Uzun zamandır nasıl yendiğimi anlatmak istemiştim, kısmet bugüneymiş.
2 seneden uzun bir süredir eşimle birlikte olmaya çalıştık, her ilişkinin sonu hüsranla bitti tabi. Aslında o 2 sene benim bu hastalığı kabullenmemle geçti diyebilirim. Tek başıma yenebileceğim bir tedavi olduğunu düşünmedim hiç çünkü çok çabuk pes eden bir yapım var. En sonunda internette de çokça bahsedilen Hera kliniğin Ankara şubesine gitmeye karar verdim. İyi yorumlar da var kötüleri de, ama yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Kübra hanım ilk muayene ettiği zaman inanılmaz korkmuştum o bölgeye dokunulmasından bile. 4. Evre olarak tanım kondu, üstüne bir de kızlık zarım kalın ve yüksekmiş bu eklendi. Daha önce başka hiç kadın doğum doktoruna gidip göstermedim, o sebeple bunun doğruluk payını bilmiyorum. Sadece kalın ve yukarıda olduğunu, ameliyatla alınması gerektiğini söylediler, direk kabul ettim çünkü artık uğraşcak halim kalmamıştı. Ama iş bununla da bitmiyormuş tabi. Zar olmayınca belki tedaviye gerek kalmaz diye düşünmüştük ama vajinismus bambaşka bir hastalıkmış. Kızlık zarının olmaması sadece o ilk baştaki acı hissini yok etti diyebilirim. Ameliyattan 1 ay kadar sonra terapiye başladık. 3 gün üst üste gidilmesi gerekiyor, ev ödevleri veriliyor, ve kesinlikle eşli çalışmak gerekiyor. İlk gün dilatörlerin en küçüğünü kullandık, Dr Kübra hanım bi kavanoz içinde kayganlaştırıcı jel veriyor, içeriğini sordum e vitamini vazelin vs birkaç şey daha var ama tamamını söyleyemem dedi. Ben içinde jedokain tarzı bi uyuşturucu da olduğunu düşünüyorum, tamamen benim fikrim
baya yoğun kıvamlı bir yağ. Dilatörü içine sokup yağlıyorsunuz, en küçük dilatörle başlatıyor sizi. 4 hareket var, tak çıkar, beklet, içeride döndür. Döndürme kesinlikle işe yarıyor net. Tak çıkarla da alışıyorsunuz. Aynı gün biraz kendim çalıştıktan sonra dilatörün 2. Boyuna geçtik, onunla da aynı hareketleri yaptık fakat bu kez yarısını eşimle yaptık. Açık söyleyeyim ilk başta büyük geldi. Bide dilatör plastik olduğu için soğuk geliyor o insanı ürpertiyor. O gün güzel geçti ama baya bi yoruluyor insan. İster istemez kasıyorsun kendini çünkü yılların verdiği alışkanlık. İkinci gün daha umutlu gittim ama bi tık hevesim kırılarak ayrıldım klinikten. 3. Boyuna geçtik ve benim için dev boydu. Bu kez sadece tak çıkar hareketi yaptık, boyut büyüdü çünkü. Ancak farklı pozisyonlar eklendi. Çalışma pozisyonunda bir bacak uzatılıyor ancak hafif yana doğru açılıyor, diğer bacak dizden kırılıp duvara dayanıyor. Bu kez misyoner pozisyonu ve köpek pozisyonunda yaptırdılar. Ama başarılı olamadım çünkü diğer pozisyonlara göre rahat değildi bana göre. O gün baya da ağladım hatta. Bu aşamada kesinlikle psikolojik destek vermeleri gerekirdi diye düşünüyorum. Ancak böyle bir destek göremedim, ev ödevlerini de o gün yapamadım. Ertesi gün tedavinin son günüydü, 4. Boy bi dilatör (fallus) varmış. Bu boy normal bir penis boyunun üstünde. Zaten bunu yaparsanız hepsini yaparsınız
çalışma pozisyonunda yine rahatlıkla yaptım. Tak çıkarı sık yapmanız gerekiyor o giriş hissine alışmak için. O çok önemli. Git gel zaten kolay yapılıyor yaptıkça da alışılıyor. O gün farklı pozisyonları yine yapamadım. Bu kez doktora söyleme kararı aldık. Kendi gelip yaptırdı, yanımızda durdu. Konuştu destek verdi. Ve gerçekten de işe yaradı. Tedavi sürecinde oraya bir şey girdiğini düşünmemek daha iyi olabiliyormuş, en sevdiğin yerde olduğunu hayal et, en mutlu olduğun anı hayal et gibi yöntemlerle bütün pozisyonları o dev fallusla fazladan 2 saat daha kalarak yaptım. Başarılı olmadan çıkarmıyorlar sizi oradan. Ama iletişim çok önemli, kesinlikle söyleyin yapıp yapamadığınızı. 3. Günden sonra artık bitiyor. Şunu açık söylemeliyim ki eve gidince direk birlikte olamadık. Bir hafta geçti, o bir haftada ben bütün dilatörlerle aynı ödevlere devam ettim. Daha sonra eşimle ilişkiye girmeyi başardık fakat sadece çalışma pozisyonunda, diğerlerinde değil. Geçiş süreci dedik ve hiç acele etmedik. 1 ay boyunca devam ettim dilatörlerle de çalışmaya. Önerilen her gün eşle birlikte sürekli yapmak aslında. Ama insan yoruluyor özellikle böyle bir süreçte. Max 2 gün ara verdim, ama dilatörlerle devam ettim bu 2 günde. Ameliyat ve terapi için toplamda 24bin ödedim kliniğe. Biliyorum fazla geliyor. Ama en basit ameliyat ne kadar önce bunu bi araştırın. Üstelik bu yenmek zorunda olduğunuz bi hastalık. Ben desteksiz başaramazdım en çok bu yüzden gözüm kapalı tamam dedim her şeye. Biraz olsun cesaretiniz varsa dilatör setler satılıyor alın, vazelin jedokain vitaminli nemlendirici vs karıştırın koyun bi kavanoza. Falluslar vücut derecesinde olmalı bence bu yüzden fön makinesiyle birazcık ısıtabilirsiniz, ben böyle çok daha iyi çalışmıştım mesela. Kremi de her ilişkide her fallusla çalışmada kullanın. Bu bir evre. Birkaç ay sonra buna da ihtiyaç kalmayacak. Ama ilk etapta iyi bir nemlendirici gerçekten önemli. Bana bir de kaygı düzeyim çok olduğu için ufak bi sakinleştirici verildi. Ama kullanmadım. Yeşil reçete ilaçtı bu ama siz atarax da kullanabilirsiniz 1.5 tablet kadar. Erkeğin bu çalışma zamanları sürekli erekte kalabilmesi için de lifta denilen bi ilaç verdi doktor hanım. Bunu da kullanmadık
bu ilaçlar tamamen size kalmış.
Güçlü bir yapınız varsa evde kendiniz de çözebilirsiniz belki, ben yapamazdım bu yüzden terapiyi tercih ettim. En başta doktor Kübra Akkaya’ya, sonra yanında çalışan iki tatlı hanıma teşekkür ederim. Baştan sona iyi bir süreç yaşattılar bana. Özellikle Kübra hanım inanılmaz bilgili bir kadın, her şeyi eşimle de benimle de açık ve net konuşması en çok yardımcı olan şey oldu. Anlattıklarım reklam vs değil, süreci baştan sona aktardım size. Umarım bi yerlerde birilerinin işine yarar bütün bunlar. Ertelemeyin bu hastalığı. Gerçekten çözülüyor