Yenidoğan çetesi soruşturmasının 18 aylık kronolojisi

annu

Guru
Kayıtlı Üye
30 Kasım 2011
109
85

CİMER üzerinden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne gelen ihbarın 21 Mayıs 2023'te Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.​

İrem Demir, Gökçe Karaköse, Hikmet Faruk Başer |19.10.2024 - Güncelleme : 20.10.2024

Yenidoğan çetesi soruşturmasının 18 aylık kronolojisi
Fotoğraf: Cemal Yurttaş/AA


İstanbul​

İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüpheliye ilişkin soruşturmada iddianame hazırlandı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne 27 Mart 2023'te söz konusu olayla ilgili CİMER üzerinden ihbar geldi.
İhbarın 21 Mayıs 2023'te Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.

Söz konusu çalışmalar kapsamında 28 Eylül 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce il genelindeki tüm kamu, özel ve vakıf üniversitesi sağlık tesislerine olağan/olağan dışı yenidoğan yoğun bakım denetimlerinde temin edilen bilgi ve belgelerin (tutanak, epikriz, gözlem formu, tahlil, tetkik, hasta dosyaları vb.) incelenmesi, değerlendirilmesi, karara bağlanması, münferit veya ortak rapor hazırlanması amacıyla "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu" kurulması istendi.
Yine soruşturma kapsamında şüphelilerin kimlik ve adreslerinin tespiti yapılıp mağdur ve tanıkların ifadeleri alındı. İlgili kurumlardan da evrak ve bilgi istenilen soruşturmada somut delillerin toplanmasının ardından harekete geçildi.
26 Nisan 2024'te İstanbul ve Tekirdağ'da, kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak için eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda toplam 47 kişi gözaltına alınırken, 22'si tutuklandı, ayrıca tanık ve mağdur ifadeleri alındı.
Mayıs ayında, söz konusu özel hastanelerden Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesinin faaliyeti askıya alındı.
23 Ağustos'ta Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, çocuk hekiminin, pratikte hemşirenin izlemine bırakılan yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı da raporda yer aldı.
30 Ağustos'ta tutuklu şüphelilerin avukatı Aylin Arslantatar, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'yi aradı ve daha sonra makam odasına giderek hakkında suikast planlandığını, babasına ve annesine zarar verileceğini söyledi.
Savcı Y.E, bunun üzerine bünyesinde görev yaptığı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulundu, soruşturma başlatıldı. Sonrasında Avukat Aylin Arslantatar ve Mustafa Kemal Zengin'in savcıyla görüşmeyi talep etmesi üzerine, mahkemeden alınan izinle makam odasına kayıt cihazı yerleştirilerek, görüşme kayıt altına alındı.
Soruşturma sürecinde, eylül ayında ise Bağcılar Özel Şafak Hastanesinin faaliyeti askıya alındı.
9 Ekim'de soruşturmasını tamamlayan Savcı Y.E. fezlekesini hazırladı.
Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi (Türkiye'de aktif ve pasif ötenazi uygulanmamaktadır. Kalp atımı tespit edilen her yenidoğan uygun canlandırma ve tedavileri alma hakkına sahiptir.) uygulandığı ve yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı vurgulandı.
11 Ekim'de, Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmada, kimliği belirlenen şüphelileri yakalamak için operasyon düzenlendi ve şüpheliler gözaltına alındı.
14 Ekim'de emniyette işlemleri tamamlanan şüphelilerden 4'ü serbest bırakılırken, aralarında 2 avukatın da bulunduğu 8 zanlı Büyükçekmece Adliyesi'ne sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.
16 Ekim'de fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırladı.
İddianamede, ölen 10 bebek "maktul", 5 kişi "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı.
Doktor şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.
Şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerin tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı.
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.
Bu arada, Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma devam ediyor.

Yenidoğan çetesi" soruşturmasında İstanbul'daki 9 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi​

112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek, bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul'daki 9 özel hastanenin yönetimine ruhsat iptal kararı tebliğ edildi.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne yazı gönderildi.
Yazıda, "Teftiş Kurulu Başkanlığının 28 Eylül 2024 tarihindeki sayılı inceleme raporu ve ekleri ile mezkur rapora istinaden Bakanlık makamından alınan 18 Eylül 2024 tarihli onay gereği alınmış olunan ve yazı ekinde yer alan makam onayları doğrultusunda işlem uygulanması, uygulanan bu işlemlerin Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 'Faaliyetin durdurulması durumunda hastalara ilişkin işlemler' başlıklı 65/A maddesinde yer alan 'Özel hastanenin tamamında veya bir kısmında faaliyetin geçici olarak durdurulması veya ruhsatın iptal edilmesi söz konusu olduğunda müdürlük tarafından öncelikle mevcut yatan hastalarla ilgili tespit yapılır. Nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından ve nakli mümkün olanların da diğer hastanelere nakillerinden sonra özel hastanenin faaliyeti durdurulur. Bu durumdaki hastanelere yeni hasta kabulü yapılamaz.' hükmü doğrultusunda yürütülmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim." ifadelerine yer verildi.
Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital'ın ruhsatları iptal edildi.

Karar hastanelere tebliğ edildi​

Kararın ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri polis eşliğinde ilgili hastanelere gitti.
Hastane yönetimiyle görüşen ekipler, ruhsat iptali kararını bu kişilere tebliğ etti.
İlgili kararın muhataplara tebliğinin ardından bazı hastanelerin tabelaları sökülmeye başlandı. Polis ekipleri, hastanelerin çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı.
Bazı vatandaşlar, kapatılan hastanelerde tedavi gören yakınları için hastanelere geldi.
Özel Güney Hastanesinin kapısına "Hastanemizde tedavi ve hasta bakım hizmetleri durdurulmuştur." yazısı asıldı. Bazı hastane personeli mesai arkadaşlarıyla vedalaşarak binadan ayrıldı.
Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesinin çalışanları, alınan kararı alkışlarla protesto etti, bazılarının ağladığı görüldü. Çalışanların buradaki bekleyişi sürüyor.
Özel TRG Hospitalist Hastanesinin binasının yanında bulunan Bağcılar Ülkü Ocakları üyeleri, slogan atıp hastaneyi protesto etti.
Tebliğin ardından, Reyap Hastanesi yazısı brandayla örtüldü. İşlemlerin tamamlanması sonrası hastanenin mühürleneceği öğrenildi.

Hastaların sevki başladı​

Ekipler tebliğ sonrasında hastanelerden ayrılırken, buradaki hastaların kamu hastanelerine sevki için çalışma başlatıldı.
Müdürlük koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında, yenidoğan ve durumu ciddi olan hastalar öncelikli olmak üzere, hastaların ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilme işlemlerine başlandı.
Bazı hasta yakınları, durumu ağır olmayan hastalarını kendi imkanlarıyla hastanelerden alarak evlerine götürdü.

Mağdurlar hastane önlerine geldi​

Ruhsatları iptal edilen hastanelerde daha önce tedavi gören ya da hayatını kaybeden çocukların aileleri de hastane önlerinde toplandı.
Özel Avcılar Hospital'da torunu daha önce tedavi gören bir kadın, hastane önüne gelerek tepki gösterdi. Doğduktan sonra 2 ay boyunca torununun hastanede kaldığını söyleyen kadın, burada durumunun kötüleştiğini, çıkarıp eve götürdüklerinde kendine geldiğini anlattı.
Özel Güney Hastanesine gelen Nazlı ve Mesut Ahi çifti, 2023'te bebeklerinin 3 gün boyunca hastanede tutulduğunu, daha sonra Bağcılar Medilife Hastanesine sevk edildiğini söyledi.
Gözyaşlarını tutamayan anne Nazlı Ahi, tedavinin 6'ncı gününde bebeğinin öldüğü haberini aldıklarını belirterek "24 Nisan 2023'te doğum yapmıştım. Çocuğumu kaybettim, mağdurum. Bunun sonuçlanmasını istiyorum. Doğum yaptığım gece bebeğim gayet iyi, sağlıklıydı. Ertesi gün, 'Bebeğin üç damarında tıkanıklık, hipertansiyon, solunum sıkıntısı var.' dediler ve çocuğu üç gün yatırdılar. Sonra dediler ki 'Çocuğu sevk ediyoruz.' Medilife Hastanesine sevk edildi.'' dedi.
Anne Ahi, çocuğunun kendisine gösterilmediğini ve toplamda 6 gün hastanede kaldığını anlatarak "Çıkmasınlar içeriden. İçim kan ağlıyor dünden beri. Ben bir anneyim. Bu anneye yapılmaz. 3 tane daha çocuğum var, onlar gayet sağlıklı. Onlar devlet hastanesinde doğdular. O zamandan şüphelerim vardı. Çocuğum parçalansın, otopsi olsun istemedim. Şikayetçiyim. Bu davanın arkasındayım. Asla peşini bırakmayacağım. Deselerdi ki 'Çocuğunuz için para istiyoruz.' ben onlara trilyonlar verirdim ama çocuğumu benden almasalardı." diye konuştu.

"Başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun"​

Özel Avcılar Hospital'da dünyaya gelen bebeği tedavi altında olan Ercan Gökdoğan ise "Bebeğim 15 Ekim akşamı, saat 19.00 gibi dünyaya geldi. 2-2,5 saat bizim yanımızda durdu. Bebek annesini emmediği için solunum sıkıntısı var dediler, yoğun bakıma aldılar. Kuvöze aldılar. Pazartesi, çarşamba, cuma görüş günleri var. Annesinden süt sağıp getiriyorum ve çocuğumu görüyorum. Onda herhangi bir sıkıntı yok. Annem ve kardeşim bugün süt getirmeye gelmişlerdi. Haberi görür görmez buradan ayrılmamalarını söyledim. Yoğun bakım ünitesine bakan doktor var. Onunla görüştük. Evrakımızı hazırladık. Birazdan başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun. Endişe etmiyorum, gördüm çünkü çocuğumu az önce, herhangi bir sıkıntısı yok." ifadelerini kullandı.

————————————————


Herkese merhaba. Malum gündemimiz her gün türlü rezilliğe sahne olmakta. Gerçekten kafamın almadığı bir şey var. Kamuoyunda bu çete ile işbirliği yapan hastaneler listelendi. Bugün itibariyle çoğunluğunun ruhsatlarının askıya alındığı da duyuruldu. Ama bu hastaneler bunca rezilliğe rağmen sosyal medyalarında kamuoyu duyurusu olarak kendilerinin olayla hiçbir ilgilerinin olmadığını saçma sapan süslü cümlelerle beyan etmekte. İş bu kadar yüzsüzlüğe, arsızlığa ne ara ulaştı hiç anlamıyorum. Her şey düpedüz ortadayken kendilerini aklamaya çalışmaları artık iyice midemi bulandırıyor. Eminim siz de aynı şekilde hissediyorsunuzdur. İçinizde anne olanlar ayrı çıldırıyordur okuduklarına, anne olmayan ama benim gibi olmak için yıllardır uğraşanlarınız ayrı deliriyordur ya da bunların dışında her normal insan da artık olan bitene katlanamıyordur. Çok doluyum bu nedenle böyle bir konu açtım. Hepimiz gibi aklımı kaçırmak üzereyim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Çok üzücü ne desek boş, evden bozma hastanelere gitmemek lazım ama nereye güveneceğimizi şaşırdık , belki farklı yerlerde hala devam eden çeteler vardır bilmiyoruz, çok korkunç … Milletin vicdanına göre yaşamak çok kötü
 
X