- Konu Sahibi FashionbyHatis
- #1
piyasada lezzet verici yemek esansları vs birşeyler var diye biliyordum ama bu kadar zararlı olabileceğini artııı bole ıvır zıvırda bile kullanılacagını tahmin etmemiştim.
yemek bloglarını gezerken bu yazıyı gordum. link vermek yasak değilse veririmde isterseniz orjinal halinden bakabilirsiniz.
Neden dışarda yediğimiz veya paketli olarak aldığımız yiyecekler bize daha lezzetli gelir? Evde ne kadar yapsak aynı tadı alamayız bir türlü. Arkadaşlar msg denen lezzet verici bir madde var. Önceki yıllarda sadece paketli gıdalarda kullanılırken şimdi döner, köfte gibi yiyeceklerde de kullanılıyor. Bu madde beyinde güzel tat almayı artırıyor ve içine katılan herşeyi yedikçe yiyesiniz geliyor.Hazır çorbalarda, konservelerde,etsuyu bulyonlarında, bisküvilerde ve daha bir çok gıdada yaygın olarak kullanılıyor. Yediğiniz kötü bir şey bile olsa beyin msg sayesinde o tadı güzel olarak algılıyor. İşte bu yüzden bir bisküvi veya krakerde kötü bir yağ ve adi bir malzemede kullanılsa sırf MSG yüzünden o kötü tadları algılayamıyoruz.
Jibek’ten öğrendiğim kadarıyla Amerika’da bazı gıdaların üzerinde NO MSG ADD yani MSG KATKISI YOKTUR yazısı varmış. Hamileler bu ürünleri tükettiği zaman bu madde direkt cenine gidiyormuş o yüzden sakat doğum veya düşükler çoğalmış. Ben Türkiye’de satılan ürünlerde hiç böyle bir uyarı görmedim yaz siz?
Bahar güneşi adlı bir blogcu arkadaşımız bu önemli yazıyı bana mail olarak göndermiş. Mutlaka okuyun. Bakın kendi ellerimizle sağlığımızı nasıl ziyan ediyoruz.
MSG ( ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR
ÇOK Onemli:
Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye ÇIN
TUZU adıyla satıyorlar.
Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar.
O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesin geliyor.
Ayrıca ithal olarak gelen BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR
(Peyniri,eti,konservesi vs vs.)
MSG NEDİR?
MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SAR (Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta
bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS’lerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet
gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir.
Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.
Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.
Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta.
Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.
Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.
Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.
Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !….
Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım.
Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12′sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.
Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından,
yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler. Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği yeni sömürü kaynaklarıdır.
Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız.
Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !…..
En güvenilir zannettiğimiz markaların bile, özellikle hazır çorbalarının, etsuyu tavuksuyu bulyonlarının içindekiler kısmında MSG yazısını mutlaka görüceksiniz.
Eğer incelediğiniz ambalajlarda MSG-Çin Tuzu gibi ibareler yok ise, aynı anlama gelen, Vetsin veya E621 ibaresine dikkat edin.
tv deki açıklamalara inanmayın internette ingilizce asılları var. bu msg denen şey ayzaymır parkinson ve sara yapıyor.
yarın evdeki butun malzemeleri inceleyecegım.
yemek bloglarını gezerken bu yazıyı gordum. link vermek yasak değilse veririmde isterseniz orjinal halinden bakabilirsiniz.
Neden dışarda yediğimiz veya paketli olarak aldığımız yiyecekler bize daha lezzetli gelir? Evde ne kadar yapsak aynı tadı alamayız bir türlü. Arkadaşlar msg denen lezzet verici bir madde var. Önceki yıllarda sadece paketli gıdalarda kullanılırken şimdi döner, köfte gibi yiyeceklerde de kullanılıyor. Bu madde beyinde güzel tat almayı artırıyor ve içine katılan herşeyi yedikçe yiyesiniz geliyor.Hazır çorbalarda, konservelerde,etsuyu bulyonlarında, bisküvilerde ve daha bir çok gıdada yaygın olarak kullanılıyor. Yediğiniz kötü bir şey bile olsa beyin msg sayesinde o tadı güzel olarak algılıyor. İşte bu yüzden bir bisküvi veya krakerde kötü bir yağ ve adi bir malzemede kullanılsa sırf MSG yüzünden o kötü tadları algılayamıyoruz.
Jibek’ten öğrendiğim kadarıyla Amerika’da bazı gıdaların üzerinde NO MSG ADD yani MSG KATKISI YOKTUR yazısı varmış. Hamileler bu ürünleri tükettiği zaman bu madde direkt cenine gidiyormuş o yüzden sakat doğum veya düşükler çoğalmış. Ben Türkiye’de satılan ürünlerde hiç böyle bir uyarı görmedim yaz siz?
Bahar güneşi adlı bir blogcu arkadaşımız bu önemli yazıyı bana mail olarak göndermiş. Mutlaka okuyun. Bakın kendi ellerimizle sağlığımızı nasıl ziyan ediyoruz.
MSG ( ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR
ÇOK Onemli:
Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye ÇIN
TUZU adıyla satıyorlar.
Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar.
O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesin geliyor.
Ayrıca ithal olarak gelen BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR
(Peyniri,eti,konservesi vs vs.)
MSG NEDİR?
MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SAR (Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta
bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS’lerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet
gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir.
Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.
Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.
Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta.
Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.
Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.
Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.
Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !….
Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım.
Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12′sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.
Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından,
yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler. Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği yeni sömürü kaynaklarıdır.
Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız.
Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !…..
En güvenilir zannettiğimiz markaların bile, özellikle hazır çorbalarının, etsuyu tavuksuyu bulyonlarının içindekiler kısmında MSG yazısını mutlaka görüceksiniz.
Eğer incelediğiniz ambalajlarda MSG-Çin Tuzu gibi ibareler yok ise, aynı anlama gelen, Vetsin veya E621 ibaresine dikkat edin.
tv deki açıklamalara inanmayın internette ingilizce asılları var. bu msg denen şey ayzaymır parkinson ve sara yapıyor.
yarın evdeki butun malzemeleri inceleyecegım.
Son düzenleyen: Moderatör: