Arkadaşlar,
Öncelikle hepinize merhaba.
Birkaç gündür forumu keyifle okuyorum. Kafamdaki pekçok soru işaretini deneyimleriniz giderdi. Ben de bu yüzden hikayemi sizlerle, ve bizden sonra ihtiyaç duyacaklarla paylaşmak istedim. .
Önce kısaca kendimden bahsedeyim: 34 yaşındayım. 5 yıllık evliyim. Ankarada yaşıyorum. Dekorasyon işleri yapan kendime ait bir firmam var. İç mimarlık yapıyorum. Ve işimden gerçekten çok keyif alıyorum.
Gelelim hikayemize...
Yaklaşık 1,5 yıl korunduktan sonra, ısrarlara dayanamayıp (!) korunmayı bıraktık. Hatta ben çocuğun burcunu bile ayarladım. Aklımın köşesinden geçmedi bir problem olacağı...
Herneyse, 6 ay her türlü çalışmayı yaptık, sonuç:0
Testlerimiz yapıldı. Bende bir problem yok. Ama eşimin spermleri hem az hem de morfolojileri bozuk çıktı. Sonuçlar aşağıdaki gibi:
miktar:2.4ml
sperm yoğunluğu: 15 milyon/ml
hareketli sperm: % 50 (hızlı ileri:%20, yavaş ileri:%30)
normal morfoloji: %5
Bu esnada da bir doktorun villasını yapıyorum. Şans bu ya, bu doktor beni kadın doğumcu bir arkadaşının muayehanesini yapmam için tavsiye etmiş.(İyi olacak hastanın dr. ayağına gelirmiş!) Ben ona danışmanlık yaptım, o da beni bebek sahibi yapacağına dair söz verdi. (Doktorum Ankara ünv. hastanesinde prof.)
Yıl:2005-2006: Üç kere aşılama denedik. Sonuç:0 Hocam, artık tüp bebek deniyelim dedi.
Eee, bu sırada insanın savunma mekanizması boş durmuyor tabii...
Ben bebek istiyor muyum?
Buna hazır mıyım?
Hayatım kısıtlanacak mı?
Kariyerim ne olacak?
Çocuk olmasa daha mı iyi olur? vs vs vs
Bir dolu soru kafamda beni tereddüte itti. Ve bu işi 2008 ağustosuna kadar erteledim. İşlerim de (nazar değmesin) süper gidiyor. Nefis yurt dışı fırsatları açıldı önüme. Harika projeler yaptım. Durmadan da dünyayı geziyorum. Bir saniyem boş değil anlayacağınız. Her gece barda, gönlüm hovarda bir hayat! Zaten sigara da içiyorum ve bırakma düşüncesi bile beni geriyor. Bir yandan da yakın arkadaşlarım üreyip duruyor. Ve uzaktan onları seyretmek içimi karartıyor. Hayatları bitmiş gibi görünüyor. Dayanabilir miyim acaba?
Sonunda eşimin baskısına dayanamayarak, yaz başında tekrar doktorumuza gittik. Neyse allahtan adamcağız beni unutmamış. Ben de 70 yaşımda keşke demeyeyim diye, tüp bebeğe razı oldum.
Önce prosedürleri tamamlamamız gerekiyormuş. Tekrar testlerimiz yapıldı. Ben kan verdim, eşim sperm verdi. Sonuçlarda 3 yıl öncesine göre pek bir değişme olmamış. Doktorum, işlemi Ank.Ünv. Hastanesinde yapmayı önerdi. Bence hava hoş. Ama daha önce Bağkurdan sağlık karnemi çıkarmam gerekiyormuş. (8 yıldır hiç ihtiyacım olmamıştı) Devlet 2 kez tüp bebek giderini karşılıyormuş. Ne güzel.
Nefret ederim devletle ilgili bürokratik işlerden. Nitekim bu karneyi çıkarmak için de 2 ay oyalandım. Sonunda eşimin büyük çabalarıyla tüm evraklarımız tamamlandı. Doktorum, 3 kez de aşılama yaptığı için, bizden başka birşey istemedi. Raporum 3 günde çıktı. İlaçları %10 fark ödeyerek aldık. (Sanırım normali %20 iymiş) İlaçları görünce itiraf etmeliyim ki dehşete kapıldım. hayatım boyunca toplasan bunların 10 da biri kadar ilaç almamışımdır.
