- 26 Mayıs 2007
- 2.495
- 1
Acı bir daha hiç bu kadar acı olmadı...
Açtım kapıyı ve acı girdi içeri.
- Hoş geldin acı, hoş geldin! Geç, buyur, otur içeri. Konuşup dertleşelim seninle. Söyle bakalım, bu sefer niye geldin?
- Sen bilmiyorsan bunun cevabını ben veremem. Çağırdın ve geldim.
- Çağırdığımı hatırlamıyorum seni.
- O kadar meşgulsün ki sevgiyle; acıyı seviyorum, gelse de seni daha çok sevsem dediğini ne çabuk unuttun sevgiye.
- Tamam tamam hatırladım. Özür dilerim. Bir şey dikkatimi çekti. Bir çok kez ziyaret ettin beni, ellerin ve çıkının hep doluydu, yüklerini boşaltıp gittin içime. Ama şimdi görüyorum ki hiç bir yük getirmemişsin.
- Hala nicelikle mi ölçüyorsun beni. Evet bir çok kez ziyaret ettim seni. Ellerim ve çıkınım doluydu. İliklerine kadar işlemişliğim vardır bilirsin. Ama bu kez farklı. Bir daha gelmemek üzere terk ediyorum seni. Bunu haber vermeye geldim. Ola ki tekrar çağırırsan beni, yanında ben olmayacağım. Şimdiye kadar hep hoş karşıladın beni ve hiç kaçmadın benden. Şükranla kabul ettin tüm yüklerimi. Hatırlarsan o yüklerdi çoğu zaman sana öğreten sevgiyi. Artık benim bu boyuttaki görevim sona erdi. Şimdi yalnızlığının içindeyim. Bundan sonra o öğretecek sana sevgiyi. Yeni dostuna hoş geldin de ve unut aramızda geçen her şeyi.
- Ama bu çok acı. Bir daha gelmemek üzere gideceğini ve yerini sevgiye bırakacağını sanmıştım ben.
- Hoşça kal! Ama biliyorsun artık ben her yerdeyim.
Selamladık birbirimizi ve acı kapıyı çekip gitti. Tekrar açtım kapıyı ve yalnızlık girdi içeri.
- Hoş geldin yalnızlık, hoş geldin! Geç, buyur, otur içeri. Konuşup dertleşelim seninle. Söyle bakalım, bu sefer niye geldin?
- Bir yerden geldiğim yok. Zaten seninleyim. Gözlerin açılıyor ve görüyorsun kendini. Ama sakın korkma. Taşıyamayacağı hiç bir yük yoktur insanın. Açıldıkça göz kapakları yüreğinin tüm bunların sen olduğunu göreceksin. Acının son dersi burada sona erdi. O artık benimle. Kalk ayağa ve selamla kendini. İstediğin zaman benimle konuşabilirsin. Biliyorsun ben her zaman seninleyim. alıntı
Açtım kapıyı ve acı girdi içeri.
- Hoş geldin acı, hoş geldin! Geç, buyur, otur içeri. Konuşup dertleşelim seninle. Söyle bakalım, bu sefer niye geldin?
- Sen bilmiyorsan bunun cevabını ben veremem. Çağırdın ve geldim.
- Çağırdığımı hatırlamıyorum seni.
- O kadar meşgulsün ki sevgiyle; acıyı seviyorum, gelse de seni daha çok sevsem dediğini ne çabuk unuttun sevgiye.
- Tamam tamam hatırladım. Özür dilerim. Bir şey dikkatimi çekti. Bir çok kez ziyaret ettin beni, ellerin ve çıkının hep doluydu, yüklerini boşaltıp gittin içime. Ama şimdi görüyorum ki hiç bir yük getirmemişsin.
- Hala nicelikle mi ölçüyorsun beni. Evet bir çok kez ziyaret ettim seni. Ellerim ve çıkınım doluydu. İliklerine kadar işlemişliğim vardır bilirsin. Ama bu kez farklı. Bir daha gelmemek üzere terk ediyorum seni. Bunu haber vermeye geldim. Ola ki tekrar çağırırsan beni, yanında ben olmayacağım. Şimdiye kadar hep hoş karşıladın beni ve hiç kaçmadın benden. Şükranla kabul ettin tüm yüklerimi. Hatırlarsan o yüklerdi çoğu zaman sana öğreten sevgiyi. Artık benim bu boyuttaki görevim sona erdi. Şimdi yalnızlığının içindeyim. Bundan sonra o öğretecek sana sevgiyi. Yeni dostuna hoş geldin de ve unut aramızda geçen her şeyi.
- Ama bu çok acı. Bir daha gelmemek üzere gideceğini ve yerini sevgiye bırakacağını sanmıştım ben.
- Hoşça kal! Ama biliyorsun artık ben her yerdeyim.
Selamladık birbirimizi ve acı kapıyı çekip gitti. Tekrar açtım kapıyı ve yalnızlık girdi içeri.
- Hoş geldin yalnızlık, hoş geldin! Geç, buyur, otur içeri. Konuşup dertleşelim seninle. Söyle bakalım, bu sefer niye geldin?
- Bir yerden geldiğim yok. Zaten seninleyim. Gözlerin açılıyor ve görüyorsun kendini. Ama sakın korkma. Taşıyamayacağı hiç bir yük yoktur insanın. Açıldıkça göz kapakları yüreğinin tüm bunların sen olduğunu göreceksin. Acının son dersi burada sona erdi. O artık benimle. Kalk ayağa ve selamla kendini. İstediğin zaman benimle konuşabilirsin. Biliyorsun ben her zaman seninleyim. alıntı