Arkadaşlar yaklaşık 1 yıldır tanıştığım biri var. Kendisiyle bir doğa kampında tanıştım, görür görmez hoşlandım. Böyle bir on dakika kitlendik kaldık birbirimize. Sonra yanıma oturdu biraz muhabbet ettik falan. Kamp sonrası farklı şehirlerden geldiğimiz için bir daha görüşemedik. Sadece ismimi, ne iş yaptığımızı ve yaşadığımız şehirleri biliyorduk. Soyisimlerimizi bile bilmiyorduk yani. 1 hafta sonra aramış bulmuş beni sosyal medyadan. Kampa gittiğimiz ekibin sayfasını araştırmış baya falan. Konuşmaya başladık. Zaten hoşlanmıştım, konuştukça, ağırlığı, konuşmaları, kültürü vs beni daha da etkiledi aşık oldum. Onda da durum pozitifti yaklaşımı çok iyiydi imalar falan ama bir sorunumuz var. Bu çocuk doktor. Bana 2 saatlik bir şehirde mecburi hizmet yapıyordu. Biz tanışmadan birkaç gün önce istifa etmiş. Memleketine döndü. Tusa girip uzmanlık almaya çalışıyor. İlk sınavı geçemedi, şubatta girmişti. Şimdi yine hazırlanıyor Ağustosta tekrar girecek. Bu defa tamamen Sınava kilitlenmiş durumda. Sürekli mesajlaşırdık, bunlar azaldı. Sürekli bana alttan alttan mesaj veriyor önce tus diyor yani. Şu an işsizim, diyor yeri gelince hemen. Yakınlaşacak oluyoruz tusu sokuşturuyor araya. Bense ona aşık oldum, onda da benzer hislerin olduğunu ancak bir işi geliri olmadığı için gurue yaptığını düşünüyorum şuan. İlk tusu kazanamayıp ikinciye hazırlanmaya başlayınca beni de tedirgin eden düşünceler türemeye başladı. Tamam ilk tusa gireceği zaman daha yeni tanışmıştık.Önemsemiyordum. Ancak Şimdi niyetini belli ediyor Ağustosa kadar bekle diyor bir nevi. En ufak bir şey olsa şakadan bile kızsam falan üstüme düşüyor inanılmaz korkuyor kaybetmekten. Şakayla takılınca bile açıklama yapıyor önemsiyor yani baya. Kafamı karıştırsan şey şu; diyorum ki kendi kendime, değer mi? Adam bana açık açık dese ki ben seni seviyorum ama işimi elime almam lazım önce, biraz bekle dese anlarım. O da yok sadece imalar, küçük mesajlar arada duygusallıklar falan. Çok belli ediyor ama Net bi şekilde açılma yok. Ben beklemesine beklerim de bu adam tusu geçtikten sonra yüzüme bakmazsa naparım diye de düşünmüyor değilim. Ben onca zaman sabredip beklerim onu o vazgeçerse uzaklaşırsa da bu beni çok üzer. Sizce beklemek doğru olur mu yoksa kesmeli miyim alakayı? Tavsiyelerinize ihtiyacım var lütfen.
Web uygulamasını kur
How to install the app on iOS
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz.
Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Vazgeçmek mi sabretmek mi?
- Konu Sahibi glmzyz
- Başlangıç Tarihi
- Durum
- Mesaj gönderimine kapalı.
Ayrıntılı Düzenleme
Kimler kimler yazdı?- 12 Mayıs 2017
- 196
- 320
- 103
- 34
Merhaba arkadaşım, size şöyle yapın diyemeyeceğim nihai kararı verebilecek olan yine sizsiniz ama yalnızca bey efendinin tavırlarının dengesiz ya da tutarsız olduğunu düşünmediğimi paylaşmak istedim işin biraz da içinde olan biri olarak.
Eğer istifa ettiyse bu onun sınav hazırlığı konusunda ciddi ve kararlı olduğunu gösterir ki tus gibi bir sınava ciddi hazırlanmak da duygusal ve sosyal anlamda bazı keyifleri insanın elinden gerçekten alır. Tam bir odaklanma gerektirir, bu sebeple kendisi koşullarını bazı sorumlulukları (sevgililik dahil) üstlenmeye müsait görmeyerek adım atamıyor olabilir. Şimdi size açılsa, siz ister istemez belli aralıklarla gidip gelmesini ya doğrudan isteyecek ya da en azından bekleyeceksiniz. Bir şehirler arası ziyaret onun çalışmalarından bir şeyler çalacak ve temposunu da ister istemez aksatacak. Ben bu çekimserliği tutarsızca bulmuyorum, bence bey efendi haklı.
Ancak sizinle şunu paylaşacağım. Tusu kazandıktan sonrası da o kadar güllük gülistanlık bir süreç sayılmaz ne yazık ki. Asistanların gün aşırı tuttuğu nöbetleri insanlık dışı bir tempoya ayak uydurmak zorunda kaldıklarını duymuşsunuzdur. Bunun dışında bir de hayatın şöyle bir tatsız gerçeği var ki; asistanlığa başladıktan sonra biten çok yıllık ilişkiler de gözlemledim. Ya o temponun yarattığı stres, ya gecenizi gündüzünüzü nöbetlerle vs birlikte geçirdiğiniz bir karşı cinse gönlün kayması, ya yeni statünün getirdiği şımarıklık, artık ne derseniz, bilemiyorum. Bu konuda erkek arkadaşınızın karakterini tartabilecek, tahlil edebilecek ve en doğru kararı verebilecek olan bence sizsiniz.
Kendimi sizin yerinize koyuyorum, ben olsaydım napardım... Açıkçası şu an o bey efendiyi bekliyor olmak size bir şey kaybettirmiyorsa, ben olsam beklerdim. En azından geçmişe bakınca “belki şöyle olabilirdi” dememek isterdim. Çekindiğiniz hayal kırıklığına uğramak mı? Her şeyin onun inisiyatifinde olması mı sizi rahatsız ediyor? Yoksa bu sırada başka muhtemel talipler de hayatınızı ıskalamak durumunda kalıyor diye mi düşünüyorsunuz?
Ya da açık açık sormayı hiç mi düşünmüyorsunuz?
Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.
Eğer istifa ettiyse bu onun sınav hazırlığı konusunda ciddi ve kararlı olduğunu gösterir ki tus gibi bir sınava ciddi hazırlanmak da duygusal ve sosyal anlamda bazı keyifleri insanın elinden gerçekten alır. Tam bir odaklanma gerektirir, bu sebeple kendisi koşullarını bazı sorumlulukları (sevgililik dahil) üstlenmeye müsait görmeyerek adım atamıyor olabilir. Şimdi size açılsa, siz ister istemez belli aralıklarla gidip gelmesini ya doğrudan isteyecek ya da en azından bekleyeceksiniz. Bir şehirler arası ziyaret onun çalışmalarından bir şeyler çalacak ve temposunu da ister istemez aksatacak. Ben bu çekimserliği tutarsızca bulmuyorum, bence bey efendi haklı.
Ancak sizinle şunu paylaşacağım. Tusu kazandıktan sonrası da o kadar güllük gülistanlık bir süreç sayılmaz ne yazık ki. Asistanların gün aşırı tuttuğu nöbetleri insanlık dışı bir tempoya ayak uydurmak zorunda kaldıklarını duymuşsunuzdur. Bunun dışında bir de hayatın şöyle bir tatsız gerçeği var ki; asistanlığa başladıktan sonra biten çok yıllık ilişkiler de gözlemledim. Ya o temponun yarattığı stres, ya gecenizi gündüzünüzü nöbetlerle vs birlikte geçirdiğiniz bir karşı cinse gönlün kayması, ya yeni statünün getirdiği şımarıklık, artık ne derseniz, bilemiyorum. Bu konuda erkek arkadaşınızın karakterini tartabilecek, tahlil edebilecek ve en doğru kararı verebilecek olan bence sizsiniz.
Kendimi sizin yerinize koyuyorum, ben olsaydım napardım... Açıkçası şu an o bey efendiyi bekliyor olmak size bir şey kaybettirmiyorsa, ben olsam beklerdim. En azından geçmişe bakınca “belki şöyle olabilirdi” dememek isterdim. Çekindiğiniz hayal kırıklığına uğramak mı? Her şeyin onun inisiyatifinde olması mı sizi rahatsız ediyor? Yoksa bu sırada başka muhtemel talipler de hayatınızı ıskalamak durumunda kalıyor diye mi düşünüyorsunuz?
Ya da açık açık sormayı hiç mi düşünmüyorsunuz?
Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.
- 19 Temmuz 2013
- 3.003
- 3.391
- 333
- 7 Ağustos 2016
- 972
- 951
- 53
Merhaba arkadaşım, size şöyle yapın diyemeyeceğim nihai kararı verebilecek olan yine sizsiniz ama yalnızca bey efendinin tavırlarının dengesiz ya da tutarsız olduğunu düşünmediğimi paylaşmak istedim işin biraz da içinde olan biri olarak.