Tedavi programım ve hissettiklerime gelince,
* Adetten 7 gün önce başladığım ilaç:
Decapepeptyl 1x0.1mg - Her gün deri altına iğne
(Aşılamada da kendi ilaçlarımı kendim yapmıştım. Bu seferde deri altlarını hep kendim yaptım. İnanın hiç ama hiç acımıyor. Ama eşinize sakın bunu söylemeyin. Biraz da acıyomuş gibi yüzünüzü buruşturursanız, köleniz emrinizde... Prenses günlerinizin keyfini çıkarın. Ben ilaçlarımı alıp bir haftalığına iş seyahatine gittim. Döndüğüm gün hasta oldum. Bu ilacın bana hissettirdiği hiç bir yan etki olmadı! )
* Adetin 2.günü : Doktorla randevu, ultrason
(İdrara sıkışık gittim. Ultrasonla üstten şöyle bir baktı. Herşey normalmiş.)
* Adetin 3.günü başladığım ilaçlar:
Gonal F 300IU - her gece deri altı iğne
menagon 75IU- her sabah kas içine iğne
Decapepeptyl 1x0.05mg - Her gece deri altına iğne
( Yine deri altı iğneleri kendim yaptım. Kas altı iğneleri de hemşireye yaptırdım. 5-6 gün sonra bir panterden farksızdım. Adet öncesi sendromlarının 10 katını falan hissediyorsunuz. Sinirler zirvede.. İnanılmaz bir şişkinlik. Sonlara doğru kasıklarda hafif bir ağrı. İştahınız açılıyor.Her gün 1 kilo dondurma yedim. Carte dor bitter çikolatalı olandan. Sonuç: 2 kilo aldım. patates gibi oldum. Kabus gibiydi. )
Adetin 8.ve 11.günü: Doktorla randevu , ultrason
(doktor oluşan yumurtaların çapını ölçüyor. 17mm olması gerekiyormuş. Bu ultrasonlar vajinadan yapıldı. O da hiç acımıyor. Bir dolu yumurtam oluşmuş. Problem yokmuş. Gerçi ben her an patlayabilirim gibi hissediyorum ama naapalım artık. sayılı gün... Yumurtalarım 17mm olunca, ilaçların hepsi kesildi. Sıra yumurtaların çatlamasında...)
Adetin 12.günü : Çatlatma iğnesi kas altı
(yumurta toplanmadan 36 saat önce)
Adetin 14.günü: Yumurtaların toplanması.
(8 saat öncesinden yemeyi içmeyi kesiyorsunuz. Gıcıklık bu ya, nasıl susadım gecenin bir yarısı anlatamam valla. Operasyon anestezi altında yapıldı. 15dk.falan uyumuşum. 17 tane yumurta toplamışlar. Uyandığımda kasıklarımda adet sancısı gibi bir ağrı vardı. Ağrı kesici iğne yaptılar. Yarım saat falan sürdü ağrısı. Ama öyle dayanılmayacak bir ağrı değildi açıkçası. ben biraz şımarıklık yaptım. özellikle lise yıllarımda çok daha sancılı adetlerim olmuştu! 1 saat sonra evdeydim. İlacın da etkisiyle günü uyuklayarak geçirdim.)
Adetin 14.ve 15.günü başladığım ilaçlar: (hemen hepsini gebelik testine kadar kullanacakmışım)
Crinone jel - her sabah (vajina içine uygulanıyor)
Tetradox cap antibiyotik- günde 2 kez tablet
Estrafem - günde 2 kez tablet
Prednol 16mg - her akşam 1 kez tablet - (6 gün sonra bu kesilecek yerine, dekort 0.5mg tablet başlayacak)
Coraspin - her akşam 1 kez tablet
Clexane 0.4ml - her akşam deri altı iğne
1 doz Lucrin (sadece bir kez transferden 3 gün sonra, deri altı iğne)
(gonal f ve menagonu kestikten sonra, şişlerim resmen indi. Hatta eski kiloma döndüm. İnsan akşamdan sabaha zayıflar mı, zayıflarmış valla... mutluyum.)
