alıntıdır...
Hamilelikte reflü rahatsızlığına çok rastlanmasının sebebi, hamilelik döneminde yoğun olarak salgılanan progesteron hormonunun yemek borusu ile mideyi ayıran ve genelde kapalı durması gereken kapakçığı gevşetmesidir. Bunun sonucunda yiyecekler ve mide asidi yutak borusuna ve boğaza kadar geri gelmeye başlar. Bebeğin büyüyerek mideye baskı yapması da bu durumu kolaylaştırır.
Hamileler reflü durumunda, gögüste yanma ve ekşime hissi duyarlar. Ağızda acı ve ekşi bir tat oluşurken koku da hissedilir. Tok karna yatıldığında geceleri rahatsız eden şişkinlik, boğulma hissi ve gaz oluşur. Kalpte baskı ve çarpıntı dahi hissetmek mümkündür. Reflü ne kadar uzun süreli ve ne kadar yukarı çıkıyor ise yanma hissi de o oranda fazla algılanmaktadır.
Doğum sonrasındaki günlerde reflü genellikle kendiliğinden geçer. Hamilelikten önce anne adayında reflü şikayeti varsa rahatsızlığın şiddeti iyice artabilmektedir. Çoğul hamilelik durumunda da reflü rahatsızlığı daha kuvvetli seyredebilir. Anne adayının yaşı da reflü rahatsızlığında önem taşımaktadır. Yaş ileri ise reflü daha etkili olmaktadır. Hamilelerde cerrahi tedavi yöntemi uygulanmaz ve ciddi reflüsü olup da hamile kalmayı planlayanlarda reflü ameliyatının hamilelikten önce yapılması önerilmektedir. Reflü tanısı sadece yakınmalarla koyulur. Sadece doktorun belirleyeceği çok özel durumlarda endoskopi önerilir ki, bu işlemin de bebeğe herhangi bir zararı olmaz.
Geceleri ortaya çıkan reflü rahatsızlıklarında yapılabilecek en kolay şey anne adayının başı yukarda kalacak şekilde yatış pozisyonunu ayarlamasıdır. Ayrıca bu durumun ilaçla da tedavisi mümkündür ve doktorların önerdiği ilaçlar bebek açısından güvenlidir. Hamilelik reflüsü katlanılması gereken bir hastalık değildir. Bugün özellikle hamileligin üçüncü ayı bittikten sonra bebeğe zararsız ve reflüye etkili tedaviler mevcuttur. Bu etkili tedavilerin kullanılması anne adaylarının yaşam kalitesini artırır.
Hamilelik döneminde reflü rahatsızlığına önlem olarak; akşam yatmadan önce ağır şeyler yemekten kaçınılmalı, yemek saati yatmadan 2-3 saat önceye alınmalıdır. Ayrıca, yanma hissini artıracak yiyeceklerden de uzak durulmalıdır. Reflüyü tetikleme ihtimali daha az olan yemekler tercih edilmelidir. Bu yiyeceklerden bazıları; elma, muz, lahana, salatalık, havuç, ayva, taze fasulye, bezelye, brokoli, fırında pişmiş patates, haşlama et, tavuğun gögüs eti, fırında balık, beyaz peynir, kepek, yulaf, mısır ekmeği, pirinç, maden suyu, yağsız salata. Yenmemesi ve uzak durulması gereken yiyeceklerden bazıları da; greyfurt suyu, portakal suyu, sirke, limon, limonata, domates ve domates sosu, hardal, patates kızartması, soğan, sarımsak, baharatlı yiyecekler, soslu makarna, şarap, her çeşit kahve, çay, sirkeli ve yağlı salata, çikolata, patates cipsidir.
Dikkat edilmesi gerekenler :
Alkolden uzak durulmalıdır.
Sık sık ve az az yemek yenilmelidir.
Yemekler yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.
Çok yağlı yiyecekler tüketilmemelidir.
Kahve, çay, kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durulmalıdır.
Yatmadan önce hafif şeyler yenmelidir.
Gün içinde bol miktarda sıvı almak gerekir.
Aşırı sıcak besinler alınmamalıdır.
Gevşek ve rahat kıyafetler giyilmelidir.
Daima dik oturulmalı, asla kambur durulmamalıdır.
Fazla kilo almamaya özen gösterilmelidir.
Doktora danışılmadan ilaç alınmamalıdır.
Reflü nedeniyle bilinçsiz alınan bazı ilaçlar düşüğe yol açmaktadır.
Yatarken belden kıvrılmak yerine, dizleri bükerek yatmanın mideye daha az basınç yaptığı unutulmamalıdır.
Midedeki bu yanma ve ekşime, halk arasında "bebeğin saçları çıkıyor" olarak yorumlansa da, ciddiye alınmalı ve doktora mutlaka bahsedilmelidir. Hamilelik döneminde yaşanan reflü, uygulanan basit tedavi yöntemlerine cevap vermiyor ve şiddetini de artırıyorsa, hamileliğin normal seyri olarak algılanmamalı kesinlikle uzman doktorlara danışılmalıdır. Ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermemek için erken dönemde yapılan küçük testlerle, annenin ve bebeğin sağlığında önlem alınabilir.