- 12 Temmuz 2006
- 35.046
- 30.491
- 61
Hani her gün cennette yaşadığımızı bilmeden, yaşanacak bir cennet ararız ya. Sonra bir gün, o her gün yaşadığımız yere çok sık gidemez oluruz. Geriye dönüp baktığımızda da yıllarca yeryüzündeki cenneti boşuna aradığımızı, aslında o cennetin bir zamanlar bizim evimiz olduğunu farkederiz. İşte o yeryüzünün cennet köşesi Altınoluk’tur. Yaşarken anlamazsınız. Monotonluktan, küçüklükten, hep aynı şeylerin olmasından sıkılırsınız. Uzaklaşınca da özlersiniz.
Balıkesir’in küçük ama sevimli sahil kasabasıdır Altınoluk. Şehir merkezine bir buçuk, Edremit’e yarım saat mesafededir. Bir yanında masmavi Ege Denizi bir yanında yemyeşil Kaz Dağları ile dünyanın oksijen bakımından en zengin 2.bölgesidir. Astım hastalarının uğrak durağıdır.
Eğer siz de bu cennet köşeyi görmek isterseniz, işte size Altınoluk turu... :)
Birçok sokağında bulabileceğiniz eşyalı kiralık daireleri, tüm sezon kiralayabileceğiniz gibi haftalık ya da günlük olarak da kiralayabilirsiniz.
Genelde dairler ön balkondan denizi, arka balkondan kaz dağlarını izleyebileceğiniz şekilde konumlandırılmıştır. Yemeklerinize eşlik edecek iki eşsiz manzara. Yerel halkın tercihi ise kahvaltıyı kaz dağları, akşam yemeğini deniz manzarası eşliğinde yemektir.
Arkadaş Kafe’yi (kime sorsanız bilir) geçtikten sonra Yağcılar’a gelmeden 100 m önceki bölge denizin en güzel olduğu yerdir. Sahili çakıldır ama burada çakıl bile bir başka güzeldir. Ayrıca uyarmadı demeyin, kendisi Ege’nin en soğuk suyudur.
Altınoluk’ta deniz keyfi akşam saatlerine kadar sürer. Denizden sonra duş ve yemek işleri bittiğinde çarşıya doğru yürüyüşe çıkılır. Çarşıdan meydana giden yol boyunca çeşit çeşit tezgâhlarda hediyelik eşyalar, ev yapımı ya da yöresel ürünler satınlır.
Çarşıya girmeden hemen önce Şahinderesi Köprüsü vardır. Köprünün üzerinde bu manzarayı fotoğraflamak için kaybedilecek zaman buna değerdir.
Bu şirin traktöre binip yolculuğunuzu öyle sürdürebilirsiniz. Yol boyunca hareketli müzikler size eşlik eder. Traktörün müdavimleri ise el çırpmaları ve oyunlarıyla şarkıya eşlik eder. Traktör Balkent-Altınoluk Köyü arasında sefer yapar.
NOT: Görsel temsilidir. Ama Altınoluk'un traktörü de aynısının kırmızısıdır.
İster akşam yemeğinde, ister kahvaltıda, çarşının hemen girişindeki bu küçük gözleme evinde mutlaka gözleme yenmelidir. Patateslisi ve patlıcanlısı önerilir. Dikkat: Yanında içilecek Hisar Ayran’ın şişe olması önerilir.
Meydanın liman tarafındaki Roma Dondurmacısı vardır. Buradan bal badem dondurması alındıktan sonra limana doğru bir yürüyüşe çıkılır. Fenerin yanına gelene kadar dondurmalar biter. Dönüşte kayaların üzerine oturulup biraz dinlenilir ve denizin üzerine vuran ay ışığı manzarası seyredilir.
Güler yüzlü çalışanları, müşteriyle olan sıcak diyalogları ve leziz dondurmalarıyla Vardar da ayrı bir güzeldir. Çarşıya bir başka gelişte denenmeden gidilmemelidir.
Çarşıdan dönüşte Şahinderesi Köprüsünü geçtikten sonra Uğur Büfe (kime sorsanız bilir) vardır. Büfenin tam karşısında yıllardır aynı kişi midye dolma satmaktadır. Yemeye doyamazsınız ama tezgâh da kapattırılacak kadar küçük değildir.
Bazı günler deniz öyle çok yorar ki insanı, akşam çarşıya falan gitmek istemezsin. İşte o zaman alırsın sandalyeni, kilimini, şezlongunu ya da hasırını inersin sahile. Mis gibi deniz kokusu, yakamoz, çekirdek eşliğinde sohbet edersin. Ya da sadece susarsın ve manzaranın güzelliğine doyarsın. Gökyüzünün sol tarafında dağın bitiminin hemen üzerinde Küçükayı takımyıldızını, tam tepende de Büyükayı takımyıldınızı görebilirsin.
Altınoluk Köyünde manzara eşliğinde köy kahvaltısı yapmadan dönmek olmaz. Organik sebzelerin, mis gibi zeytinyağının, ev yapımı reçellerin tadına doyum olmaz. Yanına da çiğ börek iyi gider.
Altınoluk’ta her gün birkaç farklı noktada Lokmacı Ali Usta’nın tezgâhlarıyla karşılaşılabilir. Önünde upuzun bir kuyruk olur. “Girilir mi şimdi bu kuyruğa?” denmeyecek kadar lezzetli lokmalar yaparlar. Denizden çıktıktan sonra oluşan açlığa birebirdir.
Pazar hem sebze hem de tekstil bölümünden oluşmaktadır. Fakat pazarın İsmet Paşa Caddesi 17. Sokakta kurulan kısmı vardır ki %100 organiktir. Buradan salçalık domatesler, kahvaltılık salatalıklar, turşuluk biberler, zeytinyağları, her türlü yeşillik gönül rahatlığıyla alınabilir. Deniz börülcesi almadan dönmeyin derim. Sonra onu haşlayıp sarımsaklı yoğurtla karıştırın, üzerinde de zeytinyağlı domates salçası. Akşama ziyafet.
Tarihi amfi tiyatroda sık sık konserler ve tiyatrolar olur. Sanatseverler, gençler, yerel halk sık sık ziyaret eder burayı etkinlik günlerinde. Eğer bir konsere gelmişseniz ve numarasız bölümünde oturan kimse yoksa önündeki duvara oturun. Konser boyunca avazınız çıktığı kadar bağırarak şarkılara eşlik edin. Gecenin sonunda sesiniz kısılabilir ama oradan dünyanın en mutlu insanı olarak ayrılırsınız. Hatta şarkıcı sizi fark edip sizin için bir şarkı bile söyleyebilir.
Kaz dağlarının arasından akan buz gibi su. Bol oksijenin kaynağı ve Milli Park sınırı içerisindeki doğa harikası. Toplam 7 göletten oluşmaktadır ama tamamını görmek pek mümkün değildir. Ziyarete gelenler ilk gölete kadar giderler. Gölete varana kadar yol boyunca kimi zaman buz gibi suyun içinden, kimi zaman kayaların üzerinden macera dolu bir yolculuk yaparsınız. Doğa tutkunlarının ve macera severlerin uğrak durağıdır. Sırt çantanızın içini bir termos çay, biraz peynir, 30 Evler Simit Fırınından aldığınız simitleri de koyduğunuzda etraftaki kayalıkların üzerinde kahvaltı bile yapabilirsiniz. Kahvaltıdan sonra da kayaların üzerinden derin göletin içine atlayışlar yapabilirsiniz.
Eğer vaktiniz varsa Altınoluk civarında gezilebilecek diğer cennet köşelerini de gezmeniz tavsiye edilir. Yeşilyurt Köyü, Mıhlı Çayı, Assos, Behramkale, Hasan Boğuldu, Ören, Ayvalık, Şeytan Sofrası, Sarımsaklı Plajı…
İstanbul’dan gelecekseniz Çanakkale yolu üzerinden ya da İzmit-Yalova-Bursa-Balıkesir istikametinden gelebilirsiniz. Eğer İzmir tarafından gelecekseniz Manisa-Balıkesir istikametinden ya da Menemen-Aliağa-Dikili-Ayvalık-Akçay güzergâhını kullanarak gelebilirsiniz.
onedio.com
Balıkesir’in küçük ama sevimli sahil kasabasıdır Altınoluk. Şehir merkezine bir buçuk, Edremit’e yarım saat mesafededir. Bir yanında masmavi Ege Denizi bir yanında yemyeşil Kaz Dağları ile dünyanın oksijen bakımından en zengin 2.bölgesidir. Astım hastalarının uğrak durağıdır.
Eğer siz de bu cennet köşeyi görmek isterseniz, işte size Altınoluk turu... :)
Birçok sokağında bulabileceğiniz eşyalı kiralık daireleri, tüm sezon kiralayabileceğiniz gibi haftalık ya da günlük olarak da kiralayabilirsiniz.
Genelde dairler ön balkondan denizi, arka balkondan kaz dağlarını izleyebileceğiniz şekilde konumlandırılmıştır. Yemeklerinize eşlik edecek iki eşsiz manzara. Yerel halkın tercihi ise kahvaltıyı kaz dağları, akşam yemeğini deniz manzarası eşliğinde yemektir.
Arkadaş Kafe’yi (kime sorsanız bilir) geçtikten sonra Yağcılar’a gelmeden 100 m önceki bölge denizin en güzel olduğu yerdir. Sahili çakıldır ama burada çakıl bile bir başka güzeldir. Ayrıca uyarmadı demeyin, kendisi Ege’nin en soğuk suyudur.
Altınoluk’ta deniz keyfi akşam saatlerine kadar sürer. Denizden sonra duş ve yemek işleri bittiğinde çarşıya doğru yürüyüşe çıkılır. Çarşıdan meydana giden yol boyunca çeşit çeşit tezgâhlarda hediyelik eşyalar, ev yapımı ya da yöresel ürünler satınlır.
Çarşıya girmeden hemen önce Şahinderesi Köprüsü vardır. Köprünün üzerinde bu manzarayı fotoğraflamak için kaybedilecek zaman buna değerdir.
Bu şirin traktöre binip yolculuğunuzu öyle sürdürebilirsiniz. Yol boyunca hareketli müzikler size eşlik eder. Traktörün müdavimleri ise el çırpmaları ve oyunlarıyla şarkıya eşlik eder. Traktör Balkent-Altınoluk Köyü arasında sefer yapar.
NOT: Görsel temsilidir. Ama Altınoluk'un traktörü de aynısının kırmızısıdır.
İster akşam yemeğinde, ister kahvaltıda, çarşının hemen girişindeki bu küçük gözleme evinde mutlaka gözleme yenmelidir. Patateslisi ve patlıcanlısı önerilir. Dikkat: Yanında içilecek Hisar Ayran’ın şişe olması önerilir.
Meydanın liman tarafındaki Roma Dondurmacısı vardır. Buradan bal badem dondurması alındıktan sonra limana doğru bir yürüyüşe çıkılır. Fenerin yanına gelene kadar dondurmalar biter. Dönüşte kayaların üzerine oturulup biraz dinlenilir ve denizin üzerine vuran ay ışığı manzarası seyredilir.
Güler yüzlü çalışanları, müşteriyle olan sıcak diyalogları ve leziz dondurmalarıyla Vardar da ayrı bir güzeldir. Çarşıya bir başka gelişte denenmeden gidilmemelidir.
Çarşıdan dönüşte Şahinderesi Köprüsünü geçtikten sonra Uğur Büfe (kime sorsanız bilir) vardır. Büfenin tam karşısında yıllardır aynı kişi midye dolma satmaktadır. Yemeye doyamazsınız ama tezgâh da kapattırılacak kadar küçük değildir.
Bazı günler deniz öyle çok yorar ki insanı, akşam çarşıya falan gitmek istemezsin. İşte o zaman alırsın sandalyeni, kilimini, şezlongunu ya da hasırını inersin sahile. Mis gibi deniz kokusu, yakamoz, çekirdek eşliğinde sohbet edersin. Ya da sadece susarsın ve manzaranın güzelliğine doyarsın. Gökyüzünün sol tarafında dağın bitiminin hemen üzerinde Küçükayı takımyıldızını, tam tepende de Büyükayı takımyıldınızı görebilirsin.
Altınoluk Köyünde manzara eşliğinde köy kahvaltısı yapmadan dönmek olmaz. Organik sebzelerin, mis gibi zeytinyağının, ev yapımı reçellerin tadına doyum olmaz. Yanına da çiğ börek iyi gider.
Altınoluk’ta her gün birkaç farklı noktada Lokmacı Ali Usta’nın tezgâhlarıyla karşılaşılabilir. Önünde upuzun bir kuyruk olur. “Girilir mi şimdi bu kuyruğa?” denmeyecek kadar lezzetli lokmalar yaparlar. Denizden çıktıktan sonra oluşan açlığa birebirdir.
Pazar hem sebze hem de tekstil bölümünden oluşmaktadır. Fakat pazarın İsmet Paşa Caddesi 17. Sokakta kurulan kısmı vardır ki %100 organiktir. Buradan salçalık domatesler, kahvaltılık salatalıklar, turşuluk biberler, zeytinyağları, her türlü yeşillik gönül rahatlığıyla alınabilir. Deniz börülcesi almadan dönmeyin derim. Sonra onu haşlayıp sarımsaklı yoğurtla karıştırın, üzerinde de zeytinyağlı domates salçası. Akşama ziyafet.
Tarihi amfi tiyatroda sık sık konserler ve tiyatrolar olur. Sanatseverler, gençler, yerel halk sık sık ziyaret eder burayı etkinlik günlerinde. Eğer bir konsere gelmişseniz ve numarasız bölümünde oturan kimse yoksa önündeki duvara oturun. Konser boyunca avazınız çıktığı kadar bağırarak şarkılara eşlik edin. Gecenin sonunda sesiniz kısılabilir ama oradan dünyanın en mutlu insanı olarak ayrılırsınız. Hatta şarkıcı sizi fark edip sizin için bir şarkı bile söyleyebilir.
Kaz dağlarının arasından akan buz gibi su. Bol oksijenin kaynağı ve Milli Park sınırı içerisindeki doğa harikası. Toplam 7 göletten oluşmaktadır ama tamamını görmek pek mümkün değildir. Ziyarete gelenler ilk gölete kadar giderler. Gölete varana kadar yol boyunca kimi zaman buz gibi suyun içinden, kimi zaman kayaların üzerinden macera dolu bir yolculuk yaparsınız. Doğa tutkunlarının ve macera severlerin uğrak durağıdır. Sırt çantanızın içini bir termos çay, biraz peynir, 30 Evler Simit Fırınından aldığınız simitleri de koyduğunuzda etraftaki kayalıkların üzerinde kahvaltı bile yapabilirsiniz. Kahvaltıdan sonra da kayaların üzerinden derin göletin içine atlayışlar yapabilirsiniz.
Eğer vaktiniz varsa Altınoluk civarında gezilebilecek diğer cennet köşelerini de gezmeniz tavsiye edilir. Yeşilyurt Köyü, Mıhlı Çayı, Assos, Behramkale, Hasan Boğuldu, Ören, Ayvalık, Şeytan Sofrası, Sarımsaklı Plajı…
İstanbul’dan gelecekseniz Çanakkale yolu üzerinden ya da İzmit-Yalova-Bursa-Balıkesir istikametinden gelebilirsiniz. Eğer İzmir tarafından gelecekseniz Manisa-Balıkesir istikametinden ya da Menemen-Aliağa-Dikili-Ayvalık-Akçay güzergâhını kullanarak gelebilirsiniz.
onedio.com