ablamın aptallığı bende sorunlara yol açıyor.

hanımlar merhaba. aptal olduğunu düşündüğüm bir ablam var. yemeklere muskat atar, kinoalı çay, chia tohumlu omlet, ciğerli sütlaç, nutellalı balık ekmek gibi tarifler dener, hepsini de eline yüzüne bulaştırır. bulaşık sabununun neden imal edildiğini bilmez, üzerinde marka yazan bir sabunun daha kaliteli olduğuna inanır. bulaşıkları da lavabonun içine doldurur, klozet suyundan hallice şeyden çıkardığı tabakları sabunlayınca temizlendiğine inanır. balkonda 5 tane çamaşır ipi var. balkonun içinde 5 tane daha var. ancak dafaatle uyarmama rağmen çamaşırları benim odama getirip çamaşır teline asıyor. babamın malı olduğu için kırıp atamıyorum, zaten kırsam da kırıldı diyip babama yenisini aldırma olasılığı çok yüksek. ablam olan, hayvanları çok sevdiğini iddia eden bu şahıs, abimin toza alerjisi olduğunu bilmesine rağmen eve kedi getirdi. sen abimin alerjisi olduğunu bilmiyor musun dediğimde de ya anlamamış, ya başka bir şey sormuşum gibi yapıp dolamabaçlı cevaplar veriyor. sadece bu konuda değil, her konuda öyle. zaten hayvanları sevdiğini söyleyen biri neden onu eve kapatır, tırnaklarını kesip savunmasızlaştırır, cinsel hayatını yaşatmaz ve tek tip mamayla beslemeye çalışır orası da muamma. ablam olacak bu cadaloz daha önce de anne bir kedinin yavrusunu bırakmasını bekleyip, sonra kaçırıp eve getirmişti. hemen ertesi gün çorum'a gitti, hayvana 7 gün ben baktım. bulaşıkları yıkamadığı için evimiz 2-3 yıldır sinekliydi, annemin cenazesinde bile sinekli sinekli misafir ağırlamıştık. ben bu 7 gün içinde bütün sinekleri bitirdim, etrafı tertemiz yaptım, çöp kutusuna kapak taktım, sanki nispet yapıyormuş gibi çöpün kapağını hep açık bırakıyor, sokaktan çöp ayrıştırma arabası geçiyor diye 5 kuruş kârı olmamasına rağmen çöpleri ayırmaya çalışıp bana nasihat çekiyorlar, çöp arabası geçtiğinde de arabanın peşinden koşturmamı bekliyorlar. ikisi de uht süt ambalajlarının geri dönüştürülemediğini bilmeyecek kadar geri zekalılar. çamaşırlarımı bu aptalın içeride kurutma sevdası yüzünden ayrı yıkayıp asmaya başladım, uzun kollu, kapüşonlu, hangi kıyafetimi giysem koktuğu için çıkartmak zorunda kalıyordum. sonra bu süper zekalı, ne zaman un, süt, şeker, yumurta alsak hiç kimsenin yemediği poğaça ve kekler yapmaya kalkar, yeni tarifler yapmaya çalışır, hiçbiri ne bir şeye benzetemez. çünkü yemek yapmaya yetecek temel akli melekelere sahip değil. bunun mutfakta malzeme var mı bakmaksızın yemek yapmaya çalışıp sonra ayy malzeme yokmuş bi koşu gidip alsana demesinden bıktım. yüzünü görünce yumruk atasım geliyor. işsizim diye bir yere de taşınamıyorum. ruh hastası oldum.

