Popüler Konu 24 Haziran Başkanlık seçimi anketi ;

Başkanlık seçiminizde oyunuzu kime vereceksiniz ?

  • AKP ile MHP ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

    OY: 891 37,9%
  • CHP adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce

    OY: 1.067 45,4%
  • HDP adayı İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş

    OY: 67 2,9%
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

    OY: 274 11,7%
  • SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu

    OY: 42 1,8%
  • VP Genel Başkanı Doğu Perinçek

    OY: 8 0,3%

  • Ankete Katılan
    2.349
  • Anket Kapalı .
bencede durmak yok sömürmeye devam yolsuzluğa devam suriyeliere vatandaşlığa devam ekonomiyi batırıp herşeyi ithal almaya devam 1602 tl asgariyle geçinmeye çalışmaya devam tacizin tecavüzün adam öldürmenin artmasına devam yandaşların cebini doldurmaya devam bende olsamn devam derim

ben suan burda demokratik hakkımı kullandım sızın alıntılamınız ıcın degil. benim cebim dolmadı bu arada son derece orta halli yasayan bir aileyim. hakkımı kullanırken de kimseye soracak değilim.
 
bencede durmak yok sömürmeye devam yolsuzluğa devam suriyeliere vatandaşlığa devam ekonomiyi batırıp herşeyi ithal almaya devam 1602 tl asgariyle geçinmeye çalışmaya devam tacizin tecavüzün adam öldürmenin artmasına devam yandaşların cebini doldurmaya devam bende olsamn devam derim
Hatlar karıştı bende:KK53:

Durmak yok tokata devam:KK45:


7B7047A9-BBDF-4437-84BF-2EF109F637A4.jpeg
 
Ya deme öyle ya tayyipleri ak pak milletvekilleri ak pak adam sırf taksicilerde de oy almak için ubere ceza kesiyo şimdide bizim millette inanıyo hala bu adam çıkar peşinde anlasalar
Evet ya ubere çok üzüldüm sırf oy almak için mahkemesi hala devam eden konuya bir anda bıçak doğradı geri kalmışlığa mahkumuz biz serseri taksicilere binmeye devam yağmurda almazlar kısa mesafe almazlar trafikte of puf derler biz bu na mahkumuz çünkü bunu hakediyoruz kaç kez kullandım uberi varya hiç sorun yaşamadım 10 tllik yola bile saygıyla götürdüler hatta birinde çantamı unuttum evime kadar getirdi böyle bir hizmet Nasıl kalkar anlamıyorum oydan çok bu işte rant var kesin yandaşların taksi plakaları vardır kesin
 
Böylr bir videoyla geleceğinizden adım gibi emindim .. Ve evet çok kaba bir davranış... Yalnız adam merdivenden çıkarken nasıl fotoğraf nasıl çektirsin... Ama bakın kabaca olmuş diyorum... Siz de ananı da al git olayına takılın biraz... Mesela o da kötüydü dimi..?
Farkettiniz mi yaptığı herşeye bir bahane sundunuz
Savunma haline giriyorsunuz
Biz bunu yapınca alay konusu oluyor siz yapınca haklı oluyor anlamadım valla :KK51:
 
Farkettiniz mi yaptığı herşeye bir bahane sundunuz
Savunma haline giriyorsunuz
Biz bunu yapınca alay konusu oluyor siz yapınca haklı oluyor anlamadım valla :KK51:
Tamam tamam sana birşey demiyoruz takıl kafana göre burda birşeyleri tartışıyoruz yanlışı arıyoruz üzme sen canını
 
Farkettiniz mi yaptığı herşeye bir bahane sundunuz
Savunma haline giriyorsunuz
Biz bunu yapınca alay konusu oluyor siz yapınca haklı oluyor anlamadım valla :KK51:
Ya kör olmadığım için olabilir mi? Adam ordan merdivenden çıkıyor.. Arkassında bir kalabalık geliyor . Yandan biri foto çekilmeye çalışıyor... Siz kendinizi koyun yerine bakalım .. Merdivenden çıkmaya çalışırken fotoğraf çekinebilir miisnix? O kalabalıkta... Ha ayrıca ben zaten kaba bir davranış olduğunu söyledim daha önce...
 
