Yeni Profil Alanı : z-Kuşağı Annesi

Kazen

Ahtapotlara takılıp gidiyor aklım 🦀
Administrator
14 Kasım 2001
21.339
En iyi cevaplar
2
69.475
1.623
101
Merhaba
2000 yılı ve sonrası doğum yapmış annelere "Z Kuşağı Anneleri", çocuklara da "Z Kuşağı Çocukları" denir.
Profilinize giderek(Kullanıcı Kontrol Paneli) bu şartlara uyuyorsanız lütfen profilinizde bunu işaretler misiniz ?

Yapmanız gereken ; Burayı tıklayarak Kullanıcı Kontrol Paneli'ne gidip sağ alanda yer alan z-Kuşağı Annesiyim seçeneğini işaretlemeniz.

zkusagi.jpg



Z kuşağının olumlu yönleri :

- Daha iyi eğitimli olacaklar.
- Bireysel ve bağımsız olmaları yaratıcılığı artıracak.
- Doğruyu çekinmeden söylemeleri motive edici bir ortam oluşturacak.
- Nesiller arası farklar azalacak.
- Sosyal ve iletişime açık olmaları müşterileri ve birbirlerini kolay anlamalarını sağlayacak.
- İnternet ile coğrafi sınırları kaldırmaları güvenlerini arttıracak.
- Komplekssiz oldukları için kendilerini rahat ifade edebilecekler.


Z kuşağının olumsuz yönleri :

- Sadakatsiz olmaları şirketleri zorlayacak.
- Azimli ve hırslı olmamaları, kriz dönemlerini olumsuz etkileyecek.
- Hep yükselmek istemeleri nedeniyle ''yıldız savaşları'' yaşanabilir.
- Çabuk vazgeçmeleri nedeniyle şirketlerin yetenekleri tutmaları zorlaşacak.
- Standart işleri yaptırmak zorlaşacak.
- Zaman ve emek gerektiren meslek dalları değer kaybedecek.
- Her şeyi kişiselleştirmek istemeleri, zengin - fakir uçurumu yaratacak.
 
Tıklamadan önce iyice bir araştırayım , z kuşağı annesiyim diye yok yere övünmeyeyim dedim :31:

Hızlı düşünen , hızlı yaşayan , teknoloji ile bütünleşmiş çocuklar , işin özeti .

Evet 4 yaşındaki oğluma hala mause kullandıramıyorum , herşeyi dokunmatik sanıyor mesela :34:
 
Z kuşağının olumlu yönleri :

- Daha iyi eğitimli olacaklar.
- Bireysel ve bağımsız olmaları yaratıcılığı artıracak.
- Doğruyu çekinmeden söylemeleri motive edici bir ortam oluşturacak.
- Nesiller arası farklar azalacak.
- Sosyal ve iletişime açık olmaları müşterileri ve birbirlerini kolay anlamalarını sağlayacak.
- İnternet ile coğrafi sınırları kaldırmaları güvenlerini arttıracak.
- Komplekssiz oldukları için kendilerini rahat ifade edebilecekler.


Z kuşağının olumsuz yönleri :

- Sadakatsiz olmaları şirketleri zorlayacak.
- Azimli ve hırslı olmamaları, kriz dönemlerini olumsuz etkileyecek.
- Hep yükselmek istemeleri nedeniyle ''yıldız savaşları'' yaşanabilir.
- Çabuk vazgeçmeleri nedeniyle şirketlerin yetenekleri tutmaları zorlaşacak.
- Standart işleri yaptırmak zorlaşacak.
- Zaman ve emek gerektiren meslek dalları değer kaybedecek.
- Her şeyi kişiselleştirmek istemeleri, zengin - fakir uçurumu yaratacak.


Z-kuşağına biz 2000 ve sonrası doğum gerçekleşmiş diye tanımlasakta ; bir grupta 1990 ve sonrası olarak kabul etmektedir.

Z Kuşağı Geliyor

Baby Boomers, X, Y derken şimdi de Z kuşağı iş hayatında. 1990’ların başında doğan ve yeni yeni iş hayatına atılmaya başlayan bu kuşak önceki nesillerden biraz farklı. Bireyselliğe önem veren, teknolojiyle çok haşır neşir olan bu jenerasyon birçok şirketin iş yapış şeklini de değiştirecek. Yaptıkları işte bir anlam bulmak isteyen, en yeni iletişim araçlarını kullanan, iş arkadaşlarıyla dost olmayı tercih eden Z kuşağı, yeniliğe açık olmayan şirketlerde çalışmayı da istemiyor.

Baby Boomers, X, Y derken Z kuşağı da yavaş yavaş iş hayatına atılmaya başlıyor. Tam olarak ne zaman doğdukları konusunda farklı bilgiler olsa da genel olarak 1991’den sonra doğanlar Z kuşağı olarak adlandırılıyor.



Z kuşağına, sessiz kuşak ismi de veriliyor. Çünkü tepkisini sesini yükselterek, fiziksel güçle değil iletişim araçları ile göstereceği düşünülüyor. Teknoloji dünyasının içerisinde doğan bir kuşak. Anne babalarını X kuşağı oluşturuyor. İsimlerinin Z kuşağı olmasının nedeni ise bazı sosyal bilimcilerin bu kuşağın son kuşak olduğuna inanması. (Ancak sonrası için yeni isimler verilmeye başlandı bile. Z kuşağından sonraki kuşağın isminin, bazı kaynaklarda Alfa kuşağı olarak tanımlanacağı belirtiliyor.)



Z kuşağının, önceki kuşaklardan en büyük farkı internetin, teknolojinin içine doğmuş olmaları. Kaset, teyp nedir bilmiyorlar. Hatta CD bile onlar için neredeyse eksi moda bir teknoloji. Haberleşmek için e-posta’yı değil, sosyal medyayı tercih ediyorlar. Arkadaşlık bağları ise ağırlıklı olarak Facebook üzerinden yürüyor.



Z kuşağını, teknoloji bağımlısı ya da tutkunu değil, teknolojiyi doğal yaşam standardı olarak algılayan bir nesil olarak görmek gerekiyor. 20’li yaşlara yeni giren bu nesil iş hayatında da birçok şeyi değiştirecek gibi görünüyor. Baby Boomers ve X kuşağının gelenekselliğinden sonra Y kuşağı her ne kadar bu durumu biraz kırsa da Z kuşağıyla yepyeni bir döneme giriliyor.
Türkiye’de Z kuşağına yönelik yapılmış bir araştırma henüz yok. Fakat yurtdışındaki Z kuşağı üyelerine bakıldığında belli başlı bazı önemli özellikler ortaya çıkıyor. İnternet teknolojileri bu kuşağın hayatıyla iç içe. Z kuşağı için öğrenmek, paylaşmak, üretmek doğal bir gelişme. Sağlık konusunda araştırma ve çalışmalar yapan kuruluş Kaiser Family Foundation’ın ABD’de 2004 yılında yaptığı bir araştırmada Z kuşağı ile ilgili şu bulgulara yer veriliyor:

- Bir anda birçok şey ile uğraşabiliyorlar.
- Yeni teknolojilerle geçirdikleri vakit kadar geleneksel medya ile de vakit geçiriyorlar. Yani birini seçmeleri diğerinden vazgeçmeleri anlamına gelmiyor.
- 8-18 yaş arası çocukların yüzde 73’ü günde en az 43 dakikalarını okuyarak geçiriyor.

Zor bir dünya onları bekliyor
Z kuşağı aynı zamanda, doğal afetler ve doğal kaynakların tükenmeye başladığı bir dünyaya doğdu. İletişim araçlarının yoğunluğu sebebiyle farklı kültür ve bakış açılarını da doğal karşılayan, farklı kültürlere ve kendine benzemeyene hiç olmadığı kadar açık olmakla, sadece kendinden olana sıkısıkıya bağlamak arasında kalacağı düşünülen bir kuşak. Bu kuşağı çok zorlu bir dünya bekliyor. Sadece iş hayatı değil, azalan ve tükenen kaynaklar da bu kuşağı zorlayacak. İş yaşamında onları ciddi bir rekabetin beklemesinin yanı sıra bugün eğitimini aldıkları konuların birçoğu, yarın iş yaşamına atıldıklarına ya şekil değiştirmiş ya da yok olmuş olacak. Da Vinci Enstitüsü’nün yaptığı araştırmaya göre 2030 yılında 2 milyon meslek yok olmuş olacak. Yani bugünkü mesleklerin yüzde 50’si.



Şirket yeniliğe açık değilse ayrılıyorlar
Z kuşağını 1991’den sonra doğanlar diye tanımlayacak olursak, iş dünyasına yeni atıldılar. Fakat bununla ilgili olarak Türkiye’de köklü bir araştırma olmadığı için daha çok Amerika’da yapılan araştırmalar üzerinden tahmin yürütülüyor.

Z kuşağı ile Y kuşağının oldukça büyük benzerlikler gösteriyor:

- Ücret beklentileri olması gereken düzeyde.
- Değerlerinin altında ücret teklifi alırlarsa, mantıklı bir açıklama yapılmasını bekliyorlar.
- Yan hakların olmasını istiyorlar.
- Yaptıkları işte bir anlam bulabilmek istiyorlar.
- Birlikte çalıştıkları yönetimlerden gelişmeleri ve yükselmeleri için yapıcı bir tavır bekliyorlar.
- Kurumların gelişimine nasıl katkıda bulunduklarını bilmek ve bu katkılarının biliniyor olmasını istiyorlar.
- En yeni iletişim araçlarının kullanıldığı, paylaşıma açık ortamları tercih ediyorlar.
- Eski neslin ‘bilgi bende kalsın, buradaki tek adam ben olurum’ tarzı anlayışların kurumların gelişimi önündeki en büyük engel olduğuna inanıyorlar.
- Sosyal ortamların güçlü olduğu iş yerlerini tercih ediyorlar.
- İş arkadaşlarıyla dostluk kurmayı normal buluyor, iş arkadaşlarıyla dostluk olmaz anlayışına inanmıyorlar.
- İş yerinde statükoyu korumak onlara göre değil. Yeniliğe açık ve yeniliği kucaklamayan ortamlardan hızlıca ayrılıyorlar.

Takım oyuncusu değil bireyseller
Z kuşağının öne çıkan bir başka özelliği ise takım oyuncusu değil, bireysel olmaları. Z kuşağının sürekli online ve teknolojiyle iç içe olması, bilgiyi hızlı alabilme ve birden fazla bilgi arasında hızlı bir bağ kurabilme yeteneklerini geliştirdi. Bu yetenekleri de aslında çok geniş bir network kurmalarını sağlıyor. Z kuşağının DNA’sında dijital sosyalleşme olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu özelliklerinden ve dünyayı daha iyi daha yaşanabilir bir yer haline getirme isteklerinden dolayı da yaptıkları işlerin dünyayı değiştirecek nitelikte olacağına inanıyorum. Eskiden şirketler sadece satışa odaklanırdı. Artık sadece satışı ön planda tutan bir şirketin Z kuşağı ile çalışabilmesi çok zor olacak. Z için para kazanmanın ardında bir anlam olması gerekiyor. Zenginlik ve prestij onlar için dünyaya fayda yaratmakla geliyor” diyor.

Önceki kuşaklarla anlaşabilecekler mi?
Z kuşağı iş dünyasına yeni yeni atıldığı için bu konuda somut bir çalışma veya örnek yok. Fakat Erdoğan, gözlemlerine dayanarak iş dünyasında şu an en fazla zorlananların, yeni gelişmeleri takip edemeyen, takip etmediği gibi bu alandaki değişimleri anladığını zannedenlerin Baby Boomers ve X kuşağı olduğunu söylüyor. Bu iki nesil öğrenmenin yukarıdan aşağı olduğunu düşünüyor. Yani öğretmen anlatır, çocuk öğrenir. İş dünyasında da bunu uyguluyorlar. Sürekli bir öğretmen modundalar. Ayrıca Y jenerasyonundan öğrenebilecekleri hatta kendi kuşaklarından öğrenebilecekleri bir şeyler olduğunu düşünmüyorlar. Z kuşağı ise kendi kendine öğrenir pozisyonda. Z’liler bilgiyi önceki nesillerden çok daha hızlı ve iyi bir şekilde öğrenip işleyebiliyor. Yeni dünya düzeninde sosyal mecra ve dijital mecralarla arası iyi olmayan, bu mecralar içinde gününün birkaç saatini geçirmeyen her çalışanın bu ortamlarda yer alması gerekiyor. Bunu da uygulamalı bir şekilde yapması, bu dünyanın içine girmesi gerekiyor.

Uyum sağlayamayan şirketler ayakta kalamayacak
İnternet ve teknolojiyle bu kadar iç içe olan, bireyselliğe önem veren, hızlı davranan, aldığı bilgiyi çabuk işleyen bu kuşak için şirketlerin de hazırlanması gerekiyor. Erdoğan bunun için kurumların Y ve Z kuşaklarından mentorluk alması ve üst yönetimlerde Y ve Z kuşaklarından oluşturulmuş danışma kurulu gibi ekipler olması gerektiğini düşünüyor. Kurumların iş yapış şekillerini bu kuşağa göre değiştirmeye başlaması gerekiyor. Bunu yapmayan şirketlerin de önümüzdeki yıllarda ayakta kalması zor gibi görünüyor. Bu kuşağın farklılıklara açık olmaları, kendilerini rahat ifade edebilmeleri ve en önemlisi Y kuşağının açtığı yolda ilerlemeleri sebebiyle daha az zorlukla karşılaşacaklarını düşünen danışman ve eğitmen Elif Duru Gönen, emekliliğin artık yok olması sebebiyle, geçiş kuşağı ve birçok farklılığın ilk kez tecrübe edilmesi sebebiyle özellikle iş yaşamında en büyük zorluğu Y kuşağının yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğini söylüyor. Çalışanların çocuklarından başlayarak çok küçük yaşlardan itibaren şeffaf ve dürüst bir iletişim çalışması yapması gerektiğini ifade eden Gönen firmalarla yaptıkları çalışmalarda çalışanların çocuklarının gözündeki işveren markası algısını dahi değerlendirdiklerini söylüyor: “Dolayısı ile şirketler yeni dünyaya, yeni kuşaklara önce şeffaflık ve dürüstlükle hazırlanmalılar. Ayrıca şirketlere en önemli yol göstericiler, bugün bağlılığını kazanmakta ve işe alımda zorlandıkları Y kuşağı temsilcileri. Y kuşağına ciddiyetle yaklaşan, dünyada ve dolayısı ile insanda bir değişim olduğunu kabul eden şirketlerin özellikle Z için büyük bir değişim yapmasına gerek kalmayacak. Ama bugün yaşanan değişimi ‘geçer’, ‘düzeltiriz’, ‘iş dünyası böyledir, alışırlar’ bakış açısı ile değerlendirenlerin çok büyük sıkıntı çekecekleri bir gerçek. İş yapış şekillerini de değiştirmeleri gerekecek ama bu değişimi yarın değil bugün yapmaları gerekiyor. Daha yalın, şeffaf, dürüst, adil süreçler önemli. Çağdaş teknoloji altyapısı ise olmazsa olmaz.”

Z kuşağının iş hayatından beklentileri
Herkesin yaşama biçimi, standartları, imkanları farklı. Fakat özgürlük, özgüven ve zeka gibi ortak yönler de var. Z kuşağı da bu güçlü yönlerini kullanabileceği organizasyonlarda çalışmak isteyecek. Tabii istedikleri işlerde çalışma gibi bir şansları da olamayabilir. Gönen, Z kuşağının böyle durumlarda mutlu olmayacağını ve fırsatları değerlendireceğini söylüyor. Hiyerarşik yapılanmalar yerini uzmanlık ve sorumlulukların temel alındığı yapılanmalara bırakacak. Dolayısı ile bu kuşağın yöneticilerinden bekleyeceği şey onlara koçluk yapmaları. Bu durumun uzun süre böyle devam edeceğini belirten Gönen, gençlerin de yöneticilerine koçluk, mentorluk yapacağı dönemlerin yaklaştığını söylüyor: “Olumsuz olan şu ki, bugün ne yazık ki iş yaşamında yaptığınız işten daha çok hiyerarşi ve ilişkileri yönetmeye zaman harcıyorsunuz. Genç kuşaklarla beraber işin ne olduğundan çok, nasıl yapıldığı ve kuralların ardındaki mantığın açıklanabilir olması önemli faktör. Örneğin bankacılıktaki takım elbise kuralının dahi esnemeye başladığını görüyoruz. Yalınlık, şeffaflık, dürüstlük, kurumların yatırım yapması gereken önemli unsurlar.”

Z kuşağının çoğunun girişimci ya da sosyal girişimci olacağını düşünen Erdoğan, kurumsal yapıların bürokratik yapısının, uzun süreçlerinin, kariyer yapmak için sıra beklemeyi bir şart koşmalarının, yeniliğe pek de fazla açık olunmamasının, çalışanın hala para karşılığı hizmet veren birey olarak algılanmasının ve benzeri sebeplerin Z kuşağı gibi bireyselliğe önem veren bir kuşak için zor olacağını söylüyor.

Z kuşağının özellikleri

-Ailelerinin korumacı bir yapısı var.
- E-posta diye bir iletişim aracını tanımıyorlar.
-Sosyal mecralar, mobil teknolojilerle iletişim kurmayı tercih ediyorlar.
- Daha eğitimliler. (Sivil toplum faaliyetleri ve medya desteği ile sosyo kültürel gerçeklikten bağımsız olarak daha bilinçli aileler, TV programları, çocuk belgeselleri, eğitici çizgi filmler, öğretici oyuncaklar)
- Bireysel ve bağımsızlar.
- Özgüvenleri sayesinde daha rahat ve açık iletişim kurabiliyorlar.
- Kendi istek ve hedeflerinin farkındalar.
- Hedefleri doğrultusunda yaşıyorlar.
- Hayatta her şeyin mümkün olduğunu düşünüyorlar.
- Çevrelerinde ve dünyada olan gelişmelerin farkındalar.

Çocuklar hediye olarak iPad istiyor

ABD’li araştırma şirketi Grail Research’ün Kasım ayında yaptığı araştırma, Z kuşağı hakkında fikir veriyor. Dijital yerliler olarak da bilinen bu nesille çalışacak şirketlerin yeni teknolojiyi çok iyi kullanmaları gerekiyor. Araştırmaya göre:
- Amerika’daki 6-12 yaş arası çocukların yüzde 31’i yılbaşı hediyesi olarak iPad istemiş.
- 12 yaşındaki kızların yüzde 20’si online alışveriş sitelerinde geziyor.
- Cep telefonu kullanım yaşı ise her sene düşüyor. 12 yaşındaki kızların yüzde 65’inde, 13-15 yaşındaki kızların ise yüzde 79’unda cep telefonu var.
- Gençlerin yüzde 46’sı televizyonda ne izleyeceklerine sosyal ağlardaki öneriler üzerine karar veriyor.
- Çocuklar, gençler cep telefonu, bilgisayar veya sosyal ağlara bağlanabilen benzer cihazlardan uzak tutulduğunda üzülüyorlar.

olarak tanımlansa da biz site olarak 2000 ve sonrası olarak esas aldık !
 
ve maalesef aramızda ciddi bir kuşak çatışması olacak, Z kuşağına hayatın pc ve cep telefonundan ibaret olmadığını anlatmak çok zor onların içine doğduğu bu dünya bize kurmaca geliyor onlara göre ise çok normal. gelde çatışma
 
Çocuklar, gençler cep telefonu, bilgisayar veya sosyal ağlara bağlanabilen benzer cihazlardan uzak tutulduğunda üzülüyorlar.
Bunu bizde yapıyoruz:)İnternet bağımlılarımız:)
Birgün gezmedeyiz 3 yaşındaki kendinden büyük kıza soruyor:
-Kaç yaşındasın
-13
-Öyleyse neden cep telefonun yok?
 
ben bebeğim büyüdükten sonra bizim zamanımızdaki gibi yetişsin istiyorum..umarım başarabilirim.
İnternet , telefon bağımlısı olmadan yetiştirmek bu çağda çok zor :31:
 
teknolojiden kendim ne kadar uzak kalabiliyorum ki çocuğuma engel olabileyim.
ama doğduğunda olabildiğince ilkel yetiştirmeye çalışacağım
cep telefonu, tv, tablet, pc bunlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi.
sırf sosyalleşme imkanı olsun diye şimdi oturduğum evi satıp bahçesi, parkı olan
şehirden biraz daha uzak bir ev arayışına girdik eşimle.
toprakla oynamasını, büyüdüğünde ağaçlara tırmanmasını, kirlenip, pasaklanmasını
tercih ederim elinde tablet o abidik gubudik oyunlar oynamasındansa:31:
 
Kizim sadece 3 aylik ve cep telefonumdan pepe izliyor hatta telefonumda yuklu olan cilgin hirsiz oyununu izlerken heyecanlaniyor bizde Z sayiliyoruz galiba :)
 
Benim eşim yazılımcı ve bizim evde teknolojinin her şekli var. çünkü eşimin işi iş yerinde sınırlı kalmıyor yaptıgı iş eve de yansıyor. bizim zamanımızda olmayabilir bu kadar teknoloji bence bu bizim zamanımzın eksikliği keşke olsaydı okul zamanı bilgi açlığı olmazdı.ne kütüphane vardı ne bilen biri evdeki ansiklopediler yetmiyor hep bilgiler eksikti artık pes edip öğrenmiyorduk çoğu şeyi. eger cocuklarımızla gerektiği şekilde ilgilenirsek onunla oyun onunla beraber aktiviteler sadece günde 1 yada 2 saat oyun oynayacaktır. bence çocukları hep kenara attığımız için onlarda tv yada bilgisayara yöneliyorlar. onlarla sadece yemek yemeleri gereken vakitlerde yakınlaşıyoruz. eger birşeyi engellersek o daha cazip olur. bizim küçüklüğümüzde eve su içmek için yada arkadaslarımızla kavga ettiğimizde ugrardık ama şimdi korkuyoruz sokaga bırakmaya sürekli evdeler. bizim zamanımızdada sokaklar kötüydü çocuklar kaçırılıyordu ve mahalle arası oldugu için oyun oynama alanı yoktu ama arkadaslarımızla mutlaka oynayacak oyunlar buluyorduk. yani bize fazla gelen enerjiyi atıyorduk bir şekilde, şimdikiler öyle mi kalkıp bir bardak su içmeye acizler bizden istiyorlar herşeyi. ama internetteki oyunları büyük insandan güzel oynuyorlar.aktivite olarakta en fazla kursa falan gönderiyoruz. kalıcı arkadasları olmuyor bizim çocuklugumuzdaki gibi. ÇOK YALNIZLAR...

bence biz yapıyoruz çocukları böyle. teknolojinin bir kabahati yok
 
İndigo--Kristal derken bir de Z KUŞAĞI mız oldu:)) Hayırlı olsun...


Okudugum şeylerle örtüşen taraflar var evet...Ama tüm bunlara RUH da katmaya çalışan bir gariban anneyim :))
 
bende elimden geldiği kadar kar kış da olsa çocuklarla vakit geçirmesi için arka çıkartıyrum nerede çocuk biz orada yeter ki bir ses duyalım benim kzım çok şükür şimdilik böyle sorunlarımız yok ama şu bir gerçek ki teknolojinin önüne geçemiyoruz bağımlılık yaratıyor maalesef Allah yardımcımız olsun zor bir nesil ergenlikleri nasıl geçecek kızım 2,5 yaşında dil pabuç kadar:1:
 
Veled, 'Babacim yaa, ben nasil oldum, cok merak ediyorum"

diye israr edince...

Adam, "Nasil olsa bunu bu oglana bi gun anlatmak durumunda

kalacam,en iyisi mi simdi izah edim, hazir sormusken, kurtuliym gitsin bu
isten diye dusunur, icinden...

"Bak evladim, cok iyi dinle, zira bi daha anlatmiyacağım:

"Annen ile baban, bundan yedi sene evvel, bi 'cyber cafe'de

karsilasti.

"Bir iki bakistiktan soona bu 'cyber cafe'nin musait bi

yerine gectiler...

Baban 'memory stick' ile , 'USB' den bi baglanti kurdu...