hanımlar merhaba. aptal olduğunu düşündüğüm bir ablam var. yemeklere muskat atar, kinoalı çay, chia tohumlu omlet, ciğerli sütlaç, nutellalı balık ekmek gibi tarifler dener, hepsini de eline yüzüne bulaştırır. bulaşık sabununun neden imal edildiğini bilmez, üzerinde marka yazan bir sabunun daha kaliteli olduğuna inanır. bulaşıkları da lavabonun içine doldurur, klozet suyundan hallice şeyden çıkardığı tabakları sabunlayınca temizlendiğine inanır. balkonda 5 tane çamaşır ipi var. balkonun içinde 5 tane daha var. ancak dafaatle uyarmama rağmen çamaşırları benim odama getirip çamaşır teline asıyor. babamın malı olduğu için kırıp atamıyorum, zaten kırsam da kırıldı diyip babama yenisini aldırma olasılığı çok yüksek. ablam olan, hayvanları çok sevdiğini iddia eden bu şahıs, abimin toza alerjisi olduğunu bilmesine rağmen eve kedi getirdi. sen abimin alerjisi olduğunu bilmiyor musun dediğimde de ya anlamamış, ya başka bir şey sormuşum gibi yapıp dolamabaçlı cevaplar veriyor. sadece bu konuda değil, her konuda öyle. zaten hayvanları sevdiğini söyleyen biri neden onu eve kapatır, tırnaklarını kesip savunmasızlaştırır, cinsel hayatını yaşatmaz ve tek tip mamayla beslemeye çalışır orası da muamma. ablam olacak bu cadaloz daha önce de anne bir kedinin yavrusunu bırakmasını bekleyip, sonra kaçırıp eve getirmişti. hemen ertesi gün çorum'a gitti, hayvana 7 gün ben baktım. bulaşıkları yıkamadığı için evimiz 2-3 yıldır sinekliydi, annemin cenazesinde bile sinekli sinekli misafir ağırlamıştık. ben bu 7 gün içinde bütün sinekleri bitirdim, etrafı tertemiz yaptım, çöp kutusuna kapak taktım, sanki nispet yapıyormuş gibi çöpün kapağını hep açık bırakıyor, sokaktan çöp ayrıştırma arabası geçiyor diye 5 kuruş kârı olmamasına rağmen çöpleri ayırmaya çalışıp bana nasihat çekiyorlar, çöp arabası geçtiğinde de arabanın peşinden koşturmamı bekliyorlar. ikisi de uht süt ambalajlarının geri dönüştürülemediğini bilmeyecek kadar geri zekalılar. çamaşırlarımı bu aptalın içeride kurutma sevdası yüzünden ayrı yıkayıp asmaya başladım, uzun kollu, kapüşonlu, hangi kıyafetimi giysem koktuğu için çıkartmak zorunda kalıyordum. sonra bu süper zekalı, ne zaman un, süt, şeker, yumurta alsak hiç kimsenin yemediği poğaça ve kekler yapmaya kalkar, yeni tarifler yapmaya çalışır, hiçbiri ne bir şeye benzetemez. çünkü yemek yapmaya yetecek temel akli melekelere sahip değil. bunun mutfakta malzeme var mı bakmaksızın yemek yapmaya çalışıp sonra ayy malzeme yokmuş bi koşu gidip alsana demesinden bıktım. yüzünü görünce yumruk atasım geliyor. işsizim diye bir yere de taşınamıyorum. ruh hastası oldum.
Ben niye ablaya çok üzüldüm ya :KK43:( kardeşimin arkamdan böyle şeyler söylediğini bilsem kahrolurdum
 
Şu an içinde ablana hırçınlık yok, annene özlem var. Annen asla ablan olamaz, onun kadar evi iyi yönetemez o da şimdi kendini belki anne figürü yerine koydu bir şeyler deniyor. İşsizkik çok zor inşallah gönlüme göre bir yer bulursun nedense sana sıkınsıkı sarıldım hisset onu. Merak ettim yaşlarınız kaç
 