Yumurta toplanmasından sonraki 3.gün: Embriyo Transferi
(5 tane iyi kalite embriyom oluşmuş.. 3 tane yerleştirecekler. idrara sıkışık olarak gittim. İşlem çok ama çok kolay. 5dk. falan sürüyor. Sıradan bir smear testi gibi. Biraz idrarınızı tutmakta zorlanıyorsunuz o kadar. İdrarı da işlemden sonra hemen sondayla aldılar. İlk bir saat tuvalet yasak. konulan yumurtaları ultrasondan gösterdiler. gerçi bana hiçbişiy ifade etmedi ama olsun. Heyecanlanmış gibi yaptım... Embriyoloğumla da orda tanıştım. Çok şeker bir hanım. Kalan iki taneyi de izliyormuş. Eğer gelişme 2 gün daha devam ederse onları da donduracak. 10 dk. kadar beni kaldırmadan yatırdılar. Sonra yatağa alıp, orda da 1 saat dinlendirdiler. Çok sıkıldım. ve acıktım. Zavallı eşim, heyecandan 9 doğurarak kapıda beni beklemiş. Prensesliğe devam... Hadi güzel bir balık yemeğe gidelim... )
İşte durum şimdilik bu... Embriyolarım bugün transfer edildi. İlaçlarıma aynen devam... Problem yok. Büyütülecek birşey yok.
Sadece gebelik testine kadar cinsel ilişki yasak, ilk üç gün ağır hareketler ,uzun yolculuklar ve kabız olmak yasak. Yatmaya gerek yok. Abartmamak şartıyla normal hayata devam...
psikolojime gelince...
Açıkçası, hayırlısıysa olsun modum hiç değişmedi. Tüm bu tedaviler boyunca rutin hayatımı hiç bozmadım. Kafama hiç kötü şeyler getirmedim. Hep olumlu düşündüm. Çünkü, Biliyorum ki, hayatım bu zamana kadar gayet güzel ve tatminkardı. bebişlerim olursa da (mümkünse biri kız biri erkek; kız ikizler burcu, erkek boğa burcu olsun! doğum zamanında olursa tam burç değişimine geliyor da...) başka bir modda yine keyifli bir hayatım olacak.
Çünkü hayata pozitif bakıyorum. Hep de pozitif baktım. Olmazsa bu dünyanın sonu değil, tam tersine yeni projelerimin başlangıcı olacak. 2.kez dener miyim bilmiyorum. Ama mühendis mantığıyla düşününce olmaması için hiçbir sebep görünmüyor.
12 gün sonra, eğer hamileysem, iktisatlı davranıp, antalyada macera tatiline çıkıcam. (doktorum itiraz etmezse tabii) , hamile değilsem de parise disneylanda gidip, içimdeki diğer çocuğu eğlendiricem.
Ha bu arada -matah gibi- itiraf edeyim, sigarayı da bırakmadım. Ama azalttım. Doktorum, sigarayı bırakmak seni süper strese sokacaksa, bu sana sigaradan daha fazla zarar verir dedi. Ama hamile kalırsam, söz verdim, bırakıcam! (Daha doğrusu bebekler sevmiyecek, ben de içemiycem.Önceden şartlanayım da, ne olur ne olmaz.)
Son olarak eşimin psikolojisine gelirsek,bana her ne kadar belli etmemeye çalışsa da çok ama çok heyecanlı. Zaten benden daha çok anne olacağına %100 eminim. Durup durup embriyolarını sevip gidiyor.Bir dediğimi 2 etmiyor.
Birkaç yakın arkadaşımdan başka durumdan haberi olan yok. Olursa, herkese sürpriz olacak. Ve sonunda annem kedi anneannesi olmaktan kurtulacak!
12 gün sonra, sonucumu mutlaka yazacağım.
Ama naçizane önerim, bu konuyu hayatınızın merkezine koymayın ve hep pozitif olun. Büyütülecek hiç bir şey yok. Hayat sizin hayatınız. bebekli ya da bebeksiz...
Hepinize kucak dolusu sevgiler...
