Dışarıdan bakışa ihtiyacım var, evliliğim hakkında

Bir bayan nasıl bu kadar istekli olabilir ilginç. Ve isteğini bastıran erkek de yok bu daha ilginç
Neden olmasın? Bir sürü konuda okuyoruz evlenince libidosu yerlerde gezen erkekleri.

Kadınlar isteksizdir öyle çok cinsel istekleri olmaz görüşü tamamen ataerkil bir toplumda yaşamamızdan kaynaklanıyor.

Libido konusu cinsiyete değil, biyolojik özelliklere bağlıdır, kimisinin yüksektir kimisinin düşüktür kadını erkeği diye bir ayrımı yoktur.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Kendin edip kendin buluyosun.
Evlenmedende böyleymiş.
Sürekli onu affetmek için bahane buluyosun kendi içinde.
Adam istemiyor belli. Yani tek taraflı nereye kadar çekeceksin. Zorla olunca böyle tatsız oluyor.
Ya boşanacaksın ya katlanacaksın.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Eşiniz sizinle değil ailesi ile evli , bu adamdan sakın çocuk yapmayın, bu evlilikten pek umudum yok ...
 
Kendinizi ifade ediş şeklinizi çok sevdim. Evliliklerde bazı toparlanmalar sürdürülebilir olmayabiliyor. Kişi krizi atlatınca eski hale dönüyor. Çünkü hayata bakış açınızın farklılığı o kişinin mevcut durumda kriz yoksa memnuniyeti ile sonuçlanıyor. 4 sene değil de 14 sene bu duruma katlanabileceğinizi düşünün.
 
ya ben zaten cok genc yasta birikim yapan insanlarin hep sikici insanlar olduklarini dususnmusumdur, gercekten de okuyunca oyleymis dedim.

Gencliginizi harciyorsunuz. Aileyle tatile gorumcelriniz gibi cocukluyken gidilir, yeni evli ciftin ne isi var, direk cocuksuz otele gitmek lazim.

Tabi ki tasarruf onemli, ama en azindan 2-3 aysa bir bazi onemli sehirdeki restoran olur, bir etkinlik alani olur ugramak icap eder.
Yoksa eksik olur insan.

Bilemedim,
Konusmakla cozulmez,
Siz kendiniz kendinize plan yapin, zamanla o da size katilir belki hosuna gider, o da plan yapmaya baslar.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
En mantıklısı boşanmak, ilerde çocuğun olduğunda da ay annem baksın ay memlekete gidelim oraları görsün der. Böyle erkekleri anlamıyorum neden evlenirsin kendin böyle yaşamayı seviyosan böyle birisini bulmalısın o zaman. Kesinn sen bakımlı alımlısındır, bi yandanda boşan demek kolay geliyo ama al karşına konuş isteklerini söyle öneceliğinin sen olması gerekiyor çünkü artık sen onun ailesinin umarım hakkında hayırlısı olur 😢
 
Konunun sonunda ne oldu bilmiyorum. Sizin 40 dk bikini alisverisinizden sonraki kavgaya kadar okudum. Beni bogdunuz. Hem esimle gezeyim tatil diyorsunuz, hem de ciktiginizda 1 saat bikini alisverisine cikip esinizi birakiyorsunuz. Bikini almanin zamani mi sizce tatilde gezerken? Sizin ne istediginizi de anlamadim. Esiniz boyle bir adammis onceden de. Ailesine duskunmus. Ailesi de iyi insanlar diyorsunuz. Ne guzel iste. Surekli basbasa gezmek zorunda degilsiniz. Esiniz sizin tekliflerinize hayir demiyormus, siz ayarlayin o zaman. Sizin gibi insanlar bana cok yorucu geliyor. Yanlis anlamayin lutfen. Cok dolmussunuz belli ki ama anlattiklarinizda ben o kadar dolacak bir sey bulamadim.
 
eşlerin biraz da olsa birbirine uyum sağlaması gerekmiyor mu? Herkes ben böyleyim deyip kenara çekilirse anlaşma uyum nasıl olacak? Kökten değişimden bahsetmiyorum.
tabii ki uyum sağlaması gerekiyor ama belli önemli noktalarda anlaşamayan, hayata aynı yerden bakmayan insanların sürekli birbirinden değişmesini beklemesini sağlıklı gelmiyor bana. tatil önemli mi diyeceksiniz ama bu sadece tatil değil, hayata bakışla ilgili. hayata bakışı aynı olmayan insanların orta yolu bulma çabası genellikle uzlaşmayla değil, bir tarafın isteğinin görmezden gelinmesiyle sonuçlanıyor. kimse memnun olmuyor. tatil konusunda mesela, orta yolu bulmak tatil yerini seçmektir, otel mi kamp mı karar vermektir; görümcelerle villaya zorunda kalmak değil.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Ben sizi de çok anlayamadım, vizyonlu kültürlü güçlü bir kadına benziyorsunuz yeni yerler görmekten, hayatı gönlünce yaşamaktan bahsediyorsunuz maddi durumunuz da müsait ama bi yandan da üst baş almadan, eve yardımcı tutmadan, son damlanıza kadar tüm enerjinizi işinize ve evinize verip sessizliğe, huzura, eşinizle kafa dinlemeye çok ihtiyacınız olduğu zamanda tatile başbaşa çıkmayıp, farklı ve tatmin edici bir rota belirlemeyip, çocuklu görümcelerinizin tuttuğu villaya gitmenize hiç anlam veremedim.
 
