GEBELıK VE DOĞUM >
GEBELıĞıN ÜÇÜNCÜ TRıMESTR DÖNEMı
Gebeliğin son üç ayına girdiniz. Yalnız değilsiniz, Mutfakta, banyoda, yatakta, sokakta hep sizinle. Hıçkırıklarıyla, tekmeleriyle hep “ben buradayım” diye anımsatacak. “o”nu hissettikçe, vücudunuzun “o”nu taşıyabilmek için genişlediğini, daha önceleri yaşamadığınız ağrı, acı ve streslerin “o”nun için olduğunu, 3 ay sonra bunların yok olacağını, her şeyin düzeleceğini düşündükçe, tüm sıkıntılarınız ortadan kalkacaktır.
Son üç ayda bebeğin kilosu üç kat, boyu iki kat büyüyecektir. Beslenmeye, yürümeye ve gebelik jimnastiğine özen göstermelisiniz.
Gebeliğin son üç ayında, beslenme özel bir önem verilmelidir. Kemik yapımının arttığı, büyüyüp geliştiği dönem olduğundan kalsiyum gereksiniminin en fazla olduğu dönemdir. Bebekler kalsiyum gereksinimini tamamen anneden sağlar. Bir gebenin günlük kalsiyum gereksinimi 1200 ila 1300 mg’dır. Kalsiyum en çok süt ve süt ürünlerindedir. Bir bardak süt yada bir bardak yoğurt 300 mg kalsiyum içerdiğine göre günde en az 3–4 bardak süt ya da peynir, yoğurt sütten yapılmış yiyecekler almalı.
28. gebelik haftası rahminiz göbekten yaklaşık 4 parmak yukardadır. Bu döneme kadar ortalama 7–9 kilo almak normaldir. Bebeğiniz yaklaşık olarak 1000 gramdır. 700 ila 1450 gram arasında ölçümler normaldir. Akciğer gelişimi devam etmektedir
Bu haftadan itibaren doktor ziyaretlerini 3 haftada bir yapılmasını öneren görüşlere karşın sağlıklı giden gebeliklerde aylık izlem devam edebilir. Ancak yüksek riskli gebelerin 2–3 hafta ara ile doktor kontrolü gerekebilir. 36.-38.haftadan sonra haftalık doktor kontrolleri gerekecektir.
Gebeliğin başından itibaren Tansiyonunuz ve kilonuz özenle izlenmelidir. Çünkü gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen preeklampsinin erken bulgusu tansiyon yükselmesidir. Preeklampsi bebek ve anne açısından oldukça riskli bir gebelik komplikasyonudur.
Bu dönemde bacak krampları, hemoroitler, bacakta varisleri, cilt kuruluğu, bel ve sırt ağrıları, çarpıntı ve hazımsızlık yakınmaları belirginleşebilir.
Gebelikte Hemoroit tehlikelimidir?
Basur dediğimiz hemoroit, makat (anüs) bölgesinde gebeliğin büyümesi ile oluşan baskı onucu genişlemiş damarlardır. Dışta olduğu gibi içte de olabilir. Hemoroit acı verebilir, bazen kanayabilir. Hemoroit olan kısımlar ılık su tutulur ya da oturma banyosu yapılabilir. Soğutulmuş pamuk ile kompreste yapılabilir. Rahatlama olmaz ise doktora başvurmak gerekir. Doğumdan sonra baskı azalacağı için, yok olma olasılığı yüksektir..
Gebeliğin sekizinci ayı (29-32. gebelik haftaları)
Gebeliğin her ayında, ya da her doktor kontrolünde Tansiyon ve kilo ölçümü yapılmalıdır. Kayıtlara ya da çizelgeye işlenmelidir. Bir önceki ve gebeliğin başlangıcındaki değerler ile karşılaştırılmalıdır. Kilo, tansiyon değişimleri, bebek hareketleri ile beslenme konuşulmalıdır.
Bebekler sesimizi duyar mı?
