Kızamık aşısı 1 yaşında yapılıyor. Peki bebek 1 yaşından önce kızamık virüsü ile karşılaşırsa ne olacak, ben daha önce yaptırmak istiyorum bu aşıyı desek doktorların kızamık korkutmalarını düşündüğümüzde haksız olmayız değil mi anne olarak. Sosyal medyadan bir doktora da sorabilirsiniz bu soruyu test etmek için. Doktorlar diyor ki merak etme senin sütünden geçen antikorlar korur onu bir yaşına kadar. Doğru söylüyorlar gerçekten de anne sütünden inanılmaz bir antikor geçişi oluyor bebeğe. Madem bebek anneden antikor alıyor 1 yaşından sonra ne oluyor da aldığı antikorlar korumaz oluyor? İşin aslı şu aslında, kızamık aşısı öyle ağır bir aşı ki bebekler en erken 1 yaşında tolere edebiliyor. O yuzden ailelere bir yas ustu icin kizamik korkusu pompaliyorlar.
Ben forumdaki hemen her otizm konusunu okuyorum, meslek hayatımda karşılaştığım otizm vakaları var, hepsinin ailesi aynı şeyi söylüyor, 1 yaşına kadar normaldi, 1.5 yaşına kadar normaldi sonradan böyle oldu. Aşılar otizm yapmaz diyorlar doğru aşının doğrudan otizm yapma gibi bir etkisi yok. Otizmli çocukların ortak özelliği terinde, kanında, idrarında aşırı miktarda ağır metal tespit ediliyor olması. Bu ağır metalin kaynağı aşılar. Tek bir aşı bu yoğunlukta ağır metal yükleyemez bebeği ama dogumdan itibaren uygulanan aşılardaki toplam ağır metal çocuğun bağışıklığını neredeyse yok ediyor, karaciğeri mahvediyor ve vücut dogal detoks sürecinde bile başarılı olamayacak kadar güçsüz kalıyor. Bu aşamadan sonra da lyme hastalığı ve parazit işgali başlıyor. Parazitlerin tamamı toksin yayar vücuda, doğal detoks süreci işlemeyen vücut bir de bu parazit etkisi altına girince otizm olarak bilinen belirtiler ortaya çıkıyor. Kerri rivera'nin otizm olarak bilinen belirtilerden kurtulmak adındaki kitabında bu süreç anlatılıyor. Ve biliyor musunuz otizmli çocuklar ne zaman ki vücutlarından ağır metal atılımı saglayan tedavilere ulaşıyorlar, o zaman iyilesmeye basliyorlar. Aşı ve ağır metal konusunu açınca doktorlar bile diyor ki o kadar alüminyum balıkta da var. Bu cehalet ürünü cümleyi bir doktor nasıl kurabilir anlamak mümkün değil. Anlaşılır olması için çok uç bir örnek vereceğim. Yarım çay kaşığı çamaşır suyunu içtiğinizde size vereceği zararla yarım çay kaşığını damardan aldığınızda size vereceği zarar eşit olabilir mi? Yiyeceklerle aldığımız alüminyumun büyük kısmını boşaltım yoluyla atarız. Ama damardan alınan alüminyum beyne kadar ulaşır ve dokularda birikir. Zaten agir metaller aşılara tam da bu yüzden, virüs beyin kan bariyerini asabilsin diye konuyor. Çünkü aksi takdirde antikor oluşamıyor. Yani virusle birlikte o agir metalin de beyne ulaşacağını üretici de biliyor.
Diger bir konu, aşılar bildiğiniz gibi diğer bütün ilaçlar gibi patentli ilaçlardır. Patentlenebilmesi için aşıda kullanılan virüsün üretilmiş bir virüs olması gerekir. Yani dogada dogal olarak bulunan vahşi virüsleri aşıya koyup patent alamazlar. Kendileri farklı tip kızamık virusleri üretirler ve onu patent altına alirlar. Yani bir bebek aşı oldugunda vücuduna verilen dogada bulunan virus değildir, laboratuvar üretimi bir virüstür. Peki bu bebek aşıda verilen tip viruslerle degil de doğada bulunan vahşi virüsle karşılaşırsa ne olacak, ona antikor gelistirmedi ki?
Bir kar zarar hesabi yapın, vucudu kimyasaldan koruyup bağışıklığı 10 üzerinden 10 kuvvette tutup aşılı cocuklarin bulastiracagi laboratuvar üretimi viruslerle ya da doğal vahşi virüsle karşılaşmasını beklemek mi yoksa doğal virusten korkup laboratuvar virusune karsi antikor uretebilen aşılardaki agir metalle bağışıklığı 10 uzerinden 6ya düşürüp dogal virüsle karşılaşmayı riskli hale getirmek mi?