- 20 Haziran 2007
- 4.250
- 27
- 358
- 45
Daha doğan günle çıkıyorsun karşıma,
güneş olup aydınlatıyorsun tüm günümü.
Sabah içtiğim ilk kahvenin buram buram kokusunda,
sokakta oynayan çocukların sesinde,
işe gitme telaşındaki insanların gözlerinde,
baharla yeşeren agaçların çiçeklerindesin...
Gökyüzündeki bembeyaz bulutların arasında sen varsın.
Seni görmek için başımı yukarı kaldırmam yetiyor.
Yolda rastladıklarım dostlarım değil sensin aslında.
Verdiğim selamımı alan, hatırını sorduğum tüm kişiler sensin...
Kokladığım her çiçek sen kokuyor, dokunduğum yaprakları senin tenin.
Yeşilin, sarının, kırmızının, en canlı tonlarında sen varsın.
Dudaklarımdaki ateş, tenimdeki sıcaklık, vücudumu ürperten serinlik
sensin... Yağan nisan yağmurlarında, ıslattığı toprağın kokusunda,
dalıp gittiğim denizin mavisinde, kayalara vuran dalgalardasın.
Kuş cıvıltılarında, yaprakları okşayan rüzgarda, sözlerini bilmeden bağırarak
eşlik ettiğim şarkılarda hep sen varsın...
birbiri ardına
özlem şarkılarını dinlerken de yanımdasın.
Çakır keyif olup, sokakta hafif hafif sallanarak yürürken kolumdasın...
Her sabah seninle çıkıyorum evimden, akşam benimle dönüyorsun yine.
Gittiğim her yere benimle geliyorsun...
Gözlerimi kapadığımda dizlerindeyim,
bütün gece saçlarımı okşayanda sensin.
Yüzümde gülümsemeyle daldığım uykumda bile hep yanımdasın...
Hiç gitmedin, buradasın, hep yanımdasın.
Sana dokunmak, seni görmek, seni duymak istediğim yerdesin...
Yüreğimdesin.........
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Birçok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Her hangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
bu kadar kısa zamanda bile Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin… En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da. Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle..
Her şeye rağmen sevdim seni...Sevdim ve hayrandım da. Her halin çekti beni. Duruşunu,öpüşünü, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiç bir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yasam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Seni görmek,sana dokunmak,seni hissetmek,seni hatırlamak istediğim ve hep kalmanı istediğim yerdesin,
"Yüreğimdesin
alıntıdıra.s.
güneş olup aydınlatıyorsun tüm günümü.
Sabah içtiğim ilk kahvenin buram buram kokusunda,
sokakta oynayan çocukların sesinde,
işe gitme telaşındaki insanların gözlerinde,
baharla yeşeren agaçların çiçeklerindesin...
Gökyüzündeki bembeyaz bulutların arasında sen varsın.
Seni görmek için başımı yukarı kaldırmam yetiyor.
Yolda rastladıklarım dostlarım değil sensin aslında.
Verdiğim selamımı alan, hatırını sorduğum tüm kişiler sensin...
Kokladığım her çiçek sen kokuyor, dokunduğum yaprakları senin tenin.
Yeşilin, sarının, kırmızının, en canlı tonlarında sen varsın.
Dudaklarımdaki ateş, tenimdeki sıcaklık, vücudumu ürperten serinlik
sensin... Yağan nisan yağmurlarında, ıslattığı toprağın kokusunda,
dalıp gittiğim denizin mavisinde, kayalara vuran dalgalardasın.
Kuş cıvıltılarında, yaprakları okşayan rüzgarda, sözlerini bilmeden bağırarak
eşlik ettiğim şarkılarda hep sen varsın...
birbiri ardına
özlem şarkılarını dinlerken de yanımdasın.
Çakır keyif olup, sokakta hafif hafif sallanarak yürürken kolumdasın...
Her sabah seninle çıkıyorum evimden, akşam benimle dönüyorsun yine.
Gittiğim her yere benimle geliyorsun...
Gözlerimi kapadığımda dizlerindeyim,
bütün gece saçlarımı okşayanda sensin.
Yüzümde gülümsemeyle daldığım uykumda bile hep yanımdasın...
Hiç gitmedin, buradasın, hep yanımdasın.
Sana dokunmak, seni görmek, seni duymak istediğim yerdesin...
Yüreğimdesin.........
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Birçok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Her hangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
bu kadar kısa zamanda bile Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin… En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da. Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle..
Her şeye rağmen sevdim seni...Sevdim ve hayrandım da. Her halin çekti beni. Duruşunu,öpüşünü, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiç bir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yasam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Seni görmek,sana dokunmak,seni hissetmek,seni hatırlamak istediğim ve hep kalmanı istediğim yerdesin,
"Yüreğimdesin
alıntıdıra.s.