29. gebelik haftasına doğru zaman zaman gebelikten sıkılmalar yaşanabilir. Daima gebe kalacakmışsınız gibi hissediyor olabilirsiniz. Gebelikle ilgili yakınmalar bu dönemde artabilir. Cildinizde kuruma olması çok normaldir. Nefes darlığı, hemoroitler, bacak krampları, mide ekşimesi ve hazımsızlık da bu dönemde sıkça karşılaşılan sorunlardır. Ayrıca karnınızda taşıdığınız yükün artmasına bağlı olarak sırt ve bel ağrılarınız da artabilir. Bütün bu yakınmaların normal olduğunu ve doğumdan sonra geçeceğini bilmelisiniz. Bu sorunlarınızı eşiniz ya da yakın bir dostunuzla paylaşabilirsiniz.
Yürüyüşlere başlamışsanız hemen başlayın. Sabah ve akşam, yarım saat ile bir saatlik yürüyüşler size çok iyi gelecektir. Risksiz jimnastik hareketleri kaslarınızı sıkılaştıracaktır.
Bebeğinizin başı neredeyse vücudunun kalan kısmı ile aynı büyüklüktedir.
Cilt altında yağ birikimi bu dönemde hızlanır. Beyin; nefes alma, vücut ısısını ayarlama ve gözleri hareket ettirebilme gibi ilkel bazı refleksleri idare edebilir. Bebek artık ışığa, sese ve kokuya duyarlıdır. 29 haftada bebeğin ortalama ağırlığı 1150 gramdır. 820 ila 1650 gram arası değerler normal değerlerdir.
Yatış pozisyonumdan bebek etkilenir mi? En iyi yatış şekli hangisidir?
Bebek akvaryumun içindeki balık örneğinde olduğu gibi, annenin yatış pozisyonundan etkilenmez. Anne hangi pozisyonda rahat ediyor ve uyuyabiliyorsa o şekli tercih etmelidir. Yinede, gebe bir kadın için en uygun yatma pozisyonu sol yan pozisyondur. Kalbinizden vücuda kan taşıyan aort, omurganın solundan geçerken vücuttan kalbe kan getiren büyük toplardamar omurganın sağındadır. Toplardamarlar üzerlerine yapılan basınçla kolayca sıkışabilirler ve böylece içlerinden geçen kan akımı azalır. Eğer sırtüstü veya sağ yan pozisyonda yatarsanız rahminiz büyük toplardamarı sıkıştırıp kalbe gelen kan miktarını azaltabilir. Bu durumda tansiyonunuz düşer. Düşen tansiyon sizi ve bebeğinizi zor durumda bırakabilir. Bu şekilde baş dönmeleri ya da tansiyon düşmeleri oluyorsa uyku durumunda yanlışlıkla sağa dönmenizi engellemek için sırtınıza yerleştireceğiniz bir yastık yararlı olabilir. Sol yan yatmanın böbreklerin daha iyi çalışmasına da katkıda bulunur.
Özellikle mide yanması olan kadınların yataklarının baş tarafını hafifçe yükseltmelerini önermekteyiz.
30. gebelik haftasında bebeğiniz yaklaşık 1350 gram ağırlığına ulaşmıştır. 950 ila 1850 gram arasındaki bebek ağırlıkları normal sınırlarda olarak kabul edilebilir. Tüm vücudunu saran lanugo denilen ipeksi tüyler, içinde bulunduğu sıvıya dökülmeye başlar. Gözlerini açıp kapatabilir. Ayak tırnakları uzamaktadır. Gelişmekte olan kemik iliği artık ihtiyacı olan kırmızı kan hücrelerini yani eritrositleri üretmektedir. Demir takviyesini unutmamalıdır. Pekmez, dalak ve ciğer gibi yiyecekleri de yemeklerinize ekleyebilirsiniz.
Gebelik döneminde grip tehlikeli mi?
