- 11 Nisan 2013
- 28
- 13
- Konu Sahibi gizemyolcu
- #1
Arkadaşlar merhaba;
Bu sayfaya derdine derman arayan biri girmiştir de, bizim mucizemiz onun da mucizesi olsun diye bu konuyu açmaya karar verdim.
Herkese haykırmak istiyorum. Marka vs.. hiç farketmez ama kanser illeti ile boğuşuyorsanız lütfen "Curcumın" yani zerdeçal ekstresi kullanın. Babamın en fazla 14 olması gereken PSA değeri, 764'e ulaşmış ve ne yazık ki son evre prostat kanseri teşhisi konulmuştu. PT raporu ne yazık ki; metastazlarının 5-6 bölgeye; en önemlisi de lenflere yayıldığını gösteriyor ve doktorlar ne yazık ki bir ümit veremiyordu.
Burada kimseyi yanıltmak yada kafasını karıştırmak istemem ama kemoterapi almasını da reddettim. Çünkü çok büyük nedenim vardı; bu kararı vicdan rahatlığı ile aldım. Babam 72 yaşındaydı, teşhis konulmadan 2 ay önce ciğerinde baloncuk patladığı için ciger ne yazık ki bu tedaviyi kaldırabilecek durumda değildi ve yaklaşık 50 kiloya kadar düşmüştü.
mama desteğine başlamıştık. Babama yavaş yavaş veda ettiğimi biliyor; son günlerinin elimden geldiğince rahat olması için bir mücadeleye girişmiştim. Birgün giç tanımadığım bir eczaneye girdim, o ana kadar çok güçlüydüm. Babam kanser, bana hangi mamayı önerirsiniz dediğim an gücüm tükenmiş ve o an yere düşmüştüm. Eczacı abi, yanıma koşarak geldi. Neyi var kızım babanın dedi; olduğu gibi anlattım. Merak etme dedi; al bunu dedi (bir zerdeçal kapsül uzattı) baban toparlanacak. Bu zerdeçal Texsas Üniversitesi'nde bilimsel tedavi yöntemi olarak uygulanmaya başlandı. Araştır; sonuçlarına inanamayacaksın dedi.
Allah biliyor ya; eczacının ticari amaç ile yaklaştığını düşünmüş ama vicdan azabı da çekmemek için hadi alayım bare demiştim ümitsizce.
Annem bu süreçte çok güçlü ve cesurdu. Gittim eve anlattım. Neden olmasın, belki de eczacı değil bugün Hızır ile karşılaştın dedi. Babama sabah akşam zoraki de olsa içirmeye başladı. Ve 1 haftanın sonunda, ofisteyken annem aradı bir gün korku ile açtım teli. Baban bizimle kahvaltı etti dedi; inanamadım. Ve akşam yemeğine de bizimle zor da olsa oturdu. İştahı açılmıştı. Her geçen gün babamın iştahı artıyor, normal yaşantısına dönmeye başlamış ve yatağa bağımlı olmaktan her geçen gün kurtuluyordu. Bu süreçte ne mi kullandık. Zerdeçal kapsül, immuin takviyesi ve üzüm çekirdekli iştah açıcı.. Başka hiçbir şey kullanmadık. Ve 1,5 ayın sonunda babamın hastalığından eser kalmamıştı. Ve asıl işin en ilginç yanı;
Ankara'nın en güvenilir üniversite hastanesinin takipli hastasıydık. 6.ayın sonunda kemoterapiyi reddettiğimiz için bizi acımasızca eleştiren doktorumuz bile yapılan tahlillerin sonucunda; ne yapıyorsanız devam edin. hücrelerde gerileme var demişti.
Babamı 3 yıl boyunca yatağa bağlı kalmadan ayaklandıran, tekrar hayat veren bir mucizedir zerdeçal.
25 Aralık tarihinde canım babamı kaybettik. Kanserden değil, ne yazık ki yine ciğer baloncuğu patlaması ile...
Lütfen bilimsel kaynaklara bakın; araştırın, okuyun.
Ümidinizi kaybetmeyin.
Ve lütfen benden marka vs.. beklemeyin. İçinize hangisi siniyorsa; onu alın.
Şifa ile...
Bu sayfaya derdine derman arayan biri girmiştir de, bizim mucizemiz onun da mucizesi olsun diye bu konuyu açmaya karar verdim.
Herkese haykırmak istiyorum. Marka vs.. hiç farketmez ama kanser illeti ile boğuşuyorsanız lütfen "Curcumın" yani zerdeçal ekstresi kullanın. Babamın en fazla 14 olması gereken PSA değeri, 764'e ulaşmış ve ne yazık ki son evre prostat kanseri teşhisi konulmuştu. PT raporu ne yazık ki; metastazlarının 5-6 bölgeye; en önemlisi de lenflere yayıldığını gösteriyor ve doktorlar ne yazık ki bir ümit veremiyordu.
Burada kimseyi yanıltmak yada kafasını karıştırmak istemem ama kemoterapi almasını da reddettim. Çünkü çok büyük nedenim vardı; bu kararı vicdan rahatlığı ile aldım. Babam 72 yaşındaydı, teşhis konulmadan 2 ay önce ciğerinde baloncuk patladığı için ciger ne yazık ki bu tedaviyi kaldırabilecek durumda değildi ve yaklaşık 50 kiloya kadar düşmüştü.
mama desteğine başlamıştık. Babama yavaş yavaş veda ettiğimi biliyor; son günlerinin elimden geldiğince rahat olması için bir mücadeleye girişmiştim. Birgün giç tanımadığım bir eczaneye girdim, o ana kadar çok güçlüydüm. Babam kanser, bana hangi mamayı önerirsiniz dediğim an gücüm tükenmiş ve o an yere düşmüştüm. Eczacı abi, yanıma koşarak geldi. Neyi var kızım babanın dedi; olduğu gibi anlattım. Merak etme dedi; al bunu dedi (bir zerdeçal kapsül uzattı) baban toparlanacak. Bu zerdeçal Texsas Üniversitesi'nde bilimsel tedavi yöntemi olarak uygulanmaya başlandı. Araştır; sonuçlarına inanamayacaksın dedi.
Allah biliyor ya; eczacının ticari amaç ile yaklaştığını düşünmüş ama vicdan azabı da çekmemek için hadi alayım bare demiştim ümitsizce.
Annem bu süreçte çok güçlü ve cesurdu. Gittim eve anlattım. Neden olmasın, belki de eczacı değil bugün Hızır ile karşılaştın dedi. Babama sabah akşam zoraki de olsa içirmeye başladı. Ve 1 haftanın sonunda, ofisteyken annem aradı bir gün korku ile açtım teli. Baban bizimle kahvaltı etti dedi; inanamadım. Ve akşam yemeğine de bizimle zor da olsa oturdu. İştahı açılmıştı. Her geçen gün babamın iştahı artıyor, normal yaşantısına dönmeye başlamış ve yatağa bağımlı olmaktan her geçen gün kurtuluyordu. Bu süreçte ne mi kullandık. Zerdeçal kapsül, immuin takviyesi ve üzüm çekirdekli iştah açıcı.. Başka hiçbir şey kullanmadık. Ve 1,5 ayın sonunda babamın hastalığından eser kalmamıştı. Ve asıl işin en ilginç yanı;
Ankara'nın en güvenilir üniversite hastanesinin takipli hastasıydık. 6.ayın sonunda kemoterapiyi reddettiğimiz için bizi acımasızca eleştiren doktorumuz bile yapılan tahlillerin sonucunda; ne yapıyorsanız devam edin. hücrelerde gerileme var demişti.
Babamı 3 yıl boyunca yatağa bağlı kalmadan ayaklandıran, tekrar hayat veren bir mucizedir zerdeçal.
25 Aralık tarihinde canım babamı kaybettik. Kanserden değil, ne yazık ki yine ciğer baloncuğu patlaması ile...
Lütfen bilimsel kaynaklara bakın; araştırın, okuyun.
Ümidinizi kaybetmeyin.
Ve lütfen benden marka vs.. beklemeyin. İçinize hangisi siniyorsa; onu alın.
Şifa ile...