- 23 Mayıs 2007
- 1.828
- 5
1 nci Bölüm
TIP ALANINA HAZ VE VİZYON KAZANDIRMAK
Dünyada birçok ülkede tıp, sağlık hizmeti olmaktan çıkarak bir iş sektörü haline dönüşmüştür. Bu sektör artık kendisini tükenmiş hissetmekte çalışanları ise doktor – hasta ilişkisinde sevgi potansiyeline izin vermemektedir. Bunun nedeni ise tıp dünyasında çalışan insanların daha eğitim aşamasındayken doktor – hasta ilişkisinde profesyonel mesafenin öneminin vurgulanması, tıbbın bir bilim olduğu ve duygulara yer verilmemesi gerektiğidir. Doktorlar hastalarına yüzeysel bilgiler edinerek teşhisler koymakta, onların yaşantılarını yani aile, iş ve sosyal çevredeki kişiliklerini incelememektedirler.
Tıbbın bir iş sektörü haline dönüşmesi birçok problemi de beraberinde getirmektedir. En pahalı sektörlerden olan tıp bu yönüyle doktor ve iyileştiricilerin kendilerine olan güvenini azaltmakta buna bağlı olarak doktor hatası sigortası adı altında bir sigorta gündeme getirmektedir. Bu sigortanın amacı, meydana gelebilecek doktor hataları ve yanlış tedaviler karşısında yüksek tazminatlara karşı bir garantidir. Bu sigorta meslek hazzını yok eden ve maliyetlerin artmasına neden olan bir uygulamadır. Doktorlar hataları en aza indirgemek için mümkün olduğunca testlere, tahlillere ve filmlere başvurmaktadırlar. Bu da rekabet ortamı yaratılmasına neden olmaktadır.
İşte bu sorunlarla boğuşan Tıp Bilimi’nin yardımına Gesundheıt Enstitüsü yetişmiştir. Gesundheıt Enstitüsü Kurucuları, kar merkezli bir sistem yerine hizmet merkezli bir sistem kurulmasını kendilerine amaç edinmişlerdir. Bu sistemde hedef, hasta bakımı değil sağlık bakımı ve koruyucu tıptır. Bu enstitü gönüllüleri öncelikle terapinin iyileşme üzerindeki etkilerine inanmaktadır ve “ Biz hastalarımızın sevecen, empatik, duyarlı arkadaşları ve iyileştiricileriyiz, kerametimiz araçlarımızda değil yaklaşımımızdadır.” tezini savunmaktadırlar.
Tıp, bilimin efendisi olmaya başladıkça sevgi, inanç, kahkaha gibi unsurlar hep geri planda kalmıştır. Oysa, hipokrattan beri espri ve kahkahanın, sağlığın temel kaynağı olduğu kabul edilmiştir.
İnsanlar kahkahaya, temel amino asit gibi ihtiyaç duyarlar. Araştırmalar, kahkahanın bedenin doğal kimyası ile kalp ve solunum sistemi üzerinde ki pozitif etkilerini kanıtlamıştır. Ayrıca kahkahanın kas gevşetici özelliği bulunmakta ve içten bir kahkahanın kasların gevşemesinde kırkbeş dakika etkili olduğu bilinmektedir.
2nci Bölüm
SAĞLIK VE İYİLEŞTİRME REÇETESİ
Gesundheıt Enstitüsüne göre sağlık; kucaklaşabilmek, gülebilmek, aile ve dost ortamından haz duyabilmek, işimizden doyum alabilmek, doğanın ve sanatın doruk hazzını hissedebilmektir. İyileştirmek ise; ilaç reçetesi yazmak ve tıbbi terapiler uygulamakla sınırlı olmayıp, neşe ve uyum içinde birlikte çalışmayı ve paylaşmayı da kapsamalıdır.
Gesundheit tıbbi bakımı sanatla, çiftçilikle, tiyatroyla, eğitimle, doğayla, eğlenceyle, dostlukla ve neşeyle birleştiren bir sağlık merkezidir. Burada tedavi olan hastalar aileleriyle birlikte katılabilirler ancak bu çiftlikteki sebze-meyve toplama, toplu doğa yürüyüşleri, balık tutma, partiler düzenleme, yemek pişirme, bulaşık yıkama, diğer hastalara yardımcı olma, tiyatro gösterileri gibi faaliyetlere katılmaları gerekmektedir.
Bunun amacı hastanın sosyal çevrede ki yaşamını incelemek, rahatsızlığının yanı sıra ruh sağlığını da göz önünde tutmayı sağlamaktır. Zaman içinde böyle hastalarla ve bu düşünce tarzına sahip bir enstitüde çalışmak, hastalar kadar doktorlar ve iyileştiriciler içinde aranılan bir ortam olmuştur. Burada görev yapanlarda yaptıkları işten haz aldıklarından dolayı görevlerine bağlılıkları artmaktadır.
Sağlık sistemini iyileştirmek için ihtiyaç duyulan şey Gesundheit Enstitüsünde olduğu gibi hem hastaları hem de doktorları heyecanlandıracak çözümler bulmak ve tıbbı bir iş sektörü olmaktan çıkararak insanlığın hizmetine sunmaktır.
