Davranış Bozuklukları Otizimli Çocuğu Olan Anneler

Çocuğumuzda karşılaştığımız huysuzluk, saldırı, şiddet, içe dönüklük, korkaklık, hiperaktiflik, pasiflik, dikkatsizlik, çevreye uyum, utangaçlık, hırçınlık vs birçok sorununuzun paylaşıldığı konular.
Merhaba Kızlar,
6,5 aylık ikiz bebeklerim var .1 kız 1 erkek. sürekli evde onlarla birlikteyim ve her ne kadar istemesemde içimde sürekli kıyas yapıyorum.
kız bebeğim bana gülmüyor,
yabancı ayırmıyor seslenince bakmıyor,göz teması fazla değil, gülmüyor,
hırçın sinirli el hareketleri var.
oğlum beni görünce yattığı yerden kollarını havaya kaldırıp kucak istediğini belli ediyor,çığlıklar,kahkalar havada uçuşuyor. önceleri kardeşde olsa 2 farklı birey kıyas yapmamam lazım dedim. ama şimdi birşeylerin ters gitmesinden korktuğum için araştırmaya karar verdim.
Norolog a göstermek için erken sanırım. ama içim içimi yiyiyor sizlerden destek istiyorum lütfen bu aylar fikirlerinz nelerdir.
 
slm hanımlar ben geri geldim baya oldu kulübe uğramayalı msn adresim bloke olunca başka isimle yeni adres açtım benim 2 otizimli kızım var biri 10 yaşında allahıma binlerce şükür düzeldi şu an sınıf 3.sü taktir aldı az ağlamadık düzelmeyecek diye gerçi hala ağlıyoruz 2.si 8 yaşında çok güzel şarkı söylüyor ritim duygusu süper ezber harika ama konuşmuyor gerçi şu 4-5 aydır anne gel kalk,çorba iç çay iç demeye başladı ama hala tam oturmadı bazı şeyler inşallah o da düzelecek ben inanıyorum darısı sizin evlatlarınızın başına
 
slm hanımlar ben geri geldim baya oldu kulübe uğramayalı msn adresim bloke olunca başka isimle yeni adres açtım benim 2 otizimli kızım var biri 10 yaşında allahıma binlerce şükür düzeldi şu an sınıf 3.sü taktir aldı az ağlamadık düzelmeyecek diye gerçi hala ağlıyoruz 2.si 8 yaşında çok güzel şarkı söylüyor ritim duygusu süper ezber harika ama konuşmuyor gerçi şu 4-5 aydır anne gel kalk,çorba iç çay iç demeye başladı ama hala tam oturmadı bazı şeyler inşallah o da düzelecek ben inanıyorum darısı sizin evlatlarınızın başına

merhaba canım geçmiş olsun rabbim şifa versin çocuklarına...
benim de 3 yaşındaki cerebral palsili kızıma bir de otistik teşhisi kondu...
benim kızım 1,5 yaşından beri şarkı söylüyor... dinlediği bütün şarkıları anında kaydediyor ve kendi aklına geldiği zamanlarda söylüyor...
çok da net söylüyor kızımı tanımayanlar bile ne söylediğini anlıyor...
benim söylediğim bütün kelimeleri tekrar ediyor...
ama gel gelelim iletişim hiç yok... kendi dünyasına kapanmış... dış dünyayla hiç alakası yok...
ne dediğimizi anlar ne de bizimle bişey konuşur... ne mama istemeyi bilir ne su...
siz neler yapıyorsunuz biraz bilgi verir misin...
2 yıldır cerebral palsiyle uğraşıyorduk ona alıştık şimdi otistik çıktı zamanla buna da alışacağız inşallah...:KK14:
 
