunda açıklamalarda bulunmuş hatta ayakların baş olduğu ifadeleri bile kullanılmıştı. Tüm bu yaşananlar üzerine DİSK ve KESK, 1 Mayıs kutlama haklarının şehrin özellik gösteren ve toplumun hafızasında yeri olan bölgelerinde miting yapma haklarının engellenmesi, miting için çağrıda bulundukları kitlelere saldırıda bulunulması, sendikal haklarının ve görevlerinin engellenmesi, Toplu İfade ve Gösteri Haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile AİHMe başvuruda bulunmuşlardı.
AİHM bugün verdiği karar ile Hükümetin Taksim Meydanında 1 Mayıs kutlaması engellemesinin Toplantı ve İfade Özgürlüğünün ihlal edildiği, Hükümetin kısıtlama için kullandığı gerekçelerin gerekli ve kanıtlanabilir olmadığı, Toplantı Yapma Özgürlüğünün toplantının istenilen yerde yapılmasını da kapsadığı, soyut ve kanıtlanamayan bahanelerle emekçilere kapatılmak istenen ve kapatılan Taksim alanının kutlama alanı olduğunu tescil etmiş oldu.
AİHM yaptığı incelemede, Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığını, DİSKin üyelerini anmak için Taksim Meydanını kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğunu; bu gösterilerden günlük yaşam etkilense bile Hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğini, hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü, DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu gerekçelerin kanıtlanamadığına, Şişli Etfal Hastanesine atılan gaz bombasının hiçbir haklı gerekçesinin olmayacağına, tüm bunların İfade ve Toplantı Özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.
Taksim Meydanının 1 Mayıs Alanı Olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tescillendi. İlk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbuldaki adresi olarak tescillenmiş, ilk kez bir meydan, Taksim Meydanı. Avrupa İnsan Hakları Sisteminde bir özne olarak yer almıştır. Üzerinde bu kadar tartışmalar yapılan, uğruna bedeller ödenen, sendikaların tarihinde, yaşayanların anılarında ve türkülerde bile emekçilerle anılan Taksim Meydanı böylece, ününe yakışır bir şekilde Emekçilerin 1 Mayıs Meydanı olarak uluslararası hukuk tarihine geçmiştir. (1)
İHAM bu kararda Örgütlenme Özgürlüğü açısından da oldukça kapsamlı ve net tespitler yapmıştır. Sendikaların, sendika olmalarından kaynaklanan toplanma özgürlüğü ve 1 Mayıs kutlama hak / yetki ve özgürlüklerine sahip oldukları tespit edilmiştir. İHAM, bu tür gösterilerde kurumlar ve kişilerin bir bütün olduğunu, Sendikaların, hem Taksim katliamını anmak için düzenlenen gösterinin organizatörleri olarak doğrudan mağdur, hem de göstericiler adına da mağdur edildiklerini belirtmiştir. İHAM; Sendikaların, üyelerini, sendikanın işlevi ile ilgili konularda temsil etme hakkına sahip olduğu, bunun için özel olarak üyelerinden vekalet almalarının gerekmediği tespit edilmişti.(2) Bu doğrultuda da 1 Mayıs 77′de ölenleri anmak ve işçi gerekmediğini tespit etmiştir. Bayramını kutlamanın da açıkça ilgili iki sendikanın yetkisinde olduğunu; bu hakkın kullandırılmamasının İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturduğunu belirtmiştir.
Kararın Etkileri :
a) Uygulanma Zorunluluğu: Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi olmuştur.
Kamu Düzeni ölçütü: İnsan Hakları değerler sisteminde kamu düzeni uluslararası bir kurum olarak ele alınır, bu kurum gereği Hukuk Devletin gerçeklesme şekli olarak, Hukuk Kurallarının uygulanma zorunlulugu, Hukuk Kurallarını oluşturan Mahkeme Kararlarının da uygulanması zorunluluğunu tüm taraf ülkelere yüklemiştir. Hükümet, İHAM tarafından 27.11.2012 tarihinde verilen bu karara itiraz hakkını kullanmamış, kararda yapılan tespitleri kabul etmiştir. İHAS 46 m./1 İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü düzenlemiş, İHAS 44 m.de kararlara uymamanın Bakanlar Komitesinin Denetimini gerektireceği yaptırımını düzenlemiştir.
