Kadın haklarının korunması İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi Kaldırılsın mı?


  • Ankete Katılan
    95

cileksevilir

Yeni Üye
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
5 Ağustos 2020
13
30
33
Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir.
Adının istanbul sözleşmesi olamasının yegane sebebi Avrupa konseyi tarafından hazırlanan sözleşmenin ilk imzalayan ülke Türkiye olması ve sözleşmenin istanbul'da imzalanmasıdır.


- Avrupa Konseyi’nin, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin bu yeni sözleşmesi, ciddi bir insan hakları ihlali oluşturan bu sorunu en kapsamlı şekilde ele alan bir uluslararası sözleşmedir.

- Bu tür şiddete taviz vermeden, kanunlar çerçevesinde hızlı bir şekilde aksiyon alınması gösterilmesi hedeflemektedir ve Avrupa ile onun sınırlarını da aşan geniş bir alanda daha güvenli yaşanabilmesini sağlama yolunda önemli bir adımdır.

- Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, bu sözleşmenin temel taşlarını oluşturmaktadır.

- Ayrıca, toplumun her ferdini, özellikle de erkekleri ve erkek çocuklarını, tutumlarını değiştirmeye davet ederek, bireylerin vicdanlarını ve düşüncelerini değiştirmeyi amaçlamaktadır.

- Esas itibariyle, erkeklerle kadınlar arasında daha fazla eşitlik sağlamaya yönelik çağrının yeniden yapılmasıdır; zira, kadınlara yönelik şiddetin kökleri, toplumda erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğe dayanmakta ve bir hoşgörü ve inkar kültürünün sonucu olarak sürdürülmektedir.


İSTANBUL SÖZLEŞMENİN DEVLETLERDEN TALEPLERİ

Önleme

- Kadınlara yönelik şiddetin kabullenilmesine neden olan tutumların, toplumsal cinsiyet rollerinin ve klişelerin değiştirilmesi;
- Mağdurlar üzerinde çalışan profesyonel kadroların eğitilmesi;
- Farklı şiddet türleri ve bunların travma yaratıcı özellikleri hakkında farkındalık yaratılması;
- Eğitimin her kademesinde, eşitliği ele alan konuların ders müfredatına dahil edilmesi;
- Halka ulaşabilmek için STK’larla, medyayla ve özel sektörle işbirliği yapılması.

Koruma
-Tüm tedbirler içinde, mağdurların ihtiyaçlarına ve güven içinde olmalarına en büyük önemin verilmesinin sağlanması;
- Mağdurlara ve çocuklarına psikolojik ve hukuki danışmanlığın yanı sıra tıbbi yardım da sağlayan özelleşmiş destek hizmetlerinin düzenlenmesi;
- Yeterli sayıda sığınma evinin tahsis edilmesi ve günün her saati kullanılabilecek ücretsiz telefon yardım hatları sağlanması.

Yargılama
- Kadınlara yönelik şiddetin suç sayılmasının ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması;
- Gelenek, töre, din, yada “namus” gerekçelerinin, herhangi bir şiddet eyleminin bahanesi olarak kabul edilmemesinin sağlanması;
- Soruşturma ve yargılama sürecinde mağdurların özel koruma tedbirlerinden yararlanmalarının sağlanması;
- Kolluk kuvvetlerinin yardım isteyenlere anında yardıma gidebilmelerinin ve tehlikeli durumlara yetkinlikle müdahale etmelerinin sağlanması.

Bütüncül politikalar
- Yukarιda belirtilen tüm tedbirlerin kapsamlı ve koordineli politikaların bir parçası olmasının sağlanması ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasının temin edilmesi.


SÖZLEŞME KAPSAMINA GİREN SUÇLAR

Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kιlmaktadιr.

- ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- taciz amaçlı takip;
- tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- cinsel taciz;
- zorla evlendirme;
- kadınların sünnet edilmesi;
- kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.



 
Son düzenleyen: Moderatör:
Buna kaldırılsın diyene ne denir bilmiyorum.
Zaten kaldırılsın diyenlere bir bakarsanıznneye hizmet ettiklerini anlarsınız.


Ülkenin bir çok yerinde, dün eylem yapıldı, medya'ya yansıdı mı bilmiyorum ama izmir'de İstanbul Sözleşmesi haktır kaldırılmasın diye eylem yapıldı, ve maalesef kadınlar, kadın polisler tarafından darp edildi.
 
Merhaba Arkadaşlar;

Son zamanlarda, kanal istanbul, covid-19, ekonomi, ayasofya tartışmaları derken, Kadın haklarının koruma kanunu kaldırılması ile ilgili gündeme gelen haberleri yakından takip etmeye çalışıyorum.

Öncelikle İstanbul Sözleşmesi nedir?ondan bahsediyim.

Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir.
Adının istanbul sözleşmesi olamasının yegane sebebi Avrupa konseyi tarafından hazırlanan sözleşmenin ilk imzalayan ülke Türkiye olması ve sözleşmenin istanbul'da imzalanmasıdır.