Amaç: Otizmde yaklaşık 1/3 oranında makrosefali görüldüğü bildirilmektedir. Kafa çevresinin (KÇ) neden ve ne zaman aşırı artmaya başladığı henüz yeterince aydınlatılamamıştır. Bu çalışmada, otizm veya yıkıcı davranım bozukluğu (YDB) tanısı konan ya da herhangi bir tanı konmayan oyun çocukları arasında, Kǒne ek olarak boy persentili (BP) farkının incelenmesi ve bu farkın hangi yaş grubunda belirginleştiğinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çocuk psikiyatrisi kliniğinimizde izlenen, ortalama yaşı 30.88–8.06 ay olan tüm oyun çağı çocuklarının (n=90) kapsamlı klinik değerlendirmesi yapılmıştır. Anneler otizm davranış kontrol listesini (ODKL) ve Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği-2/3’ü (ÇDDÖ/2-3) doldurmuştur. Çocukların KÇ, BP ve vücut ağırlığı standart bir şekilde ölçülmüştür. Bulgular: Yalnız 2-3 yaş grubunda, otizm tanılı çocuklarda KÇ (p<0.001) ve BP (p<0.001) diğer çocuklara göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuş ve boy persentilleri ile ODKL puanları arasında anlamlı korelasyon saptanmıştır. Post-hoc analizde Kǒnde otizm grubu ile tanı konmayan grup (p=0.007) ve YDB grubu arasında (p=0.04); BP’nde ise yalnız otizm tanılı grup ve tanı konmayan grup arasında (p=0.017) anlamlıfark saptanmıştır. Sonuç: Özellikle 2-3 yaş arasında anlamlı derecede daha büyük BÇ, otizmi çok sayıda benzer klinik belirtilere sahip YDB’ndan ayıran bir özellik olarak dikkate alınabilir. Otizmin varlığı ve otistik belirti şiddeti ile BP arasında özellikle 2-3 yaş arasında bulunan anlamlı korelasyon, bu alanda yapılacak çalışmalarda Kǒne ek olarak BP’nin de dikkate alınmasının ve bu ilişkinin altında yatan patofizyolojik sürecin daha ayrıntılı incelenmesinin gerektiğini düşündürmektedir.
Otizm, katı ve basmakalıp davranış örüntüsüne ek olarak sosyal etkileşim, iletişim ve sembolik ya da imgesel oyunda kısıtlılığın görüldüğü ciddi bir nöropsikiyatrik bozukluktur.Ölçülebilen az sayıdaki fiziksel bulgulardan biri olan oksipitofrontal kafa çevresi (KÇ), otizmde normal bireylere göre anlamlı bir farklılık gösterebilmektedir.Sağlıklı ya da klinik örneklemdeki kontrol gruplarına göre tutarlı bir şekilde daha Yüksek bir oranda makrosefaliye sahip olan otizm tanılı çocuklarda bu oran %14-34 arasında görülmektedir.Otizmde en çok yinelenen nörobiyolojik bulgunun makrosefali olduğu söylenebilir.Otizm ile artmış KÇ ilişkisini ilk tanımlayan Kanner’dir. Çok sayıda çalışma yapılmasına karşın, otizm ile makrosefali arasındaki ilişkinin oluşum düzeneği henüz yeterince anlaşılamamıştır.Otizm gelişecek çocuklarda Kǒnin ne zaman aşırı artmaya başladığı henüz yanıtlanamamışbir sorudur.Otizmin belirtileri en sık 2-3 yaşları arasında belirginleşir ve bu yıllarda anormal beyin büyümesi gerçekleşmiş durumdadır.Bu durum aşırı beyin büyümesinin daha erken yaşlarda, belki de klinik olarak davranış sorunlarının görülmeye başlamasından çok daha önce başlamış olma olasılığını düşündürür.Otizmi olan çocuklarla erken dönemde Kǒni inceleyen çalışmalar doğum sırasında ya da doğumdan kısa bir süre sonra makrosefalinin görülmediğini belirlemiştir. Öte yandan,birçok çalışmada otizm tanılı çocukların doğum sırasında daha küçük Kǒne sahip oldukları bildirilmiştir.
Doğumun hemen sonrasında ise, 1-2 aylık dönemden itibaren aniden KÇ ölçümlerinde bir yükselme görülmüştür.Çalışmaların hemen hepsi makrosefalinin önemli bir klinik bulgu olduğu ve daha fazla araştırma yapılması gerektiği sonucunu bildirmiştir.Otizmin klinik tanısı görece geç konabildiğinden, bu çocuklarda daha erken dönemdeki beyin patolojisi büyük ölçüde araştırılamamıştır.
KÇ ve benzeri geriye dönük olarak yapılan ölçümler ve birlikte yapılan manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çalışmaları önemli bir çalışma alanı açmıştır.Günümüze dek yapılmışçalışmalar otizmde anormal beyin gelişimi üzerine güçlü ve tutarlı bulgular ortaya koymasına karşın, normal gelişim gösteren ve klinik kontrol gruplarıyla (idiyopatik zeka geriliği ya da diğer nörogelişimsel bozuklukların karşılaştırmalı çalışmalara gereksinim olduğu belirtilmiştir.Çalışmaların çoğunda orantısız bir şekilde artan Kǒne paralel bir vücut ağırlığı ya da boy artışı gösterilmemiştir.Ancak, daha yakın dönemde yayımlanan çalışmalarda KÇ artışına ek olarak süt çocukluğundan itibaren anlamlı olarak artan genel vücut büyüklüğü ve boy uzunluğu bildirilmiştir.Bu çalışmada, otizm veya yıkıcı davranım bozukluğu tanısı konan ya da herhangi bir tanı konmayan 43 aylıktan daha küçük çocuklar arasında, Kǒne ek olarak boy persentillerindeki (BP) farkın incelenmesi ve olası farkın hangi yaş grubunda belirginleştiğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışma, bir klinik örneklemdeki erken çocukluk dönemi olgularıyla yapılan, otizm olgularını diğer tanı gruplarıyla ve tanı konmayan olgularla karşılaştıran ve boy uzunluğu farkını da inceleyen bir çalışma olması nedeniyle özgün bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca, otizm belirti şiddeti ile boy ve KÇ arasındaki ilişkinin de incelenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Kat#l#mc#lar
Çalışmaya on aylık dönemde, en az bir psikiyatrik yakınma ile ailesi tarafından çocuk psikiyatrisi kliniğine getirilen, erken çocukluk dönemindeki (0-43 aylık) tüm hastalar ve anne-babalarının alınması planlanmıştır. ‘Bilgilendirilmiş onam’ ile çalışmaya katılmayı kabul eden, değerlendirme ölçeklerini dolduran ve çalışma dışı tutulma koşulları bulunmayan tüm çocuklar (n=90) çalışmaya alınmıştır. Çocukların yaş ortalaması 30.88±8.06 (aralık: 15-43) aydır. Çalışma dışı tutulma koşulları: Araştırma varsayımlarının değerlendirilmesini etkileme olasılığı nedeniyle boy ve kilo persentilleri üçün altında kalan ve/veya kronik nörolojik, akciğer, kalp, böbrek ve/veya sistemik hastalık tanısı konmuş tüm olgular çalışma dışı tutulmuştur. De)erlendirme araçlar#
Otizm Davranış Kontrol Listesi (ODKL)
: Bu ölçek özellikle okul çağı çocuklarında şiddetli yakınmalar gösteren çocuklarda otizm belirtilerini değerlendirmek üzere kullanılmaktadır. Ancak, üç yaşından küçük çocuklarda da tanıya yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. ‘Duyusal’, ‘sosyal ilişkilenme’, ‘beden ve nesne kullanımı’, ‘dil’ ve ‘özbakım becerileri’ olmak üzere beş alt testten ve 57 maddeden oluşan bu ölçek çocuğu yakından tanıyan anne-baba ya da öğretmen tarafından doldurulmaktadIR.
İki-Üç Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist/2-3,
ÇDDÖ/2-3):
ÇDDÖ/2-3 içe dönük sorun, dışa dönük sorun ve toplam skoru olmak üzere, çocuğun davranışsal/duygusal sorunlarını puanlayan bir ölçektir ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek düzeyde bir haftalık (r=0.88) ve bir yıllık (r=0.73) test-tekrar test güvenilirliği vardır. ÇDDÖ/2-3’ün Türkçe’ye çeviri ve uyarlaması 1993 yılında yapılmıştır.
Ölçeğin iç tutarlılığı 635 çocuğun puanları üzerinden elde edilen Cronbach alfa katsayısı içe yönelimde 0.77, dışa yönelimde 0.76 ve toplam sorunda 0.82 olarak bulunmuştur.
Türk Çocuklarında Gelişim Eğrileri:
Tüm çocukların oksipitofrontal kafa çevresi, boy ve ağırlıkları bu araştırmanın birinci yazarı tarafından standart bir yöntemle ölçülmüş ve ölçümlerin persentil olarak karşılıkları Likert tipi bir ölçüm üzerinde 1-11 arasında kaydedilmiştir. Sıfır-Üç Yaş Psikiyatrik Değerlendirme Demografik Bilgi Formu: Sosyodemografik verilerin sorgulanması amacıyla çocuk ve ailenin geliş yakınmalarının öyküsü, gelişim öyküsü, tıbbi özgeçmiş, ilişkiler, aile, çevre ve kültürel alt yapının kapsamlı olarak değerlendirildiği; Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi’nin erken çocukluk dönemini değerlendirmek üzere geliştirdiği ‘pratik parametreler”den yararlanılarak hazırlanan ‘Sıfır-Üç Yaş Psikiyatrik Değerlendirme Demografik Bilgi Formu” kullanılmıştır. Sıfır-Üç Yaş Ruhsal Durum Muayenesi (Infant & Toddler Mental Status Examination ITMSE):Erken çocukluk dönemine özgü ruhsal sorunların değerlendirilmesinde, özellikle o yaşa özgü bir ruhsal durum değerlendirmesi gereksinmesi nedeniyle ‘Sıfır-Üç Yaş Ruhsal Durum Muayenesi’ geliştirilmiştir.
‘Genel görünümü’, ‘ortama tepkileri’, ‘oyun’ ve benzeri 10 ana değerlendirme grubundan oluşur. Amerikan Çocuk Psikiyatrisi Akademisi tarafından sıfır-üç yaş grubu için ruhsal durum muayenesi gereci olarak önerilmektedir.
Çal#$ma deseni ve uygulamalar Anne-babalar ve çocuklarla, kapsamlı bir ruhsal durum muayenesinin yapıldığı ve yapılandırılmış ölçeklerin doldurulduğu her biri en az bir saat süren en az iki klinik değerlendirme yapılmıştır. Katılımcıların yaşının küçük olmasınedeniyle ve bu yaş grubunda tanı geçerliliğinin düşük olabileceği öngörüsüyle çocuklara konan tanılar tanı gruplarına ayrılmıştır (ör., davranım bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi tanılar ‘yıkıcı davranım bozuklukları’ (YDB) grubuna alınmıştır. Oksipitofrontal KÇ, boy ve vücut ağırlığı tek bir uygulamacı tarafından standart araçlar kullanılarak ölçülmüştür. Verilerin istatistiksel analizi Bu çalışma kesitsel desene sahiptir. Bu nedenle zaman içindeki değişimi ve neden-sonuç ilişkisini araştırmamıştır. Özellikle grup farklılıkları ve korelasyonlar incelenmiştir. Uygulanan ölçeklerden elde edilen sürekli değişkenlerin dağılımları tek-örnekli Kolmogorov-Smirnov testleri, histogramlarla incelenmiştir. Dağılımları normal olarak değerlendirilmeyen ÇDDÖ/2-3 içe yönelim puanı ve ODKL puanları ile nonparametrik istatistikler uygulanmıştır. İlişkisellik analizlerinde, her iki değişkenin de normal dağılım gösterdiği ölçümler için Pearson korelasyonu, diğer durumlarda Spearman korelasyonu testi uygulanmıştır. Anlamlı korelasyon gösteren değişkenler daha sonra oluşturulan gruplarla, tek-yönlü ANOVA ya da Kruskal Wallis testleri ile de değerlendirilmiştir (ör., tanı grupları arasında KÇ persentili farkı). Bu istatistiklerin post-hoc analizlerinde Tukey testi uygulanmıştır. Tüm veriler SPSS 11.0 istatistik programlama sistemi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Tüm olgular değerlendirildiğinde, otizmi olmayan çocuklarla karşılaştırıldığında, otizm tanılıçocuklarda anlamlı olarak daha yüksek KÇ persentili (p=0.004) ve boy persentili (p=0.01) saptanmıştır. Otizm tanısı konan ve konmayan çocuklarda KÇ ve boy persentilleri yaş gruplarına ayrılarak incelendiğinde, yalnız 2-3 yaş grubunda otizm tanılı çocuklarda KÇ (p<0.001) ve boy persentili (otizm 8.71±1.60, YDB 8.4 1.98, tanı konmayan 7.07±1.75; p<0.001) anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (Tablo DSM-IV tanı gruplarına göre incelendiğinde, çocukların %31.1’ine (n=28) otizm, %15.6’sına (n=14) YDB tanısı konmuş; %17.8’ine (n=16) herhangi bir tanı konmamıştır. Bu üç grup karşılaştırıldığında KÇ (otizm 6.64±2.58, YDB 4.861.87, tanı konmayan 4.44±1.78; p=0.01) ve BP (p=0.014) anlamlı olarak farklılık göstermiştir. KÇ için yapılan post-hoc analiz otizm ile tanıkonmayan grup arasında (p=0.007) ve otizm ile YDB arasında (p=0.04); boy persentili için yapılan post-hoc analiz ise, yalnız otizm ve tanı konmayan grup arasında (p=0.017) anlamlı fark olduğunu göstermiştir.
Yaş ve tanı gruplarına göre KÇ ve BP Kafa çevresi farkı otizmde neden ve ne zaman başlıyor?
Çocuk psikiyatrisi klinik örnekleminde yer alan üç buçuk yaşından küçük tüm çocuklar kontrol olgularıyla karşılaştırıldığında, otizm tanılı olgularda Kǒne ek olarak BP’nin de anlamlı olarak daha büyük olduğu saptanmıştır. Bu farkın yalnız iki-üç yaş grubunda anlamlı olduğu görülmüştür. Ayrıca, otizm belirti şiddetinin BP ile anlamlı biro korelasyon gösterdiği görülmüş'ekil 2. Yaş ve tanı gruplarının kafa çevresi (KÇ) ve boy persentili (BP) ortalamaları (*p<0.001)Yakın zamanda yapılan çalışmaların önemli bir bölümü makrosefalinin otizm için bir risk işareti olabileceğini öne sürmektedir.Bu varsayım doğru ise, otizmde saptanan fiziksel bir bulgu olan makrosefali etiyolojik ve prognostik açıdan değer taşıyan önemli bir erken dönem belirleyicisi olabilir.Bu bulgu, saptanabilen tıbbi bir bozukluğun sonucu olarak görülmemekte ve yaygın gelişimsel bozuklukların (YGB) bazan fiziksel gelişim anormallikleri ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
Fenotipik özelliklere, başlangıç zamanına ve şekline, nöbet öyküsüne, ya da zeka düzeyine dayalı olarak oluşturulmuş klinik alt grupların hemen hepsinde saptanan oksipitofrontal çap büyüklüğü, otizmde makrosefalinin bağımsız klinik bir değişken olduğunu desteklemektedir.
Kontrol grubundaki çocuklarla karşılaştırıldığında, otizm tanısı konmuş olan çocukların akrabalarında makrosefali yaygınlığının daha yüksek olması da bu özelliğin otizmin patogenezinde ailesel bir risk etkeni olabileceğini düşündürmektedir. Bizim çalışmamızda elde edilen bulgular daha önceki çalışmalarda da belirtilen makrosefalinin otizmin ayırt edici bulgularından biri olduğunu desteklemektedir. Otizm gelişecek çocuklarda Kǒnin ne zaman aşırı artmaya başladığı son yıllarda daha çok araştırılmıştır.Birçok çalışmada otizm tanılı çocukların doğum sırasında daha küçük Kǒne sahip oldukları bildirilmiştir.Yakın zamanda yapılan bir başka çalışmada KÇ artışının ikinci yaşta oldukça yavaşladığı ve bu dönemde, paralel olarak klinik belirtilerin daha da kötüleştiği belirlenmiştir.Otizm tanılı olmayan çocuklarda da KÇ ölçümlerinin beyin hacmi ölçümleri ile korelasyon gösterdiği belirtilmektedir.Beyin görüntüleme ve postmortem inceleme yöntemini kullanan diğer araştırmacılar otizmde görülen makrosefalinin artan beyin hacmi ile ilişkili olduğunu ve otizmi olan çocuklarda beyin hacminin 2-5 yaşları arasında arttığını öne sürmüştür.Ancak, anlamlı büyümenin ne zaman başladığı bir tartışma konusudur. Yakın zamanlı çalışmalar anormal beyin genişlemesinin ilk iki yılda başladığını belirtmektedir.Klinik olarak otizmin ortaya çıkmasından daha önce, farklı iki dönemde beyinde anormal büyüme gerçekleşiyor olabilir. Doğum sırasında küçük ya da normal sınırlarda olan KÇ, 1.-2. aylar ve 6.-14. aylar arasında hızla büyüme gösterebilir.Anormal düzeyle hızlanmış KÇ büyümesi otizm riski açısından erken dönemde gözlenebilen bir uyarı olabilir.Öte yandan, makrosefali varlığından daha çok anormal bir düzeyde ivme kazanan Kǒndeki artışın otizm riski ile ilişkili olabileceği varsayımı ileri sürülmüştür.Uzunlamasına bir desene sahip olan çalışmalarında, iki değerlendirme arasında KÇ persentilinde 25 ya da daha fazla artış, KÇ artışında anormal ivme kazanma olarak tanımlanmıştır. Otizm olgularının %35’inde anormal ivmelenme saptanmıştır. Yakın zamandaki bir başka çalışma ise, otizm tanılı grubun doğum sırasında anlamlı olmasa da, daha büyük Kǒne sahip olduğu bildirilmiştir.
Ancak, dört aylık olduklarında otizm tanılı grupta KÇ anlamlı olarak daha yüksek değilken, vücut ağırlığı ve boy persentilleri daha yüksek olarak saptanmıştır.İvme kazanan bir KÇ artışı gösteren otizm tanılı çocuklar daha yüksek uyum becerileri ve daha düşük sosyal sorunlar ortaya koymuşlardır.
Bu çalışmada Kǒnde anormal artış ilk 1-2 ay arasında gösterilmiştir.Otizmle KÇ arasındaki ilişkiye neden olan patoloji henüz yeterince aydınlatılamamıştır. İki-dört yaşları arasında en belirgin hacim artışı, yüksek düzeydeki bilişsel, sosyal, duygusal işlevler ve dil becerileri alanlarında görev alan serebral, serebellar ve limbik yapılarda görülür. Aşırı büyümeyi anormal düzeyde yavaşlamış ya da duran bir büyüme dönemi izler. Otizmde gözlenen bu anormal beyin büyüme dönemi serebral devrelerin oluştuğu ve bu oluşumun dış etkilere en duyarlı olduğu dönemdir. Sonuçta oluşan bozuk bağlantı sistemi ve işlevin kaybı otizmin belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.Otizmde gözlenen artmış beyin hacminin özellikle nedeni açıklanamayan bir şekilde gelişen beyaz madde artışına bağlı olduğu düşünülmektedir.Otizmle ilişkili olması olası temporal lob anormallikleri gözle görülen hacim farklılığından daha çok işlevsel yapılanma ile ilişkili gibi görünmektedir.
Bu bulgular otizmde postnatal dönemde süren ve olasılıkla beyaz maddeye sınırlı olarak gelişen bu sürecin özellikle intrahemisferik ve kortikokortikal bağlantıları etkilediğini düşündürmektedir.
Serebellumdaki anormallikler arasında hacim anormallikleri, Purkinje nöronlarında sayı ve boyut anormallikleri, moleküler bozukluklar yer alır.Ayrıca, HOXA1 A218G polimorfizmi otizm tanılı bireylerdeki KÇ farkının yaklaşık %5’ini açıklamaktadır.Homeoboks transkripsiyon faktörleri gen ailesinin bir üyesi olan HOXA1 geni bazı nöral yapıların gelişiminde kritik bir role sahiptir.
Megalensefalinin otizme özgü olmayıp daha çok otizme eşlik eden hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür.Ancak bizim çalışmamızda otizmi olan çocuklarda YDB olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek KÇ persentilleri saptanmıştır. Bunlara ek olarak, daha çok düşük işlevli ve eşlik eden tıbbi sorunları olan otizm grubu çocuklarda mikrosefali de daha sık görülebilmekte ve büyük olasılıkla genetik ayrı bir grubu düşündürmektedir.
Çok az sayıda çalışmada otizm olgularında boy uzunluğu farkı ele alınmıştır. Bizim çalışmamızda, otizm tanılı olgular diğer çocuklarla karşılaştırıldığında, özellikle iki-üç yaş grubunda boy persentillerinde belirgin yüksekliğin olduğu, ancak bu farkın üç yaşından büyük grupta gözlenmediği saptanmıştır. Öte yandan, yalnız iki-üç yaş grubunda, otizm belirti şiddeti ile boy persentili arasında anlamlı bir ilişki gösterilmiş-Bir başka çalışmada, benzer şekilde otizm olgularının kontrol olgularına göre daha büyük Kǒne ek olarak daha uzun bir boya da sahip oldukları bildirilmiştir.Bir başka çalışmada ise yüksek işlevli otizm ve Asperger sendromu olgularının da, kontrol olgularına göre daha uzun bir boya sahip oldukları görülmüştür.
İlk üç yıllık hastane kayıtlarının incelendiği bu çalışmada otizm olguları ile Asperger sendromu olguları arasında boy uzaması açısından fark gözlenmemiş; kontrol olgularına göre daha büyük Kǒne ek olarak daha uzun bir boya da sahip oldukları bildirilmiştir.
Bu çalışma kesitsel bir desene sahiptir ve olguların KÇ, boy ve kilo persentillerinin zaman içindeki değişimi araştırılmamıştır. Kontrol olgularıda psikiyatrik yakınması olan çocuklardan oluşmaktadır. Ancak klinik grupta daha düşük bir olasılıkla anlamlı fark saptanacağı öngörülebileceğinden, saptanan anlamlı farklar otizm tanılı grubun ayrımını daha da güçlendirebilir. Olguların birinci derece yakınlarında KÇ, boy ve vücut ağırlığı persentilleri ölçülmemiştir. Örneklem bazı daha küçük alt gruplarla analiz yapmak için yeterli olamayacak düzeyde görece küçük sayılabilir. Bu çalışmada, çocuk psikiyatrisi klinik örnekleminde yer alan üç buçuk yaşından daha küçük çocuklar kontrol olgularıyla karşılaştırıldığında, otizm tanılı olgularda Kǒne ek olarak BP’nin iki-üç yaş grubunda anlamlı olarak arttığı saptanmıştır. Otizm tanısının varlığı ve belirti şiddeti ile boy persentili arasında özellikle iki-üç yaş grubunda bulunan anlamlı korelasyon, bu alanda yapılacak çalışmalarda Kǒne ek olarak BP’lerinin de dikkate alınmasının ve bu ilişkinin altında yatan fizyopatolojik sürecin daha ayrıntılı incelenmesinin gerektiğini düşündürmektedir. Daha önceki çalışmalarda öngörülene benzer olarak, bu çalışmada elde edilen bulgular, ivme kazanan KÇ ve BP artışının erken dönemde otizm için bir belirleyici ve ayırt edici bir bulgu olabileceği görüşünü desteklemektedir.
 