1 Mayısın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 19 Ocak 2000 tarihli kararı ile de İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü idari bir organ olarak da teyit etmiştir.
Anayasa 90.m/ son fıkrasında uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanacağı düzenlenmiştir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
Tüm bu ulusal ve uluslararası düzenlemeler gereği bu karar uygulanması gerekli bir karar olmuştur. Kararın gereği gibi uygulanabilmesi için Hükümet gerekli önlemleri alıp, Taksim Meydanını 1 Mayısa hazırlamalıdır.
Aksi halde, İHAS 44.m. gereği Bakanlar Komitesi denetimi ile karşı karşıya kalacaktır.
a. Taksim Meydanı, 1 Mayısta kutlamalara hazır olmalıdır.
Taksim Meydanı üzerindeki kısıtlama ve yasaklama bu kadar ayrıntılı incelenmiş, Hükümetin her tezi cevaplandırılmış ve Taksimin kent hafızasındaki yeri bu kadar açık olarak tespit edilmişken, hiçbir bahane 1 Mayısın Taksimde kutlanmasına gerekçe olamaz. Yapılan kazı, inşaat vs. her türlü faaliyet ya sonlandırılmalı, durdurularak, gerekli önlemler alınarak Meydan 1 Mayısa hazırlanmalıdır.
Taksim Meydanında inşaat yapılıyor olması, İHAM kararının uygulanmaması gerekçesi olamaz. İHAM kararları etkili olarak uygulanmak zorundadır.
O halde Hükümet ne yapıp edip, Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanması için önlemler almalı, ya inşaatı bitirmeli, aksi halde ara vererek, Meydanı toparlamalı, kutlamanın yapılmasını sağlamalıdır. Kuşkusuz bu çabalar ve sonuçları, büyük ozan Ruhi Sunun türküsünde dilediği şekilde yaraları sarmaktan henüz uzak olsa da; toplumsal muhalefetin hiçbir zaman kendilerine verilenle yetinmediği, haklarını kullanmakta her zaman kararlı ve güçlü oldukları, hiçbir mücadele alanını terketmediklerinin, sabahın bir sahibinin (3) varlığının açık göstergesidir.(4)
b. İçtihat olarak Devam Eden Davalar a Etkisi:
Çok kapsamlı olan bu karar, ülkemizde yaşanan ifade özgürlüğü ve toplu gösteriler konusundaki sorunlara ve yürüyen davalara da etkili olacaktır.
Barışçıl Toplu Gösterilerinin dolaylı, soyut gerekçelerle engellenmemesi, Hükümetin bu gösterilere tolerans göstermesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır.
Buna göre; HESlere karşı yapılan Hopadaki gösteriler; Hopadaki Metin Lokumcunun öldürülmesini protesto eden gösteriler; öğrencilerin, emekçilerin, öğretmenlerin, toplumun her kesiminin barışçıl olarak yaptıkları gösteriler, ODTÜndeki Başbakanı protesto, üniversitelerdeki protestolar, Cumhuriyet Bayramının kutlanması, Toplu İfade Özgürlüğü kapsamında kalacaktır. Bu gösterilerin engellenmesi hakkın ihlali olacaktır.
c. AKP binalarının dokunulmazlığı olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğimiz şekilde, İHAM kararı ile göstericilerin, gösteri yerini belirleme özgürlüğünün de ifade özgürlüğü kapsamında olduğunun tespiti, iktidara seslerini duyurmak isteyen göstericilerin AKP binaları önünde de toplanabileceklerini, şimdiye kadar AKP binaları yakınında yapılan her gösterinin, hemen ve şiddetle engellenmesinin de karar doğrultusunda, İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin incelediğimiz bu kararındaki usule ilişkin bu tercihlerimizi onaylaması ve esasa ilişkin tespitleri, Mahkemenin Türkiyede 1 Mayısın Taksim Meydanında kutlanmak istenmesinin nedenlerini iyi incelediğini göstermektedir. Bu inceleme sonucunda, Sendikal Hak ve Yetkiler konusuna katkı yapıldığı gibi, İfade Özgürlüğünün mekan bakımından kullanılması konusuna yapılan katkı da kararın emsal olma niteliğini kazandırmıştır.
http://www.sendika.org/2014/04/akp-aihmde-mahkum-oldu-hukumet-taksimi-1-mayisa-hazirlamak-zorunda/
1 Mayıs yaklaşırken alan tartışmaları da başladı. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB 1 Mayısta Taksimde olacaklarını ilan etti. Hükümet hala keyfi bir şekilde Taksimi emekçilere kapatmaya çalışsa da, 1 Mayıs alanı tartışması artık hukuk tarihine de geçen bir kararla bitirilmiş durumda.