Sizin ortak bir yönünüz yok. Zaten sevgililik dönemi de sorunluymuş. Bu adamla evli olduğunuz sürece bu şekilde evliliğiniz geçer. Kabul edebileceksiniz devam edin derim. Fazlasını beklemeyin çünkü evlilik birliği içerisinde erkekler daha beter oluyor.
Ben onunla vakit geçirmeyi, her şeyi ona anlatmayı, arkadaşlarımla hatta ailemle vakit geçirmektense onunla olmayı tercih eden biriyim. Onun bu hissiyatının olmaması zoruma gidiyor. İnanın tek beklentim buydu. Evet sevgililikte de aynı şeyleri yapmıştı. Aynı konuyu tekrar tekrar yaşamak bana ağır geldi. Haklısınız malesef.
Cinsel hayatınız nasıl? Libidosu düşük gibi geldi bana.
Bir sıkıntımız yok aslında bu yönden. Yani benim yok en azından.
Evlilik demek yeni bir hayat kurmak, o insanla aile olabilmek demek. Baştan beri yeni bir aile kurmaya değil var olan aileye sizi dahil etmeye çalışmış eşiniz. Var olan alışkanlıklarını devam ettirmek istemiş. Ailesi bunu ondan beklemediği halde hem de. Belki bir uzmana gidebilirsiniz. Aileden kopma, aileden bağımsız vakit geçirme ve sizinle vakit geçirmeyi öğrenmeye ihtiyacı var gibi hissettim. Bu da belki de tek başına sizin uğraşıp çözebileceğiniz bir şey olmayabilir. Bazı davranışlarımızı kendi içimizde o kadar normalleştiriyoruz ki çünkü. Bir sorun olduğunu ya da başka birini rahatsız ettiğimizi fark edemeyebiliyoruz. Bir uzmanla görüşmek eşinizin belki kendisini ve sizi anlaması da sağlayabilir.

Ayrıca bu konuda bana kalırsa artık "ailesiyle vakit geçirsin" mantığıyla da hareket etmeyin. Eşiniz zaten ailesinden çok fazla kopamıyor, siz de buna destek olmayın. Aileleriniz modern insanlarsa gerekirse onlara da açıklayın rahatsız olduğunuz bu davranışı. Onların da desteği size iyi gelebilir.

Yıllarca yaşadığınız sorunlarla tek başınıza uğraşmışsınız gibi hissettim. Kendi içinizde çözmüşsünüz, anlayışlı olmuşsunuz. Belki de kendi isteklerinizi geri plana atmışsınız. O nedenle bu kadar yorgun hissediyorsunuz şu an. Tatil mi yapmak istiyorsunuz, plan yapın eşinizin de size dahil olmasını bekleyin. Ancak tek başınıza mücadele etmeyin. Rahatsız olduğunuz bir şeyler varsa bu sizi ve evliliğinizi etkiliyorsa eşinizle birlikte çözmelisiniz. Ve bir tarafın lehine çözülmemeli yaşadığınız sorunlar. Ikiniz de mutlu olmalısınız.
Haklısınız. Ben çok defa söyledim, sevgiliyken birlikte zaman geçirmeme sebepli çok tartıştık. Bana sunduğu bahanelere kandım. Evlenince bana gezip tozacağımızı tatillere gideceğimizi söyledi. Ancak ben tüm izinlerimde memlekete götürüldüm. Memlekette bile bana bir başbaşa çıkalım demedi. Böyle bir kültürü yok adamın. Ve böyle bir arzusu olmaması kanıma dokunuyor aslında. Yani ben tatilde kocama akşam yemeğe gidelim, elele tutuşup sahilde yürüyelim demek zorunda kalmak istemezdim. Neden akıl edemiyor neden böyle bir isteği yok buna çıldırıyorum.
Talepkar olmamakla övünmeyin.
Sorunun temeli aslında o.

Talep edin, talebiniz yerine gelene kadar surat asın, gerekirse kavga edin. Gerekirse kendiniz halledin ama isteklerinizi ertelemeyin. Çocukça gelse de alıştırana kadar böyle.

Yeni borca vs girmeyin, adam oradan yürüyemesin, tüm paranızı ev eşyasına-giyime harcayın ve tatil için Ocak ayından başlayın Nisan gibi rezervasyon işini halletmiş olun.

Ayak uydurmayı öğrenecek.
Ben aslında isteklerimi net söyledim, tatil, gezme tozma, farklı yerler görme, başbaşa vakit geçirme ihtiyacımı çok söyledim. Eşim bunları yapmadığı için surat astığım kavga çıkardığım çok oldu. Tatilde de böyle bir çıkalım, başbaşa kalalım arzusu olmayınca onda, her şeyi sorun ettim ve çok kavga çıkardım. O da ben suratsız olduğum için benimle zaman geçirmediğini söyledi:) e sen normal zamanda da benimle plan yapmıyosun ki… yapmadığın için ben sinirleniyorum dedim ona. İnanın işim çok yoğun, yıllık izinlerde de enerji toplayamazsam ben nasıl deşarj olacağım.. hiç mi düşünmüyor beni.
Açıkça şunu şöyle yapmak istiyorum, şuraya gitmek istiyorum, şu günümü şöyle geçirmek istiyorum şeklinde emir kipiyle isteklerini dile getireceksin. İstemezse kavga edip tamam sen istemiyorsan ben kendime bir kavalye bulurum sorun değil diyeceksin, arasıra kapıyı çarpıp tek başına akşama kadar gününü dışarda geçireceksin. Çocuğun da yok madem hayır demeyi öğren bir an önce. Çok pasif kalmışsın.
Neden kendisi istemiyor bunu:KK43: bir yemeğe çıkmak çok mu zordu. Kıymeti kalmıyor ki benim itip kakmamla bazı şeylerin.
İnanın okurken gerildim. Bizim okumaya tahammül edemediğimiz şeyleri yaşamak zorunda kalmanız üzücü.
Lütfen bu duruma son verin. Siz bir bireysiniz. Evlilik sadece tek bir kişinin dilek ve istekleri üzerine kurulacak bir kurum değil.
Haklısınız.
Sizde de cimrilik gördüm ben yazdıklarınızda. Paranıza kıyamıyorsunuz.
Aslında güzel olan ve beni mutlu edecek her konuda parama kıyarım, keşke eşimden bana benimle zaman geçirmeye yönelik bir istek hissetsem valla kredi bile çeker bütçe yaratırım.
Evlenmeden önce de durumun farkındaymışsınız ama kendi tabirinizle iyi huylarına tutunmuşsunuz. Bu nedenle eşinizin değişmesini beklemeniz haksızlık diye düşünüyorum. Aynı şekilde, o da sizin değişmenizi isteyemez. En fazla birkaç ay suyunuza gider. Ama adamın yapısı buysa ne yapılabilir ki?
Ben de bundan korkuyorum. Tekrar aynı şeyi yaşamaya katlanamayabilirim, evliliğim devam etsin isterim. Eşimi seviyorum. Ama hayatı da seviyorum…
Anlattiginiz kadariyla esiniz x2 maas icin evlenmis gorunuyor. Uzgunum.
Belki de…
Bir gün geldiğinde, paranın aslında her şeyi satın alamadığını göreceksin!
Evet eşimle bir sahil yürüyüşünü, bir akşam sohbetini satın alamıyor… haklısınız. Malesef ki.
 
Neden kendisi istemiyor bunu:KK43: bir yemeğe çıkmak çok mu zordu. Kıymeti kalmıyor ki benim itip kakmamla bazı şeylerin.
Bilmiyor çünkü. “Konuşmayacaksak, gezmeyeceksek, benimle vakit geçirmekten keyif almıyorsan bitsin bu iş sana ihtiyacım yok zaten kazancım var.” Gerekli cümleler bunlar. Öğrenince alışınca planı kendisi yapar zaten. Çok kız arkadaşı, ortam görmüşlüğü olmuş mu? Sanmıyorum…
 
Kendin edip kendin buluyosun.
Evlenmedende böyleymiş.
Sürekli onu affetmek için bahane buluyosun kendi içinde.
Adam istemiyor belli. Yani tek taraflı nereye kadar çekeceksin. Zorla olunca böyle tatsız oluyor.
Ya boşanacaksın ya katlanacaksın.
Benim ekstrem taleplerim yok ki.. düşünmesini isterdim. Beni, mutluluğumuzu. Kocamı seviyorum evliliğim sonsuza kadar sürsün isterdim ama mutlu hissedemiyorum. Manevi tatmin alamıyorum.
Eşiniz sizinle değil ailesi ile evli , bu adamdan sakın çocuk yapmayın, bu evlilikten pek umudum yok ...
:KK43: malesef önem sıralamasında ailesinin çok çok altındayım. Bu kıyastan hoşlanmam. Benim de ailem önemli. Ama eşim de biricik.. keşke ben de değerli hissedebilseydim.
Kendinizi ifade ediş şeklinizi çok sevdim. Evliliklerde bazı toparlanmalar sürdürülebilir olmayabiliyor. Kişi krizi atlatınca eski hale dönüyor. Çünkü hayata bakış açınızın farklılığı o kişinin mevcut durumda kriz yoksa memnuniyeti ile sonuçlanıyor. 4 sene değil de 14 sene bu duruma katlanabileceğinizi düşünün.
Teşekkür ederim. Şimdi benim korkum da şu, bir kriz yaşadığımız için bir müddet dikkat edecek eşim. Ama bir sene sonra aynı yerden tekrar vurulucam:) ne kadar katlanırım o zaman bilemiyorum
ya ben zaten cok genc yasta birikim yapan insanlarin hep sikici insanlar olduklarini dususnmusumdur, gercekten de okuyunca oyleymis dedim.