Merhaba Kızlar,
6,5 aylık ikiz bebeklerim var .1 kız 1 erkek. sürekli evde onlarla birlikteyim ve her ne kadar istemesemde içimde sürekli kıyas yapıyorum.
kız bebeğim bana gülmüyor,
yabancı ayırmıyor seslenince bakmıyor,göz teması fazla değil, gülmüyor,
hırçın sinirli el hareketleri var.
oğlum beni görünce yattığı yerden kollarını havaya kaldırıp kucak istediğini belli ediyor,çığlıklar,kahkalar havada uçuşuyor. önceleri kardeşde olsa 2 farklı birey kıyas yapmamam lazım dedim. ama şimdi birşeylerin ters gitmesinden korktuğum için araştırmaya karar verdim.
Norolog a göstermek için erken sanırım. ama içim içimi yiyiyor sizlerden destek istiyorum lütfen bu aylar fikirlerinz nelerdir.

Amaç: Otizmde yaklaşık 1/3 oranında makrosefali görüldüğü bildirilmektedir. Kafa çevresinin (KÇ) neden ve ne zaman aşırı artmaya başladığı henüz yeterince aydınlatılamamıştır. Bu çalışmada, otizm veya yıkıcı davranım bozukluğu (YDB) tanısı konan ya da herhangi bir tanı konmayan oyun çocukları arasında, Kǒne ek olarak boy persentili (BP) farkının incelenmesi ve bu farkın hangi yaş grubunda belirginleştiğinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çocuk psikiyatrisi kliniğinimizde izlenen, ortalama yaşı 30.88–8.06 ay olan tüm oyun çağı çocuklarının (n=90) kapsamlı klinik değerlendirmesi yapılmıştır. Anneler otizm davranış kontrol listesini (ODKL) ve Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği-2/3’ü (ÇDDÖ/2-3) doldurmuştur. Çocukların KÇ, BP ve vücut ağırlığı standart bir şekilde ölçülmüştür. Bulgular: Yalnız 2-3 yaş grubunda, otizm tanılı çocuklarda KÇ (p<0.001) ve BP (p<0.001) diğer çocuklara göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuş ve boy persentilleri ile ODKL puanları arasında anlamlı korelasyon saptanmıştır. Post-hoc analizde Kǒnde otizm grubu ile tanı konmayan grup (p=0.007) ve YDB grubu arasında (p=0.04); BP’nde ise yalnız otizm tanılı grup ve tanı konmayan grup arasında (p=0.017) anlamlıfark saptanmıştır. Sonuç: Özellikle 2-3 yaş arasında anlamlı derecede daha büyük BÇ, otizmi çok sayıda benzer klinik belirtilere sahip YDB’ndan ayıran bir özellik olarak dikkate alınabilir. Otizmin varlığı ve otistik belirti şiddeti ile BP arasında özellikle 2-3 yaş arasında bulunan anlamlı korelasyon, bu alanda yapılacak çalışmalarda Kǒne ek olarak BP’nin de dikkate alınmasının ve bu ilişkinin altında yatan patofizyolojik sürecin daha ayrıntılı incelenmesinin gerektiğini düşündürmektedir.
Otizm, katı ve basmakalıp davranış örüntüsüne ek olarak sosyal etkileşim, iletişim ve sembolik ya da imgesel oyunda kısıtlılığın görüldüğü ciddi bir nöropsikiyatrik bozukluktur.Ölçülebilen az sayıdaki fiziksel bulgulardan biri olan oksipitofrontal kafa çevresi (KÇ), otizmde normal bireylere göre anlamlı bir farklılık gösterebilmektedir.Sağlıklı ya da klinik örneklemdeki kontrol gruplarına göre tutarlı bir şekilde daha Yüksek bir oranda makrosefaliye sahip olan otizm tanılı çocuklarda bu oran %14-34 arasında görülmektedir.Otizmde en çok yinelenen nörobiyolojik bulgunun makrosefali olduğu söylenebilir.Otizm ile artmış KÇ ilişkisini ilk tanımlayan Kanner’dir. Çok sayıda çalışma yapılmasına karşın, otizm ile makrosefali arasındaki ilişkinin oluşum düzeneği henüz yeterince anlaşılamamıştır.Otizm gelişecek çocuklarda Kǒnin ne zaman aşırı artmaya başladığı henüz yanıtlanamamışbir sorudur.Otizmin belirtileri en sık 2-3 yaşları arasında belirginleşir ve bu yıllarda anormal beyin büyümesi gerçekleşmiş durumdadır.Bu durum aşırı beyin büyümesinin daha erken yaşlarda, belki de klinik olarak davranış sorunlarının görülmeye başlamasından çok daha önce başlamış olma olasılığını düşündürür.Otizmi olan çocuklarla erken dönemde Kǒni inceleyen çalışmalar doğum sırasında ya da doğumdan kısa bir süre sonra makrosefalinin görülmediğini belirlemiştir. Öte yandan,birçok çalışmada otizm tanılı çocukların doğum sırasında daha küçük Kǒne sahip oldukları bildirilmiştir.
Doğumun hemen sonrasında ise, 1-2 aylık dönemden itibaren aniden KÇ ölçümlerinde bir yükselme görülmüştür.Çalışmaların hemen hepsi makrosefalinin önemli bir klinik bulgu olduğu ve daha fazla araştırma yapılması gerektiği sonucunu bildirmiştir.Otizmin klinik tanısı görece geç konabildiğinden, bu çocuklarda daha erken dönemdeki beyin patolojisi büyük ölçüde araştırılamamıştır.
KÇ ve benzeri geriye dönük olarak yapılan ölçümler ve birlikte yapılan manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çalışmaları önemli bir çalışma alanı açmıştır.Günümüze dek yapılmışçalışmalar otizmde anormal beyin gelişimi üzerine güçlü ve tutarlı bulgular ortaya koymasına karşın, normal gelişim gösteren ve klinik kontrol gruplarıyla (idiyopatik zeka geriliği ya da diğer nörogelişimsel bozuklukların karşılaştırmalı çalışmalara gereksinim olduğu belirtilmiştir.Çalışmaların çoğunda orantısız bir şekilde artan Kǒne paralel bir vücut ağırlığı ya da boy artışı gösterilmemiştir.Ancak, daha yakın dönemde yayımlanan çalışmalarda KÇ artışına ek olarak süt çocukluğundan itibaren anlamlı olarak artan genel vücut büyüklüğü ve boy uzunluğu bildirilmiştir.Bu çalışmada, otizm veya yıkıcı davranım bozukluğu tanısı konan ya da herhangi bir tanı konmayan 43 aylıktan daha küçük çocuklar arasında, Kǒne ek olarak boy persentillerindeki (BP) farkın incelenmesi ve olası farkın hangi yaş grubunda belirginleştiğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışma, bir klinik örneklemdeki erken çocukluk dönemi olgularıyla yapılan, otizm olgularını diğer tanı gruplarıyla ve tanı konmayan olgularla karşılaştıran ve boy uzunluğu farkını da inceleyen bir çalışma olması nedeniyle özgün bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca, otizm belirti şiddeti ile boy ve KÇ arasındaki ilişkinin de incelenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM
Kat#l#mc#lar
Çalışmaya on aylık dönemde, en az bir psikiyatrik yakınma ile ailesi tarafından çocuk psikiyatrisi kliniğine getirilen, erken çocukluk dönemindeki (0-43 aylık) tüm hastalar ve anne-babalarının alınması planlanmıştır. ‘Bilgilendirilmiş onam’ ile çalışmaya katılmayı kabul eden, değerlendirme ölçeklerini dolduran ve çalışma dışı tutulma koşulları bulunmayan tüm çocuklar (n=90) çalışmaya alınmıştır. Çocukların yaş ortalaması 30.88±8.06 (aralık: 15-43) aydır. Çalışma dışı tutulma koşulları: Araştırma varsayımlarının değerlendirilmesini etkileme olasılığı nedeniyle boy ve kilo persentilleri üçün altında kalan ve/veya kronik nörolojik, akciğer, kalp, böbrek ve/veya sistemik hastalık tanısı konmuş tüm olgular çalışma dışı tutulmuştur. De)erlendirme araçlar#
Otizm Davranış Kontrol Listesi (ODKL)
: Bu ölçek özellikle okul çağı çocuklarında şiddetli yakınmalar gösteren çocuklarda otizm belirtilerini değerlendirmek üzere kullanılmaktadır. Ancak, üç yaşından küçük çocuklarda da tanıya yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. ‘Duyusal’, ‘sosyal ilişkilenme’, ‘beden ve nesne kullanımı’, ‘dil’ ve ‘özbakım becerileri’ olmak üzere beş alt testten ve 57 maddeden oluşan bu ölçek çocuğu yakından tanıyan anne-baba ya da öğretmen tarafından doldurulmaktadIR.
İki-Üç Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist/2-3,
ÇDDÖ/2-3):
ÇDDÖ/2-3 içe dönük sorun, dışa dönük sorun ve toplam skoru olmak üzere, çocuğun davranışsal/duygusal sorunlarını puanlayan bir ölçektir ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek düzeyde bir haftalık (r=0.88) ve bir yıllık (r=0.73) test-tekrar test güvenilirliği vardır. ÇDDÖ/2-3’ün Türkçe’ye çeviri ve uyarlaması 1993 yılında yapılmıştır.
Ölçeğin iç tutarlılığı 635 çocuğun puanları üzerinden elde edilen Cronbach alfa katsayısı içe yönelimde 0.77, dışa yönelimde 0.76 ve toplam sorunda 0.82 olarak bulunmuştur.
Türk Çocuklarında Gelişim Eğrileri:
Tüm çocukların oksipitofrontal kafa çevresi, boy ve ağırlıkları bu araştırmanın birinci yazarı tarafından standart bir yöntemle ölçülmüş ve ölçümlerin persentil olarak karşılıkları Likert tipi bir ölçüm üzerinde 1-11 arasında kaydedilmiştir. Sıfır-Üç Yaş Psikiyatrik Değerlendirme Demografik Bilgi Formu: Sosyodemografik verilerin sorgulanması amacıyla çocuk ve ailenin geliş yakınmalarının öyküsü, gelişim öyküsü, tıbbi özgeçmiş, ilişkiler, aile, çevre ve kültürel alt yapının kapsamlı olarak değerlendirildiği; Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi’nin erken çocukluk dönemini değerlendirmek üzere geliştirdiği ‘pratik parametreler”den yararlanılarak hazırlanan ‘Sıfır-Üç Yaş Psikiyatrik Değerlendirme Demografik Bilgi Formu” kullanılmıştır. Sıfır-Üç Yaş Ruhsal Durum Muayenesi (Infant & Toddler Mental Status Examination ITMSE):Erken çocukluk dönemine özgü ruhsal sorunların değerlendirilmesinde, özellikle o yaşa özgü bir ruhsal durum değerlendirmesi gereksinmesi nedeniyle ‘Sıfır-Üç Yaş Ruhsal Durum Muayenesi’ geliştirilmiştir.
‘Genel görünümü’, ‘ortama tepkileri’, ‘oyun’ ve benzeri 10 ana değerlendirme grubundan oluşur. Amerikan Çocuk Psikiyatrisi Akademisi tarafından sıfır-üç yaş grubu için ruhsal durum muayenesi gereci olarak önerilmektedir.