TIP ALANINA HAZ VE VİZYON KAZANDIRMAK
Dünyada birçok ülkede tıp, sağlık hizmeti olmaktan çıkarak bir iş sektörü haline dönüşmüştür. Bu sektör artık kendisini tükenmiş hissetmekte çalışanları ise doktor – hasta ilişkisinde sevgi potansiyeline izin vermemektedir. Bunun nedeni ise tıp dünyasında çalışan insanların daha eğitim aşamasındayken doktor – hasta ilişkisinde profesyonel mesafenin öneminin vurgulanması, tıbbın bir bilim olduğu ve duygulara yer verilmemesi gerektiğidir. Doktorlar hastalarına yüzeysel bilgiler edinerek teşhisler koymakta, onların yaşantılarını yani aile, iş ve sosyal çevredeki kişiliklerini incelememektedirler.
Tıbbın bir iş sektörü haline dönüşmesi birçok problemi de beraberinde getirmektedir. En pahalı sektörlerden olan tıp bu yönüyle doktor ve iyileştiricilerin kendilerine olan güvenini azaltmakta buna bağlı olarak doktor hatası sigortası adı altında bir sigorta gündeme getirmektedir. Bu sigortanın amacı, meydana gelebilecek doktor hataları ve yanlış tedaviler karşısında yüksek tazminatlara karşı bir garantidir. Bu sigorta meslek hazzını yok eden ve maliyetlerin artmasına neden olan bir uygulamadır. Doktorlar hataları en aza indirgemek için mümkün olduğunca testlere, tahlillere ve filmlere başvurmaktadırlar. Bu da rekabet ortamı yaratılmasına neden olmaktadır.
İşte bu sorunlarla boğuşan Tıp Bilimi’nin yardımına Gesundheıt Enstitüsü yetişmiştir. Gesundheıt Enstitüsü Kurucuları, kar merkezli bir sistem yerine hizmet merkezli bir sistem kurulmasını kendilerine amaç edinmişlerdir. Bu sistemde hedef, hasta bakımı değil sağlık bakımı ve koruyucu tıptır. Bu enstitü gönüllüleri öncelikle terapinin iyileşme üzerindeki etkilerine inanmaktadır ve “ Biz hastalarımızın sevecen, empatik, duyarlı arkadaşları ve iyileştiricileriyiz, kerametimiz araçlarımızda değil yaklaşımımızdadır.” tezini savunmaktadırlar.
Tıp, bilimin efendisi olmaya başladıkça sevgi, inanç, kahkaha gibi unsurlar hep geri planda kalmıştır. Oysa, hipokrattan beri espri ve kahkahanın, sağlığın temel kaynağı olduğu kabul edilmiştir.
İnsanlar kahkahaya, temel amino asit gibi ihtiyaç duyarlar. Araştırmalar, kahkahanın bedenin doğal kimyası ile kalp ve solunum sistemi üzerinde ki pozitif etkilerini kanıtlamıştır. Ayrıca kahkahanın kas gevşetici özelliği bulunmakta ve içten bir kahkahanın kasların gevşemesinde kırkbeş dakika etkili olduğu bilinmektedir.
2nci Bölüm
SAĞLIK VE İYİLEŞTİRME REÇETESİ
Gesundheıt Enstitüsüne göre sağlık; kucaklaşabilmek, gülebilmek, aile ve dost ortamından haz duyabilmek, işimizden doyum alabilmek, doğanın ve sanatın doruk hazzını hissedebilmektir. İyileştirmek ise; ilaç reçetesi yazmak ve tıbbi terapiler uygulamakla sınırlı olmayıp, neşe ve uyum içinde birlikte çalışmayı ve paylaşmayı da kapsamalıdır.
Gesundheit tıbbi bakımı sanatla, çiftçilikle, tiyatroyla, eğitimle, doğayla, eğlenceyle, dostlukla ve neşeyle birleştiren bir sağlık merkezidir. Burada tedavi olan hastalar aileleriyle birlikte katılabilirler ancak bu çiftlikteki sebze-meyve toplama, toplu doğa yürüyüşleri, balık tutma, partiler düzenleme, yemek pişirme, bulaşık yıkama, diğer hastalara yardımcı olma, tiyatro gösterileri gibi faaliyetlere katılmaları gerekmektedir.
Bunun amacı hastanın sosyal çevrede ki yaşamını incelemek, rahatsızlığının yanı sıra ruh sağlığını da göz önünde tutmayı sağlamaktır. Zaman içinde böyle hastalarla ve bu düşünce tarzına sahip bir enstitüde çalışmak, hastalar kadar doktorlar ve iyileştiriciler içinde aranılan bir ortam olmuştur. Burada görev yapanlarda yaptıkları işten haz aldıklarından dolayı görevlerine bağlılıkları artmaktadır.
Sağlık sistemini iyileştirmek için ihtiyaç duyulan şey Gesundheit Enstitüsünde olduğu gibi hem hastaları hem de doktorları heyecanlandıracak çözümler bulmak ve tıbbı bir iş sektörü olmaktan çıkararak insanlığın hizmetine sunmaktır.