Bir görümcem var. Varlıklı, eşinin kendi şirketi var, Istanbul'da müstakil evde falan oturuyor, görseniz herkesin imreneceği mükemmel bir hayatı var.
Ama anlayamadığım bir şekilde tüm derdi bizi huzursuz etmek. Sürekli birileri mutsuz olsun diye ekstra çaba sarf ediyor gibi. 2-3 ay sakinliyor, sonra herhalde evde otururken "yha ben insanlara biraz sıkıntı vereyim" diyip bir anda ortaya bir laf atıyor, bir şey yapıyor herkesin tadını kaçırıyor. bir süredir tamamiyle görüşmüyoruz. kayınvalidem ise sürekli ağlama krizlerinde. vay efendim kardeşler böyle olur muymuş falan. benim de içim şişti artık, tek tek anlatmak istiyorum şimdiye dek yaptıkları neler. eksiği var ama fazlası yok.
- kayınvalidem ziyarete geldiğinde onu çalışmamasına rağmen küçükçekmece'den bize getirmek yerine, 80 km yol yapıp "iş çıkışı" gelin alın demesi.
- bizimle görüşmüyorsunuz diyip diyip, dışarıda buluşmak için çağırdığımızda "ben pazarları evden çıkmam" lafından 2-3 saat sonra dışarıda story atması.
- ondan kat be kat uzun ve kilolu olmama rağmen bana hediye xs sweatshirt alması ve verirken "ayyyy ne bileyim ben böyle giyiyorum ya kafam karışmış sen irisin sana olmaz" demesi.
- daha yeni evliyken çocuğu bizim eve gelip bardaklarımı, fincanlarımı kırıp dökerken asla uyarmaması.
- gelin evime aramızda 80 km olmasına rağmen çocuğunun kullanmadığı eşyaları (mama sandalyesi, puset vb) getirip bırakması ve asla gelip almaması. hatta sormaması bile bizim çocuk büyüyünce bunları illallah edip atmamız.
- paraya sıkışıp, kayınpederden destek talep ettiğimizde koşa koşa kv ve kp'nin istanbulda kaldığı evi kendi üstüne yaptırması.
- kayınvalideyi gel özledim diye istanbul'a çağırıp ertesi gün arkadaşları uludağ'a çağırdı diye kadını bize bırakıp tatile gitmesi.
- iki üç ayda bir sürekli 23456 paragraf sitemkar mesajlar atması, sürekli ilgi ve alaka beklemesi.
- kendi evi kat kat müsait olmasına rağmen evine çağırmaması ama sürekli bizim küçük dairemize gelip kalmak istemesi.
- ne zaman uçağı sabiha'ya inse, direkt eve gitmek yerine bizi kamyoncu oteli gibi gecelemek için kullanması.
- herhangi bir görüşme ya da misafirlik isteğinin her zaman ani olması ve bu yüzden eğer onun isteklerine cevap veremiyorsak trip atması. (1 saate sizin ordayım, sizin mahalledeyim görüşelim gibi...)
- arkadaşıyla görüşme ayarlaması, çocuğunu durduk yere bize bırakmak istemesi. evde olmadığımızı ve önceden haber vermesi gerektiğini söylediğimizde "sizden bir şey isteyende kabahat" demesi.
- çocuğuna asla hayır veya yapma dememesi, biz dediğimizde çocuğun önünde bizi azarlaması.
- doğum günümü asla kutlamaması, sonra gidip kv'ye bu kız benim doğum günümü kutlamıyor demesi.
- evlilik yıl dönümümüzde çocuğunu bize bırakma planı yapmaya çalışması.
-biz arkadaşta misafirlikteyken bir anda arayıp, "size kalmaya geldik" demesi ve bizim salak gibi bunlar kapıda kalmasın diye böyle bir emrivakiye rağmen kalkıp eve dönmemiz.
- benim yoğun çalışma tempoma bakıp "sen de köpek gibi çalışıyorsun yazıııık" demesi. buna kırılacağımı asla düşünmemesi.
- her yapacağımız tatile dahil olmaya çalışması ve bunu bize asla sormaması. (misal: aaa şuraya mı gidiyorsunuz ben de bilet bakayım demesi)
- evime gelip yemeklerimi assssssssssla yememesi, bir anda mutfağa dalıp kendine bir şeyler hazırlaması. sebebini sorduğumda "dışarıda" yemek yiyemediğini söylemesi ????
- ses yalıtımı iyi olmayan bir apartmanda yaşamamıza rağmen sabah 7'de falan zıplamalı spor yapması (eve gene bizde kalırken???) uyardığımızda "yha ben müstakile alışığım yhaa" demesi.
- bizi zerre sevmediğini sonuna kadar hissetmesine rağmen sürekli bizde kalmaya çalışması.
- en ufak bir sevincini paylaştığında hem en kötü yerden bakması. (yeni işe girdim; "aaa çok yalnız kalcaksın", yeni araba aldım, "ay kötü o araba ya" gibi.)
- oğluna aldığımız oyuncağa teşekkür etmek yerine "ay bunun büyüğü var bizde" demesi.
şimdi allah için soruyorum tüm bunlardan sonra, biz bu kadınla görüşmek istemiyor diyince biz mi sorunlu, geçimsiz olduk. sürekli bir adım atmamız için bizi bekliyor kv. zaten kendisi de çok düşünceli, çok ince bir insan değil. onunla da bin tane problemimiz var. ama ben artık "oğullarıyla evlenip, ailenin arasını açan gelin" imajından çok sıkıldım. eşim de birebir benimle aynı düşünüyor. ama sonuçta ablası. yarın onlar salak salak barışır sonra gene kötü ben olurum. siz olsanız, kocanızın hatırına tüm bunlara susar mıydınız? yoksa susulacak şeyler değiller mi? aslında sadece içimi döküp sizle paylaşmak istedim yani bir akıl, bir yol beklediğimden ya da bir şey yapabileceğinizden değil.
mutsuzum genel olarak...
hepinize sarılmak istiyorum...