Çal#$ma deseni ve uygulamalar Anne-babalar ve çocuklarla, kapsamlı bir ruhsal durum muayenesinin yapıldığı ve yapılandırılmış ölçeklerin doldurulduğu her biri en az bir saat süren en az iki klinik değerlendirme yapılmıştır. Katılımcıların yaşının küçük olmasınedeniyle ve bu yaş grubunda tanı geçerliliğinin düşük olabileceği öngörüsüyle çocuklara konan tanılar tanı gruplarına ayrılmıştır (ör., davranım bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi tanılar ‘yıkıcı davranım bozuklukları’ (YDB) grubuna alınmıştır. Oksipitofrontal KÇ, boy ve vücut ağırlığı tek bir uygulamacı tarafından standart araçlar kullanılarak ölçülmüştür. Verilerin istatistiksel analizi Bu çalışma kesitsel desene sahiptir. Bu nedenle zaman içindeki değişimi ve neden-sonuç ilişkisini araştırmamıştır. Özellikle grup farklılıkları ve korelasyonlar incelenmiştir. Uygulanan ölçeklerden elde edilen sürekli değişkenlerin dağılımları tek-örnekli Kolmogorov-Smirnov testleri, histogramlarla incelenmiştir. Dağılımları normal olarak değerlendirilmeyen ÇDDÖ/2-3 içe yönelim puanı ve ODKL puanları ile nonparametrik istatistikler uygulanmıştır. İlişkisellik analizlerinde, her iki değişkenin de normal dağılım gösterdiği ölçümler için Pearson korelasyonu, diğer durumlarda Spearman korelasyonu testi uygulanmıştır. Anlamlı korelasyon gösteren değişkenler daha sonra oluşturulan gruplarla, tek-yönlü ANOVA ya da Kruskal Wallis testleri ile de değerlendirilmiştir (ör., tanı grupları arasında KÇ persentili farkı). Bu istatistiklerin post-hoc analizlerinde Tukey testi uygulanmıştır. Tüm veriler SPSS 11.0 istatistik programlama sistemi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Tüm olgular değerlendirildiğinde, otizmi olmayan çocuklarla karşılaştırıldığında, otizm tanılıçocuklarda anlamlı olarak daha yüksek KÇ persentili (p=0.004) ve boy persentili (p=0.01) saptanmıştır. Otizm tanısı konan ve konmayan çocuklarda KÇ ve boy persentilleri yaş gruplarına ayrılarak incelendiğinde, yalnız 2-3 yaş grubunda otizm tanılı çocuklarda KÇ (p<0.001) ve boy persentili (otizm 8.71±1.60, YDB 8.4 1.98, tanı konmayan 7.07±1.75; p<0.001) anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (Tablo DSM-IV tanı gruplarına göre incelendiğinde, çocukların %31.1’ine (n=28) otizm, %15.6’sına (n=14) YDB tanısı konmuş; %17.8’ine (n=16) herhangi bir tanı konmamıştır. Bu üç grup karşılaştırıldığında KÇ (otizm 6.64±2.58, YDB 4.861.87, tanı konmayan 4.44±1.78; p=0.01) ve BP (p=0.014) anlamlı olarak farklılık göstermiştir. KÇ için yapılan post-hoc analiz otizm ile tanıkonmayan grup arasında (p=0.007) ve otizm ile YDB arasında (p=0.04); boy persentili için yapılan post-hoc analiz ise, yalnız otizm ve tanı konmayan grup arasında (p=0.017) anlamlı fark olduğunu göstermiştir.
Yaş ve tanı gruplarına göre KÇ ve BP Kafa çevresi farkı otizmde neden ve ne zaman başlıyor?
Çocuk psikiyatrisi klinik örnekleminde yer alan üç buçuk yaşından küçük tüm çocuklar kontrol olgularıyla karşılaştırıldığında, otizm tanılı olgularda Kǒne ek olarak BP’nin de anlamlı olarak daha büyük olduğu saptanmıştır. Bu farkın yalnız iki-üç yaş grubunda anlamlı olduğu görülmüştür. Ayrıca, otizm belirti şiddetinin BP ile anlamlı biro korelasyon gösterdiği görülmüş'ekil 2. Yaş ve tanı gruplarının kafa çevresi (KÇ) ve boy persentili (BP) ortalamaları (*p<0.001)Yakın zamanda yapılan çalışmaların önemli bir bölümü makrosefalinin otizm için bir risk işareti olabileceğini öne sürmektedir.Bu varsayım doğru ise, otizmde saptanan fiziksel bir bulgu olan makrosefali etiyolojik ve prognostik açıdan değer taşıyan önemli bir erken dönem belirleyicisi olabilir.Bu bulgu, saptanabilen tıbbi bir bozukluğun sonucu olarak görülmemekte ve yaygın gelişimsel bozuklukların (YGB) bazan fiziksel gelişim anormallikleri ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
Fenotipik özelliklere, başlangıç zamanına ve şekline, nöbet öyküsüne, ya da zeka düzeyine dayalı olarak oluşturulmuş klinik alt grupların hemen hepsinde saptanan oksipitofrontal çap büyüklüğü, otizmde makrosefalinin bağımsız klinik bir değişken olduğunu desteklemektedir.
Kontrol grubundaki çocuklarla karşılaştırıldığında, otizm tanısı konmuş olan çocukların akrabalarında makrosefali yaygınlığının daha yüksek olması da bu özelliğin otizmin patogenezinde ailesel bir risk etkeni olabileceğini düşündürmektedir. Bizim çalışmamızda elde edilen bulgular daha önceki çalışmalarda da belirtilen makrosefalinin otizmin ayırt edici bulgularından biri olduğunu desteklemektedir. Otizm gelişecek çocuklarda Kǒnin ne zaman aşırı artmaya başladığı son yıllarda daha çok araştırılmıştır.Birçok çalışmada otizm tanılı çocukların doğum sırasında daha küçük Kǒne sahip oldukları bildirilmiştir.Yakın zamanda yapılan bir başka çalışmada KÇ artışının ikinci yaşta oldukça yavaşladığı ve bu dönemde, paralel olarak klinik belirtilerin daha da kötüleştiği belirlenmiştir.Otizm tanılı olmayan çocuklarda da KÇ ölçümlerinin beyin hacmi ölçümleri ile korelasyon gösterdiği belirtilmektedir.Beyin görüntüleme ve postmortem inceleme yöntemini kullanan diğer araştırmacılar otizmde görülen makrosefalinin artan beyin hacmi ile ilişkili olduğunu ve otizmi olan çocuklarda beyin hacminin 2-5 yaşları arasında arttığını öne sürmüştür.Ancak, anlamlı büyümenin ne zaman başladığı bir tartışma konusudur. Yakın zamanlı çalışmalar anormal beyin genişlemesinin ilk iki yılda başladığını belirtmektedir.Klinik olarak otizmin ortaya çıkmasından daha önce, farklı iki dönemde beyinde anormal büyüme gerçekleşiyor olabilir. Doğum sırasında küçük ya da normal sınırlarda olan KÇ, 1.-2. aylar ve 6.-14. aylar arasında hızla büyüme gösterebilir.Anormal düzeyle hızlanmış KÇ büyümesi otizm riski açısından erken dönemde gözlenebilen bir uyarı olabilir.Öte yandan, makrosefali varlığından daha çok anormal bir düzeyde ivme kazanan Kǒndeki artışın otizm riski ile ilişkili olabileceği varsayımı ileri sürülmüştür.Uzunlamasına bir desene sahip olan çalışmalarında, iki değerlendirme arasında KÇ persentilinde 25 ya da daha fazla artış, KÇ artışında anormal ivme kazanma olarak tanımlanmıştır. Otizm olgularının %35’inde anormal ivmelenme saptanmıştır. Yakın zamandaki bir başka çalışma ise, otizm tanılı grubun doğum sırasında anlamlı olmasa da, daha büyük Kǒne sahip olduğu bildirilmiştir.
Ancak, dört aylık olduklarında otizm tanılı grupta KÇ anlamlı olarak daha yüksek değilken, vücut ağırlığı ve boy persentilleri daha yüksek olarak saptanmıştır.İvme kazanan bir KÇ artışı gösteren otizm tanılı çocuklar daha yüksek uyum becerileri ve daha düşük sosyal sorunlar ortaya koymuşlardır.
Bu çalışmada Kǒnde anormal artış ilk 1-2 ay arasında gösterilmiştir.Otizmle KÇ arasındaki ilişkiye neden olan patoloji henüz yeterince aydınlatılamamıştır. İki-dört yaşları arasında en belirgin hacim artışı, yüksek düzeydeki bilişsel, sosyal, duygusal işlevler ve dil becerileri alanlarında görev alan serebral, serebellar ve limbik yapılarda görülür. Aşırı büyümeyi anormal düzeyde yavaşlamış ya da duran bir büyüme dönemi izler. Otizmde gözlenen bu anormal beyin büyüme dönemi serebral devrelerin oluştuğu ve bu oluşumun dış etkilere en duyarlı olduğu dönemdir. Sonuçta oluşan bozuk bağlantı sistemi ve işlevin kaybı otizmin belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.Otizmde gözlenen artmış beyin hacminin özellikle nedeni açıklanamayan bir şekilde gelişen beyaz madde artışına bağlı olduğu düşünülmektedir.Otizmle ilişkili olması olası temporal lob anormallikleri gözle görülen hacim farklılığından daha çok işlevsel yapılanma ile ilişkili gibi görünmektedir.
Bu bulgular otizmde postnatal dönemde süren ve olasılıkla beyaz maddeye sınırlı olarak gelişen bu sürecin özellikle intrahemisferik ve kortikokortikal bağlantıları etkilediğini düşündürmektedir.
Serebellumdaki anormallikler arasında hacim anormallikleri, Purkinje nöronlarında sayı ve boyut anormallikleri, moleküler bozukluklar yer alır.Ayrıca, HOXA1 A218G polimorfizmi otizm tanılı bireylerdeki KÇ farkının yaklaşık %5’ini açıklamaktadır.Homeoboks transkripsiyon faktörleri gen ailesinin bir üyesi olan HOXA1 geni bazı nöral yapıların gelişiminde kritik bir role sahiptir.
Megalensefalinin otizme özgü olmayıp daha çok otizme eşlik eden hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ile ilişkili olduğu öne sürülmüştür.Ancak bizim çalışmamızda otizmi olan çocuklarda YDB olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek KÇ persentilleri saptanmıştır. Bunlara ek olarak, daha çok düşük işlevli ve eşlik eden tıbbi sorunları olan otizm grubu çocuklarda mikrosefali de daha sık görülebilmekte ve büyük olasılıkla genetik ayrı bir grubu düşündürmektedir.
Çok az sayıda çalışmada otizm olgularında boy uzunluğu farkı ele alınmıştır. Bizim çalışmamızda, otizm tanılı olgular diğer çocuklarla karşılaştırıldığında, özellikle iki-üç yaş grubunda boy persentillerinde belirgin yüksekliğin olduğu, ancak bu farkın üç yaşından büyük grupta gözlenmediği saptanmıştır. Öte yandan, yalnız iki-üç yaş grubunda, otizm belirti şiddeti ile boy persentili arasında anlamlı bir ilişki gösterilmiş-Bir başka çalışmada, benzer şekilde otizm olgularının kontrol olgularına göre daha büyük Kǒne ek olarak daha uzun bir boya da sahip oldukları bildirilmiştir.Bir başka çalışmada ise yüksek işlevli otizm ve Asperger sendromu olgularının da, kontrol olgularına göre daha uzun bir boya sahip oldukları görülmüştür.
İlk üç yıllık hastane kayıtlarının incelendiği bu çalışmada otizm olguları ile Asperger sendromu olguları arasında boy uzaması açısından fark gözlenmemiş; kontrol olgularına göre daha büyük Kǒne ek olarak daha uzun bir boya da sahip oldukları bildirilmiştir.
Bu çalışma kesitsel bir desene sahiptir ve olguların KÇ, boy ve kilo persentillerinin zaman içindeki değişimi araştırılmamıştır. Kontrol olgularıda psikiyatrik yakınması olan çocuklardan oluşmaktadır. Ancak klinik grupta daha düşük bir olasılıkla anlamlı fark saptanacağı öngörülebileceğinden, saptanan anlamlı farklar otizm tanılı grubun ayrımını daha da güçlendirebilir. Olguların birinci derece yakınlarında KÇ, boy ve vücut ağırlığı persentilleri ölçülmemiştir. Örneklem bazı daha küçük alt gruplarla analiz yapmak için yeterli olamayacak düzeyde görece küçük sayılabilir. Bu çalışmada, çocuk psikiyatrisi klinik örnekleminde yer alan üç buçuk yaşından daha küçük çocuklar kontrol olgularıyla karşılaştırıldığında, otizm tanılı olgularda Kǒne ek olarak BP’nin iki-üç yaş grubunda anlamlı olarak arttığı saptanmıştır. Otizm tanısının varlığı ve belirti şiddeti ile boy persentili arasında özellikle iki-üç yaş grubunda bulunan anlamlı korelasyon, bu alanda yapılacak çalışmalarda Kǒne ek olarak BP’lerinin de dikkate alınmasının ve bu ilişkinin altında yatan fizyopatolojik sürecin daha ayrıntılı incelenmesinin gerektiğini düşündürmektedir. Daha önceki çalışmalarda öngörülene benzer olarak, bu çalışmada elde edilen bulgular, ivme kazanan KÇ ve BP artışının erken dönemde otizm için bir belirleyici ve ayırt edici bir bulgu olabileceği görüşünü desteklemektedir.
 
Merhaba Kızlar,
6,5 aylık ikiz bebeklerim var .1 kız 1 erkek. sürekli evde onlarla birlikteyim ve her ne kadar istemesemde içimde sürekli kıyas yapıyorum.
kız bebeğim bana gülmüyor,
yabancı ayırmıyor seslenince bakmıyor,göz teması fazla değil, gülmüyor,
hırçın sinirli el hareketleri var.
oğlum beni görünce yattığı yerden kollarını havaya kaldırıp kucak istediğini belli ediyor,çığlıklar,kahkalar havada uçuşuyor. önceleri kardeşde olsa 2 farklı birey kıyas yapmamam lazım dedim. ama şimdi birşeylerin ters gitmesinden korktuğum için araştırmaya karar verdim.
Norolog a göstermek için erken sanırım. ama içim içimi yiyiyor sizlerden destek istiyorum lütfen bu aylar fikirlerinz nelerdir.
Geç kalmadan bir çocuk psikiyatristine gitmenizi tavsiye ederim. Merak etmeyin. Hallolmayacak bir sorun değil. Kızınız sizi biraz daha fazla uğraştıracak... Ayrıca tebrik ederim... Bu kadar erken çocuklarınız arasındaki farklılığı gördüğünüz için çok iyi bir anne olmalısınız... Kızınız sizin sayenizde hiç bir sorun yaşamaycaktır...
 
bende oğlumla uğraiıyorum bu konuda... 3 yaşında henüz konuşmuyor
 
çok zor bir süreç.çocuğum konuşmuyor yolunda gitmeyen bir şeyier var ama ne? neden ben, neden çocuğum? kafamda bir sürü soru... kafayı yemek üzereyim. annelik gerçekten çok zormuş...
 
ben rehabilitasyon merkezinde staj yapmıştım..

cidden zor ve çok üzücü :KK50:. öyle durumla mücadele edenlere Allah büyük sabır versin.

güzel günler sizinle olur inşallah..
 
bENİM 36.AYLIK BİR OĞLUM VAR.kREŞE BAŞLADI BUNDAN 5.AY ÖNCE.kREŞTE HOCALARIMIZ KULAĞINDA BİR PROBLEM OLABİLECEĞİNİ SÖYLEDİLER.kULAK DK.GÖTÜRDÜĞÜMÜZCE 1 KULAĞI TIKLAI ÇIKTI.1 HAFTALIK TEDAVİDEN SONRA KULAĞI AÇILDI.AMA BU 5 AY SÜRESİNCE ÇOCUĞUMDA PEK İLERLEME OLMADI.ÇOK PEDAGOG,ÇOCUK GELİŞİM UZMANI,PİSİKOLOĞA GÖTÜRDÜM AMA MALESEF,NE ADINI SÖYLEDİĞİMİZDE BAKIYOR,NE KONUŞUYOR ,NE ARKADAŞLARIYLA OYNUYOR,NEDE GÖZ TEMASI KURUYORDU.