Yanlışı kendinize bakıp arayarak başlayabilsiniz
Zira ortadan başlayınca komik oluyorsunuz da
Merak etme tatlım ortadan almıyoruz biz şuanki hükümetin yanlışını tartışıyoruz sana ne oluyorki senmi şuanki hükümetsin sen takma kafana bizim yazdıklarımızı sana birşey dediğimiz yok
 
Yanlışı kendinize bakıp arayarak başlayabilsiniz
Zira ortadan başlayınca komik oluyorsunuz da
Siz yanlışı araştırıyor musunuz? Peki yanlış nerede tesbit ettiniz mi? Mesela birileri diğerleri gibi her deneni avuçları patlayana kadar alkışlamadığından dolayı mı yanlış diyorsunuz?
Komik oluyor derken neyi kastediyorsun?
 
Siz yanlışı araştırıyor musunuz? Peki yanlış nerede tesbit ettiniz mi? Mesela birileri diğerleri gibi her deneni avuçları patlayana kadar alkışlamadığından dolayı mı yanlış diyorsunuz?
Komik oluyor derken neyi kastediyorsun?
Sorular sorular sorular....
Ama en başından beridir yazıyoruz işte yanlışsa yanlış dedik olmamalı dedik aynı siz gibi Size de birşey sorunca çok yanlış çok çirkin ben zaten kaba buluyorum nezaket gereği öyle yapıldı
Ben zaten bu mv partide yanlış görüyorum
İşte bizde tam bunları söylüyoruz ama siz tatmin oluyor musunuz aslaaaaa
İşta bu nokta da komik oluyorsunuz
Sorulara cevap şekillerimiz aynı ama nedense siz kendinizi ayrıcalıklı ya da daha iyi cevaplar verdim sanıyorsunuz
Öyle değil yani bilin istedim :KK66:
 
HAFTA içerisinde, Bayraktar ailesinin sahibi olduğu “Baykar” şirketinin insansız hava araçlarını, yani silâhsız olan “İHA”lar ile silâhlı “SİHA”ları ürettiği tesisi gezdim.

Böyle bir tesisin millî güvenlik sırrı olması gerektiğine inandığım için nerede olduğunu, yani Afrin’de devam eden operasyonda elde edilen başarılarda gücü ve etkisi çok daha iyi anlaşılan bu insansız hava araçlarının üretim mekânlarının yerini yazmayacak, sadece birkaç izlenimimi aktaracağım.

Hani evinizde kendi başınıza monte ettiğimiz elektronik gereçlerde panellerin ve parçaların üzerinde “front size”, “don’t push” yahut“fragile” yani “ön taraf”, “bastırmayın”, “kırılabilir” gibisinden İngilizce ifadelerle uyarılar vardır ve artık her elektronik âlette böyle İngilizce sözlerin bulunmasına hepimiz alışmışızdır ya...

HERŞEY TÜRKÇE!

İnsansız hava araçlarının üretim mekânında ilk şaşırdığım husus işte bu oldu; yani hemen her elektronik parçanın üzerinde İngilizce değil, Türkçe ifadeler yazılmıştı! Zira, İHA’ların ikinci veya üçüncü derecede önem taşıyan ve yurt dışından kolayca temin edilebildikleri için burada üretimlerine gerek görülmeyen ufak parçaları dışında ileri teknoloji gerektiren herşey bu tesiste yapılıyordu; yani “millî” idiler ve dolayısı ile üzerlerindeki yazılar da Türkçe idi...

Aynı “millîlik”, bilgisayar yazılımlarında da mevcuttu. Hava savunması ile ilgili araç ve gereçleri satarken ipleri elinde tutabilmek maksadıyla yazılım, radar veya haberleşme sitemleri ile ilgili programları mutlaka eksik olarak veren yabancı memleketlerin illâllah dedirten bu bitmeyen cilveleri Bayraktar ailesini de çileden çıkarttığı için bilgisayar yazılımlarını da kendileri yapıyorlardı. Tesisteki çoğu genç olan personelin bir kısmı proje üzerinde çalışıyor, bazıları son derece hassasiyet gerektiren montajı yapıyor, diğerleri de İHA’lar ile SİHA’larda kullanılan programları hazırlıyorlardı...

