bu kelimeleri paylaşmışlar bunlardan mı başladınız siz de? baya uzun bunlar ya :)
-- A --
aback -- (be taken aback) şaşalamak, şaşırakalmak
abandon -- terk etmek, bırakmak
abate -- 1. azalmak, dinmek; 2. azaltmak, dindirmek
abbreviate -- kısaltmak
abdicate -- feragat etmek, tahtı bırakmak
abduct -- bir kimseyi zorla kaçırmak (veya, uzaylılar tarafından)
aberration -- sapma, anormallik, sapkınlık, yanlışa düşme
abhor -- nefret duymak ve iğrenmek; fikrinden bile dehşete düşmek
abide (by) -- uymak, riayet etmek
abject -- sefil, düşkün
ablaze -- tutuşmuş, alevler içinde
abolish -- yürürlükten kaldırmak
abominable -- iğrenç, nefret uyandırıcı
aboriginal (=native) -- bir yerin yerlisi (özellikle Avustralya yerlileri için)
abridge -- kısaltmak, özetini çıkarmak (isim: abridgement)
abrogate -- sona erdirmek, feshetmek (bir yasa veya anlaşmayı, gibi)
abruptly -- ani, beklenmedik, sert veya kaba bir tarzda
absent -- şu anda burada yok
absence -- şu anda burada olmayış/bulunmayış
absolute -- mutlak, kesin; tamamen
abstain (from) -- kaçınmak, uzak durmak, yapmamak
abstract -- 1. soyut; 2. özet
abstract (from) -- özümleyerek çıkarmak, ayırarak çıkarmak
absurd -- saçma ve gülünç
abundant -- bol miktarda (abundance 1. bol olma; 2. bolluk, refah)
abuse -- 1. kötüye kullanmak; 2. fiziki şiddet uygulamak; 3. cinsel tacizde bulunmak
accelerate -- hızlandırmak
access -- giriş, girme, ulaşma
acclimatize -- iklimine alıştırmak
accommodate -- 1. içine uydurmak veya yerleştirmek; 2. içine alabilmek, mesken olmak
accomplice -- suç ortağı
accomplish -- başarmak, başarıyla tamamlamak
accord -- uyum, anlaşma, uzlaşma
accost -- yoluna çıkmak, rahatsız etmek, sözel tacizde bulunmak
account for -- 1. hesabını vermek; 2. nedenini anlatmak veya açıklayabilmek
accountant -- muhasebeci
accumulate -- birikmek, biriktirmek
accurate -- doğru, yanlışsız (isim: accuracy)
accusation -- suçlama (the accused = sanık)
accustomed (be accustomed to) -- alışkın, alışmış
acknowledge -- varlığını onaylamak, kabul veya itiraf etmek (olumsuz nüans değil)
acquaint (be acquainted with) -- daha önceden tanışmış olmak, aşina olmak
acquit (be acquited) -- beraat etmek
acumen -- zeka keskinliği, çabuk kavrama
adamant -- ısrarlı ve inatçı, direngen, kararlı, geri adım atmaz (olumsuz nüanslar)
adapt -- uyarlamak veya uyarlanmak
addict -- bağımlı, tiryakisi (sıfat: addicted, be addicted to; isim: addiction)
address -- hitap etmek
adequate -- yeterli (isim: adequacy)
adjacent -- bitişik, kapı komşusu niteliğinde
adjourn -- geçici olarak ara vermek veya ileri bir tarihe ertelemek
adjustable -- ayarlanabilir, ayarlı
administer -- 1. yönetmek; 2. (tıp) ilaç vb. vermek, uygulamak
admirable -- takdire değer, hayranlık uyandırıcı
admonish -- uyarmak, ihtar etmek, azarlamak
adopt -- 1. benimsemek, kabul etmek; 2. evlat edinmek
advent -- geliş, gelme
adversary -- düşman, hasım
advertise -- genele duyurmak veya reklamını yapmak
advocate -- savunmasını yapmak, lehine öneride bulunmak
affect -- etkilemek
affection -- sevgi, bağlılık
affectionate -- sevecen, şefkatli
affidavit -- yazılı ve yeminli ifade
affinity -- yakınlık, benzerlik
affirm -- onaylamak
affluent (rich, wealthy) -- varlıklı, zengin, refahlı
aggravate -- kötüleştirmek, azdırmak
agreeable -- hoş, latif, dost
akin -- yakın benzer
alabaster -- bir cins mermer
alacrity -- çeviklik, canlılık
alarming -- endişe verici
alert -- uyanık, teyakkuz halinde
alibi -- suç işlendiği sırada başka bir yerde olma kanıtı
align -- hizalamak
alimony -- nafaka
allegation -- suçlayıcı iddia (fiil: to allege)
allegiance -- bağlılık, biat
alleviate -- hafifletmek, dindirmek
alliance -- ittifak
ally -- müttefik
allocate -- tahsis etmek, herbirine bölüştürmek
alter (change) değiştirmek, değişmek
altruism -- sencillik, yardımseverlik (tersi: egotism = bencillik)
amaze = hayrette bırakmak (isim: amazement = hayret, şaşkınlık)
ambassador -- büyükelçi
ambiguous -- anlamca belirsizlik taşıyan, müphem, birden fazla anlama gelebilen (isim: ambiguity)
ambush -- 1. pusu; 2. pusuya düşürmek
ameliorate -- iyileştirmek
amend -- değiştirme (düzeltme ve ekleme nüansları ile) (isim: amendment)
ammunition -- cephane
amnesty -- genel af
ample (abundant, profuse) -- bol bol, bolca yetecek düzeyde
amputate (bir organı) kesmek (isim: amputation)
anachronism -- ait olmadığı bir çağa ilişkilendirme veya o durumda olma, çağdışılık
analogous = benzer
ancestor -- ata, ced (sıfat: ancestral; isim: ancestry = soy, ailede kendinden öncekiler)