Her götürdüğüm uzman bunda otizim yok ama bır yerde bi eksiklik var diyolardı,artık kendimi otizme alıştırmaya başlamıştım.nisan ayında bı propftan randevu aldım,praya götürecem ama bu süre zarfında bırden televizyonu kapatmak istedim çünkü bağımlılığı bırakıln resmen aşıktı reklamlara,

veeee ondan sonra olan oldu.TV.Yİ hayatımızdan çıkaretıktan sonra 20-30 kelime kullanmaya,çatalla kaşıkla yemek yemeye,seslendiğimizde bakmaya ve göz teması kurmaya başladı,sanki 360 derece döndü ne olduğunu anlamadım,en son götürdüğüm doktor dili gelişmemiş herşeye hazıra alışmış dedi.

kinsan canlısı insanları çok seviyor,basket bol maçına götürdüm onu kalabalıktan korkcakmı huzursuzlancakmı diye,kesinlikle çok sevdi,oynadı,el şaklattı hatta maçın ortasında sahaya girmek istedi:))
evdeki halıları değiştirdik,koltuk minderlerini kesinlikle tepki vermedi,baktı sonra gitti opyuncaklarının yanına,
aşimdi arkadaşlarıyla oynamıyor birtek onıda aşacağına inanıyorum.çünkü araştırmalarıma göre otizm li bi çocuk bu kadar (10.gün)süre içerisinde bu kadar yol alamazmış,bence uyaran eksikliği var,
sizin düşünceleriniz nedir arkadaşlar,bu konuda fikrinizi söylerseniz çok sevinirim.

Bu arada Allah tüm meleklerimizi evlatlarımız korusun acil şifalar versin,nisanda profun vereceği tesbit çok önemli,a tipik otizmde diyebilir,
Ama ne olursa olsun o benim evladım,canım,ciyerim,herseyim.Şunu Unutmayın Allah derdi verirse dermanıda veriri.Mahşerde engelli,özürlü evlatlarımız annelerine Şefaat edecektir.
Cenneti gösterecektir.Sabır Sabır Sabır...
 
merhaba arkadaslar benim kizim mayisin 3 de 22 aylik olucak allahin izniyle kizlar benim kizim hala konusamiyor konustugu seyler anne baba gel git birde saate bakip sayi sayiyor mesela 2,3 bide alti gibi kizimla her türlü oyunlari oynariz mesela top oynariz kovalamaca oynariz tahta oyuncaklari var onlari üst üste düzeriz göz kontagimiz cok güzel massallah gözünün ici güler bize bakarken gecen persembe ilk defa baska bir cocuk doktoruna gittik ve doktor acikcasi cok görmeden bana belki otizm olabilir dedi kafasini elletmeyince bide daha konusmadigini haa birde kizim ismine cok bakmaz bakar ama istedigi zamanlarda mesela bisey almasini istedigimde elifsu al dedigimde hemen döner bakar ama sadece ismini cagirsam cok nadir bakar ben biraz iliglenmesem hemen gelir bana sarilir sabah yatagima alirim bana sarilir biraz öyle uzaniriz birlikte tek basinada oynar kizim topla oynar bebekleriyle oynar evde nekadar cekmece varsa döker :KK70: ve cok haraketli merdiveni tek basina cikar acaba doktorun dedigi gibi otizm olabilirmi iki ay sonra tekrar randevu verdi ozaman iki yasina giricek degisik kelimeler ögretmeye calisiyorum ama tik yok bu arada sunuda belirteyim kizim sanirim cok tv izledi tabi bununda bide evin icinde bir ben bide babasi babasi aksam üzeri geliyor iste biz yurt disindayiz ve kimsemiz yok burda.
 
Öncelikle, otistik evlatlara sahip olan annelere sabır diliyorum.
İlkokulda bir kız arkadaşım vardı. Hepimiz onu herkesten daha saf bir kız olarak görüyorduk ama dediğiniz tüm belirtiler onda da vardı. belki de 7 yaşında olduğu için, hepimiz çocuk olduğumuz için çok da büyük bir fark hissetmiyorduk. inanın bana, hiçbirimiz hala da o kızın otistik olup olmadığı hakkında birşey öğrenemedik. annesi birtakım sorunlardan, bizim annelerimize bahsediyordu ama sadece o kadar. ortaokula kadar okuması sıkıntılıydı. yazısı da zor okunuyordu. birisi ona istemediği birşeyi yaptırmaya kalktığında hırçınlaşıyordu. yanımıza oynamaya çağırdığımızda gelirdi ama 2 dk sonra bir bakmışız ki yanımızda değil de başka bir yerde başka bişiylerle ilgileniyordu. iletişim konusuna gelince de başarılı değildi. topa vuramazdı. sebepsiz yere güzel, kendi kendine bişiyler de mırıldandığı olurdu.
hepimizden farklıydı ama çok özeldi, çok severdik. en önemlisi hiçkimseye kötülük yapmazdı. kırıcı söz söylemezdi. kıskançlık nedir bilmezdi. böyle birini kim niçin sevmesin ki :) arkadaş buluşmalarımıza onu da davet ederdik. çok güzel vakit geçirirdik. doğumgünlerimize gelip giderdik. kimi zaman çok komik şeyler yapardı gülerdik, o da gülerdi. hiçkimse onun farklılığını kötüye kullanmazdı. bunu yapan olsaydı da biz onu korurduk zaten. Daha sonra liseye başladık. Çok olmasa da arada bir yine görüşüyorduk. Lisede de güzel arkadaşlıklar edindi.
Sonu olarak burdan annelere demek istediğim tek şey var. Hala o kız otistik mi bilmesem de birkaç eksikliği olan tüm insanlardan biriydi. Hangi birimiz mükemmeliz ki! annesi onu muhtemelen diğerlerinden farklı hissetmemesini istediğinden, normal bir devlet okuluna yolladı. Çocuğunuz otistik olduğu için korku veya üzüntü duymayın. Onların bizlere katacağı çok şey var ve bu hayatta her insanın sahip olduğu haklara sahipler. Gelecekte de hiçbir konuda otistik oldukları için engellere maruz kalmıycaklar.
 
Merhaba arkadaslar zaman aşımı oldu konuda sanırım ama yazmAk istedim bende ..31aylık oğlum var zeka gelişimi ve sosyal ilişkilerinde oyuncaklarıyla uygun oynamasında duygu durumunda işitme ve algılamada sıkıntı olmamasına ragmen; konuşamıyo hala baba,dede,atatürk,mama,anne,aba,acıdı,ugur,hazal ve benzeri bir cok kelimeyi söylüyo inglizce sayı sayıyo renkleri tanıyo.ama iki kelimeli cümleleri hiç yok :KK43: sürekli kıpır kıpır uyudugu zamanlar dısında nerdeyse hiç oturmuyo, istedigi şeyi yaptırmak için aglama huyu var, eger bişey ögretmek istersem o istemezse oturtup ögretemiyorum fakat tekerlemeşer dans cocuk sarkılarını söyledigimde dinliyo cok seviyo öğreniyo dili döndügünce.11seans oyun terapisine gittik pedagogumuz net konuşmuyo ama iki üç haftada bi otizm şüphesinden bahsediyo bu haft son seansımız ve bazı testler yapacagnı söyledi sizce oğlumda otizm varmı ve böyle bi test varsa bize neden 12.seansta uyguluyolar lütfen fikir bilgi paylaşımı yapın benimle :KK43: oğlum normal faka t asırı hareketli diye düiünürken şimdi imde otizm varmı şüphesiyle bogusuyorum.
 
Birde istanbul anadolu yakasındayım buralarda önereceginiz doktor vesaire varsa paylaşırmısınız.
 