Öncelikle hepinize merhaba.
Birkaç gündür forumu keyifle okuyorum. Kafamdaki pekçok soru işaretini deneyimleriniz giderdi. Ben de bu yüzden hikayemi sizlerle, ve bizden sonra ihtiyaç duyacaklarla paylaşmak istedim. .
Önce kısaca kendimden bahsedeyim: 34 yaşındayım. 5 yıllık evliyim. Ankarada yaşıyorum. Dekorasyon işleri yapan kendime ait bir firmam var. İç mimarlık yapıyorum. Ve işimden gerçekten çok keyif alıyorum.
Gelelim hikayemize...
Yaklaşık 1,5 yıl korunduktan sonra, ısrarlara dayanamayıp (!) korunmayı bıraktık. Hatta ben çocuğun burcunu bile ayarladım. Aklımın köşesinden geçmedi bir problem olacağı...
Herneyse, 6 ay her türlü çalışmayı yaptık, sonuç:0
Testlerimiz yapıldı. Bende bir problem yok. Ama eşimin spermleri hem az hem de morfolojileri bozuk çıktı. Sonuçlar aşağıdaki gibi:
miktar:2.4ml
sperm yoğunluğu: 15 milyon/ml
hareketli sperm: % 50 (hızlı ileri:%20, yavaş ileri:%30)
normal morfoloji: %5
Bu esnada da bir doktorun villasını yapıyorum. Şans bu ya, bu doktor beni kadın doğumcu bir arkadaşının muayehanesini yapmam için tavsiye etmiş.(İyi olacak hastanın dr. ayağına gelirmiş!) Ben ona danışmanlık yaptım, o da beni bebek sahibi yapacağına dair söz verdi. (Doktorum Ankara ünv. hastanesinde prof.)
Yıl:2005-2006: Üç kere aşılama denedik. Sonuç:0 Hocam, artık tüp bebek deniyelim dedi.
Eee, bu sırada insanın savunma mekanizması boş durmuyor tabii...
Ben bebek istiyor muyum?
Buna hazır mıyım?
Hayatım kısıtlanacak mı?
Kariyerim ne olacak?
Çocuk olmasa daha mı iyi olur? vs vs vs
Bir dolu soru kafamda beni tereddüte itti. Ve bu işi 2008 ağustosuna kadar erteledim. İşlerim de (nazar değmesin) süper gidiyor. Nefis yurt dışı fırsatları açıldı önüme. Harika projeler yaptım. Durmadan da dünyayı geziyorum. Bir saniyem boş değil anlayacağınız. Her gece barda, gönlüm hovarda bir hayat! Zaten sigara da içiyorum ve bırakma düşüncesi bile beni geriyor. Bir yandan da yakın arkadaşlarım üreyip duruyor. Ve uzaktan onları seyretmek içimi karartıyor. Hayatları bitmiş gibi görünüyor. Dayanabilir miyim acaba?
Sonunda eşimin baskısına dayanamayarak, yaz başında tekrar doktorumuza gittik. Neyse allahtan adamcağız beni unutmamış. Ben de 70 yaşımda keşke demeyeyim diye, tüp bebeğe razı oldum.
Önce prosedürleri tamamlamamız gerekiyormuş. Tekrar testlerimiz yapıldı. Ben kan verdim, eşim sperm verdi. Sonuçlarda 3 yıl öncesine göre pek bir değişme olmamış. Doktorum, işlemi Ank.Ünv. Hastanesinde yapmayı önerdi. Bence hava hoş. Ama daha önce Bağkurdan sağlık karnemi çıkarmam gerekiyormuş. (8 yıldır hiç ihtiyacım olmamıştı) Devlet 2 kez tüp bebek giderini karşılıyormuş. Ne güzel.
Nefret ederim devletle ilgili bürokratik işlerden. Nitekim bu karneyi çıkarmak için de 2 ay oyalandım. Sonunda eşimin büyük çabalarıyla tüm evraklarımız tamamlandı. Doktorum, 3 kez de aşılama yaptığı için, bizden başka birşey istemedi. Raporum 3 günde çıktı. İlaçları %10 fark ödeyerek aldık. (Sanırım normali %20 iymiş) İlaçları görünce itiraf etmeliyim ki dehşete kapıldım. hayatım boyunca toplasan bunların 10 da biri kadar ilaç almamışımdır.