Gencliginizi harciyorsunuz. Aileyle tatile gorumcelriniz gibi cocukluyken gidilir, yeni evli ciftin ne isi var, direk cocuksuz otele gitmek lazim.

Tabi ki tasarruf onemli, ama en azindan 2-3 aysa bir bazi onemli sehirdeki restoran olur, bir etkinlik alani olur ugramak icap eder.
Yoksa eksik olur insan.

Bilemedim,
Konusmakla cozulmez,
Siz kendiniz kendinize plan yapin, zamanla o da size katilir belki hosuna gider, o da plan yapmaya baslar.
Ben aslında cimrilikten parasızlıktan vs değil, işim gerçekten yoğun olduğu için, inanın gezmeye mecalim kalmadığı için normal zamanlarda bir aktivite yapamadım. Eşimden de bu yönde bir talep gelmedi. Tasarruf amaçlı değil esasen zamansızlık ve benim artık eşimi bu yönde itmeye takatim kalmaması sebep.
En mantıklısı boşanmak, ilerde çocuğun olduğunda da ay annem baksın ay memlekete gidelim oraları görsün der. Böyle erkekleri anlamıyorum neden evlenirsin kendin böyle yaşamayı seviyosan böyle birisini bulmalısın o zaman. Kesinn sen bakımlı alımlısındır, bi yandanda boşan demek kolay geliyo ama al karşına konuş isteklerini söyle öneceliğinin sen olması gerekiyor çünkü artık sen onun ailesinin umarım hakkında hayırlısı olur 😢
Eşimin duygusal zekasını arttır yarabbim
Konunun sonunda ne oldu bilmiyorum. Sizin 40 dk bikini alisverisinizden sonraki kavgaya kadar okudum. Beni bogdunuz. Hem esimle gezeyim tatil diyorsunuz, hem de ciktiginizda 1 saat bikini alisverisine cikip esinizi birakiyorsunuz. Bikini almanin zamani mi sizce tatilde gezerken? Sizin ne istediginizi de anlamadim. Esiniz boyle bir adammis onceden de. Ailesine duskunmus. Ailesi de iyi insanlar diyorsunuz. Ne guzel iste. Surekli basbasa gezmek zorunda degilsiniz. Esiniz sizin tekliflerinize hayir demiyormus, siz ayarlayin o zaman. Sizin gibi insanlar bana cok yorucu geliyor. Yanlis anlamayin lutfen. Cok dolmussunuz belli ki ama anlattiklarinizda ben o kadar dolacak bir sey bulamadim.
Belki de. Ben 1.5 senede bir mağazaya 3 kere fln gitmişimdir maksimum. Vitrinde bir bikini gördüm alıp çıkacaktım, depodan beden vs çıkarttık öyle uzadı. Çıkınca eşimle gece boyu takılmayı varsayıyodum.. olmadı.. ailesiyle sorunum yok evet eeviyorum. Ama eşşek gibi çalışan karınla bir akşam yemeğe çıkabilirsin, ben sürekli başbaşa takılalım beklentisinde olsam aileyle villa kiralamazdım ki zaten.
tabii ki uyum sağlaması gerekiyor ama belli önemli noktalarda anlaşamayan, hayata aynı yerden bakmayan insanların sürekli birbirinden değişmesini beklemesini sağlıklı gelmiyor bana. tatil önemli mi diyeceksiniz ama bu sadece tatil değil, hayata bakışla ilgili. hayata bakışı aynı olmayan insanların orta yolu bulma çabası genellikle uzlaşmayla değil, bir tarafın isteğinin görmezden gelinmesiyle sonuçlanıyor. kimse memnun olmuyor. tatil konusunda mesela, orta yolu bulmak tatil yerini seçmektir, otel mi kamp mı karar vermektir; görümcelerle villaya zorunda kalmak değil.