hanımlar merhaba. aptal olduğunu düşündüğüm bir ablam var. yemeklere muskat atar, kinoalı çay, chia tohumlu omlet, ciğerli sütlaç, nutellalı balık ekmek gibi tarifler dener, hepsini de eline yüzüne bulaştırır. bulaşık sabununun neden imal edildiğini bilmez, üzerinde marka yazan bir sabunun daha kaliteli olduğuna inanır. bulaşıkları da lavabonun içine doldurur, klozet suyundan hallice şeyden çıkardığı tabakları sabunlayınca temizlendiğine inanır. balkonda 5 tane çamaşır ipi var. balkonun içinde 5 tane daha var. ancak dafaatle uyarmama rağmen çamaşırları benim odama getirip çamaşır teline asıyor. babamın malı olduğu için kırıp atamıyorum, zaten kırsam da kırıldı diyip babama yenisini aldırma olasılığı çok yüksek. ablam olan, hayvanları çok sevdiğini iddia eden bu şahıs, abimin toza alerjisi olduğunu bilmesine rağmen eve kedi getirdi. sen abimin alerjisi olduğunu bilmiyor musun dediğimde de ya anlamamış, ya başka bir şey sormuşum gibi yapıp dolamabaçlı cevaplar veriyor. sadece bu konuda değil, her konuda öyle. zaten hayvanları sevdiğini söyleyen biri neden onu eve kapatır, tırnaklarını kesip savunmasızlaştırır, cinsel hayatını yaşatmaz ve tek tip mamayla beslemeye çalışır orası da muamma. ablam olacak bu cadaloz daha önce de anne bir kedinin yavrusunu bırakmasını bekleyip, sonra kaçırıp eve getirmişti. hemen ertesi gün çorum'a gitti, hayvana 7 gün ben baktım. bulaşıkları yıkamadığı için evimiz 2-3 yıldır sinekliydi, annemin cenazesinde bile sinekli sinekli misafir ağırlamıştık. ben bu 7 gün içinde bütün sinekleri bitirdim, etrafı tertemiz yaptım, çöp kutusuna kapak taktım, sanki nispet yapıyormuş gibi çöpün kapağını hep açık bırakıyor, sokaktan çöp ayrıştırma arabası geçiyor diye 5 kuruş kârı olmamasına rağmen çöpleri ayırmaya çalışıp bana nasihat çekiyorlar, çöp arabası geçtiğinde de arabanın peşinden koşturmamı bekliyorlar. ikisi de uht süt ambalajlarının geri dönüştürülemediğini bilmeyecek kadar geri zekalılar. çamaşırlarımı bu aptalın içeride kurutma sevdası yüzünden ayrı yıkayıp asmaya başladım, uzun kollu, kapüşonlu, hangi kıyafetimi giysem koktuğu için çıkartmak zorunda kalıyordum. sonra bu süper zekalı, ne zaman un, süt, şeker, yumurta alsak hiç kimsenin yemediği poğaça ve kekler yapmaya kalkar, yeni tarifler yapmaya çalışır, hiçbiri ne bir şeye benzetemez. çünkü yemek yapmaya yetecek temel akli melekelere sahip değil. bunun mutfakta malzeme var mı bakmaksızın yemek yapmaya çalışıp sonra ayy malzeme yokmuş bi koşu gidip alsana demesinden bıktım. yüzünü görünce yumruk atasım geliyor. işsizim diye bir yere de taşınamıyorum. ruh hastası oldum.
Benimde öyle bi ablam var bosver. Anneniz icin basiniz sagolsun. Onun yerine yapmaya calisiyordur zamana birakin
 
ben sinekleri bitirdim, o yeniden sineklendirdi. çöpün kapağını kapatmadığı ve meyveleri dışarıda bekletmeyi marifet sandığı için sürekli sinekleniyor.

Çöpü günlük atın dışarı en temizi o.

Şimdi hayvana gelirsek… orada kardeşiniz haklı neden?

1) Diyelim ki sizi dinledi tırnaklarını kesmedi, evinizde yeteri kadar ağaç yok bu tırnaklar elbet uzayacak. Zaten kediye gıcıksınız, çok uzayan tırnağı kalorifer peteğine hatta kıyafetinize dolandığı için acıyla bağıran ve yanına yaklaştırmayan bir kedi ile uğraşmak ister misiniz? Patisi yaralandığı için veteriner ziyareti de şart tabi.

2) Titizim diyorsunuz, kısırlaştırılmamış bir kedinin sağa sola işeyeceğini, kızana girip bağıracağını da hesaplayalım. Düzenli ürese evde 1 değil 6 kedi olacağını ve olur da anne beslemezse yavrulara 2-3 saatte bir sizler tarafından süt verileceğini de hesaplayın.

O kedi kısır olmasa evde kan çıkar kan.

Dışarıda baktığımız sokak kedilerinin düzenli olarak yaralandığını, veterinerlere koşturduğumuzu da belirteyim. Mama verdim iki sevdim hadi güle güle yok.

Günün sonunda geliriniz yok, üstelik evdeki ortamı da kontrol edememenin çaresizliğini görüyorum sizde. Ev işlerinde kendinizi parçalamayıp en temizi freelance de olsa iş yapmak.

Evin işi bitmez, size para gelsin ayrı eve çıkarsınız zaten.
 
Allah kardeşinde hayırlısını versin

Hem işsiz kardeşe bak hem de tonla laf işit…

Konu sahibi de bu durumun fazlasıyla farkında, muhtaç olduğunu biliyor ve nefret ediyor bu durumdan.

Bu kadar sinekti çöptü yok kediydi takılmasının nedeni bu. Takılacak ki kontrol ettiğini hissetsin.