Tedavi programım ve hissettiklerime gelince,
* Adetten 7 gün önce başladığım ilaç:
Decapepeptyl 1x0.1mg - Her gün deri altına iğne
(Aşılamada da kendi ilaçlarımı kendim yapmıştım. Bu seferde deri altlarını hep kendim yaptım. İnanın hiç ama hiç acımıyor. Ama eşinize sakın bunu söylemeyin. Biraz da acıyomuş gibi yüzünüzü buruşturursanız, köleniz emrinizde... Prenses günlerinizin keyfini çıkarın. Ben ilaçlarımı alıp bir haftalığına iş seyahatine gittim. Döndüğüm gün hasta oldum. Bu ilacın bana hissettirdiği hiç bir yan etki olmadı! )
* Adetin 2.günü : Doktorla randevu, ultrason
(İdrara sıkışık gittim. Ultrasonla üstten şöyle bir baktı. Herşey normalmiş.)
* Adetin 3.günü başladığım ilaçlar:
Gonal F 300IU - her gece deri altı iğne
menagon 75IU- her sabah kas içine iğne
Decapepeptyl 1x0.05mg - Her gece deri altına iğne
( Yine deri altı iğneleri kendim yaptım. Kas altı iğneleri de hemşireye yaptırdım. 5-6 gün sonra bir panterden farksızdım. Adet öncesi sendromlarının 10 katını falan hissediyorsunuz. Sinirler zirvede.. İnanılmaz bir şişkinlik. Sonlara doğru kasıklarda hafif bir ağrı. İştahınız açılıyor.Her gün 1 kilo dondurma yedim. Carte dor bitter çikolatalı olandan. Sonuç: 2 kilo aldım. patates gibi oldum. Kabus gibiydi. )
Adetin 8.ve 11.günü: Doktorla randevu , ultrason
(doktor oluşan yumurtaların çapını ölçüyor. 17mm olması gerekiyormuş. Bu ultrasonlar vajinadan yapıldı. O da hiç acımıyor. Bir dolu yumurtam oluşmuş. Problem yokmuş. Gerçi ben her an patlayabilirim gibi hissediyorum ama naapalım artık. sayılı gün... Yumurtalarım 17mm olunca, ilaçların hepsi kesildi. Sıra yumurtaların çatlamasında...)
Adetin 12.günü : Çatlatma iğnesi kas altı
(yumurta toplanmadan 36 saat önce)
Adetin 14.günü: Yumurtaların toplanması.
(8 saat öncesinden yemeyi içmeyi kesiyorsunuz. Gıcıklık bu ya, nasıl susadım gecenin bir yarısı anlatamam valla. Operasyon anestezi altında yapıldı. 15dk.falan uyumuşum. 17 tane yumurta toplamışlar. Uyandığımda kasıklarımda adet sancısı gibi bir ağrı vardı. Ağrı kesici iğne yaptılar. Yarım saat falan sürdü ağrısı. Ama öyle dayanılmayacak bir ağrı değildi açıkçası. ben biraz şımarıklık yaptım. özellikle lise yıllarımda çok daha sancılı adetlerim olmuştu! 1 saat sonra evdeydim. İlacın da etkisiyle günü uyuklayarak geçirdim.)
Adetin 14.ve 15.günü başladığım ilaçlar: (hemen hepsini gebelik testine kadar kullanacakmışım)
Crinone jel - her sabah (vajina içine uygulanıyor)
Tetradox cap antibiyotik- günde 2 kez tablet
Estrafem - günde 2 kez tablet
Prednol 16mg - her akşam 1 kez tablet - (6 gün sonra bu kesilecek yerine, dekort 0.5mg tablet başlayacak)
Coraspin - her akşam 1 kez tablet
Clexane 0.4ml - her akşam deri altı iğne
1 doz Lucrin (sadece bir kez transferden 3 gün sonra, deri altı iğne)
(gonal f ve menagonu kestikten sonra, şişlerim resmen indi. Hatta eski kiloma döndüm. İnsan akşamdan sabaha zayıflar mı, zayıflarmış valla... mutluyum.)