Ben sizi de çok anlayamadım, vizyonlu kültürlü güçlü bir kadına benziyorsunuz yeni yerler görmekten, hayatı gönlünce yaşamaktan bahsediyorsunuz maddi durumunuz da müsait ama bi yandan da üst baş almadan, eve yardımcı tutmadan, son damlanıza kadar tüm enerjinizi işinize ve evinize verip sessizliğe, huzura, eşinizle kafa dinlemeye çok ihtiyacınız olduğu zamanda tatile başbaşa çıkmayıp, farklı ve tatmin edici bir rota belirlemeyip, çocuklu görümcelerinizin tuttuğu villaya gitmenize hiç anlam veremedim.
Yani şimdi esasen şu, eşim de tatilden keyif alsın kardeşleriyle takılsın diye düşündüm. Sürekli başbaşa olalım arzum yoktu inanın bir meyhaneye gitmek kafiydi benim gazımı alırdı.. benim bu evlilikten beklentim o kadar minimum ki. Her yere direkt uçuş var aileyle tatilin yeri de ayrıdır, keşke eşim haftasonu xxx yere gideriz dese mesela. Bu ömürlük bi şey değil ki, senede bir kere olacak diye bir kaide yok. Ben o da mutlu olsun beni de mutlu eder diye düşündüm, olmadı:)
 
Bilmiyor çünkü. “Konuşmayacaksak, gezmeyeceksek, benimle vakit geçirmekten keyif almıyorsan bitsin bu iş sana ihtiyacım yok zaten kazancım var.” Gerekli cümleler bunlar. Öğrenince alışınca planı kendisi yapar zaten. Çok kız arkadaşı, ortam görmüşlüğü olmuş mu? Sanmıyorum…
Ya inanın dedim bunu. Ailem arkamda çoluğum çocuğun yok işim gücüm var, sence daha ne kadar dayanabilirim böyle.. tatile gezmeye arkadaşlarımla gitmeye imkanım var, ama sosyal ihtiyaçlarımı tümüyle dışarıda giderirsem sen neden varsın diye sorgulamaz mıyım. Lütfen mutluluğu dışarıda aratma bana… ne kadar acı değil mi
 
Amma mıymıntı adam 60 yaşında emekli dede gibi .. ben sizi gayet uyumsuz gördüm. Bu arada ben de deniz ve tatil sevdalısıyim, yazlık evim de var, her yaz deniz kenarına akarım yanımda gelmeyecek adamla işim olmaz.
Ay inanır mısınız tanıştığımızda bir gün at biner bir gün dalış yapardık. Şimdi sahilde dondurmaya heves eder oldum:KK43:
Benim bütün bu anlattıklarınızdan net gördüğüm şu:
Siz hayattan zevk alan ve yaşamayı seven birisiniz, kocanız ise salmış ve hayatla sürüklenen biri.

Sadece tatilde değil, evinizdeki normal hayatınızda da bir heyecan kalmamış gibi. Yani haftada bir bi yemeğe çıkmak, beraber bi konsere gidip avaz avaz şarkı söylemek, beraber eğlenmek, ortak zevkler oluşturmak, bunlar hayatın tadı. Bunları yaşamayacaksak ne kaldı ki hayatta? Dümdüz düğün-çocuk-yaşlanma-ölüm çizgisinde yaşayacaksak?

Bence kafa denginiz bir adamla çok mutlu olabilirdiniz...
"Hemen boşan, allah da onu kahretsin!" tonundan konuşmuyorum tabi ama, bence "hayatım farklı olabilirdi"yi gözünüzde canlandırın. Sizi mutsuz eden hiçbir şeye mahkum değilsiniz.
Allahım lütfen düzelsin, eşimi seviyorum ama kendi hayatımı da seviyorum. Benim de arzularım var. İhtiyaçlarım var.
Eşimle başbaşa tatil yapamadiktan sonra ne anlarım o zenginliği, rahat yaşamı...bence önemli bir sorun ama asabilirsiniz. Siz rezervasyon yaptırın mesela on ödemeyi yapın her sene ucbes günde olsa bı kafa dinleyin tatil ayarlayın. Ailesine bu kadar gitmekle fazla fedakar favranmissiniz hiç gerek yok...çocuk yokken maddi durum elveriyoken gezin tozun. Eşinizin kafası değişmez ama biraz yontulabilir

Size bir şey söylemimi erkekler doğru düzgün plan yapmayı beceremez. Hele tatil planı hiç beceremez (Tabi hepsi değil hayatı çok gayette güzel yaşamasını bilen erkekte çok) Sizde demişsiniz zaten plan yapsam hayır demez diye. Daha yıllık izinlere çıkmadan planlarınızı kendiniz yapın o yıl nereye gitmek nereyi görmek istiyorsunuz yıl içinde emirkipiyle bu yıl buraya gidiyoruz otel , pansiyon fiyatlarına bakıyorum deyin baktığınız otellerin resmini gösterin. Gideceğiniz şehirdeki görmek istediğiniz yerlerin listesini yapın. Bak gittiğimizde buraları ziyaret edeceğiz falan deyin. Tatil için alışverişinizi yapın. Bir şey derse ben çalışan bir kadınım tatil benim temel ihtiyacım bir tatile bile gidemeyeceksem çalışmanın ne anlamı var koca yıl çalıştım diye bir tartışma çıkartın Hayır diyemez. Yani eşinizden beklenti içinde olmayın beklenti sizi üzmekten başka bir işe yaramaz. Siz alıştıracaksınız eşinizi tatile gezmelere tozmalara planı yapın o uymak zorunda kalsın. Zamanla alıştıkça o sizden daha fazla ister