Eğer istifa ettiyse bu onun sınav hazırlığı konusunda ciddi ve kararlı olduğunu gösterir ki tus gibi bir sınava ciddi hazırlanmak da duygusal ve sosyal anlamda bazı keyifleri insanın elinden gerçekten alır. Tam bir odaklanma gerektirir, bu sebeple kendisi koşullarını bazı sorumlulukları (sevgililik dahil) üstlenmeye müsait görmeyerek adım atamıyor olabilir. Şimdi size açılsa, siz ister istemez belli aralıklarla gidip gelmesini ya doğrudan isteyecek ya da en azından bekleyeceksiniz. Bir şehirler arası ziyaret onun çalışmalarından bir şeyler çalacak ve temposunu da ister istemez aksatacak. Ben bu çekimserliği tutarsızca bulmuyorum, bence bey efendi haklı.
Ancak sizinle şunu paylaşacağım. Tusu kazandıktan sonrası da o kadar güllük gülistanlık bir süreç sayılmaz ne yazık ki. Asistanların gün aşırı tuttuğu nöbetleri insanlık dışı bir tempoya ayak uydurmak zorunda kaldıklarını duymuşsunuzdur. Bunun dışında bir de hayatın şöyle bir tatsız gerçeği var ki; asistanlığa başladıktan sonra biten çok yıllık ilişkiler de gözlemledim. Ya o temponun yarattığı stres, ya gecenizi gündüzünüzü nöbetlerle vs birlikte geçirdiğiniz bir karşı cinse gönlün kayması, ya yeni statünün getirdiği şımarıklık, artık ne derseniz, bilemiyorum. Bu konuda erkek arkadaşınızın karakterini tartabilecek, tahlil edebilecek ve en doğru kararı verebilecek olan bence sizsiniz.
Kendimi sizin yerinize koyuyorum, ben olsaydım napardım... Açıkçası şu an o bey efendiyi bekliyor olmak size bir şey kaybettirmiyorsa, ben olsam beklerdim. En azından geçmişe bakınca “belki şöyle olabilirdi” dememek isterdim. Çekindiğiniz hayal kırıklığına uğramak mı? Her şeyin onun inisiyatifinde olması mı sizi rahatsız ediyor? Yoksa bu sırada başka muhtemel talipler de hayatınızı ıskalamak durumunda kalıyor diye mi düşünüyorsunuz?
Ya da açık açık sormayı hiç mi düşünmüyorsunuz?
Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.
Açıkçası talip kaçırma gibi bir derdim yok. Zira onu görene kadar aman evlenip napcam ilişkim olsa nolcak bi sürü dert tekim rahat kafam böyle iyi diye düşünüyordum. Onu gördükten sonra dengeler şaştı biraz tabii Çekindiğim şey hayal kırıklığına uğramak aslında ben onu onca zaman beklerim adam sınavı geçer sonra yüzüme bakmazsa benden kopar giderse diye korkuyorum. Benim için ağır bir travma olur bu. Diğer konuya gelince fazlasıyla ağır bir tip öyle önüne gelenle hemen yakınlaşacak biri de değil, uzun uzun inceliyor, analiz ediyor, en ufak bir adım atarken bile kırk kere düşünüyor. Telefonumu istemesi haftalarımızı aldı düşünün defalarca minik imalarda bulunup en sonunda açıkça istedi cep numaramı. Yani çok ağır adımlarla ilerleyen birisi, ki hoşuma giden de bu aslında. Hemen atlamaması ağır olması ciddi bir insan olduğunu gösterir.
Gidip gelme mevzusunu hiç düşünmemiştim ama haklısınız açılsa bu konuyu yüz yüze konuşmak isterim gelmesini isterim ki, izmir de bana çook çok uzak. O egede ben doğuda. Gelmesi gitmesi vakit geçirmesi ta ordan gelse otelde falan kalmadan gitse olmaz günübirlik gelincek yer değil en az 3-4 gün kalması gerekir. Bunlar da masraf uçak biletleri zaten çok pahalı oteli gezmesi hep para. E çalışmıyor da adam para sıkıntısı da var bu durumlar da var. En iyisi Ağustosa kadar sabretmek gibi görünüyor bu durumda. İnşallah değer
Bana tuhaf gelmedi davranışı. Hani iyice ilgisizleşti aramıyor sormuyor beni önemsemiyor desen anlardım ama adam ciddi gibi... duyguların netse beklemekle bişey kaybetmezsin derim ama son karar senin...
Her gün konuşmuyoruz çünkü bi konuştuk mu duramıyoruz çok vakit kaybı oluyor ama 3-4 günde bir konuşuyoruz. Teşekkür ederim yorumunuz için
- 7 Ağustos 2016
- 972
- 951
- 53
Ama o da galiba tus için öyle... hakkında hayırlısıHer gün konuşmuyoruz çünkü bi konuştuk mu duramıyoruz çok vakit kaybı oluyor ama 3-4 günde bir konuşuyoruz. Teşekkür ederim yorumunuz için
- Durum
- Mesaj gönderimine kapalı.