Genel Esaslar:
. Özgür olmayan cahil bir insan kendini görünmez iplerle bağlamıştır. Bağlanmışlık da, bağlanmış olduğunu hissedememe ve bu durumu inkâr da tamamen zihinseldir. Bu tür yanılgılar zihnin doğru yerde ve doğru nitelikte olmamasından kaynaklanır.
. Bir Zen izdeşi zamanını okumaktan çok (hattâ Zen kitaplarını bile) meditasyona vermelidir. Çünkü kendi deneyimleri olmadığı sürece, gerçekte Zen’in yabancısı ve ancak filozof bir serseri olunabilir. Herkes kendi cevherini bulmalıdır.
. Kendinizi bilmeden çevremizde ve doğada olup bitenleri bilemeyiz.
. Zen, geçmişin ve geleceğin sınırlamalarından kurtulmaktır.
. Hisseden tüm canlılarda ‘Buda-doğası’ vardır. Sezgi sahibi olmayan varlık yoktur. Bildiğimiz biçimde duyulara sahip olmayıp alıştığımız ve hissedebileceğimiz türde tepki veremediklerinden onların sezgisinin olmadığını sanırız.
. Budacı yaşam ‘karmik yaşam’a teslimiyet değildir. Zen çalışmasının amacı zihni sarıp sarmalayan karma’nın kısıtlamalarından kurtulmaktır... Aksi halde amaca giden yolun anlamını yitirmiş olursunuz.
. Zen, içinde bulunulan ânı sevgiyle, şefkat ve merhametle dolu dolu yaşamaktır.
. Doğru sözler kimi zaman yanlış ellerde yanlış hâle gelir. Ama yanlış sözler, doğru ellerde her zaman doğru hâle gelirler.
. Hepimiz gerçek dünyada değil de kendi yaratımımız olan gerçek dışı bir dünyada yaşıyoruz. Gerçeğin farklı biçimde algılanmasının nedenleri aşırı heves ve istekler, önyargılar, yanlış izlenimler, gerçekçi olmayan duygular, değerlendirmeler ve tutkulardır.
. Kılıcın kendisini kesememesi gibi, koşullu düşünce de kendisini göremez, eleştiremez.
. Bu hayatta iyi olursanız, sonrakinde de iyi olursunuz; kötü iseniz, karşılığında kötülük bulursunuz. Eylem ve edimleriniz sizi yankı veya gölge gibi takip eder.
. Doğru edimin esası her şeyi önce doğru dikkatle yapmak ve aynı zamanda tüm yaşama da saygı duyabilmektir. ‘Birlikte varolma’nın doğası bunu gerektirir. Bunu doğru kavrayabilirsek, hayatımızın anlamını aramak için doğru uygulamalarda bulunmaya başlayabiliriz. Zamanla anlayışı ve özgün doğamızda varolan şefkati geliştirebilir, acıları dindirip dönüştürebiliriz ki bu da hayatımızın anlam kazanması demektir.
. Kişi aydınlanma idealine de, ulaşabildiği aydınlanma deneyimine de takılıp kalmamalıdır. İnsanların dünyasına dönemeyen, ona katılamayan aydınlanma değersizdir.
. Zen’de hedef yolun kendisidir.
. Kalbinizin şefkatle dolabilmesi için önce zihninizin özgürleşmesi gerekir.
. Farkındalık, her ânın şuurla ve dolu dolu yaşanmasını sağlayan gerçek bir mucizedir.
. Her nefesin, her hareketin ve edimin, her duygu ve düşüncenin, kısacası kendimizle ilgili ve ilişkili olan her şeyin farkında ve bilincinde olmalıyız.
. Buda’ya göre, kişinin yaşıyor olup olmaması o kişinin farkında olup olmamasına bağlıdır. Yani yaşam ve ölüm gerçekte tamamen bir farkındalık meselesidir.
. Bir düşünceye bağlanıp kalmak zihni koşullandırır; o düşüncenin diğerlerine kayıtsız şartsız üstün tutulmasıysa bağımlılık yaratır.
. Zihin dinginleştiğinde açılır.
. Gerçek doğamız zihinsel deneyimlerimizin ötesindedir.
. Meditasyon hem bedenin hem de ruhun besinidir. Dağınık zihinden doğru zihne ve nihayetinde doğru zihinden bilince giden yoldur.
. Sözcüklere sığdırılmaya çalışılan öğreti er geç özünü yitirir. Çünkü değişmeyen tek şey ‘değişimin sürekliliği’dir.
. ‘Gecicilik’ gerçekliğini kabul etmediğimiz için acı çekeriz.
. Buda, dünyanın onurlandırdığı ve dünyayı onurlandıran kişidir.
. Budacılık çalışmasının amacı budacılığı öğrenmek değil, kendimizi öğrenmektir.
. Bir Zen izdeşi kişileştirilmiş hiçbir tanrıya ibadet etmez, çünkü ‘düalite’nin yapaylık olduğunu bilir. Hiçbir dinsel kuralı gözetmediği gibi gelecek vaadlerinin peşinden de koşmaz. Onun, başkası tarafından yaratılıp yine o başkası tarafından özen gösterilip korunacak, kayırılacak, dogmaların ve ilâhî varsayımların yükünü taşıyıp özgürlüğünü kısıtlayacak bir ruhu da yoktur.
. Ünlü Zen deyişlerinden birisinde şöyle denir:
“Hiçbiryer’den gelir, Hiçbiryer’e gideriz”.
Genel Esaslar:
. Özgür olmayan cahil bir insan kendini görünmez iplerle bağlamıştır. Bağlanmışlık da, bağlanmış olduğunu hissedememe ve bu durumu inkâr da tamamen zihinseldir. Bu tür yanılgılar zihnin doğru yerde ve doğru nitelikte olmamasından kaynaklanır.
. Bir Zen izdeşi zamanını okumaktan çok (hattâ Zen kitaplarını bile) meditasyona vermelidir. Çünkü kendi deneyimleri olmadığı sürece, gerçekte Zen’in yabancısı ve ancak filozof bir serseri olunabilir. Herkes kendi cevherini bulmalıdır.
. Kendinizi bilmeden çevremizde ve doğada olup bitenleri bilemeyiz.
. Zen, geçmişin ve geleceğin sınırlamalarından kurtulmaktır.
. Hisseden tüm canlılarda ‘Buda-doğası’ vardır. Sezgi sahibi olmayan varlık yoktur. Bildiğimiz biçimde duyulara sahip olmayıp alıştığımız ve hissedebileceğimiz türde tepki veremediklerinden onların sezgisinin olmadığını sanırız.
. Budacı yaşam ‘karmik yaşam’a teslimiyet değildir. Zen çalışmasının amacı zihni sarıp sarmalayan karma’nın kısıtlamalarından kurtulmaktır... Aksi halde amaca giden yolun anlamını yitirmiş olursunuz.
. Zen, içinde bulunulan ânı sevgiyle, şefkat ve merhametle dolu dolu yaşamaktır.
. Doğru sözler kimi zaman yanlış ellerde yanlış hâle gelir. Ama yanlış sözler, doğru ellerde her zaman doğru hâle gelirler.
. Hepimiz gerçek dünyada değil de kendi yaratımımız olan gerçek dışı bir dünyada yaşıyoruz. Gerçeğin farklı biçimde algılanmasının nedenleri aşırı heves ve istekler, önyargılar, yanlış izlenimler, gerçekçi olmayan duygular, değerlendirmeler ve tutkulardır.
. Kılıcın kendisini kesememesi gibi, koşullu düşünce de kendisini göremez, eleştiremez.
. Bu hayatta iyi olursanız, sonrakinde de iyi olursunuz; kötü iseniz, karşılığında kötülük bulursunuz. Eylem ve edimleriniz sizi yankı veya gölge gibi takip eder.
. Doğru edimin esası her şeyi önce doğru dikkatle yapmak ve aynı zamanda tüm yaşama da saygı duyabilmektir. ‘Birlikte varolma’nın doğası bunu gerektirir. Bunu doğru kavrayabilirsek, hayatımızın anlamını aramak için doğru uygulamalarda bulunmaya başlayabiliriz. Zamanla anlayışı ve özgün doğamızda varolan şefkati geliştirebilir, acıları dindirip dönüştürebiliriz ki bu da hayatımızın anlam kazanması demektir.
. Kişi aydınlanma idealine de, ulaşabildiği aydınlanma deneyimine de takılıp kalmamalıdır. İnsanların dünyasına dönemeyen, ona katılamayan aydınlanma değersizdir.
. Zen’de hedef yolun kendisidir.
. Kalbinizin şefkatle dolabilmesi için önce zihninizin özgürleşmesi gerekir.
. Farkındalık, her ânın şuurla ve dolu dolu yaşanmasını sağlayan gerçek bir mucizedir.
. Her nefesin, her hareketin ve edimin, her duygu ve düşüncenin, kısacası kendimizle ilgili ve ilişkili olan her şeyin farkında ve bilincinde olmalıyız.
. Buda’ya göre, kişinin yaşıyor olup olmaması o kişinin farkında olup olmamasına bağlıdır. Yani yaşam ve ölüm gerçekte tamamen bir farkındalık meselesidir.
. Bir düşünceye bağlanıp kalmak zihni koşullandırır; o düşüncenin diğerlerine kayıtsız şartsız üstün tutulmasıysa bağımlılık yaratır.
. Zihin dinginleştiğinde açılır.
. Gerçek doğamız zihinsel deneyimlerimizin ötesindedir.
. Meditasyon hem bedenin hem de ruhun besinidir. Dağınık zihinden doğru zihne ve nihayetinde doğru zihinden bilince giden yoldur.
. Sözcüklere sığdırılmaya çalışılan öğreti er geç özünü yitirir. Çünkü değişmeyen tek şey ‘değişimin sürekliliği’dir.
. ‘Gecicilik’ gerçekliğini kabul etmediğimiz için acı çekeriz.
. Buda, dünyanın onurlandırdığı ve dünyayı onurlandıran kişidir.
. Budacılık çalışmasının amacı budacılığı öğrenmek değil, kendimizi öğrenmektir.
. Bir Zen izdeşi kişileştirilmiş hiçbir tanrıya ibadet etmez, çünkü ‘düalite’nin yapaylık olduğunu bilir. Hiçbir dinsel kuralı gözetmediği gibi gelecek vaadlerinin peşinden de koşmaz. Onun, başkası tarafından yaratılıp yine o başkası tarafından özen gösterilip korunacak, kayırılacak, dogmaların ve ilâhî varsayımların yükünü taşıyıp özgürlüğünü kısıtlayacak bir ruhu da yoktur.
. Ünlü Zen deyişlerinden birisinde şöyle denir:
“Hiçbiryer’den gelir, Hiçbiryer’e gideriz”.