DİSK ve KESKin 2008de başlattığı hukuk mücadelesi sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Aralık 2012de verdiği kararla AKPyi mahkum etmiş, Taksimin 1 Mayıs alanı olduğunu tescillemiş ve hükümeti Taksimi 1 Mayıs mitingine hazırlamak zorunda bıraktı.
AİHM yaptığı incelemede;
- Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığına, DİSKin üyelerini anmak için Taksim Meydanını kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğuna,
- Bu gösterilerden günlük yaşam etkilense bile Hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğine,
- Hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü, DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu gerekçelerinin kanıtlanamadığına,
- Şişli Etfal Hastanesine atılan gaz bombasının hiçbir haklı gerekçesinin olmayacağına,
- Tüm bunların İfade ve Toplantı Özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermişti.
- Taksim Meydanının 1 Mayıs alanı olduğunun AİHMce tescillenmesiyle ilk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbuldaki adresi olarak tescillendi ve ilk kez bir meydan, Taksim Meydanı, Avrupa İnsan Hakları Sisteminde bir özne olarak yer aldı.
- AİHM kararıyla doğan uygulanma zorunluluğu ile birlikte, Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi haline geldi.
Dava sürecini takip eden avukatlardan Av. Arzu Becerikin AİHM kararı üzerine yazdığı ve Taksimi 1 Mayıs gösterileri Taksimin 1 Mayıs alanı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tescillendi başlıklı yazısı:
Yıllarca Taksim Meydanının 1 Mayıs miting, kutlama ve anmalarına getirilen engellemeler ve yasaklamalar nedeni ile Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı ile mahkum oldu.
2008 yılının 1 Mayısında, mitinge katılmak üzere İstanbul ve ülkenin çeşitli yerlerinden gelen katılımcılar DİSKin önünde toplandıkları sırada yollarının çok büyük bir polis barikatı ile kesilmesi, üzerlerine tazyikli su sıkılması, gaz bombası atılması, binanın içine de gaz bombası atılmasıyla kitlelerin Şişli bölgesinden çıkışı engellenmiş, Taksim Meydanı çok yönden abluka altına alınmış, Taksime ulaşımı sağlayan toplu ulaşım araçları, metro,otobüs,vapur seferleri durdurulmuş, emekçilerin Taksime girişine izin verilmemişti.
Hükümet yetkilileri; 1 Mayısın Taksim Meydanında kutlanmasının İstanbul için büyük bir risk oluşturduğu, burada yapılacak miting sırasında yasadışı örgütler tarafından olay çıkarılacağı şeklinde istihbarat aldıkları, Taksimde kutlama ve anma yapmak isteyen ve kitleleri Taksim Meydanında buluşmaya çağıran DİSK ve KESK Yöneticilerinin suç işlediği konusunda açıklamalarda bulunmuş hatta ayakların baş olduğu ifadeleri bile kullanılmıştı. Tüm bu yaşananlar üzerine DİSK ve KESK, 1 Mayıs kutlama haklarının şehrin özellik gösteren ve toplumun hafızasında yeri olan bölgelerinde miting yapma haklarının engellenmesi, miting için çağrıda bulundukları kitlelere saldırıda bulunulması, sendikal haklarının ve görevlerinin engellenmesi, Toplu İfade ve Gösteri Haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile AİHMe başvuruda bulunmuşlardı.