Geçmişte top, tüfek, kalyon, vesaire her çeşit silâhımızı kendimiz yaparken üzerimize iki buçuk asırdan buyana bir atâlet çöktü; vaktiyle en kaliteli şekilde imal ettiğimiz harp vasıtalarını artık yapamaz hâle geldik ve dışarıya muhtaç olduk. Ama silâh teknolojisinin gerisinde kalmamız bir tarafa, yakalamamız ve kendi teknolojimizi ortaya koymaya çalışmamız da istenmedi ve çeşitli yerlerden bitmeyen engellemeler başladı.

Osman Yalçın’ın “Türk Hava Harp Sanayii Tarihi” isimli kitabını okuduğunuz takdirde 1910’lardan itibaren kendi uçağını imal etmeye çalışan Türkiye’nin dışarıdan değil içeriden gördüğü engellemeleri de öğrenir ve Nuri Demirağ ile Vecihi Hürkuş gibi ilk uçak imâlâtçılarımızın başlarına gelenleri okur ve hayli şaşırırsınız...

SİLÂHTA MİLLÎLİK ŞARTI

İnsansız hava araçlarının imal edildiği tesis, neredeyse bir asırdan buyana devam eden bütün bu engellemelerin ve şanssızlıkların ardından gelişmiş teknolojiyi bizim de ortaya koyabileceğimizin ders mahiyetinde mükemmel bir örneğidir. Tesiste, Silâhlı Kuvvetler’e ilk teslimatın 2007’de yapılmasının ardından 2014’ten buyana silâhlı İHA’ların üretimi de yapılmaktadır ve elde edilen bu başarı, göreni “Geçmişteki mâlûm engellemeler çıkartılmasa idi, Türkiye hava sanayiinde bugün kimbilir nerede olacaktı!” dedirtmektedir!

Türkiye, şimdi insansız hava araçlarını, özellikle de bu araçların silâhlı modellerini kendi başına imal edebilen beş ülke arasında yeralıyor...

Bir devlet millî silâh sanayii olmadan, yani kendi vurucu gücünü kendisi yapmadan “gerçek” bir büyük devlet olamayacağı için, Türkiye sadece İHA’ları değil, bütün silâhlarını artık kendisi yapmak mecburiyetindedir ve dün bağrımıza bastığımız şehidlerimizin ruhlarının tam bir huzura kavuşabilmesinin çaresi de budur!

Habertürk
6 Şubat 2018 murat bardakçı ...............................
Muharrem İnce ağızda kekremsi bir tat bırakıyor artık.

Esasında bunları yazmakla iyilik ediyorum kendisine.
“Polislere, hemşirelere 3600 ek gösterge getirilecek” dediğinizde herkesin size uygun yeriyle güleceğini hesap etmeniz gerekir misal. Çünkü 10 gün önce yapıldı bu.
Geçen gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a laf çakarak “Ey Hollanda diyor portakal bıçaklıyor, sonra gidiyor Petrol Ofisi’ni satıyor” dedi. Sahibi devlet değil, Avusturyalı OMV’ydi, Aydın Doğan’dan almıştı, onlar da Hollandalı Vitol’e sattı.
Kısaca söylediği hiçbir kelimede doğru yok.