- Avrupa Konseyi’nin, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin bu yeni sözleşmesi, ciddi bir insan hakları ihlali oluşturan bu sorunu en kapsamlı şekilde ele alan bir uluslararası sözleşmedir.

- Bu tür şiddete taviz vermeden, kanunlar çerçevesinde hızlı bir şekilde aksiyon alınması gösterilmesi hedeflemektedir ve Avrupa ile onun sınırlarını da aşan geniş bir alanda daha güvenli yaşanabilmesini sağlama yolunda önemli bir adımdır.

- Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, bu sözleşmenin temel taşlarını oluşturmaktadır.

- Ayrıca, toplumun her ferdini, özellikle de erkekleri ve erkek çocuklarını, tutumlarını değiştirmeye davet ederek, bireylerin vicdanlarını ve düşüncelerini değiştirmeyi amaçlamaktadır.

- Esas itibariyle, erkeklerle kadınlar arasında daha fazla eşitlik sağlamaya yönelik çağrının yeniden yapılmasıdır; zira, kadınlara yönelik şiddetin kökleri, toplumda erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğe dayanmakta ve bir hoşgörü ve inkar kültürünün sonucu olarak sürdürülmektedir.


İSTANBUL SÖZLEŞMENİN DEVLETLERDEN TALEPLERİ

Önleme

- Kadınlara yönelik şiddetin kabullenilmesine neden olan tutumların, toplumsal cinsiyet rollerinin ve klişelerin değiştirilmesi;
- Mağdurlar üzerinde çalışan profesyonel kadroların eğitilmesi;
- Farklı şiddet türleri ve bunların travma yaratıcı özellikleri hakkında farkındalık yaratılması;
- Eğitimin her kademesinde, eşitliği ele alan konuların ders müfredatına dahil edilmesi;
- Halka ulaşabilmek için STK’larla, medyayla ve özel sektörle işbirliği yapılması.

Koruma
-Tüm tedbirler içinde, mağdurların ihtiyaçlarına ve güven içinde olmalarına en büyük önemin verilmesinin sağlanması;
- Mağdurlara ve çocuklarına psikolojik ve hukuki danışmanlığın yanı sıra tıbbi yardım da sağlayan özelleşmiş destek hizmetlerinin düzenlenmesi;
- Yeterli sayıda sığınma evinin tahsis edilmesi ve günün her saati kullanılabilecek ücretsiz telefon yardım hatları sağlanması.

Yargılama
- Kadınlara yönelik şiddetin suç sayılmasının ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması;
- Gelenek, töre, din, yada “namus” gerekçelerinin, herhangi bir şiddet eyleminin bahanesi olarak kabul edilmemesinin sağlanması;
- Soruşturma ve yargılama sürecinde mağdurların özel koruma tedbirlerinden yararlanmalarının sağlanması;
- Kolluk kuvvetlerinin yardım isteyenlere anında yardıma gidebilmelerinin ve tehlikeli durumlara yetkinlikle müdahale etmelerinin sağlanması.

Bütüncül politikalar
- Yukarιda belirtilen tüm tedbirlerin kapsamlı ve koordineli politikaların bir parçası olmasının sağlanması ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasının temin edilmesi.


SÖZLEŞME KAPSAMINA GİREN SUÇLAR

Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kιlmaktadιr:

- ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- taciz amaçlı takip;
- tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- cinsel taciz;
- zorla evlendirme;
- kadınların sünnet edilmesi;
- kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.

Burada açıkça verilmek istenen mesaj, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel hayatta saklı kalacak konular olmadığıdır. Aksine, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı yada ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratıcı etkisini vurgulamak üzere bu kişinin cezası daha da ağırlaştırılabilir.

Sözleşme içerik olarak çok güzel ama o tarihten bu yana uygulama adına ne yapıldı, hiç... ceza var mı, yetersiz... kadınlar kendileri bunu benimsiyor mu, hayır... o yüzden varlığı yokluğu benim için çok bir şey ifade etmiyor, edemiyor maalesef
 
Tabi ki kaldırılmasın
Ama UYGULANSIN !!!

Kadınlar Kadın oldukları için iş hayatında , sosyal hayatta , aile hayatında ve hayatın pek çok alanında ÖTEKİ muamelesi görmesin.

Mesela siyah beyaz foto paylaşıp İstanbul sözleşmesi yaşatır diye GÜÇLÜ kadınlarımız mağdur olan , ezilen kadınlara işyerlerinde cafelerinde iş imkanı saplasın.

Kuru kuruya İstanbul sözleşmesi yaşatır denmesin artık gerçekten bu hak ihlallerine karşılık bir adım atılsın.
 
Tabi ki kaldırılmasın!! Haklarımız korunsun yeter artık!


Hak Talep edilmez. Hak alınır.

Sadece haziran ayında 30 günde 21 kadının cinayete kurban gittiğini, öldüren şahısların bir çoğunun sokakta ellerini kollarını sağlayarak dolaştığını, yada hapise atılıp, dört gözle ilk duruşmayı beklediği, bu süre zarfında hangi renk kravat takacağını düşündüğünü, 1 adet kravatla iyi hal göstergesi olarak serbest kalacağını düşünmek istemiyorum ama oluyor maalesef
 
Çok şey ifade etmiyor benim için. kaç yıl yürürlükte kalmış, bir şey değişmemiş olsa ne olur olmasa ne olur...

