- 29 Ağustos 2011
- 2.272
- 9.712
- Konu Sahibi eminebetul
- #101
Canım benim her gecenin bir sabahı vardır.
11 Ağustos Pazar günü 14:00 tekrar gelinlik giyeceğim. Erkek arkadaşım da göçmen, kalp damar cerrahı. 6 yaş büyük benden. Yabancı damat dizisini hatırlıyor musun ? Niko Özgür Çevik'in kopyası klonu adeta. 1.95 boyunda masmavi gözleri var. Ben de 1.60 boyunda 45 kiloyum :) Minyatür kaldım yanında kucağına alıp mıncırıyor göğsüne sokup kafamı parmaklarımı öpüyor.
17 Ekim'de Finlandiya'ya yerleşiyoruz orada bir araştırma hastanesinden teklif aldığı için acele evlilik kararı almak evlilik zorunda kaldık. Beni arkadaşı olarak görüyor sanıyordum evlilik teklifi aldığımda şoka girdim
Umudumu tamamen yitirmiştim. Bir daha sevemem diyordum. Sevilmek zaten çok ütopik beklenti gibi geliyordu.
Eğitimliysen, beyaz tenli kumral /sarışın isen, serseri erkeklerle tek gecelik ilişkiler yaşamıyorsan, aşırı dekolte giyinmiyorsan abartılı makyaj yapmıyorsan erkekler karşında sıraya diziliyor. Boşandıktan sonra 7 kişiden evlenme teklifi aldım. Hiçbiri kafa yapıma uygun değildi. 3 kez istemeye geldiler red ettim.
Boşanma aşamasında dava dilekçesi elime geçtiğinde namusuma iftira attıklarını okuyunca inanılmaz sarsılmıştım. Kayınvalidem evimize yakın küçük bir markette çalışan 16 yaşındaki market çalışanıyla flörtöz konuşmalar yaptığımı iddia etmişti. Üstelik kaynanam da bana dava açmıştı, boşanma davasından ayrı bir dava hakaret davası. İspat edilemedi tabii. Market çalışanı çocuk da market sahibi de ifade vermiş hakim sırıtmış avukatım anlattı.
12 kilo vermiştim. Kollarımda sırtımda göğsümde yüzümde içi irin su dolu yaralar çıkmıştı. Eve biri psikiyatrist iki doktor sürekli girip çıkıyordu. Şam şeytanı kaynanam elektrik ve gaz aboneliklerimi iptal ettirmişti. Elektriksiz ve doğalgazsız 10 gün geçirdik.
Serum takıldı. Ateşimi düşüremediler. Bu aşamada kaynanam site yönetimine baskı yaparak evin suyunu kapattırmış. Hatırlamıyorum.
Bir ara, havale geçiriyor evde olmaz hastaneye gidiyoruz, diye hemşirenin babama bağırdığını işittim.
Ben hastanedeyken herkesin çok iyi bildiği adını veremeyeceğim eski bir bakan ve iki milletvekili elektriği, gazı ve suyu açtırıp ziyarete gelmişler. Hatırlamıyorum. Annem anlattı. Eski eşim ve yılan anasıyla konuşup, bu yapılanlar çok günah ayıp..medenice bu işi bitirin tazminat talep etmeye sizin değil bu kızcağızın hakkı var diye fırçalamışlar.
Kaynanamın istediği marka bulaşık deterjanını almadım diye durup dururken hiç tartışma yok iken bana tokat etti. Oğlumun evi benim evimdir. Oğlan da benim ev de benim. Sen dış kapımın dış mandalısın. Burası benim mutfağım oğlum başkasının yemeklerini yiyemez. Ben yemek yaparım ona sen çekil bi kere ayak altından dediğinde hastanelik oldum kalp spazmı geçirmişim. Eski eşim hastaneye yanıma geldiğinde yüz ifadesinden kaynanamın onu doldurduğunu anlamıştım.
" Anamla didişince eline ne geçiyor ?? Anne bir eş çok. Sen yokken anam vardı. Elbette ki anama sarılıp uyuyacağım. Anamdan özür dileyene dek seninle yatmayacağım. Ana gibi yâr olmaz. Sana inat annemle yatmaya uyumaya devam edeceğim var mı itirazın? Bak son kez ikazımdır kaybeden sen olursun bana kız çok halim vaktim yerinde ! hiç çalışmasam bile senin bilmediğin kira gelirlerim var olan sana olur güzelim " dedi ve çekti gitti.
Eşimin kızkardeşi ve iki teyzesi, kuzenleri eve ziyaretime geldiklerinde annem ağlayarak yüksek sesle dedi ki " Bu evi lanetliyorum. Soyunuz kurusun. Kızımın döktüğü gözyaşı tanesi kadar derdiniz olsun" diyerek onları kovdu.
Kaynanam, görümcem hamile kalmadan
hamile kalmamam için doğum kontrol hapı almaya zorluyordu.
Görümcemin rahmi alındı. Ağır hastalıklarla uğraşıyor. Asla çocuğu olmayacak. Kocası da aldatıp duruyor. Perişan durumda. Kuzenlerim anlattı.
Eski eşimin beyninde kötü huylu tümör çıkmış. Kaynanamla Kanada'ya gittiklerinde oradaki en iyi doktorlar ameliyattan başka şansı olmadığını söylemişler. Tümör vücudunun tamamına yayılmasın diye beyin ameliyatı olacak ama bu ameliyat sonucu görme engelli de olabilir, belden aşağısı tutmayacak şekilde de hayata devam edebilirmiş.