AİHM bugün verdiği karar ile Hükümetin Taksim Meydanında 1 Mayıs kutlaması engellemesinin Toplantı ve İfade Özgürlüğünün ihlal edildiği, Hükümetin kısıtlama için kullandığı gerekçelerin gerekli ve kanıtlanabilir olmadığı, Toplantı Yapma Özgürlüğünün toplantının istenilen yerde yapılmasını da kapsadığı, soyut ve kanıtlanamayan bahanelerle emekçilere kapatılmak istenen ve kapatılan Taksim alanının kutlama alanı olduğunu tescil etmiş oldu.
AİHM yaptığı incelemede, Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığını, DİSKin üyelerini anmak için Taksim Meydanını kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı görevi olduğunu; bu gösterilerden günlük yaşam etkilense bile Hükümetin, barışçıl hakkın gerçekleştirilmesi konusunda hoşgörülü olması gerektiğini, hükümetin hakkın kullanımını engellemek için ileri sürdüğü, DİSK binasından taş atıldığı, göstericiler arasında yasadışı örgüt üyelerinin bulunduğu gerekçelerin kanıtlanamadığına, Şişli Etfal Hastanesine atılan gaz bombasının hiçbir haklı gerekçesinin olmayacağına, tüm bunların İfade ve Toplantı Özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.
Taksim Meydanının 1 Mayıs Alanı Olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tescillendi. İlk defa bir meydan, ulusalüstü hukuk alanında bir hakkın temel unsuru olarak kabul edildi. Bu kararla Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarının İstanbuldaki adresi olarak tescillenmiş, ilk kez bir meydan, Taksim Meydanı. Avrupa İnsan Hakları Sisteminde bir özne olarak yer almıştır. Üzerinde bu kadar tartışmalar yapılan, uğruna bedeller ödenen, sendikaların tarihinde, yaşayanların anılarında ve türkülerde bile emekçilerle anılan Taksim Meydanı böylece, ününe yakışır bir şekilde Emekçilerin 1 Mayıs Meydanı olarak uluslararası hukuk tarihine geçmiştir. (1)
İHAM bu kararda Örgütlenme Özgürlüğü açısından da oldukça kapsamlı ve net tespitler yapmıştır. Sendikaların, sendika olmalarından kaynaklanan toplanma özgürlüğü ve 1 Mayıs kutlama hak / yetki ve özgürlüklerine sahip oldukları tespit edilmiştir. İHAM, bu tür gösterilerde kurumlar ve kişilerin bir bütün olduğunu, Sendikaların, hem Taksim katliamını anmak için düzenlenen gösterinin organizatörleri olarak doğrudan mağdur, hem de göstericiler adına da mağdur edildiklerini belirtmiştir. İHAM; Sendikaların, üyelerini, sendikanın işlevi ile ilgili konularda temsil etme hakkına sahip olduğu, bunun için özel olarak üyelerinden vekalet almalarının gerekmediği tespit edilmişti.(2) Bu doğrultuda da 1 Mayıs 77′de ölenleri anmak ve işçi gerekmediğini tespit etmiştir. Bayramını kutlamanın da açıkça ilgili iki sendikanın yetkisinde olduğunu; bu hakkın kullandırılmamasının İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturduğunu belirtmiştir.
Kararın Etkileri :
a) Uygulanma Zorunluluğu: Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi olmuştur.
Kamu Düzeni ölçütü: İnsan Hakları değerler sisteminde kamu düzeni uluslararası bir kurum olarak ele alınır, bu kurum gereği Hukuk Devletin gerçeklesme şekli olarak, Hukuk Kurallarının uygulanma zorunlulugu, Hukuk Kurallarını oluşturan Mahkeme Kararlarının da uygulanması zorunluluğunu tüm taraf ülkelere yüklemiştir. Hükümet, İHAM tarafından 27.11.2012 tarihinde verilen bu karara itiraz hakkını kullanmamış, kararda yapılan tespitleri kabul etmiştir. İHAS 46 m./1 İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü düzenlemiş, İHAS 44 m.de kararlara uymamanın Bakanlar Komitesinin Denetimini gerektireceği yaptırımını düzenlemiştir.
1 Mayısın kutlanmasını sağlamak Hükümetin görevi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 19 Ocak 2000 tarihli kararı ile de İHAM kararlarına uyma yükümlülüğünü idari bir organ olarak da teyit etmiştir.
Anayasa 90.m/ son fıkrasında uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanacağı düzenlenmiştir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
Tüm bu ulusal ve uluslararası düzenlemeler gereği bu karar uygulanması gerekli bir karar olmuştur. Kararın gereği gibi uygulanabilmesi için Hükümet gerekli önlemleri alıp, Taksim Meydanını 1 Mayısa hazırlamalıdır.
Aksi halde, İHAS 44.m. gereği Bakanlar Komitesi denetimi ile karşı karşıya kalacaktır.
a. Taksim Meydanı, 1 Mayısta kutlamalara hazır olmalıdır.
Taksim Meydanı üzerindeki kısıtlama ve yasaklama bu kadar ayrıntılı incelenmiş, Hükümetin her tezi cevaplandırılmış ve Taksimin kent hafızasındaki yeri bu kadar açık olarak tespit edilmişken, hiçbir bahane 1 Mayısın Taksimde kutlanmasına gerekçe olamaz. Yapılan kazı, inşaat vs. her türlü faaliyet ya sonlandırılmalı, durdurularak, gerekli önlemler alınarak Meydan 1 Mayısa hazırlanmalıdır.
Taksim Meydanında inşaat yapılıyor olması, İHAM kararının uygulanmaması gerekçesi olamaz. İHAM kararları etkili olarak uygulanmak zorundadır.
O halde Hükümet ne yapıp edip, Taksim Meydanında 1 Mayısın kutlanması için önlemler almalı, ya inşaatı bitirmeli, aksi halde ara vererek, Meydanı toparlamalı, kutlamanın yapılmasını sağlamalıdır. Kuşkusuz bu çabalar ve sonuçları, büyük ozan Ruhi Sunun türküsünde dilediği şekilde yaraları sarmaktan henüz uzak olsa da; toplumsal muhalefetin hiçbir zaman kendilerine verilenle yetinmediği, haklarını kullanmakta her zaman kararlı ve güçlü oldukları, hiçbir mücadele alanını terketmediklerinin, sabahın bir sahibinin (3) varlığının açık göstergesidir.(4)
b. İçtihat olarak Devam Eden Davalar a Etkisi:
Çok kapsamlı olan bu karar, ülkemizde yaşanan ifade özgürlüğü ve toplu gösteriler konusundaki sorunlara ve yürüyen davalara da etkili olacaktır.
Barışçıl Toplu Gösterilerinin dolaylı, soyut gerekçelerle engellenmemesi, Hükümetin bu gösterilere tolerans göstermesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır.
Buna göre; HESlere karşı yapılan Hopadaki gösteriler; Hopadaki Metin Lokumcunun öldürülmesini protesto eden gösteriler; öğrencilerin, emekçilerin, öğretmenlerin, toplumun her kesiminin barışçıl olarak yaptıkları gösteriler, ODTÜndeki Başbakanı protesto, üniversitelerdeki protestolar, Cumhuriyet Bayramının kutlanması, Toplu İfade Özgürlüğü kapsamında kalacaktır. Bu gösterilerin engellenmesi hakkın ihlali olacaktır.
c. AKP binalarının dokunulmazlığı olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğimiz şekilde, İHAM kararı ile göstericilerin, gösteri yerini belirleme özgürlüğünün de ifade özgürlüğü kapsamında olduğunun tespiti, iktidara seslerini duyurmak isteyen göstericilerin AKP binaları önünde de toplanabileceklerini, şimdiye kadar AKP binaları yakınında yapılan her gösterinin, hemen ve şiddetle engellenmesinin de karar doğrultusunda, İHAS 11.m.nin ihlalini oluşturacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin incelediğimiz bu kararındaki usule ilişkin bu tercihlerimizi onaylaması ve esasa ilişkin tespitleri, Mahkemenin Türkiyede 1 Mayısın Taksim Meydanında kutlanmak istenmesinin nedenlerini iyi incelediğini göstermektedir. Bu inceleme sonucunda, Sendikal Hak ve Yetkiler konusuna katkı yapıldığı gibi, İfade Özgürlüğünün mekan bakımından kullanılması konusuna yapılan katkı da kararın emsal olma niteliğini kazandırmıştır.
http://www.sendika.org/2014/04/akp-aihmde-mahkum-oldu-hukumet-taksimi-1-mayisa-hazirlamak-zorunda/
Son düzenleme: