- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.885
- 49
SOSYAL
– Yakınlarını tanımaya ve ayırt etmeye başlar
– Kolayca güler
– Ağlamalar azalır
– Seslere ses çıkartarak karşılık verir
– Anne ve babasına farklı davranır: yanındayken onların dikkatini çekmeye çalışır
FİZİKSEL
– Karın üstü yatarken kol ve dirseklerinin üzerinde vücudunu kaldırır ve bu şekilde 5-10 saniye kadar durur
– Destekle kucakta oturabilir
– Yüz ifadesi ve çıkardığı sesler güçlenir
– Kucağa alınırken tüm vücudunu toplar
– Yakalama refleksi kaybolur; elleri genelde açık durur
– Elleriyle yüzünü, gözlerini ve ağzını keşfetmeye çalışır
– Bir oyuncağı tutmak ve sallamak ister
ZİHİNSEL
– Bir nesneyi gözünün bir ucundan diğerine kadar takip edebilir
– Sesleri, dışarıdan duyduğu şeylere tepki olarak değil, kendi içinden gelenlere tepki olarak çıkarmaktadır
– El ve kollarını daha çok hareket ettirir
– Nesnelere vurabilir
– Yaptığı hareketlerden ödül bekleyerek hafızasını kullanmaya başladığını gösterir
– Başını ve boynunu çevirerek sesin kaynağını arar
– Dinlemek için emmeyi bırakır
– Konuşma seslerini diğer seslerden ayırt eder
3.AY BEBEK GELİŞİMİ
Bugünlerde bebeğiniz belirgin ihtiyaçlarını ve önceliklerini belli etmeye başlar. Çevresi ve kalıtımsal özellikleri kişiliğini oluşturur. Daha da önemlisi, artık sadece fiziksel ihtiyaçlarının etkisiyle hareket etmez, etrafında olup bitenden de keyif almaya başlar.
Örneğin bir sese doğru daha emin olarak döner ve hareket etmekte olan bir insanı gözleriyle takip edebilir. (Bebeğin yüzünün çoğunlukla bir yöne dönük olmasını sağlayan eskrim pozisyonu nihayet kaybolmuştur.) Yüzleri incelemek çok hoşuna gider; saç ve yüz arasındaki renk kontrastı ilgisini çeker.
Duyusal uyarılar bebeğiniz için artık çok daha önemlidir, çünkü etrafındaki dünyayı duyuları sayesinde öğrenecek ve tanıyacaktır. Artık uyanık olduğu anlarda kucağa alınıp sallanmaktan eskisi kadar hoşlanmaz. Onunla konuşmanızı, oynamanızı ve ona yeni şeyler göstermenizi ister. Uzun süre yalnız kalmak asla hoşuna gitmeyecek ve bunu da hemen belli edecektir.
Bebeğiniz ona verdiğiniz hemen her şeyi elleriyle tutacak ve her seferinde daha önce bilmediği yeni bir objeyi tercih edecektir. Artık nesnelerin sadece görünüşü ile değil, dokusu ve tadı(!) ile de ilgilenmektedir. Kadife kumaşlar, tüylü oyuncaklar, yastıklar gibi değişik dokuları tanımak hoşuna gidecektir. Bu dönemde bebek sıcak ve soğuğun değişik dereceleri olduğunu da keşfedecek, bazen bir objeyle oynarken o objenin şekil değiştireceğini öğrenecektir. Bıraktığında bazı nesneler yeni bir şekil alır; bazıları ise eski şekline döner. Bebek bunları oyunları sırasında tekrar tekrar deneyerek öğrenir.
Renk, bebeğinizin görme yetisini geliştiren önemli bir unsurdur. Siyah-beyaz oyuncaklara karşı ilgisini artık kaybetmekte ve ana renklere karşı ilgisi artmaktadır. Pastel renkler ona henüz çamur gibi kirli görünmektedir. Ona parlak kırmızı, mavi ve yeşil gibi ana renklerden oluşan oyuncaklar; değişik şekil ve desenlerde kumaşlar gösterip tepkilerini izleyebilirsiniz.
Üçüncü aya girdiğinde bebeğiniz kafasını daha iyi tutabilecek ve biraz yardımla yarı oturur bir duruma geçebilecektir. Karnının üzerine yattığında kafasını biraz kaldırabilir. Ayağa kaldırdığınızda bacakları kıvrılır, ancak kafasını kısa bir süre için de olsa dik tutabilir; ayrıca ayaklarını zıplayacakmış gibi dışarı doğru itebilir.
Bebek kollarını yanlardan havaya kaldırabilir ve her iki elini de havada vücudunun ortasında birleştirir. Birçok ebeveyn, bebeğinin kirli nesneleri ağzına sokmasından korkar ve gereksiz yere endişeye kapılır. Sabun, deterjan gibi temizlik maddeleri, yutup boğulmasına neden olacak ufak şeyler ve bazı zehirli bitkiler dışında endişelenmenize gerek yoktur. Unutmayın ki ona tamamen steril bir dünya yaratamazsınız.
