• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

türkiyede ifade/düşünce özgürlüğü sınırları

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

tunamega

Guru
Kayıtlı Üye
23 Haziran 2012
176
22
318
Eskişehir
SEVAN NİŞANYAN'A PEYGAMBERE HAKARETTEN DAVA

http://www.haberturk.com/gundem/haber/846618-nisanyana-hapis-cezasi

Yazdığı bir yazıda Hz. Muhammed'e hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan gazeteci-yazar Sevan Nişanyan, "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıl 45 gün hapis cezasına çarptırıldı. Nişanyan'ın sabıkası olduğundan verilen ceza ertelenmedi.

Nişanyan'ın davaya konu olan "Nefret suçlarıyla mücadele etmeli" başlıklı yazısında ''...Bundan yüzlerce yıl önce Allah ile kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir." ifadeleri yer aldı.

ATATÜRK GAY MİYDİ SORUSUNA DAVA

'Atatürk gay miydi?' sorusu hakaret mi değil mi? - Radikal Türkiye

Kendisine ait “akademidergisi.blogspot.com” adlı blog ve Facebook sayfasında Atatürk ’ün plajda çekilmiş fotoğrafını yayınlayıp “Eşcinsel miydi?” diye yazan ve Dr. Rıza Nur’un kitabından iddiaları paylaşan Tunçay Tokay, Atatürk’e hakaretten şikâyet edildi.

iki farklı hakaret davası.. özgürlük nereye kadar olmalı? sınırı kim belirlemeli? tartışmalı bir konu. kişisel kanaatim özgürlükten yana. hakaretin sınırını hakaretin muhattabı belirlemeli sevenleri değil.
 
Son düzenleme:
çok güzel bir yorum katmışsın sonunda arkadaşım :) bende kendi düşüncemi söylemek istiyorum, biri ruhani bir lider 2 milyardan fazla insana hitab eden bir lider ve bunu eleştiren kişi bu lidere cinsel istismar yapan bir yalancı demekte bu düşünce özgürlüğü değil hakarettir... hoşgörü gerekiyor... bazı ateist arkadaşlarımız diyecektir islamda hoşgörü yok dinden çıkanı öldürün diyorlar ama öyle bir ayet yok ben arapça farsça tercümanım kuranı birçokkez arapça okudum ve anladım öyle bir ayet yok hadis var derler ama sadece 36 tane yanlış hatırlamıyorsam sahih hadis var diğerlerine ben kesinlikle inanmıyorum diğer arkadaşlarımızında inanmamasını tavsiye ediyorum... iran örneğini verirlersede iran şeriat yönetiminde değil hatta hiç bir ülke değil onlar teokratik yönetimdedir buda kuralların bir kısmı kurandan bir kısmıda kendi hazırladıkları yasadandır mesela kuranda muta diye bir şey yok ama iranda bu serbettir muta demek cinsel ilişkide bulunmak için evlenip hemen sonrasındada boşanmadır .. iranda uygulanan bir çok recm kuranda yer almaz kuranda sadece belli başlı ciddi durumlarda gönderilmiş recm cezaları vardır okadar... isteyen arkadaşla bu konuları tartışabilirm ama arapça kurandan gelecekse gelsin türkçe kuran çeviri gerçekten hiç hoş olmayan örneklere yer veriyor... son olarak atatürkü eleştiren doktor bilmiyormuydu bu ülkede atatürkü koruma kanunu var eleştiremezsin... bu düşünce özgürlüğüne yer yok diye... ha hakaret tabiiki edilmez ama sen düzgünce dahi eleştiremezsin yoksa hapis yatarsın.. bu arada eşcinsellik, eşcinsel olan birine göre hakaret değil ama olmayana göre genelde hakaret olarak algılanır.. o yüzden bu duruma birşey diyemem... ama uzun süre agnostik yaşamış yaratıcıyı dahi sorgulamış biri olarak... şu dünyada sorgulanmayacak hiç birşey olmayacağını düşünüyorum... :37:
 
inanmazsın sevmezsin ama hakaret etmeye hakkın yok bu herzaman boyledir eleştirmekle hakaret etmeyi dalga gecmeyi ayıramayan beyinler var ateist olan bir insana saygım vardır ama onunda benim inancıma saygısı olmalı neticede o inanmıyorsa onu baglayan birseyde yoktur bu konu hakkında inanların kutsal saydıgı degerlere saygısızlık yaparak kendisininde saygıyı haketmedigini gosterir ancak..plajda bir fotografı yuzunden Ataturk gay miydi diye soran bir kisininde bence dedigini kaale almamak daha iyi hani insanlar nerden saldıracaklarını sasırmıs durumda zaten Ataturke bilmiyorumda fazlasıyla dokunuyor belli bir kesime nedense :) eleştirmek ayrı ama hakaret edildigi anda dava acılmalı tabiki dusunce ozgurlugu bu demek degil ozaman herkes birbirine hakaret etsin saygısızlık yapsın dusunce ozgurlugunden bahsetsin saygı duymak zorunda degil kimse kimseye ama saygı gostermek zorunda
 
Öncelikle Atatürk Aleyhine işlenen suçlar Hakkında Kanun'un aslı budur.

Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Yani Atatürk'ün icraatlarını, siyasi hamlelerini eleştirmeyi engelleyen değil kişisel saygınlığını korumayı amaçlayan bir yasa benim anladığım kadarıyla.

İkinci olarakta bahsi geçen blogda Atatürk gay miydi? başlıklı yazının içeriğinde Atatürk'ü çok çok iyi tanıyan Doktor Rıza'nın onu ağaç altında bir erkekle birlikte bastığından, Latife hanımla bu yüzden boşandıklarından, sonrasında Doktor Rıza'nın Sabetaycı hainler tarafından şaibeli şekilde öldürüldüğünden bahseder. Blogun diğer yazıları da genellikle Atatürk'Ün aslında yahudi olduğu, ünlü bir aktristin 15 yaşında bekaretini aldığı, Çankaya'nın o dönemde nasıl da meşhur bir kerhane haline geldiği hakkında. Aynı şekilde kardeş blogumuz olarak tanıttıkları Dinlerarası diyalog karşıtı blogta da dinlerarası diyalogun vatana ihanet olduğundan, Hristiyanların ve Musevilerin asla cennete girmeyi hakedemeyeceklerinden vs. bahsediliyor. Bu durumda cezanın, Atatürkün cinsel kimliği üzerine masum bir sorudan dolayı değil de, planlı bir karalama kampanyasından verildiğini anlamak zor değil.

Öbür örnek konusunda da birşeyler yazmak istiyorum bir ara, ama ne kutsal değerlere hakaret kanunu hakkında, ne de Sevan Nişanyan'ın yazısının tamamı hakkında yeterince bilgi sahibi değilim şuanda.
 
Son düzenleme:
Öncelikle Atatürk Aleyhine işlenen suçlar Hakkında Kanun'un aslı budur.



Yani Atatürk'ün icraatlarını, siyasi hamlelerini eleştirmeyi engelleyen değil kişisel saygınlığını korumayı amaçlayan bir yasa benim anladığım kadarıyla.

İkinci olarakta bahsi geçen blogda Atatürk gay miydi? başlıklı yazının içeriğinde Atatürk'ü çok çok iyi tanıyan Doktor Rıza'nın onu ağaç altında bir erkekle birlikte bastığından, Latife hanımla bu yüzden boşandıklarından, sonrasında Doktor Rıza'nın Sabetaycı hainler tarafından şaibeli şekilde öldürüldüğünden bahseder. Blogun diğer yazıları da genellikle Atatürk'Ün aslında yahudi olduğu, ünlü bir aktristin 15 yaşında bekaretini aldığı, Çankaya'nın o dönemde nasıl da meşhur bir kerhane haline geldiği hakkında. Aynı şekilde kardeş blogumuz olarak tanıttıkları Dinlerarası diyalog karşıtı blogta da dinlerarası diyalogun vatana ihanet olduğundan, Hristiyanların ve Musevilerin asla cennete girmeyi hakedemeyeceklerinden vs. bahsediliyor. Bu durumda cezanın, Atatürkün cinsel kimliği üzerine masum bir sorudan dolayı değil de, planlı bir karalama kampanyasından verildiğini anlamak zor değil.

Öbür örnek konusunda da birşeyler yazmak istiyorum bir ara, ama ne kutsal değerlere hakaret kanunu hakkında, ne de Sevan Nişanyan'ın yazısının tamamı hakkında yeterince bilgi sahibi değilim şuanda.
wooww ! yazından cidden çok etkilendim... gerçekten araştıran bir insan olduğun çok belli .. doğru veya yanlış... katılırım veya katılmam mesele o değil ... ama cidden bilginden etkilendim :52: bu dediklerini ilk defa duyan milyonlarca insan var ...
 
Son düzenleme:
Atatürk'e hakaret ve düşmanlık edenlerin, onun kurduğu Cumhuriyette ve kurtardığı topraklarda işleri olmadığını düşünüyor ve sınır dışı edilmelerini istiyorum.

