- 16 Şubat 2015
- 202
- 77
Arkadaşlar, burada 2008 yılında aile içi tanıştığımız akciğer kanseri ile bilgilerimi paylaşmak istiyorum sizlerle. çünkü kanser kelimesi ile tanışınca, çaresiz yol yordam bilmemek ne demek olduğunu biliyorum.
biraz da faydalı olmak adına yazmak istedim.
öncelikle Allah korusun ve kimseye vermesin.
Annem bu hastalığa yakalandığında tek belirtisi geçmeyen öksürükdü.
röntgenler çekildi ve anneme koah tanısı koydu dahiliye doktoru. aylarca bu şekilde tedavi gördü.
bir gün doktor yerinde değildi, nöbetçi doktora denk geldik ve bize şunu dedi; 2 hafta geçmeyen öksürükte tomografi çektirip doğrudan göğüs doktoruna gitmeniz gerekiyor.
bunun altını çizmek istiyorum. muhakkak tomografi isteyin insanları bu konuda bilinçlendirin.
tani tedavi süreci konulana dek 6 ay geçti. hemen kemoterapilere başlandı.
6 ay süren bir süreçten geçtik.
kemoterapinin yan etkileri çok çok fazlaydı annemin üzerinde. bulantı için olan özel kemoterapi sonrası mide bulantısı hapları bana mısın demiyordu.
ve tedaviyi aldıktan ertesi günü haplarda yaramadığı için, ve bu eziyete tanık kalmaya katlanamadığım için, çareyi her seferine bir sonraki gün tekrardan hastaneye götürüp mide bulantısı için serum taktırmakta buldum.
bunu da şiddetle öneriyorum. hasta zaten yemek yiyemiyor her şeyden tiksine biliyor.
besinlerine dikkat etmesi gerekiyor. greyfruit asla almamalı etkisini azaltıyor ilacın. şekerli türlerden uzak durmalı, kanserin tatlıdan beslendiğini biliyoruz. fakaaat annem ondan da geri durmadı. hep şekeri de olduğu için yedi tatlılardan.
1 avuç ceviz, kabuklu yer fıstığı, çekirdekli siyah kuru üzüm, şeker hastası değil ise taze sıkılmış havuç suyu, domates suyu (mevsiminde ise) , yoğurt, balık, sebze & meyvenin her çeşidini, bağışıklık sistemini güçlendirmek adına her gün alması gereken besinlerdir.
şayet yeterince beslenemiyorsa proteini yüksek mamalardan isteye bilirsiniz doktorunuzdan.
böbrek yetmezliği var ise hastada özel o hastalar için de mamalar mevcut.
genelde sevmezler ben süt ile karıştırıp veriyordum azar azar.
birden tüketilmemeli asla yudum yudum ve ağır ağır içmeli hasta mamayı, aksi taktirde mide bulantısına sebebiyet verir.
bağışıklık sistemi her şeyden önemli bu tedavi aşamasında. o çökerse Allah muhafaza.
ayrıca zatürre de olma riski var bu süreçte, onun da belirtileri kusma, üşüme, titreme, yüksek ateş hemen acile gidin vakit kaybetmeden.
hasta kişileri (grip, nezle vs) hatta hasta olmayanları da yaklaştırmayın, sağlıklı bireyler dinç hasta olmaya bilirler, bünyelerinde mikrop dahi olsa savaşacak kadar dirençlidirler, fakat kemoterapi hastası yeni doğmuş bebek kadar açıktır mikroplara, ve savaşmak da zorlanırlar
yakın temastan kaçınsınlar. mümkünse yanına gelenlere maske verin. bulunduğu odadan çıktıktan sonra odayı havalandırın. ben kapı kollarını dahi dezenfekte ederdim.
yada hasta rahatsız olmaz, nefes sorunu yaşamaz ise kendisine maske verin ve yine havalandırın odayı arada.
tedaviden sonrası çok önemli zatürre aşısı olması gerekiyor.
5 senede 1 tekrarlanıyor. ve her yıl grip aşısı. d vitamini her ay kış mevsiminde alması gerekiyor.
ne yazık ki kemoterapinin yan etkileri de kalıcı oluyor. tedavi bitiminden sonra, sağlıklı hücrelerde etkileniyor. kardioloji'ye götürmeyi ihmal etmeyin. çünkü muhakkak kalp hızı en ufak eforda artacaktır. beta bloker hapı verir doktorunuz hasta için. kalp çarpıntısını nabız hızlanmasını dengede tutmak adına. onların dozları vardır günde 2-3 kere alınan, yada uzun etkili tek seferde 1 adet alınan. bunlara da dikkat etmeniz gerekiyor.
Bu hastalık iyileşmez diye bir şey yok. Allah büyüktür. annem şükür hala hayatta. annemden sonra babamda aynı hastalığa yakalandı. üstelik tedavisi de çok kolay geçti. yan etkisi dahi olmadı. onunkisi tür olarak agresif olandandı. beynine koruma amaçlı ışın verdi doktor. yan etkisi asla olmayacak dedi. bizde inandık. agresif bir tür olduğuna göre sıçrama riskine karşılık uygulasınlar ışını, madem ki yan etkisi de olmazmış, düşük ışın verilecek diye yaptırdık. yaptırmaz olsaydık. işte orda babam düştü. dengesi bozuldu, dünyası tersine döndü diye bilirim. aklı gitti. halüsinasyonlar görmeye başladı. aylar sonra toparladı kendisini. fakat eskisi gibi de değildi. rahmetli babam da daha bilinçli olmamın rahatlığı vardı, ne yazık ki türü agresif olduğundan nüks etti kitlesi tekrardan büyüdü, kemoterapi almaya başladı 2.sefer ama bünyesi zayıftı ve kemoterapiyi kaldıramaz oldu ve doktorlar mecburen kesmek zorunda kaldılar. 3 sene savaşa bildi.
bu konuda bana istediğiniz soruyu da sora bilirsiniz. sağlık hayatta ki en büyük servettir.
sık sık kan tahlillerin yapılması gerektiğini de belirtmek istiyorum, hasta daha fazla hırpalanmasın diye devletten evde bakım istedim, yürümekte tıkanıyorlardı, elimden geldiğince yormamaya çalıştım. kan tahlilini gelip evden alıp yaptırabiliniyor. halen annem için gelip kan tahlillerini o şekilde yaptırıyorum. sigortaya git, erken kalk, sıraya gir belirli yaştan sonra zor olabiliyor. sonuçlarınıda internet üzerinden alabiliyorsunuz.
doktorlar 6 ay yaşar demişlerdi anneme 7 yıla girdik. şükürler olsun.
babacım da keşke gire bilseydi
aklıma gelenleri detaylı anlatmaya çalıştım.
sağlıklı günler diliyorum.
biraz da faydalı olmak adına yazmak istedim.
öncelikle Allah korusun ve kimseye vermesin.
Annem bu hastalığa yakalandığında tek belirtisi geçmeyen öksürükdü.
röntgenler çekildi ve anneme koah tanısı koydu dahiliye doktoru. aylarca bu şekilde tedavi gördü.
bir gün doktor yerinde değildi, nöbetçi doktora denk geldik ve bize şunu dedi; 2 hafta geçmeyen öksürükte tomografi çektirip doğrudan göğüs doktoruna gitmeniz gerekiyor.
bunun altını çizmek istiyorum. muhakkak tomografi isteyin insanları bu konuda bilinçlendirin.
tani tedavi süreci konulana dek 6 ay geçti. hemen kemoterapilere başlandı.
6 ay süren bir süreçten geçtik.
kemoterapinin yan etkileri çok çok fazlaydı annemin üzerinde. bulantı için olan özel kemoterapi sonrası mide bulantısı hapları bana mısın demiyordu.
ve tedaviyi aldıktan ertesi günü haplarda yaramadığı için, ve bu eziyete tanık kalmaya katlanamadığım için, çareyi her seferine bir sonraki gün tekrardan hastaneye götürüp mide bulantısı için serum taktırmakta buldum.
bunu da şiddetle öneriyorum. hasta zaten yemek yiyemiyor her şeyden tiksine biliyor.
besinlerine dikkat etmesi gerekiyor. greyfruit asla almamalı etkisini azaltıyor ilacın. şekerli türlerden uzak durmalı, kanserin tatlıdan beslendiğini biliyoruz. fakaaat annem ondan da geri durmadı. hep şekeri de olduğu için yedi tatlılardan.
1 avuç ceviz, kabuklu yer fıstığı, çekirdekli siyah kuru üzüm, şeker hastası değil ise taze sıkılmış havuç suyu, domates suyu (mevsiminde ise) , yoğurt, balık, sebze & meyvenin her çeşidini, bağışıklık sistemini güçlendirmek adına her gün alması gereken besinlerdir.