Bebeğiniz iyice hareketlenmeden evi bebeğe göre yeniden düzenlemeniz doğru bir karar olacaktır. Bebek bakımı ile ilgili her durumda olduğu gibi, evi düzenleme konusunda da iki farklı görüş vardır. Birinci görüş “evi yeniden düzenlemeye, hi bir şeyi kaldırmaya gerek yoktur” der. Böylece bebeğin neyin ellenilebilir ve neyin ellenemez olduğunu daha çabuk kavrayacağına inanılır. Diğer görüş ise, bebeği daha hayatının başında “hayır” kelimesini duymaya alıştırmamak için evde yeni bir düzenleme yapmak gerektiğini savunur.
Ancak belki de en iyi yol ikisinin ortasını bulmaktır. İyice boşaltılmış ortamlarda yaşamak hem sizin için hem de bebek için epey sıkıcı olacaktır. Ancak geçici bir süre için en azından değerli eşyalarınızı ortadan kaldırabilirsiniz. Güvenli, kırılmayacak ya da yerine rahatlıkla yenisi alınabilecek eşyaların ortada kalmasında sakınca yoktur.
3. ayın sonuna geldiğinizde, bebeğiniz, ara ara uyansa bile geceleri 10 saat kadar uyuyabilmelidir. Uyandığında ağlayabilir veya sadece emziğiyle oyalanabilir. Bu yarı-uyanık dönemi uyku saati boyunca yaşayacaktır. Yetişkinler de uykularında aynı dönemi yaşarlar ancak onlar tamamen uyanmamaya programlıdır, yatakta bir iki kez dönüp yeniden uykuya dalabilirler. Bebeğiniz de, uyanır uyanmaz yanına koşmadığınız sürece, aynı düzeni kendi kendine bulacaktır. Uyandığı anda yanına gitmeniz onu yanında annesi olmadan tekrar uyuyamayacağına inandırır.
Bu yaştaki bebeklerin uyuyana kadar ağlaması çok sık görülen bir durumdur. Ağlamanın, onu bir şekilde rahatlattığı gözlenmiştir. Ancak bebeğiniz, yatağına yattığı anda ağlamaya başlıyorsa, gün boyunca yeteri kadar uyanık kalmadığı sonucunu çıkarabilirsiniz. Bu nedenle, eğer uykusu yoksa ya da uyumuyorsa bebeği yatağında tutmayın. Bebek uyku ile yatağı bir tutmalıdır. Diğer yandan, özellikle uykudan önce uyarılmışsa, uyumakta güçlük çekebilir. Böyle zamanlarda bebeği sakinleştirmek için biraz emzirmeyi veya mama vermeyi (böylelikle bebeğinizin karnı hemen acıkmayacaktır), bezini değiştirmeyi ve biraz sallamayı deneyin.
Bebeğinizin sabah uyanma saati en son beslendiği saat ile doğru orantılı olabilir, ancak bu şart da değildir; bazı bebekler ne zaman beslenirse beslensinler, kurulmuş saat gibi sabah 6.00’da, hatta daha erken uyanabilirler. Bebeğin günlük uykusunu bir düzene sokmaya çalışmak bazen boş bir çaba olabilir. Bazen oyun zamanını kısa tutup öğleden sonra erken bir saatte yatmasını isteyebilirsiniz ama o bunu reddeder. Başka bir gün ise onu görmeye gelen misafirlerinizle oynasın, maskaralık yapsın istersiniz ancak o uyumayı tercih eder.
Üç aylık bebek konuşma amaçlı sesler de çıkarmaya başlar. Müzik veya konuşma sesleri, bebek sinirli iken onu sadece rahatlatmakla kalmayacak, küçüğünüzün birtakım sesler çıkararak bu seslere tepki vermesini de sağlayacaktır. Eğer böyle sesler çıkarıyorsa, keyfi yerinde demektir. Ayrıca bu dönemde yeni bir numara daha dener: tükürükle balon yapmak!
Bebeğiniz, ona sorulan sorulara ahenkli sesler çıkararak cevap verir ve karşısındakinden de aynı şeyi bekler. Ay sonunda aranızda, 15-20 dakikalık bir “ohh’lar ve ahh’lar” diyaloğu geçebilir. Ara sıra bebekle beraber derin bir nefes alıp aynı sesi çıkarabilirsiniz.
Bebek uyanıkken zamanının çoğunu ellerine bakarak ve onlarla oynayarak geçirir. Şimdiye kadar bebeğiniz ellerini yumruk şeklinde tutuyordu. Üçüncü ayda ellerini daha serbest hareket ettirecek ve sonunda tamamen açık bırakacaktır. Böylece yeni oyuncaklar ortaya çıkacaktır: tam on minik parmak. Üçüncü ay onlara bakmak ve parmakların hareketlerini gözlemlemekle geçer. Ellerini her gördüğünde şaşıracak ve yeniden bulduğuna sevinecektir.
Üç aylık bebeğinizi yıkarken veya üstünü değiştirirken ona vücudunu anlatın, uzuvlarını tanıtın. Böylece konuşmaya başlamadan çok önce, sorulduğunda ayaklarını veya kulaklarını gösterebilir. Kısa ninniler veya yumuşak tonda anlatılan masallar ve şarkılı oyunlardan çok hoşlanır ve bunu çıkardığı seslerle belli eder. Elinizi çırpmanız, kafanızı sallamanız ya da dil çıkarmanız onu çok etkileyecektir.
BU AYIN EN ÖNEMLİ AŞAMASI: BEBEĞİNİZ KARIN ÜSTÜ YATARKEN KOLLARIYLA İTEREK GÖĞSÜNÜ HAVAYA KALDIRABİLİR.