- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.558
- 598
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #1
Merhaba hanımlar nasılsınız? İyisiniz?
Ben eh... Yine kendi içime doğru dellenip çaktırmadığım günlerden birini yaşıyorum, gerçi gittim kendimi biraz çizime vurdum dağıttım, ama öylece anlatmaya ve yeniden nötrlemeye ihtiyacım var. Şu iş dünyası hile hurdalarından uzak kalınca, unutmuşum oraların atmosferini, iki sene oluyor sanırım elimi eteğimi çekip eve oturalı... Bugün üstünden bir muhabbetle iş dünyasını soluyunca, eskiden de neden dişlerimi sıktığımı fark ettirmeden gülümsemeye çalıştığımı hatırladım.
Anlatmaya ihtiyacım var sadece... Önümdeki uzun yola, saçmalıklara ve kendi bıkmışlığıma, bezmişliğime baktıkça... Sadece anlatmaya ve birilerinin "Evet işler böyle yürüyor, bunu çoktaan kanıksamış olmalıydın" demesine...
Üstü kapalı anlatacağım; çok açmak istemiyorum:
Mesleğimden caydım geçtim, hayalim olan bir şeyin peşine düştüm.
Durumumun bu hayal için yeterli gelmediğini düşündüğüm için kursa başladım, hedefe de yeniden bir okul koydum. Aynı zamanda evde bulunmaktan sıkıldım ve kurstan alacağım sertifika ve mevcut diplomam ile neler yapılabilir istediğim alanla ilintili, ufaktan bunun araştırısına girdim.
Birkaç bir şeyler öğrendim, bazı yerlerde gönüllülük ön planda çalışarak başlanabilecek, istediğim alanda isim yapma yolunda adımlanacak şeyler vs...
Yapar mıyım, yapamaz mıyım düşüncelerinde kendimi tartarken, mevzuyu hocama da açtım, hem ekstra bilgi edinebilirim daha sağlam olur diye. Zaten direkt azarı kaydı "Sen kendini niye bu kadar eziyorsun bu konuda? Yaparsın yahu, kimler yapıyor?" dan girdi ve "Esas sen gibi, sizler gibi insanların olması gerekiyor buralarda, meydanı kimlere bırakıyorsunuz bilseniz" deyip işin hile hurda kısmını eleştirerek, birkaç isim de telaffuz etmiş oldu. Pek çok şey anlattı. Sanat kısmı değil, ticaret kısmına dair... "Bugün portrede buralarda iyi bilinen kaç kişi gerçek çalışma yapıyor? Altları fotokopi ya, fotokopi üzerine boyuyor adamlar!" vs... Baya baya şahit olduğu şeylerden birkaçını anlattı.
Neyse... Çıkış saati geldi dağıldık, çok sallamadım açıkçası; "Her işin hilesini buluyor adamlar zaten" dedim, hoca yine ara gaz çekiyor bize filan öyle gülümsedim geçtim. Hala yapar mıyım-yapamaz mıyım diye de için için bir şeyleri oraya koyuyorum kafamda, öbürünü öbür taraftan alıyorum filan öyle hülyalarda yürüdüm gittim eve doğru.
Zaten ben bir şeye takana kadar üst üste gelmesi lazım ya; birkaç tanıdık ile rastlaştık.
Elimdeki resim çantasını gördüler oradan ayak üstü muhabbet, vaktim var vb. 1-2 çaylık oturduk bir yere.
Tanıdıkların yanında tanımadık iki kişi daha vardı (Ne biçim cümle kurdumsa idare edin lütfen), bakabilir miyiz merakı tabi, "Ya bunlar deneme şeysi" nazı biraz, sonrasında bakılır... "Değerlendirsene" benzeri tavsiyeler vb... Ben de "Bir şeyler düşünüyorum bakalım yapar mıyım yapmaz mıyım" filan aklımda olanların birazını döktüm mesleki olarak... "Yaparsın çalışırsan bence bak X var bilirsin belki, imzasını görmüşsündür" den bir girildi... Kurs hocamın "Kopyacı!" dediği adamı yere göğe sığdıramayıp, önümde öve öve bir hal oldular. "Onun altında başlayabilirsin, o seni eğitir" gibi laflar vs vs... Dilimin ucuna bir şeyler geldi, kendi kendime "Sen bu doğruyu paylaşmak için henüz fazla amatörsün, gerek yok" dedim yuttum.