PETROL OFİSİ’NİN SATIŞINI KILIÇDAROĞLU’NA SORUN MUHARREM BEY

Petrol Ofisi bir devlet şirketi değil, ama İnce’yi de ilgilendiren bir hikâyesi var. Hani bir vakitler Doğan Medyası vardı. CHP ve kimi zaman HDP, kimi zaman da FETÖ destekçisi olan medya. İşte onunla, CHP’nin ortaklarından olduğu İş Bankasının da içinde bulunduğu bir hikâye bu.
Loblarınızı zorlayın Muharrem Bey, çok özet bir bilgi:
1-Petrol Ofisi (POAŞ) 2000 yılında özelleştirildi.
2-İhalesine Aydın Doğan İş Bankası ile birlikte girdi. POAŞ’ın yüzde 51 hissesi Türkiye İş Bankası-Doğan Holding AŞ tarafından 1 milyar 260 milyon dolara alındı. Arada bir sürü alavere dalavere oldu, bunları yazmayacağım, çok uzun.
3-2005 yılında İş Bankası, elindeki yüzde 44 oranındaki hisseyi 616 milyon dolara Doğan Holding’e sattı.
4-Doğan Holding ise aynı hisseleri altı ay sonra 1 milyar 54 milyon dolar karşılığında Avusturya şirketi OMV’ye sattı.
5-CHP destekçisi Aydın Doğan böylece İş Bankasının zamanlama harikası satışıyla 438 milyon dolar kârı kaymak gibi cebine koydu.
Peki, bu özelleştirme hikâyesinde imzası olan İş Bankası Yönetim Kurulu üyelerinden birinin adı neydi biliyor musunuz Sayın Muharrem İnce? Söyleyelim, şu andaki Genel Başkanınız KEMAL KILIÇDAROĞLU. Evet, ta kendisi.

KILIÇDAROĞLU DOĞAN MEDYA İLİŞKİSİ O VAKİT BAŞLADI
CHP’nin İş Bankasındaki yüzde 28 hissesinin o zamanki temsilcisi oydu.
Sütten çıkmış ak kaşıktır kendisi. Hırsızlıkla, namussuzlukla, galduru gubbak işlerle hiç alakası yoktur. Eh, onun karşılığında kasetler, masetler, Gandi kampanyaları da işin bonusu oldu tabii bilahare.
Muharrem İnce, iş bu Petrol Ofisi şimdi de OMV tarafından Hollandalı Vitol’e satıldı.
Bir de şu otomobil meselesi Sayın Fizik Profesörü. Hani diyorsunuz ya “Otomobil önemli değil, önemli olan marka” diye, ondan söylüyorum. Otomobil üretmeden MARKA oluşturamıyorsunuz. Önce bir otomobil projeniz olacak ve onu realize ederken marka hazırlıkları da ona paralel yürüyecek. Yani “Ben otomobilin motorunun beynini üretecek robotun beynini yapacak yazılımı vadediyorum” diyorsunuz ya, ah be Muharrem Bey, birileri sizi fena sarakaya alıyor, bilmem farkında mısınız?
Bir de tutmuşsunuz AK Parti’nin SEÇİMLERİ İPTAL ETTİRMEYE ÇALIŞTIĞINI söylüyorsunuz.
Burada pes ettim.
Birisi Muharrem Bey’e CHP’nin Anayasa Mahkemesine 29 maddelik gerekçeyle seçimleri iptal ettirmek için başvurduğunu söylemedi mi?
Kumaş, kalibre filan; malzeme bu demek ki. ...............................................................
habervideo.jpg
haberfoto.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli Tarım Projesi"nin hayırlı olmasını dileyerek "Sadık yârimiz olan toprağa hak ettiği değeri vermezsek sadece kendimizin, kendi neslimizin değil, topyekûn insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz. Toprağa sırtını dönen insan en büyük ihaneti kendisine yapmış olur; çünkü Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve yine toprağa döneceğimizi haber veriyor." diye konuştu.

Türkiye genelindeki çiftçiler, Milli Tarım Projesi kapsamında "Cumhurbaşkanımız ile Milli Tarım Buluşması" adlı programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da bir araya geldiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Milli Tarım Projesi buluşmasında yaptığı konuşmaya, misafirleri, salon ve salon dışında dev ekranlardan programı takip eden vatandaşları selamlayarak başladı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından geliştirilerek uygulamaya sokulan "Milli Tarım Projesi"nin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Aşık Veysel'in "Dost, dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yârim kara topraktır / Beyhude dolandım, boşa yoruldum / Benim sadık yârim kara topraktır" dizelerini okuyarak, "Sadık yârimiz olan toprağa hak ettiği değeri vermezsek sadece kendimizin, kendi neslimizin değil, topyekûn insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz. Toprağa sırtını dönen insan en büyük ihaneti kendisine yapmış olur; çünkü Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve yine toprağa döneceğimizi haber veriyor." diye konuştu.