Kadınlarımız (Bizler) var olan kafayı değiştirmedikten sonra bir şey değişmez...

Çocuğuna şiddet gösteren bir babayı engellemeyen bir anne olduktan sonra....

Çocuğu ölse, bana birşey yapar diye korktum diyen anne olduktan sonra....

Oğlunu aman kiri naparsan yap diyen anne olduktan sonra....

Erkek adam pısırık olmaz diyen anne olduktan sonra...

Seviyor aslında, sadece çok sinirli diyen kadın olduktan sonra....

Ama onun huyu bu diyen kadın olduktan sonra...

Kendi çocuğuna şiddet gösteren (psikolojik şiddet gösteren de dahil) anne olduktan sonra....

gibi gibi gibiiiiii.....

Kendimizi değiştirmedikte şiddet olayları değişmeyecek. Üzgünüm....
 
Kadını bir mal gibi gören zihniyetler oldukça sözleşme dursa ne olacak.
Döven söven hakaret eden yaratık bile diyemeceğim erkek bozuntuları var oldukça bu sistem değişmez.
Cezalar caydırıcı olmalı,kadını öldürüp takım elbise giyip hakim karşısına çıkıyorsa iyi hal indirimi alabiliyorsa bu erkeklerin canı cehennme olsun.
Bir kesim ısrarla sözleşmenin kaldırılmasını istiyorlar.
Uğraşın durun bakalım bunu başaramayacaksınız.
 
Çok şey ifade etmiyor benim için. kaç yıl yürürlükte kalmış, bir şey değişmemiş olsa ne olur olmasa ne olur...

Kadınlarımız (Bizler) var olan kafayı değiştirmedikten sonra bir şey değişmez...

Çocuğuna şiddet gösteren bir babayı engellemeyen bir anne olduktan sonra....

Çocuğu ölse, bana birşey yapar diye korktum diyen anne olduktan sonra....

Oğlunu aman kiri naparsan yap diyen anne olduktan sonra....

Erkek adam pısırık olmaz diyen anne olduktan sonra...

Seviyor aslında, sadece çok sinirli diyen kadın olduktan sonra....

Ama onun huyu bu diyen kadın olduktan sonra...

Kendi çocuğuna şiddet gösteren (psikolojik şiddet gösteren de dahil) anne olduktan sonra....

gibi gibi gibiiiiii.....

Kendimizi değiştirmedikte şiddet olayları değişmeyecek. Üzgünüm....



Bana göre bunun adı teslim olmuşluk,

Ne demek Teslim olmuşluk

Bir kadın
kendi ekonomik düzenini kurmadıktan sonra,
sabahları müge anlıyı izleyip kadınlara yapılan şiddete lanet okuyup, akşamında evlendirme programı izlerken, çocuk güzel neden evlenmiyorsun, bu kadına da bir şey beğendiremiyoruz diyen, bir kadını düşünerek mi yazdın?

Evet gerçekleri yazdın

yukarıda yazdığım gibiysek kadın toplumundan fazla beklentimiz olmaması lazım
 
Kadını bir mal gibi gören zihniyetler oldukça sözleşme dursa ne olacak.
Döven söven hakaret eden yaratık bile diyemeceğim erkek bozuntuları var oldukça bu sistem değişmez.
Cezalar caydırıcı olmalı,kadını öldürüp takım elbise giyip hakim karşısına çıkıyorsa iyi hal indirimi alabiliyorsa bu erkeklerin canı cehennme olsun.
Bir kesim ısrarla sözleşmenin kaldırılmasını istiyorlar.
Uğraşın durun bakalım bunu başaramayacaksınız.
Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih 2011 ve aynı hükümet vardı...
 
Bana göre bunun adı teslim olmuşluk,

Ne demek Teslim olmuşluk

Bir kadın
kendi ekonomik düzenini kurmadıktan sonra,
sabahları müge anlıyı izleyip kadınlara yapılan şiddete lanet okuyup, akşamında evlendirme programı izlerken, çocuk güzel neden evlenmiyorsun, bu kadına da bir şey beğendiremiyoruz diyen, bir kadını düşünerek mi yazdın?

Evet gerçekleri yazdın

yukarıda yazdığım gibiysek kadın toplumundan fazla beklentimiz olmaması lazım

Yanlış düşünüyorsunuz. Karı koca bir çift tanıyordum zamanın birinde. İkiside endüstri mühendisi, biri firmada biri ünvde hoca... Kadını sık sık döverdi... Kemerle vs...

Okumakla insan olunmadığı gibi... Ekonomik sorunu olmayan kadınlarında bu tip adamlara katlanabiliyorlar...
 
daha dün eski karısını çocuğunun gözü önünde bıçaklayan adam serbest bırakıldı.
kadın isyan etti illa ölmemi bekliyorsunuz diye.
yine yazıyorum ha var ha yok.
istanbul sözleşmesinin sosyal medya kadar müge anlı kadar hükmü yok bu ülkede.
 
X