Yst'nin Diyet Günlüğü

Mthn83

Güncel😍 69.7🤩
Kayıtlı Üye
4 Eylül 2011
17.561
59.597
28 yaşındayım 2009 sonunda evlendim ve pılıpırtı toplayıp başka bir ile eşimin yanına taşındım. evlendiğimde de kiloluydum. çok takmadığımı idare ettiğimi düşünüyordum. sonra hamilelik geldi. normal halimde bile üstüme zar zor bulduğum kıyafetlerim hamileyken ne yapacağım tasası geldi. ama yinede hiçbirşey yapmadım. buna rağmen tüm hamileliğim boyunca toplam 6 kilo aldım. doğumdan sonrada ne çıktım ne indim.

sonra etrafı dinledim. herkes sarı saçlı kırmızı gömlekli vs...
hani o şişma kadın varyaaa...
annemde şişmandır. annem için arada hissettiklerimi düşündüm. çok utandım. herkesinki ayşenin ahmetin annesi diye anılırken oğlumun şişman annesi diye anılması benden utanması ve en kötüsü herkesin annesi zayıf sen niye şişmansın diye yüzüme vurmasından çok utandım.


kilodan dolayı artık hareketlerim kısıtlanmaya başladı diz ağrılarım oluştu. gelecekte oğlumla oynayamayacağım. çünkü bu ağır bedeni kaldırmaya dizlerin gücü yetmeyecek. gencim ve gönlümce gezemeyeceğim. yaşamım kısıtlanacak. evde oturduğum tek kişilik koltukta bile fazlalık olmaya başladığımı düşünmeye başladım.
ve işte tüm sorunları sırtıma yükleyip yola çıktım.
http://www.tickerfactory.com/ezticker/ticker_designer.php?type=3
hadi bana yardım edin...En Büyük KK
 
Son düzenleme:
aslen sağlıkçıyım ama şuan doğum izninde olduğum için evdeyim. bebekle dört duvarda olmak o kadar boğuyorki bazen akrep yelkovanı kovalıyorum vakit geçsede yemek yesem diye. çünkü vaktin su gibi aktığı en güzel zaman.

neyse daha önce ufak çaplı denemelerim oldu. birkaç diyet ilacı, kürler vs...
onun dışında bende şu pazartesicilerdenim...
haziran ayında kesin kararımı verdim ve 5 temmuzda diyetisyenimle ilk görüşmemi yapıp diyetime başladım. bol bol spor, zerre şaşmadım diyetimden. benki yemekleri çöpe atıcam. hayatımda ilkler oldu yani. 15 gün sonunda 1.200 gr verdim. o ara misafirlerimiz vardı. sonra diyeti ufak ufak bozdum. ama asla bugün bozuldu yarın yeniden başlarım demedim. en son 22 ağustosta görüştüğümüzde toplam 4 kilo vermiştim. 2 ayda. diyetimi değiştirmedi bende diyetime uymadım açıkçası. 22 ağustostan 15eylüle yani 3 haftada 4 kilo verdim. 29 eylülde yeni bir diyetisyene başladım(96.100). dün yeniden görüştük ve 94.500u gördüm.
bu arada diyetisyene gittiğimde 104 kilo
22 ağustosta 100 kilo
15 eylülde 96.8kilo
29 eylül 96.100
06 ekim 94.500
spor olaarak lesli ve nivea bady yapıyorum. ama hergün yapmaya çalışıyorum. 2 hafta önce düştüm biraz göğüs ağrım var. hareket etmekte zorlanıyorum. o yüzden sporada ara verdim. ama bugün 45dk yürüdüm. hadi bakalım.
 
kahvaltıdan önce: 1 bardak ılık suya yarım limon
(09-10)2kk peynir veya 1 yumurta 1kk peynir veya 1kk kaşar
5 zeytin, 2 dilim ekmek, yağsız tuzsuz domates salatalık vs

ara(11-12) 3 ceviz veya 10 fındık veya 10 badem

öğlen: 4 köfte kadar et/tavuk/balık veya 12 yk kurubaklagil
(haftada 2 kez et, 3kez beyaz et, 2 kez kurubaklagil)
yarım kase yoğurt veya 1 bardak ayran
bol salata (1tk zeytin yağı)
2 dilim ekmek veya 1kase çorba 1 dilim ekmek

ara(14-15) 1 porsiyon meyva , 1çay bardağı yoğurt, süt peynir
aşağıdakileri haftada 1 veya 2 kez uygulayabilirsin
veya 1 paket diyet bisküvi
veya yarım simit ayran
veya yarım porsiyon sütlü tatlı
veya 4 parça bitter çikolata
veya 2 top dondurma

ara(16-17) yukardakiler geçerli

akşam sebze yemeği (a grubu 8/ b grubu 6 yemek kaşığı)
yarım kase yoğurt veya 1 bardak ayran
salata
2 dilim ekmek veya 4 yk bulgur pilavı/makarna

ara(21-22): probiyotik yoğurt(sade)
veya 1 bardak kefir
veya 1 meyva
veya 1 kutu meyveli activya

günlük 8-15 bardak su
her ana öğünden 30dk sonra yeşil çay
haftada 3-4 kez 45dk tempolu yürüyüş yada yüzme
öğünleri kendi içlerinde değiştirebilirsin
yediklerine günlük tut. öğlen çok kaçırdıysan akşam dengelemeye çalış.

diyet tablomu yazdım sizlere
 
yazıyı yeni okudum ve çok heyecanlandım. şuan çıkıp yürüyesim geldi. sanki çıkıp kayseriye kadar yürüyebilirmişim gibi geldi. 3 parçada paylaşacağım. hadi okuyun ve yürüyüüüün.

"Sihirsiz" kilo verme formülü

New York'ta oturan bir Amerikalı olsaydım, herhalde kilo vermeye karar verdikten sonra, kapı kapı doktor arar, dünyanın parasını harcar, ondan sonra da kilo veremedim diye ağlaşmaya başlardım.
Allah'tan ki, kanaatkar bir Türk yurttaşıyım.
Size en önce, topu topu 40 gün içinde tam 7 kilo verdiğimi söyleyeyim, ondan sonra nasıl verdiğimi anlatayım.
Bu başarıyı sadece "yürüyerek" sağladım.


Gerek gençliğimde gerekse daha sonraki yıllarda hiçbir zaman "kilolu" bir insan olmadım. Fakat gerek mesleğimiz gerekse büyük kent koşulları son yıllarda, hiç farkında olmadan kilo almama yol açtı. Son derece yavaş yavaş oldu bu..
90'lara kadar halı saha futboluna devam ediyordum. Baktım futbolla olmayacak, 92 yılında tenise başladım.
O yıllarda kilom nihayet 73-74'lerde geziyordu.
Bu arada, mesleğimizin "raconu" icabı akşamları bir iki "tek" de devirmeye başlamıştım. Bazen viski, bazen şarap, bazen de özellikle tenis maçlarından sonra bira falan.
Hiç kilo almayacağımı sanıyor, aşırı kilolu insanlara hayret ediyordum.


Asıl felaket toplu taşım araçlarından kurtulup, altımıza yarım yamalak bir düldül çekmemizle başladı.
Artık işimize otomobille gidiyorduk, gazetede de günde birkaç yüz metre ya yürüyor ya yürümüyorduk. Velhasıl, asıl uzaklaştığımız şey "yürümek"ti.
Hayatın en basit ve en temel sporu olan "yürümek"ten mahrum kalmıştım.


40 gün önce, sabah tartıya çıktığımda gördüm ki 88 kiloya dayanmışım. Demek sırtımda 15 kilo fazlam var. Göbekten artık yavaş yavaş yere eğilemez hale gelmişiz. Tenis oynarken de bazen bu yüzden komik durumlara düşmekteyiz.
Bu böyle olamaz dedim.
21 Haziran günü (yılın en uzun günü) ani ve kesin bir karar verdim.
Yürümeye başlayacaktım ve neler olabileceğini bizzat görecektim.
O sabah spor ayakkabılarımı giydim. Vurdum kendimi bizim semtin yürüyüş yollarına...


Bir arkadaşım Japonya'dan getirttiği bir cihazı hediye etmişti daha önce... Belinize takıyorsunuz. Cihaz sizin kaç adım attığınızı
sayıyor, bunu kilometreye çeviriyor ve o yürüyüşte kaç kalori harcadığınızı gösteriyor.
İlk hafta, düzenli olarak her sabah 5-6 kilometre "tempolu" yürüdüm. Yaklaşık 8000 adım tutuyordu. Harcadığım kalori ise ortalama 200-250 civarındaydı.
Sadece bu kadar yürüyüşle bile inanılmaz biçimde rahatlamaya başladığımı görünce, yürüyüş mesafesini 10-12 kilometreye çıkardım. Takribi 13-14 bin adım... Ama her sabah, ara vermek, kaçmak, ertelemek, vazgeçmek yok! İşte bütün yaptığım bu! Harcadığım kalori ise 700'lere yükseldi.
40 gün sonra baktım 81 kiloya inmişim. 7 kilo gitti. Hedefim, eylülün sonuna kadar 73-74 kiloya inmek...
Şimdi geldik en önemli noktaya: 40 gün boyunca, yediğim ve içtiğim hiçbir şeyi ne azalttım ne de artırdım.
Hiçbir diyet uygulamadım. Sadece tempolu olarak yürüdüm.
Normal bir insan bedeni için, yürümekten daha muhteşem bir spor ve sağlık enstrümanı olabileceğini düşünemiyorum artık.
Kararlı bir şekilde yürüyün siz de görürsünüz.

İlker Sarıer
 
2 aylık rapor

Tam 2 ay oldu. Ben artık yürüyen bir insanım. Yürüyüş maceramın 40. gününde bu köşede yazdığım yazının gördüğü ilgi beni çok şaşırttı. Bilseydim, seneler önce yürümeye başlardım.
Biz bu meslekte büyüklerimizden fazla göze batmanın pek de hayırlı bir şey olmadığını öğrenmiştik. Fakat, bir tek yürüyüş yaparak ve bunun sonuçlarını okurlara duyurarak, bu kadar ilgi toplamak da insanı doğrusu şaşırtıyor.

Yürüyüş Guru'su
Türkiye'nin mebzul miktarda "guru"su var.
Astroloji guruları, aşk guruları, seyahat guruları, yemek guruları, içki guruları var. Güzin Abla misali, geçimsizlik ve karşılıksız aşk guruları da var.
Melankoli guruları, "Aşk Doktor" larımız bile var, medyada...
Geçen gün bunlara bir yenisi eklendi. Pazar ilavelerinden birinde, 4 genç ve alımlı kadının resmi basılıydı. Altında ne yazıyordu biliyor musunuz?
Türkiye'nin İlişki Guruları!
Bendeniz şu fakirin, bu türden bir "Yürüyüş guru"su falan olmaya hiç niyetim yok.
Sadece sağlıklı bir yaşam istiyorum, halk arasında bir yürüyüş ihtilali çıkartarak başıma iş almak istemem. Aklı başında bir insanın çıkıp yürümeye başlaması için benden işaret beklemesi gerekmez.

40 bin kalori
2 aydır, hiç aksatmadan yürüyorum. İşin sırrı devamlılıkta.
Bir nevi "sürümden kazanmak" gibi bir şey. Her sabah, yaklaşık 100 dakika olmak üzere, yaklaşık 10 km yol yürüyorum.
Harcadığım kalori günde, 650-700 civarında.
İki ayda yürüdüğüm yol 600 km olmuş. İstanbul'dan yola çıksam, İzmir'e varmış oluyorum. 2 ay sonra da İstanbul'a dönmüş olacağım. Harcadığım kalori ise, ayda 20.000, iki ayda 40.000 kalori eder.
Yürümeden önceki beslenme alışkanlıklarımı, akşamları bir iki kadeh devirmeyi, tenis de oynamayı aynen sürdürüyorum.
Fakat yürümekle önemli bir fark yarattım... 2 ayda 600 km yol kat etmişim ve toplam 40.000 kalori harcamışım.
Bunu bir de yıllık düşünün. 1 yılda, yürünen mesafe 3.600 km, harcanan kalori ise 240.000 olacak. Böyle bir sportif faaliyete, yağ mı dayanır, dostlar?

Kaç kilo verdim?
Bu düzenli sarfiyat, bedenimdeki fazla yağları çözmeye başladı. Yürürken "ayran yayığı" gibi çalkalanıp duran göbekteki yağ molekülleri, göğüs ve sırt bölgesindeki inatçı yağlar kendiliğinden çözülmeye başladı.
Yürümeye başladığım gün 88 kiloydum. Aslını sorarsanız, tartı aleti zaman zaman 90 kilo falan da göstermiyor değildi ama gittikçe kilo alan her insan gibi ben de kendimi avutma yolları buluyordum. Tartının üzerinde bin bir şekle giriyordum, ibre birazcık daha az göstersin diye...
İyice hafif çekeyim diye neredeyse tıraş olmadan çıkmıyordum tartı aletine... Sanki bir adamda 2 kilo sakal olurmuş gibi...
Tabii ev ahalisi bu numaraları yutmuyordu. Karım hır çıkmasın diye kilomu sormayı kesmişti ne zamandır.
Şimdi 80 kiloyum. Ve artık o tür tartı hokkabazlıklarına ihtiyacım kalmadı.
Yiğitçe çıkıyorum tartının üzerine ve ibreye bakıyorum.
Çünkü sadece düzenli yürüme sayesinde, o ibreye hükmedilebileceğini öğrendim.
Sözüm sözdür, 4 ayın sonunda İngiliz tayı gibi olacağım! Bir Ferrari edinip Formula 1'e yazılacak halim yok ama, kendi bedenimi Ferrari gibi kullanmakta da özgürüm.

İlker Sarıer
 
Yakından izleyen okurlarımız, ne zamandır aralıksız yürüdüğümü biliyorlar artık... 21 Haziran'da başladığıma ve hiç ara vermediğime göre, tamı tamamına 4.5 aydır yürüyorum...
Günde ortalama 10 km yürüdüğümü biliyorsunuz.
Demek ki, 135 gündür yürüdüğüme göre, 1350 kilometre yol yapmışım.
İlk raporumuzda yaptığımız benzetmeye sadık kalırsak eğer, 4.5 ayda, İstanbul'dan İzmir'e gidip dönmüşüm de, ayrıca 150 km de fazlası var.


İlgili okuyuculardan ve dostlarımızdan gelen en önemli soru, yürürken belime taktığım "adım ölçek" cihazının nereden bulunacağı ile ilgili...
Bu cihazın İstanbul'da Sirkeci Doğu Bank çevresinde satıldığını duydum.
Ben, bir arkadaşımdan tedarik ettiğim için bizzat gidip araştırmış değilim ama...
Fakat yürümeye hevesli dostlara çok basit ve sınanmış bazı ölçüler verebilirim.


Ben her sabah yürüyorum ve defalarca test ettim, inanın bir milim bile şaşmıyor.
Adım uzunluğu 80 cm olan bir erkek yürüyüşçü, tempolu bir yürüyüş tutturduğu takdirde, dakikada 100 metre, 10 dakikada da 1 km yol katediyor.
Bu da, saatte 6 km mesafeye tekabül ediyor.
Demek ki ben en azından 100 dakika yol yürüyorum.
Bazen bunu aştığım da oluyor, çünkü insan yürüdükçe açılıyor.
Mesela, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na isabet eden pazar günü, ben sabah saat 11.00'de yürüyüşe çıktım. Saat 14.00'e kadar tam üç saat yürüdüm.
Üstelik hava bozuktu, bir yağmur yağıyor, bir güneş açıyordu. İklimler değişiyordu adeta...
Doğadaki bu muzzam olaylara tanık olmak bile insana ayrı bir keyif veriyor.
Belimde takılı adım ölçer cihazına hiç bakmadım. Sadece saatime baktım. Yürüdüğüm süre belliydi. 180 dakika...
Demek ki, 18 km yol yürümüştüm.
Eve geldiğimde adım ölçere bir de baktım ki, 17 bin 600 metre yol yürümüşüm...
Öyleyse siz de adım ölçer cihazınız yoksa bile saate bakarak ne kadar yürüdüğünüzü anlayabilirsiniz.


İnsanlar en çok şunu soruyorlar bana:
Yürürken hiç sıkılmıyor musun?
Baştan ben de bu kadarını becerebileceğimi sanmazdım. Ama alışıyorsunuz.
Çünkü yürümek sizi başlıbaşına meşgul eden ve eğlendiren bir aktivite haline gelmiş oluyor.
Üstelik kendi başınıza kalmanın ve çeşitli düşüncelere kapılmanın da hiç kötü bir yanı yok.
Tam tersi bir partner ile yürümek daha zor. Çünkü ister istemez muhabbet etmek ve laf yetiştirmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi...
Bu da pek istenecek bir durum değil...


Tabii bir çok okuyucunun bu meyanda kaç kilo kaybettiğimi merak ettiğini biliyorum. Söyleyeceğim...
İlk amacım elbette esaslı miktarda kilo vermekti. Nitekim, ilk 90 gün civarında yaklaşık 12 kilo verdim.
Sonraları biraz yavaşladı kilo verme temposu...
Ben de bu yüzden biraz daha fazla yürümeye başladım.
Şu anda artık hem sağlığımı (bedensel ve ruhsal) koruyorum, hem kilo durumumu koruyorum, hem de yürüme mesafesini tedricen artırarak kilo vermeyi sürdüreceğimi düşünüyorum.
Tabana kuvvet!
Kendimi, Ferrarisini Satmış Bilge, gibi hissetmeye başladım.
Bir Ferrarim hiç olmamış olsa bile...

İlker Sarıer
 
Şu an çıkıp yürüyesim geldi:KK37:

Keşke ankara bu kadar soğuk ve kasvetli olmasa o zaman yürüyebilirdim belki...:KK50:
 
ellerini ve yüreğini sıcak tuttuktan sonra bedenin üşümez merak etme :KK3:
 
siteye bir süredi kayıtlıyım. cuma yarışmasında yarışıyorum sevgili 6. grupla birlikte. ayrıca arkadaşlarım sağolsunlar benide aralarına kabul ettiler 90 kilo üstüyle birlikte devam ediyorum. biraz daha bana özel olsun diyede buraya geldim. daha bire bir paylaşımlar için. özgürce paylaşım yapmak için.
 
Ben ip atlamayı düşünüyorum aslında yurtta böylesi daha kolay olur:KK55: umarım aynı etkiyi yaratırrr:KK17:
 
senin kilonda olsam ipte atlarım seksekte oynarım göbekte atarım. ah ah o günler bir gelseydi.
 
çoook uzun süredir yazıyorsun. seni takip etmeye çalışacağım. geçmişi çok yakalayamasamda gelecekte buralardayım. en kısa sürede sana yetişmek isterim.
 
sitede bir arkadaş 1.5 damacana taşıdığımızı söylemişti. söyleyince komik geliyor ama öyle. bir damacana yaklaşık 20 kilo. bakalım ne olacak.
 
sitede bir arkadaş 1.5 damacana taşıdığımızı söylemişti. söyleyince komik geliyor ama öyle. bir damacana yaklaşık 20 kilo. bakalım ne olacak.
 
SÜPER ENERJİ FORMÜLÜ
Kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız ve özellikle zihin yorgunluğunuz varsa Profesör Saraçoğlu, hiçbir yerden okuyup öğrenemeyeceğiniz çok özel bir formülün tarifini veriyor
Süper enerji formülü (MALZEMELER)
— Bildiğimiz siyah çay (Ancak çok demli olmayacak, açık olacak, poşet çay olmayacak)
— 10–12 sap kuru karanfil
Süper enerji formülü (HAZIRLANIŞI)
Demlenmiş siyah çayın içine kuru karanfilleri atın. 2–3 dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 dakika sonra saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz. Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde fark edeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir formül
Demleme çayın faydaları
Yeri gelmişken Profesörün verdiği bir önemli bilgiyi de aktaralım. Poşet çay yerine demleme çay kullanılmasını öneriyor. Şöyle anlatıyor; 4–5 dakika demlenmiş çay sindirim sistemini uyarır. Eğer bunu 8–10 dakika demlerseniz keyif veren ve rahatlatan bir etki verir. Ancak günde 4 bardaktan fazla çay kalp krizini tetikler. Çok fazla içilmesi de doğru değil.
 
e hayırlaı olsu arkadaşım.inşallah ıstedıgın kıloya gerı almamak uzere ulaşırsın:)
 
Kuzum topiğnn hayırlı olsunn basaracaksınn arkandayızz öptümm:KK69::KK69:
 
bebişim hayırlı olsun günlüğün...
tabiki başaracaksın yoksa saçını çekerim..:KK4:.
burdada takipteyim seni...:KK9:
 
e hayırlaı olsu arkadaşım.inşallah ıstedıgın kıloya gerı almamak uzere ulaşırsın:)

Kuzum topiğnn hayırlı olsunn basaracaksınn arkandayızz öptümm:KK69::KK69:

bebişim hayırlı olsun günlüğün...
tabiki başaracaksın yoksa saçını çekerim..:KK4:.
burdada takipteyim seni...:KK9:

kızlaaar öyle çok mutlu oldumki hoşgeldiniz iyiki geldiniz. ne yalan söyleyim beklemiyordum. canlarım yaa hoşgeldiniz tekrar.
eee takiptekiler çok kızar rejimi daha sıkı tutacağım artık.
maicim ard arda istediğim kadar yazarım artık :))
 
X