Eski eşimin amcasının kızı anlattı. Kaynanam evine temizliğe gelen çok gariban dul çocuklu bir kadıncağıza yevmiyesini vermemiş. Yaptığın temizliği beğenmedim ödeme yapmadan evden göndermiş. Kadıncağız ağlayarak bir kez daha sileyim diye diretince güvenliği çağırmakla tehdit etmiş kayınvalidem. Evin merdivenlerinden düşmüş 4 gün önce. Belden aşağısı tutmuyor. Yaşından dolayı kemikleri kaynamıyor bir türlü artık tekerlikli sandalyede ömrünü tamamlayacak.
Rusya'da akrabalarım var. Eski Eşim yılbaşından bir hafta önce St. Petersburg'taki iki dükkanı kapatmış. Personellere de ya tam ödeme yapmamış ya da hiç maaş vermemiş. Kaçıyor sürekli.
" O salak ağlak sıska kızın ahı mı tuttu nedir ? Soyumuz kurudu. Ocağımıza incir ağacı dikti. " diye söylenip duruyor yanında çalışan Tayvanlı bakıcısı beni çok seviyor o anlatıyor hala görüşüyoruz.
İç anadolunun bir tane ağacı olmayan tezek kokan , köpeği bağlasan durmayacak köyünden bozkırından İstanbul'a yerleşmiş, birileri sayesinde zengin edilmiş kendisini İstanbul hanımefendisi sanan kavruk tenli esmer, bedava mezar bulsa girecek kaynanamın, kayınperderim vefat ederse vay haline ! Kayınpederim vasiyetini hazırlamış. Mal varlığını servetini kaynanamdan nefret ettiği için Rus sevgilisinden olan kızlarına ve eşimin amca çocuklarına paylaştırmış.
Eski eşim tövbe etti umreye gitti. Yeniden evlenemedi. Kapımıza geldi elinde çiçeklerle.
Hakkımı helal etmiyorum diye bağırdı annem evde kovdu. Tansiyonları çıktı kadıncağızın.
Kaynanamdan ve eşimden yüklü tazminat kopardım. 2 yıllık hukuksal mücadele sonucu altınlarımı da aldım üstelik onun ailesinin taktığı altınları da kaptım.
Hepsini bağışladık dernekler kanalıyla tedavi imkanı bulamayan aileleri ilaç alamayan lösemi hastası kanser çocuklara.
EDEN BULUR ! Karma ilahi adalet neyse mutlaka gerçekleşir. Geçmişi karanlık olan kişiler güzel bir gelecek inşa edemezler.
Sen tekrardan evleneceksin. Senin kıymetini bilecek bir adam karşına çıkacak. Yaşadıklarını unutturacak sana. Hayatta en önemli şey AİLE 'dir.
Hayatta herşey geçicidir. Üzüntülerimiz de öyle !
Aynaya bi bak. Sen İzmir güzelisin. O adam keko varoş esmer at hırsızı tipli bi adam. Böyle bir adamı yanına yakıştırıyor musun ?
Anasının koynundan çıkmayan, anasının lafıyla karısını boşayan süt oğlanları hiç şaşmaz at gibi gider *t gibi döner !
Çalıştığım fabrikada ofisin camları camiye bakıyor. Hoca hutbede ne dedi biliyor dün
" Boşanmak hak'tır. Allah'ın en sevmediği şeydir. Gökler titrer. Hanımlarınızı ağlatmayın. Kadınlar Allah'ın emanetidir. Evlatlarınız ve karınız dışında herkes 3.kişidir. 3.kişilerin sözleriyle yuvalar bozuluyor. Hanımlarınız sizlere, ana babanızdan daha yakındır. Vücudunuzun mahrem bölgelerini görüyor, soyunuzu devam ettiriyor, önünüze sıcak çorba koyuyor, temiz ev temiz kıyafetler veriyor. Hanımlarınızdan helallik isteyin. Hanımlarımıza sahip çıkın incitmeyin"
Hocanın sesini duymamak için pencereyi kapadım. Yok yok ses çok yüksek caminin hoparlörü bizim ofise bakıyor..ofis kalabalık ağlayamam nasıl zor tutuyorum kendimi ! Lavaboya gittim kapıyı kapadım yine ezan sesini duyuyorum. Hıçkırıklara boğuldum midemde ne varsa çıktı istifra ettim. Ben inançsızım neden her cuma bu adamı dinlemek zorunda kalıyorum ki diye zihnimde isyan ettim.
Hüzünlü geçen gecelere inat bir ayetin sıcaklığı sarıyor yüreğimi.“Allah sabredenlerle beraberdir.”Bakara/153.
Hiç şüphesiz göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ındır. O, diriltir ve öldürür. Sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz ne de bir yardımcınız vardır. Tevbe / 116
Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. Temiz kadınlar temiz
erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır. Onlar, iftiracıların kendileri hakkında söylediklerinden uzaktırlar; onlar için bir bağışlama, değerli bir nasip vardır. Nur /26
Mülk Allah'ındır.
Hakkında hayırlısı neyse o olsun.
Erkek anneleri izlesin. Belki kalplerine korku ve merhamet gelir.
Bütün bunlar ne ara oldu? Az bir zaman önce çok umutsuzdunuz. Birinden hoşlanma gibi bir durumunuz da yoktu.
Eski eş ailesinin başına gelenler de inanılmaz. Üçüncü boyut, kalp gözü dizileri geldi aklıma.
Ailenin felaketi gelmiş gerçekten.
Yine de en çok şaşırdığım Niko oldu ne yalan söyleyeyim…
Her neyse, mutluluklar.