Bilemiyorum,anlattığınız şeyler benim için problem değil,ama sizi rahatsız etmiş ki konu açmışsınız. Belki daha çok yeni evlisiniz,o sebeple de olabilir. Adam siz program yaptığınızda gelmem demiyorsa sıkıntı görmüyorum şahsen. Ama siz programı eşiniz yapsın istiyorsunuz gibi. Benim için programı kimin yaptığının önemi yok,hadi gel gidelim diyen eşimin amcası ailesiyle bile tatile çıkan bir insan olarak 😂 bence biraz rahat olun,bu kadar kendinizi kasmayın ve akışına bırakın olayları. Sürekli kafanızda bir soru işaretiyle yaşamayın,çok zor bu şekilde hayat.

Bu adamla anlaşabildiğiniz tek konu, maddi konular sanirim. Onun dışında hayat zevkleri farkli iki insan görüyorum buradan.

Dünyaya bir kere geliyoruz, ortalama insan ömrünü hesaba katarak,
boyle bir evliliği ittire ittire nereye kadar goturebileceginizi,
bu adamla ve uyuşmayan zevklerinizle, mutsuz, istediginiz gibi bir hayati yaşayamadan ve tatmin olmamış bir ömür gecirip geçiremeyeceginizi düşünün.

4 yıldır değişmeyen adamin da bu saatten sonra değişeceğini düşünmek te hayal dunyasinda yasiyor olmaktır.

Bir süre sonra insan bu durumdan sıkılıyor. Sürekli plan ve organizasyon yapmak, adamı birşeyler için iteklemek cidden insanı yoruyor. İstiyorsunuz kş eşiniz de sizin için birşeyler yapsın. Yaşayan bilir.

Doğrudur tabii herkes bir olmaz,ben farkında bile olmuyorum kim ayarlamış organizasyonu diye. Ama bir başkası bunu önemseyip bekliyor olabilir. Şahsen en az dediğiniz durum kadar yorucu gelir bana beklenti içinde olmak. Yanlış anlamayın beklentiyi olumsuz olarak görmedim. İnsanın en doğal hakkıdır yani eşinden bir şey beklemek.

Vay arkadas bu kadar böbürleneni de ilk kez goruyorum
Eşinize kolaylıklar
Eşim benimle başbaşa çay bahçesine bile gitme isteği duymuyor, neden böbürleneyim:)
Eğlence yok, keyif yok, mutluluk yok, çok farklısınız. Hayat huzursuzlukla geçiyor resmen
Çocukta yok ben ayrılırdım

sizi çok haklı buldum, ben olsam bu kadar asla sabretmezdim diye düşünüyorum. ben de partnerimle gezip tozmayacaksam ilişkinin ne anlamı var diye düşünüyorum. ama eşinize karşı tutumunuz da çok doğru gelmedi bana. çünkü adam zaten en başından beri böyle biriymiş. senelerce bu durumu bu şekilde idare edip, adam aynı şekilde davranmaya devam ederken sinirlenip kızmanız, sürekli değişmesini beklemeniz o kişiye haksızlık. eşinizin davranışlarını sinir bozucu bulsam da adam sizi kandırmamış ki. siz ona uymuşsunuz, idare etmişsiniz sonra da artık canınıza tak edince kızıyorsunuz.

çok çalıştım, birikim yaptım, fedakarlık yaptım diyorsunuz ama arabaları evleri kocanıza mı aldınız? kendinize de aldınız. o zaman ben fedakarlık yaptım diye de kızamazsınız adama. keşke arabayı üçleyene kadar tatillere gidip, dünyayı gezseymişsiniz, güzel kıyafetler alsaymışsınız belli ki sizi daha mutlu edecekmiş. şimdi hem arzularınız içinizde kalmış, hem de içinizde kalan şeyler için karşı tarafı suçluyorsunuz. eşiniz de pek sizin hayat görüşünüze uygun biri değil gibi geldi, o yüzden kendinize uygun biri haline getirmek için itikliyorsunuz sanki.

ne güzel imkanlarınız, paranız var, yaşınız da genç; hayat çok kısa. ya adamı böyle kabul edin ya da ayrılmayı düşünün bence.

Sizin temelde iletişim probleminiz var çift olarak. Her şeye tamam demiş kabul etmişsiniz sonrasında niye söyleniyorsunuz veya bunları kabul ettiğiniz için takdir bekliyorsunuz anlamadım. Eşiniz de zihninizi okuyamaz ya. Kendi hür iradenizle gitmişsiniz ablalarıyla tatile. Dahası teklif bile sizden gelmiş. Eşinizin huyunu bilmiyor musunuz, tanımıyor musunuz? Bu tatilde bir gerginlik çıkacağı, sizin memnun olmayacağınız o kadar belli ki. Bir kere sizin zevk aldığınız şeyler, tatil anlayışlarınız farklı. Hep farklıymış. Bu kadar önem verdiğiniz bir durumdu madem en başta daha evlenmeden düşünmeliydiniz. Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir derler. Siz artık eşinizin isteklerini, düşüncelerini, zevklerini bırakın bir kenara kendinizi düşünün.

Adamın içi ölmüş. Bazı insanlar öyledir 30-40 yaşında 80lik gibi yaşarlar ve tüm enerjinizi emip yok ederler. Pozitif ve enerjik biri için Çekilecek dert değil.
Teşekkür ediyorum
 
Topluca yanıt vermek istedim, alıntıları kaçırmış olabilirim. Eşimi ben gerçekten seviyorum, onunla zaman geçirmeyi de seviyorum… ailesini de seviyorum… eşim ne bilim bir ihtiyaç için gidilen avmyi ve zaruretten fast food katında yenilen hamburgeri sosyallik saymasın isterim.. ne bilim haftasonu bi yerlere gitmek, bi adalara ne bileyim bir konsere gitmek.. eve gelince benimle sohbet etmesi.. benim de duygusal ihtiyaçlarım olduğunun farkına varması.. daha önce tatil meselesinden defalarca sorun yaşamışken aynı şeyi yapmaması… benim isteklerim bunlar yani çok değil ki. Tatil nedir ya tüküreyim tatile… bu bile gözüme lüks gelir oldı öyle bir mahrum bıraktı ki beni.. derdim bu benim.
 
30 yıldır eşimle beraberiz.
Bizde de gezmeyi, görmeyi, konuşup anlatmayı seven benim.
Gençken ben de sizin gibi bozulur, küserdim.
Zamanla doğru yöntemi buldum.
Açık ve net bir iletişim sürdürmek en güzeli.
Mesela biz yarıyılda Hatay, Urfa, Antep, Adana geziye çıktık.
Eşime Urfa’ya gideceksek Göbeklitepe’yi görmeden dönmem ona göre dedim.
Sen istiyorsan gideriz tabi dedi.
Önceden adam benim burayı görmek isteyeceğimi düşünsün isterdim.

Akşamları aşağı yukarı aynı saatte işten dönüyoruz eşimle.
Yemek yedikten sonra bazı akşamlar diyorum ki:
Benim canım sıkıldı, kalk dondurma yemeye gidelim ama Mado’ya, ben oranın dondurmasını seviyorum.

Bir de naçizane derim ki;
1. Evlilikte fazla fedakarlık, cefakarlık getirir.
2. Gençken çok birikim derdine düşmeyin,
canınız isterken yiyin, yakışırken giyin, sağlıklıyken gezin.
3. Sevginin Beş Dili/Gary Chapman adlı kitabı mutlaka okuyun.😊
4. Eşinizin düşünmesini, söylemesini beklemeyin, açık ve net olarak isteklerinizi, beklentilerinizi dile getirin.
5. Siz de eşinizin isteklerini ve beklentilerini dikkate alın.

Mutluluklar dilerim.
 
Benim ekstrem taleplerim yok ki.. düşünmesini isterdim. Beni, mutluluğumuzu. Kocamı seviyorum evliliğim sonsuza kadar sürsün isterdim ama mutlu hissedemiyorum. Manevi tatmin alamıyorum.

:KK43: malesef önem sıralamasında ailesinin çok çok altındayım. Bu kıyastan hoşlanmam. Benim de ailem önemli. Ama eşim de biricik.. keşke ben de değerli hissedebilseydim.

Teşekkür ederim. Şimdi benim korkum da şu, bir kriz yaşadığımız için bir müddet dikkat edecek eşim. Ama bir sene sonra aynı yerden tekrar vurulucam:) ne kadar katlanırım o zaman bilemiyorum

Ben aslında cimrilikten parasızlıktan vs değil, işim gerçekten yoğun olduğu için, inanın gezmeye mecalim kalmadığı için normal zamanlarda bir aktivite yapamadım. Eşimden de bu yönde bir talep gelmedi. Tasarruf amaçlı değil esasen zamansızlık ve benim artık eşimi bu yönde itmeye takatim kalmaması sebep.

Eşimin duygusal zekasını arttır yarabbim

Belki de. Ben 1.5 senede bir mağazaya 3 kere fln gitmişimdir maksimum. Vitrinde bir bikini gördüm alıp çıkacaktım, depodan beden vs çıkarttık öyle uzadı. Çıkınca eşimle gece boyu takılmayı varsayıyodum.. olmadı.. ailesiyle sorunum yok evet eeviyorum. Ama eşşek gibi çalışan karınla bir akşam yemeğe çıkabilirsin, ben sürekli başbaşa takılalım beklentisinde olsam aileyle villa kiralamazdım ki zaten.



Yani şimdi esasen şu, eşim de tatilden keyif alsın kardeşleriyle takılsın diye düşündüm. Sürekli başbaşa olalım arzum yoktu inanın bir meyhaneye gitmek kafiydi benim gazımı alırdı.. benim bu evlilikten beklentim o kadar minimum ki. Her yere direkt uçuş var aileyle tatilin yeri de ayrıdır, keşke eşim haftasonu xxx yere gideriz dese mesela. Bu ömürlük bi şey değil ki, senede bir kere olacak diye bir kaide yok. Ben o da mutlu olsun beni de mutlu eder diye düşündüm, olmadı:)
Hımm anladım, klasik "huyu iyi ama odun koca" sendromu . Özellikle kadınların içinde büyüyen erkeklerde görüyorum bunu, hep birileri beni yönlendirsin ben ortama uyarım kafasında oluyorlar ve genelde de düz mantık hareket ediyorlar, planlama organizasyon yetenekleri de kıt oluyor. Güvenli belledikleri yerleri de inanılmaz severler (aile yanı, anne yanı, abla yanı ) Bu durumda ben de, siz organizasyonu yapın o size uysun şeklinde görüş belirteceğim. Bunun için ayrılmayı düşünmek veya bir ömür böyle mi geçer diye düşünüp kendinizi harap etmek yersiz. Bu mizaç meselesi. Zamanla bazı başka güzel huylarıyla avunmayı öğreniyorsunuz (evine çocuğuna bağlılık, hovarda olmayışı vs)
 
30 yıldır eşimle beraberiz.
Bizde de gezmeyi, görmeyi, konuşup anlatmayı seven benim.
Gençken ben de sizin gibi bozulur, küserdim.
Zamanla doğru yöntemi buldum.
Açık ve net bir iletişim sürdürmek en güzeli.
Mesela biz yarıyılda Hatay, Urfa, Antep, Adana geziye çıktık.
Eşime Urfa’ya gideceksek Göbeklitepe’yi görmeden dönmem ona göre dedim.
Sen istiyorsan gideriz tabi dedi.
Önceden adam benim burayı görmek isteyeceğimi düşünsün isterdim.

Akşamları aşağı yukarı aynı saatte işten dönüyoruz eşimle.
Yemek yedikten sonra bazı akşamlar diyorum ki:
Benim canım sıkıldı, kalk dondurma yemeye gidelim ama Mado’ya, ben oranın dondurmasını seviyorum.

Bir de naçizane derim ki;
1. Evlilikte fazla fedakarlık, cefakarlık getirir.
2. Gençken çok birikim derdine düşmeyin,
canınız isterken yiyin, yakışırken giyin, sağlıklıyken gezin.
3. Sevginin Beş Dili/Gary Chapman adlı kitabı mutlaka okuyun.😊
4. Eşinizin düşünmesini, söylemesini beklemeyin, açık ve net olarak isteklerinizi, beklentilerinizi dile getirin.
5. Siz de eşinizin isteklerini ve beklentilerini dikkate alın.

Mutluluklar dilerim.
Şu yorum da bu konuya yapılabilecek en iyi yorum bu arada konusahibi P Papua
 
Topluca yanıt vermek istedim, alıntıları kaçırmış olabilirim. Eşimi ben gerçekten seviyorum, onunla zaman geçirmeyi de seviyorum… ailesini de seviyorum… eşim ne bilim bir ihtiyaç için gidilen avmyi ve zaruretten fast food katında yenilen hamburgeri sosyallik saymasın isterim.. ne bilim haftasonu bi yerlere gitmek, bi adalara ne bileyim bir konsere gitmek.. eve gelince benimle sohbet etmesi.. benim de duygusal ihtiyaçlarım olduğunun farkına varması.. daha önce tatil meselesinden defalarca sorun yaşamışken aynı şeyi yapmaması… benim isteklerim bunlar yani çok değil ki. Tatil nedir ya tüküreyim tatile… bu bile gözüme lüks gelir oldı öyle bir mahrum bıraktı ki beni.. derdim bu benim.
İsteklerinizde sonuna kadar haklısınız ama adam bu değil. Bunlardan zevk alan, bunları yapmak isteyen bir adam değil. Daha önce defalarca sorun yaşamışsınız aynı şeyi yapmaması asıl sürpriz olurdu. Eğer programı siz yaptığınızda uyuyorsa öyle yapın. Kendisi bir program yapsın diye beklerseniz daha çok beklersiniz çünkü.
 
X