Hazreti Adem'den bu yana insanoğlunun hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılıktaki başarısının geldiğini dile getiren Erdoğan, "Şayet insanoğlu tarımı ve hayvancılığı, daha doğrusu bunların endüstriyel üretimini beceremiyor olsaydı medeniyetler kuramazdı. Çünkü tarım ve hayvancılık, bu işle meşgul olan kişilerin ürünlerini sadece kendi şahsi ihtiyaçlarını karşılamak için değil tüm insanlığa sunmak için yürüttükleri faaliyetlerdir. Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin, hizmetlerin belli meslek grupları tarafından yürütülmesi, bizlere başka alanlara yönelme ve oralarda derinleşme imkânını sağladı. Tarım konusu diğer tüm işlerden farklı olarak insanlığın varlığını sürdürebilmesi için olmazsa olmazdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Milli Tarım Projesine hep birlikte sahip çıkmalıyız"

Bu hususları tekrarlamasının sebebinin Türkiye'de tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi konusundaki projelerin önemine dikkati çekmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Başbakan Binali Yıldırım'ın vatandaşlarla paylaştığı "Milli Tarım Projesi"nin her türlü takdiri ve desteği hak ettiğinin altını çizdi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Havza Bazlı Üretimi Destekleme ve Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme adıyla iki başlık altında hayata geçirilmekte olan bu projeye hep birlikte sahip çıkmalıyız. Anadolu, dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen maalesef bugün her iki konuda da olmamız gereken yerin epeyce uzağındayız. Topraklarımız var ama doğru planlama yaparak, yeterli teknik destek sağlayarak hakkıyla değerlendiremiyoruz. Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ihtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapmak zorunda kalıyoruz. Bu kabul edilebilir bir manzara değildir. Özellikle topraklarımız noktasında, şu azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik ve topraklarımız suyla buluştuğu zaman ne yazık ki çamur olup, akıp gidiyor. Doğallıktan uzak, tüm hastalıkların temelinde de ne yatıyor? O gübreleme yatıyor."

Bu reformla birlikte Türkiye'nin doğal gübreye dönmek durumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğal gübreye dönerken de yapmamız gereken işlerin başında bana göre hani bu 'çöp atıkları' diyoruz ya bunları biz kompost gübreye çevirmek suretiyle gübrelemede rahatlıkla kullanabiliriz ve bunları kullanmak suretiyle de bu kimyevi azotun tehdidinden bütün bu tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz, bunun üzerinde çalışmamızda büyük fayda var diye düşünüyorum. Şu anda sadece 30 büyükşehir belediyesi bu konularla ilgili adımını atsa, kompost gübre üretimini şu anda hızlandırsa buradan çok büyük nimet elde ederiz ve bunları biz kendimiz üretiriz." diye konuştu.

"Milli Tarım Projesi ile sorunlarımızın çözümünde önemli bir adım atmış olacağız"

Türkiye'nin ithalatı ve ihracatının 4 kat artarken tarımsal ürünlerde ihracat artışının bu rakamın altında kaldığını ama ithalat artışının bunun üzerine çıktığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tabii ki bugün tarımsal hasılada Avrupa'da bir numara olmamız, gerçek potansiyelimizi kullanabildiğimiz anlamına gelmiyor. Bölgesini ve hatta tüm dünyayı doyuruyor olması gereken Türkiye'nin gıda ve et ithalatı yapıyor olması ortada bir sorun olduğunun ifadesidir. İnşallah, Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli bir adım atmış oluyoruz. Ülke olarak aslında imkânlarımız yeterli olduğu halde plansız programsız iş yapılması sebebiyle sık sık karşılaştığımız arz açığı veya arz fazlası... Yeni destekleme modeliyle bu sıkıntının geride bırakılacağına inanıyorum. Aynı şekilde hayvancılıkta illerimize ve hayvan türlerine göre belirlenen teşvik modelinin de, fiyatların dengelenmesi ve ithalatın önlenmesi noktasında beklentilerimizi karşılayacağımıza da bu noktada inanıyorum ve bunu temenni ediyorum.