Konu sahibi iş bulsın da herkes rahatlasın artık.
 
hanımlar merhaba. aptal olduğunu düşündüğüm bir ablam var. yemeklere muskat atar, kinoalı çay, chia tohumlu omlet, ciğerli sütlaç, nutellalı balık ekmek gibi tarifler dener, hepsini de eline yüzüne bulaştırır. bulaşık sabununun neden imal edildiğini bilmez, üzerinde marka yazan bir sabunun daha kaliteli olduğuna inanır. bulaşıkları da lavabonun içine doldurur, klozet suyundan hallice şeyden çıkardığı tabakları sabunlayınca temizlendiğine inanır. balkonda 5 tane çamaşır ipi var. balkonun içinde 5 tane daha var. ancak dafaatle uyarmama rağmen çamaşırları benim odama getirip çamaşır teline asıyor. babamın malı olduğu için kırıp atamıyorum, zaten kırsam da kırıldı diyip babama yenisini aldırma olasılığı çok yüksek. ablam olan, hayvanları çok sevdiğini iddia eden bu şahıs, abimin toza alerjisi olduğunu bilmesine rağmen eve kedi getirdi. sen abimin alerjisi olduğunu bilmiyor musun dediğimde de ya anlamamış, ya başka bir şey sormuşum gibi yapıp dolamabaçlı cevaplar veriyor. sadece bu konuda değil, her konuda öyle. zaten hayvanları sevdiğini söyleyen biri neden onu eve kapatır, tırnaklarını kesip savunmasızlaştırır, cinsel hayatını yaşatmaz ve tek tip mamayla beslemeye çalışır orası da muamma. ablam olacak bu cadaloz daha önce de anne bir kedinin yavrusunu bırakmasını bekleyip, sonra kaçırıp eve getirmişti. hemen ertesi gün çorum'a gitti, hayvana 7 gün ben baktım. bulaşıkları yıkamadığı için evimiz 2-3 yıldır sinekliydi, annemin cenazesinde bile sinekli sinekli misafir ağırlamıştık. ben bu 7 gün içinde bütün sinekleri bitirdim, etrafı tertemiz yaptım, çöp kutusuna kapak taktım, sanki nispet yapıyormuş gibi çöpün kapağını hep açık bırakıyor, sokaktan çöp ayrıştırma arabası geçiyor diye 5 kuruş kârı olmamasına rağmen çöpleri ayırmaya çalışıp bana nasihat çekiyorlar, çöp arabası geçtiğinde de arabanın peşinden koşturmamı bekliyorlar. ikisi de uht süt ambalajlarının geri dönüştürülemediğini bilmeyecek kadar geri zekalılar. çamaşırlarımı bu aptalın içeride kurutma sevdası yüzünden ayrı yıkayıp asmaya başladım, uzun kollu, kapüşonlu, hangi kıyafetimi giysem koktuğu için çıkartmak zorunda kalıyordum. sonra bu süper zekalı, ne zaman un, süt, şeker, yumurta alsak hiç kimsenin yemediği poğaça ve kekler yapmaya kalkar, yeni tarifler yapmaya çalışır, hiçbiri ne bir şeye benzetemez. çünkü yemek yapmaya yetecek temel akli melekelere sahip değil. bunun mutfakta malzeme var mı bakmaksızın yemek yapmaya çalışıp sonra ayy malzeme yokmuş bi koşu gidip alsana demesinden bıktım. yüzünü görünce yumruk atasım geliyor. işsizim diye bir yere de taşınamıyorum. ruh hastası oldum.
1- bir kedi evde kapana kısılmış değildir. Tersine dışarıdaki tehlikelerden ve hava şartlarından daha korunaklı durumdadır. Hiçbir hayvan sokak şartlarında evden daha iyi durumdadır diyemezsiniz. Normal bir kedinin ömrü yaklaşık 15 sene iken bu sokak kedilerinde 2 yıl. Hayvanlar hakkında diğer söyledikleriniz de alakasız

2. İnsanlar illa bir çıkar/kâr elde ettikleri için geri dönüşüm yapmazlar. Doğaya saygı da geri dönüşüme önem vermek için gayet yeterli bir sebeptir.

3. Uht süt kutuları, plastik atıklar kategorisinde geri dönüşüme gönderilir.

4. dışarda eşya kurutmak mı kaldı, çoğumuz bir odamızın içinde ya sa kurutma makinasında kurutuyoruz. Eşyalarınızın kokma sebebi, içeride kurutmak değil, makine bitikten sonra hemen asmıyor oluşunuz olabilir mi?

5. ablanızın birşeyler denemesi , onu sizin aksinize yeniliklere açık biri yapar. Bu da asla olumsuz bir durum değil.

Yani genel olarak bakarsak, burda beyinsiz olan ablanız değil, cahil olduğunun farkında olmayan sizsiniz.
 
Hersey abladan beklendiği için yazık bunalıp o da saliyordur . Bi ara annem vefat ettiği zaman bende böyleydim kaynanaevi kendi evim babamın evi bunalıp aksattigim tabi ki oluyordu. Siz de yapın söylenmeyin hakkınız yok.
 
X