BİR DESTANDIR ÇANAKKALE
Bir destandır Çanakkale. Vatanın bağrında açan bir gül,
analarımızın gözünde yaş, gelinin gönlünde hasret, vatana
kurban olsun diye on beşlik delikanlıların başına yakılan kına,
Mehmetçik’in elinde bayrak…
Çanakkale, yokluğun ve yoksulluğun zaferidir.
Mehmetçik’in yılmadan, yıkılmadan ayakta kaldığı, hatta
düşmana insanlık dersi verdiği bir savaştır. Analarımızın
evlatlarını “Ya şehit ol ya gazi…” diyerek cepheye gönderdiği
bir fedakârlık destanıdır Çanakkale.
Düşman devletlerin “Hasta Adam” dediği Türk milleti,
hastayken bile neler yapabileceğini Çanakkale’de göstermiş ve
Batılı ülkelerin kafasındaki “Türk vatanını bölüşmek”
düşüncesini bir parça olsun ertelemiştir. Bunu başarmak hiç de
kolay olmadı elbette. Sadece dedelerimiz, babalarımız değil,
ninelerimiz, kardeşlerimiz, gül yüzlü kızlarımız da savaştaydı.
Herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış, yeri
geldiğinde de gül şerbeti içer gibi şehadet şerbeti içmekten
çekinmemişti.
Çok şehitler verdik biz bu zafer uğruna. Türk’ün
yetiştirdiği güzel evlatları, bağrı yanık anaları, cesur babaları
kaybettik, ama vatan için yılmadan mücadeleye devam ettik.
Düşmanı yendik, ama hiçbir zaman inancımızı, insanlığımızı
ve merhametimizi kaybetmedik. Dimdik durduk düşmana
karşı. Evet belki topumuz tüfeğimiz yoktu, ama iman dolu
göğsümüz vardı.
Çok zor şartlar altında savaşsak da, düşmanla beraber
yoklukla boğuşsak da hiç yılmadık. Hep bir ümidimiz vardı.
Bu imanla mücadele ettik ve düşmanı Çanakkale’den
geçirmedik ve asla geçirmeyeceğiz. Dedelerimiz, analarımız,
babalarımız tarihe altın harflerle yazdırdılar Çanakkale’nin
adını. Biz de o yüce emaneti koruyup kollayacağız.
Çanakkale’den alacağımız birçok ders var. Bu sadece
kahramanlıktan ibaret değil. Her ne kadar savaşta olsak da
vatanımızı korumak için düşmanlarımızı öldürmek zorunda
kalsak da onurumuzu koruduk, düşmana bile adaletli
davrandık. Buraya gelirken Türkleri barbar görenler, savaşta
gösterdiğimiz kahramanlık ve merhamet karşısında şaşkına
dönmüş ve hayranlıklarını ifade etmek zorunda kalmışlardır.
Günümüzde ise pek çok yerde vahşice katliamlar savaş
sayılıyor. Merhametsizce insanları öldürenler şehit olduklarını
zannediyor. İnsanlık adeta can çekişiyor. Keşke tüm insanlar
Çanakkale ruhunu hissedebilseler. O zaman, savaşın sadece
vatanı savunmak söz konusu olunca hak olduğunu, savaşırken
bile insanca duyguların korunabileceğini anlarlardı. Böylece
dünya daha huzurlu, daha güzel bir yer olurdu.
Değerli atalarımıza, o güzel insanlara layık olmak,
hatıralarına, emanetlerine sahip çıkmak bizim boynumuzun
borcu. Çünkü biz onların torunlarıyız. Atalarımızın bu yüce
mücadelesini hep örnek alarak yaşamalıyız. Onlara bu
borcumuzu nasıl öderiz bilmiyorum, ama Çanakkale
Destanı’nı okudukça, anladıkça günümüzde yapılan hataları
daha iyi görüyorum. Bunları göz önünde bulundurarak hem
atalarıma layık olmak hem de vatanımı korumak için
mücadele ediyorum. Kardeşlerime, arkadaşlarıma da şunu
söylemek istiyorum: Atalarımızı daha iyi anlamaya çalışalım
ve onları örnek alalım, çünkü aslında Çanakkale, atalarımızın
bize verdiği bir mesaj.
“Çalışın, güçlü olun ki yeni acılar yaşamayalım.”
mesajı…
Gözde Havva GÜN
Plevne Ortaokulu 8/D
AMASYA
TÜRKİYE İKİNCİSİ