Enflasyon hedeflerimize ulaşamamamızın en önemli sebebi gıda fiyatlarıdır. Enflasyon rakamları açıklandığı zaman, domates, biber bunlar söylendiği zaman gerçekten ağırıma gidiyor. Biz bu noktada domatesten, biberden dolayı enflasyonda olumsuz etkilenmememiz gerekir. Bunu rahatlıkla aşmamız gerekir. Bu topraklar, bu kadar verimli, bereketli olacak ve biz hala enflasyonda domates, biber, bunların fiyatından dolayı enflasyonda sıkıntı yaşayacağız. Olmaz. Bunu aşacağız."

"Envaiçeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sebzede çeşitlerin de çok artması gerektiğini bildirdi. "19 tane sebze çeşidi nedir?" sorusunu yönelten Erdoğan, bunu artıracaklarını belirtti.

Bu topraklardan daha çok sebze üretileceğine işaret eden Erdoğan, "Bunları artırmamız lazım. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı değil ha, derde deva. İnşallah bu olacak." dedi.

"Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envaiçeşidini getiriyorlar. Bizde niye olmuyor? Bacılarım bizde de olur mu? İstediğimiz peyniri yapar mıyız?" diye soran Erdoğan, "Yaparız. Bunların çeşidini artıracağız. Envaiçeşit peynir üreteceğiz ve ondan sonra da dünyaya pazarlayacağız." ifadesini kullandı.

Osmanlı'yı yıllarca güçlü bir şekilde ayakta tutan unsurlardan birinin de halkın bol ve hesaplı gıdaya erişimini sağlayacak iaşecilik sistemi olduğunu, Osmanlı'nın bunu başardığını vurgulayan Erdoğan, "Bizim de günümüz şartlarına uygun bir anlayışla vatandaşımızın gıda konusunda eksiklik yaşamasının önüne geçecek, fiyatları dengede tutacak bir sistemi kurmamız gerekiyor." diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasında teşvikleri açıkladığına değinen Erdoğan, "Şimdi böyle teşvikler olduğuna göre bundan sonra ne kalıyor? Çalışmak." dedi.
Upuzun bir makale kopyalayip getirmissin ama benim sorularimin hic birinin cevabi yok icinde, bosa zahmet.. Ya da kopyaladigin seyi kendin bile okumadin.
Cumhurbaskanligi garajinda 268 arac var, sence bunlar fazla degil mi demisim? Hani nerde cevap? Ben goremedim.
16 senedir iktidardalar demisim, hani bir iktidarin suresi 4-5 yil, simdiye dek en uzun kalan Ozal, onun da 8 yil.. 16 senelik iktidarinda gelir getiren ne yatirim yapmis bunlar dedim, hani cevap?
Yok tarima topraga onem verirmis, yok bilmem ne.. Bir suru suslu laflar.. Hani icraat?16 yilda tarimin hayvanciligin geldigi noktayi yaziyorum, sen Tayyip'in dediklerini yaziyorsun. Lafla peynir gemisi yurumuyor.. 16 sene bu.. Ne yapmis?
Neden 16 sene once urettiklerimizi bugun ithal ediyoruz o zaman?
Bir yanda gercekler.. Bir yanda laflar..
Gecen sene Tayyip AKPseverlere dolarlarini bozdurtuyordu 3.57 den, dolar dusecekti, dolar alan yanacakti hani? Bunlar da onun laflari.. Dolar bugun 4.60.. Artis: % 30. Aciklanan enflasyon: % 10, yersen.. Yaptiklari ve soyledikleri birbirini tutuyor mu bu adamin?
Soyledikleri degil, yaptiklari yapacaklarinin teminati. Ainesi istir kisinin, lafa bakilmaz.
 
X