Eve geldim, biraz "Senin milletin arkasını örten insaniyetini seveyim" diye kendimi darladım. İki gülüp "Ya o X fotokopi üzeri boyuyor diyorlar, yani bilemedim" desen nolurdu dedim, sonra "Zaten milletle ilgili değilsin ki, söylememen daha kuul oldu bak aferin" filan biraz sırtımı sıvazladım :)... Yok, "Desen ne değişecekti ki? Herkes yolunda, sana ne len?" dedim biraz fırçaladım, "Dostum senin derdin ne, bak yine taktın, bu konuda takıntılısın!" dedim biraz kendime gömdüm... Öyle...
Geçti gerçi hani sinir değil de böyle bi "Bunda bari yapmayın yaa!" haliydi ama tamamen geçsin diye yazmak istedim.
Ben sanırım bu konuya baya saf bakmışım, ilk kez iş hayatı ile tanışıyormuşum gibi, sanki herkes sanat için oralarda varmış, gelen her istekli ve yetenekli insanın yollarına güller döküyorlarmış gibi. Bazen dümdüz düşünüyorum ya bir işe başlarken, kendime de uyuz oluyorum. Ne umuyordum? Elbette hilesi olacaktı, elbette hile ile isim yapanların övüldüğünü de görmüştün, görmeye de devam edecektin. "Adam yolunu bulmuş helal" de denecekti, "Bu da bir yöntem neticede" de denilecekti, yani doğruyu desen ne? Sana ne kadın? Öğrencisi kendisine rakip olmasın diye bilgi-yöntem saklayan hocaların olduğu yerlerden de geçmedin mi? Ne bu alıklık?
Ne anlattığımı anlamak için çok da şey yapmayın kızlar ben de anlamadım derdim ne, hayalin ticari kısmına takıldım öyle. Oradaki isim X olmaz Y olur, Y olmaz Z olur yani... Hile, hurda işleri... Gıcıklandım...
Ben de gıy gıy gözüm şaşı olana kadar uğraşayım böyle. Enayi Gangsta
"Emek var emekkk" diye bağırasım vardı sanırım bi 8 saat önceye kadar. Şükür bari o geçti.
Ben eh... Yine kendi içime doğru dellenip çaktırmadığım günlerden birini yaşıyorum, gerçi gittim kendimi biraz çizime vurdum dağıttım, ama öylece anlatmaya ve yeniden nötrlemeye ihtiyacım var. Şu iş dünyası hile hurdalarından uzak kalınca, unutmuşum oraların atmosferini, iki sene oluyor sanırım elimi eteğimi çekip eve oturalı... Bugün üstünden bir muhabbetle iş dünyasını soluyunca, eskiden de neden dişlerimi sıktığımı fark ettirmeden gülümsemeye çalıştığımı hatırladım.
Anlatmaya ihtiyacım var sadece... Önümdeki uzun yola, saçmalıklara ve kendi bıkmışlığıma, bezmişliğime baktıkça... Sadece anlatmaya ve birilerinin "Evet işler böyle yürüyor, bunu çoktaan kanıksamış olmalıydın" demesine...
Üstü kapalı anlatacağım; çok açmak istemiyorum:
Mesleğimden caydım geçtim, hayalim olan bir şeyin peşine düştüm.
Durumumun bu hayal için yeterli gelmediğini düşündüğüm için kursa başladım, hedefe de yeniden bir okul koydum. Aynı zamanda evde bulunmaktan sıkıldım ve kurstan alacağım sertifika ve mevcut diplomam ile neler yapılabilir istediğim alanla ilintili, ufaktan bunun araştırısına girdim.
Birkaç bir şeyler öğrendim, bazı yerlerde gönüllülük ön planda çalışarak başlanabilecek, istediğim alanda isim yapma yolunda adımlanacak şeyler vs...
Yapar mıyım, yapamaz mıyım düşüncelerinde kendimi tartarken, mevzuyu hocama da açtım, hem ekstra bilgi edinebilirim daha sağlam olur diye. Zaten direkt azarı kaydı "Sen kendini niye bu kadar eziyorsun bu konuda? Yaparsın yahu, kimler yapıyor?" dan girdi ve "Esas sen gibi, sizler gibi insanların olması gerekiyor buralarda, meydanı kimlere bırakıyorsunuz bilseniz" deyip işin hile hurda kısmını eleştirerek, birkaç isim de telaffuz etmiş oldu. Pek çok şey anlattı. Sanat kısmı değil, ticaret kısmına dair... "Bugün portrede buralarda iyi bilinen kaç kişi gerçek çalışma yapıyor? Altları fotokopi ya, fotokopi üzerine boyuyor adamlar!" vs... Baya baya şahit olduğu şeylerden birkaçını anlattı.
Neyse... Çıkış saati geldi dağıldık, çok sallamadım açıkçası; "Her işin hilesini buluyor adamlar zaten" dedim, hoca yine ara gaz çekiyor bize filan öyle gülümsedim geçtim. Hala yapar mıyım-yapamaz mıyım diye de için için bir şeyleri oraya koyuyorum kafamda, öbürünü öbür taraftan alıyorum filan öyle hülyalarda yürüdüm gittim eve doğru.
Zaten ben bir şeye takana kadar üst üste gelmesi lazım ya; birkaç tanıdık ile rastlaştık.
Elimdeki resim çantasını gördüler oradan ayak üstü muhabbet, vaktim var vb. 1-2 çaylık oturduk bir yere.
Tanıdıkların yanında tanımadık iki kişi daha vardı (Ne biçim cümle kurdumsa idare edin lütfen), bakabilir miyiz merakı tabi, "Ya bunlar deneme şeysi" nazı biraz, sonrasında bakılır... "Değerlendirsene" benzeri tavsiyeler vb... Ben de "Bir şeyler düşünüyorum bakalım yapar mıyım yapmaz mıyım" filan aklımda olanların birazını döktüm mesleki olarak... "Yaparsın çalışırsan bence bak X var bilirsin belki, imzasını görmüşsündür" den bir girildi... Kurs hocamın "Kopyacı!" dediği adamı yere göğe sığdıramayıp, önümde öve öve bir hal oldular. "Onun altında başlayabilirsin, o seni eğitir" gibi laflar vs vs... Dilimin ucuna bir şeyler geldi, kendi kendime "Sen bu doğruyu paylaşmak için henüz fazla amatörsün, gerek yok" dedim yuttum.
Eve geldim, biraz "Senin milletin arkasını örten insaniyetini seveyim" diye kendimi darladım. İki gülüp "Ya o X fotokopi üzeri boyuyor diyorlar, yani bilemedim" desen nolurdu dedim, sonra "Zaten milletle ilgili değilsin ki, söylememen daha kuul oldu bak aferin" filan biraz sırtımı sıvazladım :)... Yok, "Desen ne değişecekti ki? Herkes yolunda, sana ne len?" dedim biraz fırçaladım, "Dostum senin derdin ne, bak yine taktın, bu konuda takıntılısın!" dedim biraz kendime gömdüm... Öyle...
Geçti gerçi hani sinir değil de böyle bi "Bunda bari yapmayın yaa!" haliydi ama tamamen geçsin diye yazmak istedim.
Ben sanırım bu konuya baya saf bakmışım, ilk kez iş hayatı ile tanışıyormuşum gibi, sanki herkes sanat için oralarda varmış, gelen her istekli ve yetenekli insanın yollarına güller döküyorlarmış gibi. Bazen dümdüz düşünüyorum ya bir işe başlarken, kendime de uyuz oluyorum. Ne umuyordum? Elbette hilesi olacaktı, elbette hile ile isim yapanların övüldüğünü de görmüştün, görmeye de devam edecektin. "Adam yolunu bulmuş helal" de denecekti, "Bu da bir yöntem neticede" de denilecekti, yani doğruyu desen ne? Sana ne kadın? Öğrencisi kendisine rakip olmasın diye bilgi-yöntem saklayan hocaların olduğu yerlerden de geçmedin mi? Ne bu alıklık?

Ne anlattığımı anlamak için çok da şey yapmayın kızlar ben de anlamadım derdim ne, hayalin ticari kısmına takıldım öyle. Oradaki isim X olmaz Y olur, Y olmaz Z olur yani... Hile, hurda işleri... Gıcıklandım...
Ben de gıy gıy gözüm şaşı olana kadar uğraşayım böyle. Enayi Gangsta