mrb benimde kızım var 21 aylık şuan .konuşmuyor tek bir kelimesi yok.seslendiğimizde dönüp bakmıyor komutları algılamıyor.ben çalışıyorum çok ilgilenemedik evde yaşlı babannemiz bakıodu kızıma .beş aylıkken bi tuhaflık var diyordum hep etrafımdakiler sen çok pimpiriklisin diyordu.19 aylık olup konuşmayınca aileme bu konuyu çok daha ciddi ele almaları yönünde konuştum.kızım çok güleç bi çocuk oyun oynamaya bayılır hoplasın zıplasın çok sever.al ver anlıyo.göz teması tvyi kapattıktan sonra düzeldi bayağı.pazılımız var hayvan şekilli şekillerin hepsinin yerini doğru koyuyor ama yerleştiremiyo çok aferin deyince etrafındakilerden alkış bekliyo kendide alkış yapıo.bay bay yapar.şarkıda alkışla lafı geçince alkışlar çok yemek seçmez acıkınca yemek getirince hemen oturur yemek yemek için.oyuncaklarıyla çok kısa oynar hiç bi takıntısı yok meme emmek dışında.çok sıkılgan oyuncaklarını hemen atıyo.ama ona öğrettiklerimizi taklit etmeye başladı köpeğe hav hav ineğe me.kediye pis pis eşşeğe aiaai gibi şeyler diyo çok belirgin anlaşılamasada bu ifadeler gösterip sölediği için anlıyoruz.kapıyı kendi açabiliyor.elektrik anahtarını açmasını biliyo nesneleri amacına uygun kullanabiliyo bi kere gösterince ilgisini çekmişse hemen yapıo.bi yere çıkmak için sandalye kullnıyo koltuklara tek başına inip çıkar.bişi yere düşünce takip eder nesne takibi var.yukarda bişi varsa elimi tutup kendisini yukarı çıkarmamı ister.açmamı istediği bişi varsa bana verir.çakmeceleri eli hiç ezilmeden açar kapar.kucaklanmaktan sarılmaktan hoşlanır ama çok kucakta durmaz bende duruyo.acıyı hissediyo sobaya çıs diyo.fırını görünce onada çıs diyo yaklaşmıyo.kelemle karalaması var müziğe bayılıyo.telefon hastası pek vermiyorum.ara ara dalmalarıda var ama öyle kendini kaybetmiyo bişi yiyosa yemeye devam ediyo gözü dalıyo sadece büyük insanların dalmaları gibi.çocuk psikiloğuna götürdüm gelişim geriliği var gibi dedi ama muayene yetersiz geldi.noroloğa götürün dedi götürdük. mr eeg işitme testi istedi.ben bunlardan bişi çıkmazsa diye sorduğumda çıkıcak gibi duruyor dedi.eeg çektirdik normal çıktı.diğerleri için randevumuz var bakalım inşallah onlarda normal çıkar.psikolojim çok bozuk beklmek yıpratıcı.kreşe vericem çok fazla hastalanıyor diye havaların sıcak olmasını bekliyom yoksa hep hasta geçiririz.bu arada uykulamızda çok sıkıntılı gece çok uyanıyor .görüşlerinizi bekliyorum .istanbulda anadolo yakasında yaşıyorum.bu konuda önerileriniz varsa bekliyorum durumu daha hızlı sonuçlandırmak adına nasıl bi yol izlemeliyim diye yönlendirme ve fikirlerinizi bekliyorum teşekkür edrim
 
mrb benimde kızım var 21 aylık şuan .konuşmuyor tek bir kelimesi yok.seslendiğimizde dönüp bakmıyor komutları algılamıyor.ben çalışıyorum çok ilgilenemedik evde yaşlı babannemiz bakıodu kızıma .beş aylıkken bi tuhaflık var diyordum hep etrafımdakiler sen çok pimpiriklisin diyordu.19 aylık olup konuşmayınca aileme bu konuyu çok daha ciddi ele almaları yönünde konuştum.kızım çok güleç bi çocuk oyun oynamaya bayılır hoplasın zıplasın çok sever.al ver anlıyo.göz teması tvyi kapattıktan sonra düzeldi bayağı.pazılımız var hayvan şekilli şekillerin hepsinin yerini doğru koyuyor ama yerleştiremiyo çok aferin deyince etrafındakilerden alkış bekliyo kendide alkış yapıo.bay bay yapar.şarkıda alkışla lafı geçince alkışlar çok yemek seçmez acıkınca yemek getirince hemen oturur yemek yemek için.oyuncaklarıyla çok kısa oynar hiç bi takıntısı yok meme emmek dışında.çok sıkılgan oyuncaklarını hemen atıyo.ama ona öğrettiklerimizi taklit etmeye başladı köpeğe hav hav ineğe me.kediye pis pis eşşeğe aiaai gibi şeyler diyo çok belirgin anlaşılamasada bu ifadeler gösterip sölediği için anlıyoruz.kapıyı kendi açabiliyor.elektrik anahtarını açmasını biliyo nesneleri amacına uygun kullanabiliyo bi kere gösterince ilgisini çekmişse hemen yapıo.bi yere çıkmak için sandalye kullnıyo koltuklara tek başına inip çıkar.bişi yere düşünce takip eder nesne takibi var.yukarda bişi varsa elimi tutup kendisini yukarı çıkarmamı ister.açmamı istediği bişi varsa bana verir.çakmeceleri eli hiç ezilmeden açar kapar.kucaklanmaktan sarılmaktan hoşlanır ama çok kucakta durmaz bende duruyo.acıyı hissediyo sobaya çıs diyo.fırını görünce onada çıs diyo yaklaşmıyo.kelemle karalaması var müziğe bayılıyo.telefon hastası pek vermiyorum.ara ara dalmalarıda var ama öyle kendini kaybetmiyo bişi yiyosa yemeye devam ediyo gözü dalıyo sadece büyük insanların dalmaları gibi.çocuk psikiloğuna götürdüm gelişim geriliği var gibi dedi ama muayene yetersiz geldi.noroloğa götürün dedi götürdük. mr eeg işitme testi istedi.ben bunlardan bişi çıkmazsa diye sorduğumda çıkıcak gibi duruyor dedi.eeg çektirdik normal çıktı.diğerleri için randevumuz var bakalım inşallah onlarda normal çıkar.psikolojim çok bozuk beklmek yıpratıcı.kreşe vericem çok fazla hastalanıyor diye havaların sıcak olmasını bekliyom yoksa hep hasta geçiririz.bu arada uykulamızda çok sıkıntılı gece çok uyanıyor .görüşlerinizi bekliyorum .istanbulda anadolo yakasında yaşıyorum.bu konuda önerileriniz varsa bekliyorum durumu daha hızlı sonuçlandırmak adına nasıl bi yol izlemeliyim diye yönlendirme ve fikirlerinizi bekliyorum teşekkür edrim
 
mrb benimde kızım var 21 aylık şuan .konuşmuyor tek bir kelimesi yok.seslendiğimizde dönüp bakmıyor komutları algılamıyor.ben çalışıyorum çok ilgilenemedik evde yaşlı babannemiz bakıodu kızıma .beş aylıkken bi tuhaflık var diyordum hep etrafımdakiler sen çok pimpiriklisin diyordu.19 aylık olup konuşmayınca aileme bu konuyu çok daha ciddi ele almaları yönünde konuştum.kızım çok güleç bi çocuk oyun oynamaya bayılır hoplasın zıplasın çok sever.al ver anlıyo.göz teması tvyi kapattıktan sonra düzeldi bayağı.pazılımız var hayvan şekilli şekillerin hepsinin yerini doğru koyuyor ama yerleştiremiyo çok aferin deyince etrafındakilerden alkış bekliyo kendide alkış yapıo.bay bay yapar.şarkıda alkışla lafı geçince alkışlar çok yemek seçmez acıkınca yemek getirince hemen oturur yemek yemek için.oyuncaklarıyla çok kısa oynar hiç bi takıntısı yok meme emmek dışında.çok sıkılgan oyuncaklarını hemen atıyo.ama ona öğrettiklerimizi taklit etmeye başladı köpeğe hav hav ineğe me.kediye pis pis eşşeğe aiaai gibi şeyler diyo çok belirgin anlaşılamasada bu ifadeler gösterip sölediği için anlıyoruz.kapıyı kendi açabiliyor.elektrik anahtarını açmasını biliyo nesneleri amacına uygun kullanabiliyo bi kere gösterince ilgisini çekmişse hemen yapıo.bi yere çıkmak için sandalye kullnıyo koltuklara tek başına inip çıkar.bişi yere düşünce takip eder nesne takibi var.yukarda bişi varsa elimi tutup kendisini yukarı çıkarmamı ister.açmamı istediği bişi varsa bana verir.çakmeceleri eli hiç ezilmeden açar kapar.kucaklanmaktan sarılmaktan hoşlanır ama çok kucakta durmaz bende duruyo.acıyı hissediyo sobaya çıs diyo.fırını görünce onada çıs diyo yaklaşmıyo.kelemle karalaması var müziğe bayılıyo.telefon hastası pek vermiyorum.ara ara dalmalarıda var ama öyle kendini kaybetmiyo bişi yiyosa yemeye devam ediyo gözü dalıyo sadece büyük insanların dalmaları gibi.çocuk psikiloğuna götürdüm gelişim geriliği var gibi dedi ama muayene yetersiz geldi.noroloğa götürün dedi götürdük. mr eeg işitme testi istedi.ben bunlardan bişi çıkmazsa diye sorduğumda çıkıcak gibi duruyor dedi.eeg çektirdik normal çıktı.diğerleri için randevumuz var bakalım inşallah onlarda normal çıkar.psikolojim çok bozuk beklmek yıpratıcı.kreşe vericem çok fazla hastalanıyor diye havaların sıcak olmasını bekliyom yoksa hep hasta geçiririz.bu arada uykulamızda çok sıkıntılı gece çok uyanıyor .görüşlerinizi bekliyorum .istanbulda anadolo yakasında yaşıyorum.bu konuda önerileriniz varsa bekliyorum durumu daha hızlı sonuçlandırmak adına nasıl bi yol izlemeliyim diye yönlendirme ve fikirlerinizi bekliyorum teşekkür edrim

Merhaba son durumunuz nedir acaba? Şuanda ayni durumdayiz falesef:KK43: Biz Yanki Yazgan'a götürdük, nörolojik muayne istemedi. Haftada 2 seans ergo terapi, 3 günde özel eğitim dedi
 
X