kızım 3 yaşında. bu zamana kadar annem ve kayınvalidem dönüşümlü olarak baktılar. tuvalet eğitimini de tamamlayınca kreşe verelim, çocuklarla kaynaşır, yemesi ve uykusu düzene girer diye düşündük. Etrafdaki birçok kreşe gittim, çocuğunu kreşe gönderen diğer arkadaşlarımla görüştüm, bir türlü içime sinmedi. Sonunda çok sevdiğim bir arkadaşımın arkadaşının işlettiği kreşe karar verdik. eşim de ben de farklı zamanlarda gidip ortama baktık, ama işin içine girince anlıyor insan ortada dönen dolapları. Arada arkadaşım olduğu için kızma azarlama cezalandırma gibi şeyler olacağı aklımın ucumdan bile geçmemişti. ben özellikle kızım sık hastalandığı için terlemesine dikkat edilmesini tekrar tekrar tembihledim. İlk gün sabah kahvaltısı: yumurtalı kızarmış ekmek, lor peyniri kaşığın ucuyla (bırak kızıma yedirmeyi börek yapmak için bile almam)3 dilim incecik salatalık ve siyah çay. İlk şok bu. çocuklara zeytin isteyen var mı diye soruluyor ve isteyene 2 tane siyah zeytin poşetten veriliyor. tepkilerimi söyledim, bunu geçtik, çocuğum da okula gidiyorum diye o kadar hevesli ki. bizi orda istemedi bile. biraz daha durduk ve babaanneyle ayrıldık ordan. İlk gün çok keyifli geçmiş, kızım da mutluydu. 2. gün: kızımı bıraktım bana bakmadı bile koşarak arkadaşlarının yanına gitti. yarım saat sonra ilacını unuttuğumu hatırlayıp işe giderken uğradım, çocuğum klozetin üstüne oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyorken buldum. niye ağlıyor diyorum, kabız heralde, karnı ağrıdığı için diyorlar. insan çocuğunu bilmez mi? evde de kabız olduğu zamanlar oldu ama, daha hiç ağlamadı. çocuğun ağlamaktan içi çıkmış ya. sakinleştirdim, rahatladı, tekrar oyun odasına bıraktım ama canım çok sıkkın. tekrar tekrar soruyorum, niye bu kadar ağladı, herbiri bişey diyor, içime bir türlü sinmedi. beynim durdu. çıktım ordan, eşimle konuştum, annemle konuştum, onlar da çıldırdı ağladığını duyunca, 10 dakika sonra tekrar kreşin önündeyim, ben gidince çocuğum tekrar ağlamış kendini yerlere atmış, onlar ne mi yapmış tek başına durma cezası vermişler. kreşin kapısı cam, zile basıyorum, çocuğum ordan cama vuruyor, anne ben buydayım diyor, 4-5 kere zile baSTIM ANCA AÇTILAR KAPIYI, ÇOCUĞUM BURDA TEK BAŞINA NE YAPIYOR DEDİĞİMDE, ARKAMDAN AĞLADIĞI İÇİN TEK BAŞINA BIRAKMIŞLAR. Hemen aldım çocuğumu, eşyalarını topladım, ben güçlü durursam çocuk da kreşe alışırmış. böyle mi alışacak dedim. söyleyeceğimi söyledim ve çıktım. Ha bu arada burası Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir kreş. öğretmenler sözde üniversite mezunu.
kreşte çocuklarla ilgileniyorlar mı. tek kelime HAYIR. siz ordayken bütün çocuklara yavrum kuzum, ama yapmacıklık akıyor dillerinden. temizlik sıfır. sözde çocuğuma el yıkatıyor öğretmen, sabunu eline sıkıyor, çocuk suyun altına tutunca akıp gidiyor, kağıt havluyu veriyor sil elini. hiç köpük, elini ovalama falan yok. çocuğun biri altına işemiş etkinlik odasında, ayakkabısı ıslanmış, e tabi halı da ıslandı, öylece kaldı. ve o çocuğun yedek ayakkabısı olmadığı için çorapla gezdi bütün gün, tuvalet dahil buna...
yemekler hikaye.
benim tavsiyem, evde bir bakıcı ayarlayıp sık sık kontrol etmek şartıyla, ana okulu yaşına kadar evde bakılması. bizim için kreş kelimesi bile yok sözlüğümüzde. Allah korusun ordaki çocukları da...