şayet yeterince beslenemiyorsa proteini yüksek mamalardan isteye bilirsiniz doktorunuzdan.
böbrek yetmezliği var ise hastada özel o hastalar için de mamalar mevcut.
genelde sevmezler ben süt ile karıştırıp veriyordum azar azar.
birden tüketilmemeli asla yudum yudum ve ağır ağır içmeli hasta mamayı, aksi taktirde mide bulantısına sebebiyet verir.
bağışıklık sistemi her şeyden önemli bu tedavi aşamasında. o çökerse Allah muhafaza.
ayrıca zatürre de olma riski var bu süreçte, onun da belirtileri kusma, üşüme, titreme, yüksek ateş hemen acile gidin vakit kaybetmeden.
hasta kişileri (grip, nezle vs) hatta hasta olmayanları da yaklaştırmayın, sağlıklı bireyler dinç hasta olmaya bilirler, bünyelerinde mikrop dahi olsa savaşacak kadar dirençlidirler, fakat kemoterapi hastası yeni doğmuş bebek kadar açıktır mikroplara, ve savaşmak da zorlanırlar
yakın temastan kaçınsınlar. mümkünse yanına gelenlere maske verin. bulunduğu odadan çıktıktan sonra odayı havalandırın. ben kapı kollarını dahi dezenfekte ederdim.
yada hasta rahatsız olmaz, nefes sorunu yaşamaz ise kendisine maske verin ve yine havalandırın odayı arada.
tedaviden sonrası çok önemli zatürre aşısı olması gerekiyor.
5 senede 1 tekrarlanıyor. ve her yıl grip aşısı. d vitamini her ay kış mevsiminde alması gerekiyor.
ne yazık ki kemoterapinin yan etkileri de kalıcı oluyor. tedavi bitiminden sonra, sağlıklı hücrelerde etkileniyor. kardioloji'ye götürmeyi ihmal etmeyin. çünkü muhakkak kalp hızı en ufak eforda artacaktır. beta bloker hapı verir doktorunuz hasta için. kalp çarpıntısını nabız hızlanmasını dengede tutmak adına. onların dozları vardır günde 2-3 kere alınan, yada uzun etkili tek seferde 1 adet alınan. bunlara da dikkat etmeniz gerekiyor.
Bu hastalık iyileşmez diye bir şey yok. Allah büyüktür. annem şükür hala hayatta. annemden sonra babamda aynı hastalığa yakalandı. üstelik tedavisi de çok kolay geçti. yan etkisi dahi olmadı. onunkisi tür olarak agresif olandandı. beynine koruma amaçlı ışın verdi doktor. yan etkisi asla olmayacak dedi. bizde inandık. agresif bir tür olduğuna göre sıçrama riskine karşılık uygulasınlar ışını, madem ki yan etkisi de olmazmış, düşük ışın verilecek diye yaptırdık. yaptırmaz olsaydık. işte orda babam düştü. dengesi bozuldu, dünyası tersine döndü diye bilirim. aklı gitti. halüsinasyonlar görmeye başladı. aylar sonra toparladı kendisini. fakat eskisi gibi de değildi. rahmetli babam da daha bilinçli olmamın rahatlığı vardı, ne yazık ki türü agresif olduğundan nüks etti kitlesi tekrardan büyüdü, kemoterapi almaya başladı 2.sefer ama bünyesi zayıftı ve kemoterapiyi kaldıramaz oldu ve doktorlar mecburen kesmek zorunda kaldılar. 3 sene savaşa bildi.
bu konuda bana istediğiniz soruyu da sora bilirsiniz. sağlık hayatta ki en büyük servettir.
sık sık kan tahlillerin yapılması gerektiğini de belirtmek istiyorum, hasta daha fazla hırpalanmasın diye devletten evde bakım istedim, yürümekte tıkanıyorlardı, elimden geldiğince yormamaya çalıştım. kan tahlilini gelip evden alıp yaptırabiliniyor. halen annem için gelip kan tahlillerini o şekilde yaptırıyorum. sigortaya git, erken kalk, sıraya gir belirli yaştan sonra zor olabiliyor. sonuçlarınıda internet üzerinden alabiliyorsunuz.
doktorlar 6 ay yaşar demişlerdi anneme 7 yıla girdik. şükürler olsun.
babacım da keşke gire bilseydi
aklıma gelenleri detaylı anlatmaya çalıştım.
sağlıklı günler diliyorum.
Son düzenleme: