[h=3]İÇERİK : Gül Otu,Şakayık,Dulavrat Otu Kökü,Hatmi Kökü,Kitre,Gül Karamuk,Çoban Üzümü,Gelincik[/h][h=3]KULLANIM ŞEKLİ : Yemeklerden 30 dakika önce günde 3 defa ikişer kapsül bol su ile alınmalıdır.[/h][h=3]* Toplam 180 kapsül (1 aylık tedavi)[/h][h=3]Behçet Hastalığı birden fazla organ sistemini ilgilendiren, kronik ve kesin tedavisi olmayan bir hastalıktır. Ülkemizde oldukça sık görülür. "Behçet" ismi onu 1937 yılında tanımlamış olan Türk bilim adamı Hulusi Behçet'ten gelmektedir. Behçet Hastalığı özellikle Akdeniz ülkelerinde sık görülür. Tanı genellikle şikayetler ve bulgular doğrultusunda konur.[/h][h=3] Hastalığın temel belirti ve bulguları şöyledir:
Ağızda tekrarlayan aftlar (ülserler),
Genital bölgelerde (cinsel organ çevresinde) yara bırakan ağrılı ülserler,
Gözde üveit (gözün iç yapılarında iltihap)
Eklem iltihapları (artrit)
Damar iltihapları (vaskülit)
Anevrizmalar (damarlarda balonlaşma)
Pıhtılaşma eğilimi[/h][h=3]Tedavisi ihmal edilen kimselerde üveit ve retina damarlarındaki iltihapla birlikte körlük meydana gelir. Damar iltihapları, anevrizmalar ve ölümcül anevrizma yırtıkları meydana gelebilir. Akciğerde vasküler ( damar) tutulum olduğunda öksürükle birlikte kan gelebilir. Behçet hastalığının neden olabileceği sorunların takibi şarttır.
Behçet hastalığının kesin tedavisi yoktur. Çünkü söz konusu yaygın inflamasyonuna neyin sebep olduğu bilinmemektedir.[/h][h=3]Behçet hastalığı düzenli takiplerle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır[/h][h=3]GÜL OTU
Birçok türü vardır.Orta güneşli, killi-kumlu ve kırmızı toprakları çok sever. Mayis-haziran aylari arasinda, pembe, beyazimsi, sari, kirmizi renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalimsi ve dikenli bir bitkidir. Gövdeleri silindir biçimli, yeşilimsi, esmer renkli, çok dallı ve dallar sık dikenlidir.. Çiçekler dallarinda tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak yapraklari 5 parçali, taç yapraklari ise çok parçalıdır. Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yüksekliğe kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetişir. Çok eski bir kültür bitkisidir. Çoğu gül çeşidinin kökeni Asyadır.[/h][h=3]Ağız yaralarının iyileştirilmesinde çok yararlı bir bitkidir.Ayrıca gözlerde olşan kızarıklıklarda gül otu yardımcı bir bitkidir.[/h][h=3]ŞAKAYIK[/h][h=3]Şakayık, çiçekli bitkilerden Paeoniaceae familyasındandır. Bu bitki Asya, Güney Avrupa ve Kuzey Amerika'ya yetişir. Şakayık çiçeğinin ilmi adı olan paeonia, Yunan hekimi Paeondan gelir. Homerosa göre bu hekim Plutonun Heraklesten aldığı yarayı bu bitkiyle tedavi etmiştir. Bilinen diğer isimleri, Ayıgülü, Bocur, Eşekgülüdür.
Şakayık süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilir. Çok yıllık birçok türü vardır. En yaygını bahçe şakayığıdır. Şakayık basit veya katmerli beyaz, pembe, kırmızı veya alaca renklerde çiçek verir. Çin şakayıklarının çiçekleri beyaz, sarı, pembe, kırmızı renklerde olur. Aynı zamanda çok güzel kokarlar. Ağaç şakayıkı odunsudur. Gayet yavaş büyür, beyaz, pembemsi, pembe veya kırmızı renkte çok güzel çiçek açar. Sarı şakayık ağaçsıdır, çiçekleri sarı, erkek organları taç şeklinde güzel ve büyüktür. Şakayıklar kökten fışkıran sürgünlerle ürerler, çok dayanıklıdırlar. Her türlü verimli toprakta ve bütün şartlarda yetişir. Tohumdan yetiştirilen şakayıklar ancak 5 6 yıl sonra çiçek açmaya başlarlar. Bileşiminde tanen, uçucu yağ, bir alkaloit ve paeonol taşımaktadır. Şakayıkkökü, çeşitli rahatsızlıklarda kullanılmakla beraber, romatizmal hastalıklarda, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında tedaviye yardımcı olarak kullanılmaktadır.[/h][h=3]DULAVRATOTU (Arctium tomentosum)[/h][h=3]
Dulkarıgömleği, Hanımyaması, Uluavratotu, Pıtrak, Pardana isimleri ile de bilinir.Bileşikgiller familyasından olan dulavratotu, Doğu ve Kuzey Anadolu bölgelerindeki kırsal kesimde ve yol kenarlarında yetişen çokyıllık dayanıklı otsu bir bitkidir. Gölgelik ve nemli yerleri seven dulavratotu 30-60 cm. kadar uzayabilir. Yapraklarının altı tüylü, damarlı ve beyaz renklidir. Çiçek yakınındaki yaprakları daha küçük olur. Dulavratotunun kökgövdesi ve yaprakları inülin, uçucu yağ, tanen, acı glikozitler, mikrop kırıcı bazı maddeler ile alkaloitleri içerir.
Romalılar döneminden beri sağlığa yararlı etkileri bilinen dulavratotu, romatizma ağrılarına karşı etkili bir bitkidir.Ayrıca kanı temizler ve bedeni güçlendirici etkileri vardır. Dulavratotu aynca cilt problemlerinde de etkili bir bitkidir. Derideki yara ve ülserlerin iyileşmesini hızlandırarak cilt enfeksiyonu gelişmesini önlemeye yardımcıdır.[/h][h=3]HATMİ KÖKÜ[/h][h=3]En az 2 yıllık olan bitkilerin kökleri sonbaharda topraktan çıkartılır, su ile yıkanarak temizlenir, dış kabuğu soyulur, tam olarak veya parçalara bölündükten sonra güneşte kurutulur. Yabani bitki Türkiyede azdır. Sulak ve kumluk topraklarda tohum ile üretilir.
Sarımsı beyaz veya grimsi renkli çubuklar veya silindir biçiminde parçalar halindedir. Tam olanların boyu 20-25 cm.dir. Mide, barsak ülserlerinde, ağız ve boğaz ülserlerinde (aftlarda) ve cilt yaralarında yumuşatıcı, koruyucu ve yara iyileştirici olarak tedaviye yardımcı olarak kullanılır.[/h][h=3]ETİKETLER: %100 Doğal ve etkili BEHÇET, hastalığına destek, tedavi hekimzade behcaftin, Behçet hastalığında doğal tedavi yöntemleri, Behçet hastalığında bitkisel tedavi, ağızdaki aftlar, göz tutulumu, genital yaralar[/h]