Gebelik döneminde sıkça karşılaşılan diğer bir enfeksiyon olayı Üst Solunum Yolu enfeksiyonlarıdır. Grip bunların başında gelir. Grip, genellikle kış aylarında, yüksek ateş, şiddetli eklem ve kas ağrısı, aşırı halsizlik ve baş ağrısı ile hastayı yatağa düşürecek şiddette şikâyetlerle seyreden, influenza isimli virüs ile ortaya çıkan viral bir hastalıktır. Yoğun halsizlik kas ve eklem ağrıları nedeniyle halk arasında “paçavra hastalığı” olarak bilinir.
Grip virüsü solunum yollarını tutan diğer virüsler gibi damlacık yolu (yani havada bulunan virüs içeren partiküllerin solunum yoluna girmesiyle) ile bulaşır. Öksürme, hapşırma ile direkt olarak veya virüs ile bulaşmış eller ile indirekt olarak kolaylıkla bulaşabilir. Öksürme ve aksırma ile etrafa yayılan virüsler havada 3 gün kadar canlı kalabildiğinden hastalığın bulaştırıcılığı fazladır. Grip Tedavisinde yatak istirahatı esastır. Hastanın dinlenmesi, virüsle savaşta ve enfeksiyonun sağlıklı kişilere yayılımsının engellenmesinde önemlidir. Beslenme ve sıvı alımına dikkat edilmelidir. Burun tıkanıklığının giderilmesi, öksürüğün kesilmesi, ateşin düşürülmesi, kas ve eklem ağrılarının azaltılması gibi hastanın yakınmalarına yönelik destekleyici tedavi yapılmalıdır.
Grip virüsü damlacık yoluyla bulaştığı ve bulaşıcılığı yüksek olduğundan salgınlarda özellikle küçük çocuklar, yaşlılar ve gebelerin kalabalık ortamlara girmemeye çalışmaları, öpüşme ve tokalaşma gibi yakın ilişkilerden kaçınmaları gerekmektedir. Uykusuzluk, sigara, alkol, aşırı yorulma gibi vücut direncini düşüren faaliyetlerden uzak kalınmalıdır. C vitamini kaynağı olan meyvelerin bolca tüketilmesi ve beslenmenin usulüne uygun düzenlenmesi de vücudun direncini artırmak açısından önemlidir.
Küçük çocuklarla yakın temasları nedeniyle kadınların ve gebe kadınların gribe yakalanma oranları yüksektir. Grip mevsiminde hamileliğinin dördüncü ve daha sonraki aylarında olanlar grip aşısı yaptırabilirler. Aşının eylül, ekim ve kasım aylarında yapılması önerilmektedir.
Gebe kadınların gebe olmayanlara göre gripal hastalıklara yakalanma oranlarının yüksek olduğu ve salgınlarda da gebeliğin geç dönemlerine ait birçok ciddi komplikasyon ve mortalite (ölüm) oranlarının görüldüğü bildirilmiştir. 17 grip mevsimi boyunca düşük riskli kadınları inceleyen bir araştırmada gebeliğin son üç ayında gribe bağlı nedenlerle hastaneye yatış oranlarının yüksek olduğu gösterilmiştir. Gebelerde görülen gribe bağlı zatürre nedeniyle spontan düşük ve ölü doğumların ve yenidoğan ölümlerinin de arttığı bildirilmiştir. Aşılanarak bağışıklanmış annelerin bebekleri grip enfeksiyonundan erken süt çocukluğu döneminde de korunmaktadır.
31. gebelik haftasında rahminiz göbeğinizin yaklaşık olarak 11 cm üzerinde. Karnınızda hafif ağrılar hissedebilirsiniz. Ancak uzun sürüyorsa ve sıkça oluyorsa erken doğum belirtisi de olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Bebeğinizin kemik gelişimi devam ediyor. Bu nedenle günlük kalsiyum ihtiyacınız artmaktadır. Diyetinizde yeteri kadar kalsiyum, demir ve protein bulunmasına özen gösteriniz. Diyetle yeterince demir alınmasına karşın, bebek için ayrıca demir preparatı gerektiğinden son üç ay demir preparatları takviye edilmelidir. Demir, kanın oksijen taşıyabilmesi için gereksinim duyulan bir elementtir. Kırmızı kan hücresi yani eritrosit içinde bulunan hemoglobin, kas yapısında yoğun bulunan miyoglobin ve çeşitli enzimlerin üretimi için gerekli bir elementtir. Demir ayrıca, Merkezi sinir sistemi ve zihinsel fonksiyonların gelişimine de katkıda bulunur. Vücuttaki B grubu vitaminlerin kullanımını arttırır. Vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır. Büyümeye önemli katkıda bulunur. Demir preperatları gebenin halsizliğine, iştahsızlığına, solukluğuna ve kansızlığına da iyi gelir. Gebeler için hemoglobin 11-12 gm.dan aşağı olmamalıdır. 8 gramın altında ise taze kan desteği gerekir. Eğer demir preparatları alınıyor ise, ilaç içilmesinden bir saat önce ve sonrası süt, çay alınmamalıdır.
