Uzmanlar Uyardı: Facebook Depresyona Sokuyor!

KadinlarKulubu

Portal Editör
İçerik Editörü
21 Ağustos 2011
5.186
595
Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Güzel, Facebook’un depresyonla birebir ilişkisinin olduğunu belirterek önemli açıklamalarda bulundu.

Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Güzel, şiddet içerikli oyun oynayan çocukların tamamen duyarsızlaştığını, Facebook’un depresyonla birebir ilişkisinin olduğunun tespit edildiğini, ebeveynlerin çocuklarını bilgisayarlarda 30 dakikayı geçmeyecek şekilde kısıtlaması gerektiğini söyledi.
OMÜ tarafından düzenlenen “Adelosan (Genç Erişkin), Video Oyunları ve İnternet” konulu konferansa OMÜ Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ahmet Güzel konuşmacı olarak katıldı.

İlk olarak adelosan hakkında bilgi veren Güzel, “Dünyada 10-19 yaş arası 1.2 milyar insan var. Dünya nüfusunun da yüzde 18’ini adelosanlar yani genç erişkinler oluşturuyor. Yüzde 85 - 90’ı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 50’si şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılında şehir nüfusundaki adelosan sayısının yüzde 70 olması beklenmektedir. Türkiye’de ülke nüfusunun yüzde 27’si 15 yaş altında nüfustaki payına baktığımız zamanda yüzde 20’lik bir pay oluşuyor.

15 - 19 yaş arası kızlarda yüzde 33’ü anemik, 15 - 24 yaş gençlerin 127 milyonu okur-yazar değil, 75 milyonu işsizdir. Erken yaşta ölen 10 erişkinden 7’si adelosan dönemde alışkanlıklardan ölüyor. En sık neden ise obezitedir. Sigara içen 300 milyon adelosan var. 150 milyonun sigaraya bağlı hastalıktan ölüyorlar. Erişkin sigara içenlerin yüzde 90’ı 20 yaş altında başlamaktadır. Dünyada her yıl 1.4 milyon adelosan ölümü gerçekleşiyor. Her 5 dakikada bir 15 - 19 yaş arası ölüm haberi alıyoruz. Her yılda 100 bin adelosan intiharı var. Samsun bölgesi adelosan intiharları konusunda da Türkiye’de ilk sıralarda yer alıyor. En sık adelosan intiharlarında 10 - 14 yaş arasında. Bu gelişmiş ülkelerdeki en sık ölüm nedenidir. Üçüncü neden olarak en sık kızlarda görüyoruz. Ama gerçekleştiren erkekler” dedi.

ŞİDDET İÇERİKLİ VİDEO OYUNLARI
Türkiye’de 35 milyon internet kullanıcısının olduğunu belirten Güzel, “ABD’de oyunların yüzde 89’unda en az bir tane şiddet içeren öğe var. Pek çoğu cinsel ve etnik ayrımcılık içeriyor. İlköğretim seviyesindeki çocukların yarıdan fazlası insana karşı olan şiddet içerikli video oyunlarını tercih ediyor. Çocukların yüzde 75’inin en çok sevdiği oyunlar ise şiddet içeren video oyunlarıdır. ABD’de ebeveynlere baktığınızda yüzde 30’u çocukların hangi oyunları sevdiğini ve hangi oyunları oynadığını bilmiyor. Yüzde 89’u da bilgisayarda geçirmesi gerektiği süreyi kısıtlamıyor. Türkiye’de 35 milyon internet kullanıcısı var. 15 yaş ve üzerindekilerin bir bölümü haftada 50 saatini online oyun oynayarak geçiriyor” diye konuştu.

ÇOCUKLAR DUYARSIZLAŞIYOR
Şiddet içerikli oyun oynayan çocukların duyarsızlaştığının altını çizen Güzel, “Hepimizin çocukları var. Artık yemeğe, suya ihtiyacımız olduğu gibi çocukların hayatların yönlendirilmesi açısından da ebeveynlere bir sorumluluk düşüyor. Onun için çocuklarınızın oynadığı oyunlarda şiddet içeriği var mıdır, yok mudur diye mutlaka kontrol etmemiz gerekiyor. Şiddet oyunları, bir oyunda birden fazla karakterin diğerine zarar vermeye çalışmasıdır. Bu durum sık tekrar edilmesi yani her 4-6 dakikada bir şiddet içerikli bir sahne olmasıdır. Bir fiziksel veya hasar yaptığında puan, altın yeni bir hayat gibi ödüllendirmektedir. Çocuğu şiddete teşvik etmektedir. Bir de birine zarar veriyorsunuz, herhangi bir yerini kırıyorsunuz ya da onu öldürdüğünüzde bir kahkaha sesi veya da bunun komik bir algı gibi ses geldiği zaman bunlarda tetikliyor. Bunlar şiddet içerikli video oyunlarıdır. Aslında oynamak izlemekten daha kötüdür. Çocuklar saldırganla kendini bağdaştırıyor, onun yerine koyuyor. Ondan sonra tüm aşamalarını yapıyor. Daha sonra sürekli bu işleri yapıyor ve sonunda ödül alıyor. Sonuçta çocukların bu oyunlara karşı bağımlılığı ön plana çıkmış oluyor ve tamamen duyarsızlaşıyorlar. Şiddet içerikli oyun oynayan çocukların beyin aktivitelerinde belirgin bir azalma oluyor. Karar verme yetkisinde de bazı alanların tamamen duyarsızlaştığı tespit edilmiş” şeklinde konuştu.

FACEBOOK DEPRESYONA SOKUYOR
Facebook’un depresyonla birebir ilişkisinin olduğunu belirten Güzel şunları kaydetti: “İnternet kullanımı ile ilişkili olarak bekleyen sıkıntılar, özellikle akıllı telefonlar ve tabletler televizyonların yerini almış durumda. Sosyal paylaşımlar DLS5’in içersine ‘Facebook Depresyonu’ olarak girdi. Eskiden ‘sigara kullanıyor musunuz? Sabah kalkar kalkmaz sigara içer misiniz?’ böyle bir ifade kullanılıyordu. Eğer yemekten önce sigara içerim diyorsa, sigara bağımlısı ve bununla ilgili tedavi görmesi gerekiyor. Şimdi Facebook ve diğer sosyal paylaşım siteleri çok yer aldığı için şimdi ‘sabah kalkar kalkmaz Facebook’a giriyor musunuz? Sabah kalkar kalkmaz yerinizi bildiriyor musunuz?’ deniliyor. Artık bu bizim yaşam biçimimiz haline geldi.

Facebook’un depresyonla birebir ilişkisinin olduğu tespit edildi. Facebook ile uyku bozukluğu arasında ciddi bir ilişki tespit edilmiş. Türkiye’de erişkin kontrolünde oyunlar olması gerekiyor. Çocuklarımızı bilgisayarlarda 30 dakikayı geçmeyecek şekilde kısıtlamalısınız. Derslerini çalışmadan, ödevlerini yapmadan bilgisayarın başına oturmamaları konusunda kararlı bir davranış sergilemeniz gerekiyor. Hiçbir zaman çocuğa oyunu ödül şeklinde vermemeliyiz. Okul zevkini ve alışkanlığını kazandırmak gerekiyor. Çocuklarımızla birlikte geçirebileceğimiz zaman ayırmamız gerekiyo(iha)
$Adsýza.png
 
çok güzel ve isabetli bi yazı olmuş bence



bu ne anlama giriyor onu anlamadım yanlız, arattım ilgili bişeyde bulamadım

Eskiden psikiatri tanı sınıflaması olarak DSM(The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) vardı ona benzer bişey olabilir.
:KK57:Face ye giriyorum ama sevememişdim demek sebebi buymuş:KK1:
 
Ben bunu face olarak sınırlandıramıyacağım bizim kk üyeleride epey mesaj girişleri var rekor düzeyde ben onlarada şaşırıyorum nasıl her daim vaktin oluyor hiç mi için .çok özel yakın arkadaşın yok ,çücuğun yok o yok bu yok sadece sanal olarak zengin
ne alt komşusuna gider nede üst
sanaldada arkadaş zengini

boşuna bazı insanlar yalnız ölmüyor git bir apartman komşunlan kahve iç derleş iyi gelecektir hem belki sandığın gibi burnu havada değil , insanla dertlesşmenin yerine hiç bir şey konamaz ve hünanistce olamaz bence
 
Ben bunu face olarak sınırlandıramıyacağım bizim kk üyeleride epey mesaj girişleri var rekor düzeyde ben onlarada şaşırıyorum nasıl her daim vaktin oluyor hiç mi için .çok özel yakın arkadaşın yok ,çücuğun yok o yok bu yok sadece sanal olarak zengin
ne alt komşusuna gider nede üst
sanaldada arkadaş zengini

boşuna bazı insanlar yalnız ölmüyor git bir apartman komşunlan kahve iç derleş iyi gelecektir hem belki sandığın gibi burnu havada değil , insanla dertlesşmenin yerine hiç bir şey konamaz ve hünanistce olamaz bence

:thumbup::thumbup::thumbup::thumbup:

Nasil guzel yazmissiniz


Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
X