• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Vedat Türkali

13 Nisan 2007
15.555
36.073
1.123

Vedat Türkali

1984vedatturkaliffmcg1.jpg


Asıl adı Abdülkadir Pirhasan. 1919 yılında Samsun’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Türkoloji bölümünü bitirdi. Maltepe ve Kuleli Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951’de siyasal eylemlerde bulunmakla suçlanarak tutuklandı. Askeri mahkeme tarafından dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yedi yıl sonra koşullu olarak serbest bırakıldı.

Vedat Türkali 1944–1950 ağır baskı döneminde devrimci sanat çevrelerinde ilk kez el altında dolaştırılan gizli şiirleriyle (özellikle “İstanbul” şiiri ile) tanındı. Şiir uğraşlarını gizlilik döneminden sonra düştüğü hapishanede mapusluk süresince de sürdürdü.

1958 yılında cezaevinden çıktıktan sonra sinema alanında çalıştı. 40'ın üzerinde senaryo yazdı ve üç filmin yönetmenliğini yaptı. Senaryolarını Vedat Türkali takma adı ile yazıyordu. Film alanındaki emekleri günümüz Türk Sineması’nda seçkin bir yer tutar. Geniş izleyici yığınlarını da saran bu çalışmalarının genç Türk Sineması’nın oluşum ve gelişiminde etkin bir yeri olduğu bilinen bir gerçektir.

Yazdığı üç tiyatro oyunu, ulusal gelenek ve değerlere dayanan oyunlar olarak (ikisi türkülerle işlenmiş epik yapıda) özgün öncü nitelikler taşır. 141. Basamak 1970’de Ankara’da sergilendi. Bu ölü Kalkacak 1976 yılında İstanbul Belediye Şehir Tiyatrosu’nda sergilenirken yasaklandı. Dallar Yeşil Olmalı 1985’de yayınlandı.

Vedat Türkali, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Barış Derneği yöneticilik ve üyeliklerinde bulundu. Aydınlar Dilekçesi ve Barış Derneği davalarından yargılandı.

İlk romanı Bir Gün Tek Başına 1974 yılında yayınlandı. Bu roman sanatsal ve yazınsal görüşlerinden ödün vermeden sinematografik özelliklerin romana aktarıldığı üstün başarılı bir yapıt olarak heyecanla karşılandı. Türkali, Bir Gün Tek Başına'da 27 Mayıs Askeri Darbesi öncesindeki Türkiye aydınlarının bunalımlı çıkmazını sergiler.

İkinci romanı Mavi Karanlık ağır koşullarda aydınlar arası hesaplaşmaya dayanan acı umutsuz bir sevi romanı olarak 1983'te yayınlandı. Üçüncü romanı Yeşilçam Dedikleri Türkiye, Türk romanında bir dönüm noktasıdır denilebilir. Bu yapıtında da Türkali, bir tarih parçasının karmaşasındaki Türkiyenin çelişkilerle yüklü acı tatlı serüvenini bölüşen tanıklarıyla yüzyüze getiriyor okuyanları.

Bu Gemi Nereye (1985) adlı düz yazıları, söyleşileri, soruşturmalarından oluşan kitabı, Türk Sineması üzerine araştırma yapacaklar için kaynakça niteliğindedir.

Önsözlerinde Türk Sineması'nın yapısı ile ilgili önemli açıklamaları içeren iki senaryo kitabı var: 1. Üç Film Birden-1979 (Bedrana, Kara Çarşaflı Gelin, Analık Davası) 2. Eski Filmler- 1984 (Otobüs Yolcuları, Karanlıkta Uyananlar, Güneşli Bataklık, Umutsuz Şafaklar)

1990'da Tek Kişilik Ölüm romanı yayınlanır. Gerçek kişilere ve gerçek olaylara dayalı bir dönem romanıdır. Daha sonra ki on yıl boyunca Türkiye Komünist Partisi’nin tarihi niteliğindeki, İkinci Dünya Savaşı döneminin siyasal yapısının sergilendiği Güven adlı iki ciltlik romanını yazar. Bu romanı rahat yazmak için 10 yıl Londra’da kalır.

Bunların dışında düz yazıları, söyleşileri, savunmaları Tüm Yazıları Konuşmaları (2001)adlı bir kitapta toplanmıştır.

Komünist (2001) adlı bir anı kitabı vardır. Bu kitap çocukluğundan, tutuklanma sürecine kadar ki yaşamından kesitler içerir.

Son romanı Kayıp Romanlar (2004) dır. *Doktor Nahit Kotar yıllar süren siyasal sürgünden, tutkuyla bağlı olduğu İstanbul'una dönebildiğinde yetmişinin sonlarındadır. Devrimci bir emeklilik yaşam çizgisi çekmiştir kendince. İstanbul'uyla özlem giderecek, dış ülkelerde sürekli içinde olduğu sanat etkinliklerini ülkesinde izleyecek, artık kapalı olan eski örgütü adına dış ülkelerde sürdürdükleri etkinliklerden üstünde kalmış yüklüce parayı vereceği en uygun örgütü arayıp bu ağır yükten kurtulacaktır. Bir de roman yazmayı düşünmektedir bu arada.

Çelişkilerle çalkalanarak değişen, değişemeyen Türkiye'de şaşkınca dolaşmaya başladığı daha ilk günlerinde bir genç kız çıkar karşısına. Aralarında yaş uçurumu olan, inandıklarının tam karşısında değerler tablosunu benimsemiş görünen bu genç kızla, Esme'yle karşılaşması yeni bir dönem başlatmıştır yaşamında. Kızgınlıklar, karşılıklı suçlamalar içinde bağlı oldukları değerleri tartışmaları, birbirlerini gizli, açık, kaçınılmaz biçimde de kendilerini sorgulamaya başlamalarıyla yepyeni bir yola düşerler. Ülkenin özgürlük kavgası, tarihten gelen, çözüm bekleyen Kürt, Ermeni sorunları, tüm bu sorunlarla birlikte dış-iç egemen karanlık güçlerin, mafyaların kanlı gölgesi vardır bu bin bir tehlikeyle dolu yolun üzerinde.

Vedat Türkali, senaryoları, oyunları ve romanları ile ulusal ve uluslararası alanda bir çok ödüller almıştır. Bir Gün Tek Başına adlı romanı ile 1974 Milliyet Roman ödülü ve 1976 Orhan Kemal Roman ödülü; Çekoslovakya’da Carlovy Vary Film Festivali’nde Bedrana filmiyle, 1982 Cidale, Güneşli Bataklık ile 1982 sendika ödüllerinden başka Dallar Yeşil Olmalı oyunu ile de 1970 TRT Sanat ödüllerini almıştır.

1 Mayıs 2004’den - 1 Mayıs 2005’e kadar ki bir yıl, aydınların, sanatçıların, kültür sanat kurumlarının ve insan hakları savunucularının katılımı ile "Vedat Türkali Yılı" ilan edilmiştir. Çok çeşitli etkinliklerle geçen bu bir yıl, ilk kez yaşayan bir aydına armağan edilmiştir.



-yazarın kişisel sitesinden alıntıdır-
 
Kızı Deniz Türkali, Atıf Yılmaz'ın 'kadın filmleri' sevdasına kurban gitti bence oysa çok daha iyi yapıtlarda oynaması gereken bir oyuncudur Deniz Türkali.

Oğlu Barış Pirhasan'ın senaryolarını ise başarılı bulurum.

Vedat Türkali'nin Mavi Karanlık adlı kitabını ise tavsiye ederim.
 
Canım vedat türkali min sayfasını boş görmeye dayanamadım her kitabını en az 2 kez okumuşumdur.Ben kadınlar kulübüne yakışan bir tarafından bahsedeceğim Vedat Türkali nin.Kitaplarında ki o sürükleyici hikaye, muhteşem kurgu ve ülkenin bir dönemine bir belgesel tadında ışık tutan arka planı bir tarafa Vedat Türkali nin kadınları olağanüstüdür arkadaşlar.Güçlü, özgün,samimi ve farklı kadınlar.
 
Bir Gün Tek Başına..... Bir Gün Tek Başına.... Defalarca okudum yine de bıkmadım.... İstanbul şiiri zaten ayrı bir ekol.... Bekle Bizi İstanbul.... Haramilerin saltanatını yıkacağız..... Bekle o günler gelsin İstanbul....
 
Off off ki offf
İki ayrı yerden vurdun beni şimdi..
"Bir Gün Tek Başına" yı okumayan var mıdır acaba? Vardır.. nedenleri yazmayayım şimdi.. yerimseniben

Derhal pc başından kalkıyor ve Edip Akbayram dinlemeye başlıyorum..

"Bekle o günler gelsin İstanbul"

....ve elbette okumakta olduğum kitabımı ellerimin arasına alıyorum..

Internetin benim için kısa olan günlük ömrü de şu anda bitmiştir benim için.

Teşekkürler Hiscim.. a.s. Vakit kaybetmememi hatırlattın bir lahzada..
 
bir belgeselde
usta diyordu ki
ben devrime gönül verdim
benimle birlikte yolda yürüyenler oldu
öldü bzıları
bazıları bambaşka
bazılarıysa benim gibi kendilerini devrime tabi ttutlar
devrimi kendimde gerçekleştirdim sanırım....

ustaya ne denir... ne denilebilir...
 
bir belgeselde
usta diyordu ki
ben devrime gönül verdim
benimle birlikte yolda yürüyenler oldu
öldü bzıları
bazıları bambaşka
bazılarıysa benim gibi kendilerini devrime tabi ttutlar
devrimi kendimde gerçekleştirdim sanırım....

ustaya ne denir... ne denilebilir...

Ne güzel yazmışsın arkadaşım ne denilebilir sen hep var ol demekten başka
 
Bir şiir
İnsana çok yardım edebilir
Işıtmaz
Karın doyurmaz
Eve döndürmez
Sevdiğine bile kavuşturmaz adamı
Yine de çok yardımcı olabilir

Kim istemez derdini anlatmayı
Hem derdini söylerken insan
Komşuyu da ağlatır bazen

Hepimizede yürek yarası
 
Yalancı Tanıklar Kahvesi yeni romanı ben aldım elimdeki biter bitmez başlayacağım

Ben de Nisan ayında ustanın "Bir Gün Tek Başına" sını yeniden okumaya karar vermiştim.. Bu arada sen de "Tanıklar Kahvesi" ne başlamış olursun, diye düşünüyorum sevgili löliz..

Yorumlarını bekliyor olacağım.. "Bir Gün Tek Başına" gibi usta işi, tekrar tekrar okunacak bir yapıt olacak mı merak ediyorum açıkçası..
 
Biliyor musun bizim eşimle diğer normal çiftler gibi şarkımız değil bir kitabımız var o da Bir Gün Tek Başına o kitap sayesinde tanışmıştık.O derece önemlidir benim için o kitap ve tabiki üstat.
Yorumları bildiririm ama benim içinde sanıyorum senin için de Bir Gün Tek Başına ayrı.
 
ben bir işsiz üni. mezunu olarak
bu aylık harcamamı
tamamiyle tiyatro ve fransız edebiyatı üzerine paraladım
hatta opera biletinden de vazgeçtim
hatta bitmesinler diye okumaya kıyamıyorum
ustanın kitabını korsanda almak istemiyorum.nisan ayının kitabı olacak sanırım benim için.
okuyanlardan merakla içeriği hakkında yorumlar bekliyorum.
öpüyorum bide buradaki arkadaşlarımı..
 
vedat türkali bayılırımmm...
bir gün tek başına okunmaz mı bak yine sayfalarını çeviresim geldi ama kitaplarım benden o kadar uzakta ki:((
bütün kitaplarını bir solukta okudum...hemde tutkuyla....
en son kayıp romanları okudum kaldım orada...
yeni bir kitabı daha var mıdır yolda??
püsküüt cüm ne güzel özetleri paylaşmışsın yorumlarını okuyorum ve çok zevk alıyorum...bu sayfalara daha sık uğrayacağım artık...
 
vedat türkali bayılırımmm...
bir gün tek başına okunmaz mı bak yine sayfalarını çeviresim geldi ama kitaplarım benden o kadar uzakta ki:((
bütün kitaplarını bir solukta okudum...hemde tutkuyla....
en son kayıp romanları okudum kaldım orada...
yeni bir kitabı daha var mıdır yolda??
püsküüt cüm ne güzel özetleri paylaşmışsın yorumlarını okuyorum ve çok zevk alıyorum...bu sayfalara daha sık uğrayacağım artık...

Güzel sözlerin için teşekkürler..
Böyle başlıklar altında, aynı yürekle konuşabileceğim arkadaşlarla buluşmak benim için de keyifli..

Kayıp Romanlar 2004 yılında yayımlanmıştı yanlış hatırlamıyorsam..

En son da "Yalancı Tanıklar Kahvesi" adlı romanı yayımlandı ustanın.. Benim bildiğim kadarı ile bu başlık altında sadece sevgili löliz okudu.. Beğenmiş ancak "Bir Gün Tek Başına" gibi olamamış..

...ve gelelim "Bir Gün Tek Başına" ya. Kitabı üçüncü kez okuma turumu dün tamamladım.. Yine doldum, yine bir çatlak arıyorum boşalmak için..

Binlerce kez eline sağlık ustanın... Bu romanı neden sinemaya uyarlamazlar anlamıyorum.. Ne? ben bi'şey mi dedim? Bu ne cesaret yahu! Korktum kendimden şimdi.. yerimseniben
 
Back