Yumurta toplanmasından sonraki 3.gün: Embriyo Transferi
(5 tane iyi kalite embriyom oluşmuş.. 3 tane yerleştirecekler. idrara sıkışık olarak gittim. İşlem çok ama çok kolay. 5dk. falan sürüyor. Sıradan bir smear testi gibi. Biraz idrarınızı tutmakta zorlanıyorsunuz o kadar. İdrarı da işlemden sonra hemen sondayla aldılar. İlk bir saat tuvalet yasak. konulan yumurtaları ultrasondan gösterdiler. gerçi bana hiçbişiy ifade etmedi ama olsun. Heyecanlanmış gibi yaptım... Embriyoloğumla da orda tanıştım. Çok şeker bir hanım. Kalan iki taneyi de izliyormuş. Eğer gelişme 2 gün daha devam ederse onları da donduracak. 10 dk. kadar beni kaldırmadan yatırdılar. Sonra yatağa alıp, orda da 1 saat dinlendirdiler. Çok sıkıldım. ve acıktım. Zavallı eşim, heyecandan 9 doğurarak kapıda beni beklemiş. Prensesliğe devam... Hadi güzel bir balık yemeğe gidelim... )
İşte durum şimdilik bu... Embriyolarım bugün transfer edildi. İlaçlarıma aynen devam... Problem yok. Büyütülecek birşey yok.
Sadece gebelik testine kadar cinsel ilişki yasak, ilk üç gün ağır hareketler ,uzun yolculuklar ve kabız olmak yasak. Yatmaya gerek yok. Abartmamak şartıyla normal hayata devam...
psikolojime gelince...
Açıkçası, hayırlısıysa olsun modum hiç değişmedi. Tüm bu tedaviler boyunca rutin hayatımı hiç bozmadım. Kafama hiç kötü şeyler getirmedim. Hep olumlu düşündüm. Çünkü, Biliyorum ki, hayatım bu zamana kadar gayet güzel ve tatminkardı. bebişlerim olursa da (mümkünse biri kız biri erkek; kız ikizler burcu, erkek boğa burcu olsun! doğum zamanında olursa tam burç değişimine geliyor da...) başka bir modda yine keyifli bir hayatım olacak.
Çünkü hayata pozitif bakıyorum. Hep de pozitif baktım. Olmazsa bu dünyanın sonu değil, tam tersine yeni projelerimin başlangıcı olacak. 2.kez dener miyim bilmiyorum. Ama mühendis mantığıyla düşününce olmaması için hiçbir sebep görünmüyor.
12 gün sonra, eğer hamileysem, iktisatlı davranıp, antalyada macera tatiline çıkıcam. (doktorum itiraz etmezse tabii) , hamile değilsem de parise disneylanda gidip, içimdeki diğer çocuğu eğlendiricem.
Ha bu arada -matah gibi- itiraf edeyim, sigarayı da bırakmadım. Ama azalttım. Doktorum, sigarayı bırakmak seni süper strese sokacaksa, bu sana sigaradan daha fazla zarar verir dedi. Ama hamile kalırsam, söz verdim, bırakıcam! (Daha doğrusu bebekler sevmiyecek, ben de içemiycem.Önceden şartlanayım da, ne olur ne olmaz.)
Son olarak eşimin psikolojisine gelirsek,bana her ne kadar belli etmemeye çalışsa da çok ama çok heyecanlı. Zaten benden daha çok anne olacağına %100 eminim. Durup durup embriyolarını sevip gidiyor.Bir dediğimi 2 etmiyor.
Birkaç yakın arkadaşımdan başka durumdan haberi olan yok. Olursa, herkese sürpriz olacak. Ve sonunda annem kedi anneannesi olmaktan kurtulacak!
12 gün sonra, sonucumu mutlaka yazacağım.
Ama naçizane önerim, bu konuyu hayatınızın merkezine koymayın ve hep pozitif olun. Büyütülecek hiç bir şey yok. Hayat sizin hayatınız. bebekli ya da bebeksiz...
Hepinize kucak dolusu sevgiler...