"Anaciin bu firsati eyi degerlendirerek 'memory stick' den

bi kac download' endirdi...

"Bu dangalak baban da, bir-iki 'upload' yukledi... Ammaaa,

" ....heyecandan 'Firewall' kullanmayi unuttugumuz aklimiz başımıza
geldiginde is isten gecmisti...

"Bu raddeden soona da, ne 'delete' edebildik, ne de

'cancel'...

"Sonuc olarak da, ortaya felaket bi 'Virus' cikti, dokuz ay

sonra...

"Iste mesele bu kadar basit, benim guzel evladim..."
Z kuşağının doğum hikayesi:ssz:
 
Son düzenleme:
Benim oğlumda babası işten gelince babasına yeni oyun indirdin mi? Diye soruyor:53: dokunmatik tel.oyuncak gibi çok rahat kullanıyor hatta tel.den benim istediğim şarkıları açıyor(okadar şarkıdan nasıl ayırt ediyor bilmiyorum)
Hediye bir tablet geldi çooook mutlu

Bir kaç ay önce vitrin mankeni için anne o ne dedi bir kadın anlatmaya başladı;ondan korkma o plastik,o şu terlik gibi naylon falan diye anlatıyor kadının lafı bitince "manken o manken" dedi :)şimdiki çocuklar düşüncelerini rahatlıkla söyleyebiliyor kendilerini daha iyi ifade ediyorlar
*oğlum üç yaşında:nazar:
 
Kızımda oğlumda Zkuşağında bu verilere göre.Kızımın teknoloji ile alakası pek olmasada çabuk sıkılan bunalan ve işin üstesinden gelmek için uğraşmayanbiri oğlum ise anlatmak bile istemiyorum.Dün düğüne gideceğiz oldum olası sevmemde bir hayırlı olsun deyip çıkacağız.Üzerini giydirmek için 20 dk çamaşırlaırnı giydirtikten sonra 30 dk dil döktük eşimle.Sonunda giyindi bu kezde ben bilgisayarda araba oynıcam deyip tam 1 saat zırladı.Sonunda sabırlar tükendi eşim çıldırdı :41:
Güç bela çıktık bu kezde akrabaların arabasını ben süreceğim deyip yakındı.O olmayınca babasından bebetonu ver(telefonu)diyerek aldı sağa sola boş mesajlar salladıktan sonra müzik açıp uyudu:1:
Ne etcez bilemiyorum daha 4 yaşında:32:
 
tıklamadan önce iyice bir araştırayım , z kuşağı annesiyim diye yok yere övünmeyeyim dedim :31:

Hızlı düşünen , hızlı yaşayan , teknoloji ile bütünleşmiş çocuklar , işin özeti .

Evet 4 yaşındaki oğluma hala mause kullandıramıyorum , herşeyi dokunmatik sanıyor mesela :34:

aynen benimde 2010 doğumlu kzım var mause kullanamıyo dokunmatik sanıyor ne olacak bu teknolojik çocuklar.arada bir bizim eski oyunlardan oynuyoruz saklanbaç körebe kutu kutu pense ama nerdeeee...sıkılıyorr telefonla oynamak daha keyifli ona göre:53:
 
teknolojiden kendim ne kadar uzak kalabiliyorum ki çocuğuma engel olabileyim.
ama doğduğunda olabildiğince ilkel yetiştirmeye çalışacağım
cep telefonu, tv, tablet, pc bunlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi.
sırf sosyalleşme imkanı olsun diye şimdi oturduğum evi satıp bahçesi, parkı olan
şehirden biraz daha uzak bir ev arayışına girdik eşimle.
toprakla oynamasını, büyüdüğünde ağaçlara tırmanmasını, kirlenip, pasaklanmasını
tercih ederim elinde tablet o abidik gubudik oyunlar oynamasındansa:31:

bende z tıpı oluyorum ama daha sımdıden ne yapacagımı sasırmıs durumdayım
 
merhaba herkese kulübe yeni katıldım ve üye olurken sorulan bu soru ilgimi çekti ilk defa duydum ve sayenizde öğrendim teşekkürler kadınlar kulübü ;)
 
Back