Tam olarak olgunlaşmamış tek organ akciğerlerdir. Bebeğiniz erkekse testisleri skrotuma inmeye devam ediyor. Ayrıca bu aylarda bebeğinizin beyin gelişimi hızla devam etmektedir.
31. gebelik haftasında bebek ortalama 1500 gramdır. 1100 ila 2070 gram arasında verilen sonuçlar normal sınırlardadır.
Karın gerilmesinin verdiği rahatsızlığı nasıl giderebilirim?
Özellikle ikinci gebelikten sonra, sanki fetüs taşıyabileceğinizden fazla büyüyor gibi gelebilir. Göbek ve çevresinde ağırlık ve baskı hissedebilirsiniz. Göbek deliği düzleşmiş, gerilmiştir. Göbek deliğinizde ağrı olabilir, otururken ve kalkarken rahatsızlık hissedebilirsiniz. Parmak uçlarınızla karnın alt kısımlarına ve göbek çevresine masaj yapmanız gerginlikleri ve ağrıyı azaltacaktır. Okşama tarzındaki bu hareketler şiddetli olmamalıdır. Ilık kompreslerde göbek çevresine uygulanabilir.
Eğer bu gerginlik ve ağrılar kalça ve belde de var ise; yüz aşağı, yatın. Dizleri kalçaya doğru çekin, dirseklerin üzerine abanarak, yani dört ayak üzerine durarak, 15 dakika kadar, kalçayı yukarı kaldırın.
32. haftadan sonra, olanağınız var ise, doktor ziyaretlerini 2 haftada bir yapmanız uygun olacaktır. Rahim göbeğinizden yaklaşık 12 cm yukardadır. Karın içi organlarınızı yukarıya itmesinden dolayı mide yanması, kabızlık, hazımsızlık ve sık nefes alma yakınmalarınız artabilir. Bol sıvı alımı ve lifli gıdalar almakla kabızlık önlenebilir. Öğün aralarını kısaltmakla da mide ekşimesi problemini çözmeye katkısı olacaktır.
Bebeğiniz yaklaşık olarak 1750 gram ağırlığına ulaştı. 1250 gram altında, 2350 gramın üstünde rakamlar verilmişse birkaç gün sonra tekrar ultrason incelenmesi önerilmelidir. Normalaltı değerler gelişme geriliğinin, normalüstü kiloyu aşan değerler makrosomi dediğimiz iri bebek açısından incelenmelidir.
Beş duyusu da fonksiyon görmektedir. Beyin ve akciğer gelişimi devam ediyor. Ayak tırnakları tam şeklini alır.
32. haftadan sonra rutin gebelik kontrollerine Fetal kalp atışlarının izlemine de (NST) başlanabilir. NST fetal asfiksi gibi sorunların erken tanınmasında yaralı olacaktır. Oksijen yetersizliğini ifade eden asfiksinin diğer inceleme yöntemi doppler ultrasonografidir. Fetüsün öncelikle kordon ve beyin damarları incelenerek, oksijenlenmesi değerlendirilebilir. Yüksek riskli gebelerin izleminde NST ve doppler çok önemli inceleme ve izleme yöntemleridir.
Bu haftada hemogram, idrarda albümin ve diğer idrar tetkikleri tekrarlanabilir.