Hatta bana bıraksalar o kişileri boğarım:ssz:
 
wooww ! yazından cidden çok etkilendim... gerçekten araştıran bir insan olduğun çok belli .. doğru veya yanlış... katılırım veya katılmam mesele o değil ... ama cidden bilginden etkilendim :52: bu dediklerini ilk defa duyan milyonlarca insan var ...

:) Teşekkür ederim ama aşırı bilgili bir insan olduğumu düşünmüyorum. Sadece birşeyler yazmadan önce, gerekirse kaynak gösterebileceğim kadar araştırma yapmayı tercih ediyorum. Bende bugün öğrendim aslında yazı da geçen bilgilerin çoğunu o yüzden.
 
:) Teşekkür ederim ama aşırı bilgili bir insan olduğumu düşünmüyorum. Sadece birşeyler yazmadan önce, gerekirse kaynak gösterebileceğim kadar araştırma yapmayı tercih ediyorum. Bende bugün öğrendim aslında yazı da geçen bilgilerin çoğunu o yüzden.

demokratik bir insan olduğunu görüyorum.. diğer bir kaç yazınada baktım gayet seviyeli ve farklı fikirleri paylaşan insanları küstürmeyecek yorumların var keşke bir çok arkadaşımızda senin gibi bu pencereden bakabilselerdi :46:
 
iki farklı hakaret davası.. özgürlük nereye kadar olmalı? sınırı kim belirlemeli? tartışmalı bir konu. kişisel kanaatim özgürlükten yana. hakaretin sınırını hakaretin muhattabı belirlemeli sevenleri değil.

Olur.
Kaldırırz mezarlarından belirlerler.

La havle.
 
demokratik bir insan olduğunu görüyorum.. diğer bir kaç yazınada baktım gayet seviyeli ve farklı fikirleri paylaşan insanları küstürmeyecek yorumların var keşke bir çok arkadaşımızda senin gibi bu pencereden bakabilselerdi :46:

Pencere olayı pek mümkün değil... :) Bu forumdaysak bir de...

Mesajlarını bende beğeniyorum. Yazmak istedim. :)
 
Atatürk ne kadar büyük bir insandıki, 75 yıl önce ölüp gitmesine rağmen, bazı aşağılık kompleksli, dindarız diye geçinen nankör insanlar onun korkusunu cekip, bu telaşla hala onu karalamaya çalışıyorlar. Bunada ifade/düşünce özgürlüğü diyorlar.
Unutmayalımki, "Büyük insanlar fikirleri konuşur. Orta insanlar olayları, küçük insanlarda kişileri konuşur".
 
Son düzenleme:
Olur.
Kaldırırz mezarlarından belirlerler.

La havle.

bu mümkün olmadığına göre hayatta olmayan insanların üstünden cezalandırma yapılamaz.

şöyle düşünün, ben özgürlük taraftarı bir insanım ve hakaret etmenin eleştirmenin insana bir şey kazandırıp kaybettireceğini düşünmüyorum ve ben öldüğümde arkamdan hakaret eden bir insanı cezalandırıyorlar. ama benim böyle bir talebim yoktu. bu benim için başkalarının karar vermesi olayıdır ki hiç adil değil. hakaret edene kulaklarını kapatırsın, duymazsın o kadar.

bu fikrim sadece muhammed peygamber ve atatürk için geçerlidir. muhammed peygamber hakaret edenlere, dalga geçenlere bir yaptırım uygulamamıştır. buradan anlaşılacağı üzere onun yerine karar verip cezalandırmak olmaz.

atatürk konusunda ise bilmiyorum kendine hakaret edenlere nasıl bir tavır sergilediğini ama tahminim üzere o da cezalandırmazdı.
 
bu mümkün olmadığına göre hayatta olmayan insanların üstünden cezalandırma yapılamaz.

şöyle düşünün, ben özgürlük taraftarı bir insanım ve hakaret etmenin eleştirmenin insana bir şey kazandırıp kaybettireceğini düşünmüyorum ve ben öldüğümde arkamdan hakaret eden bir insanı cezalandırıyorlar. ama benim böyle bir talebim yoktu. bu benim için başkalarının karar vermesi olayıdır ki hiç adil değil. hakaret edene kulaklarını kapatırsın, duymazsın o kadar.

bu fikrim sadece muhammed peygamber ve atatürk için geçerlidir. muhammed peygamber hakaret edenlere, dalga geçenlere bir yaptırım uygulamamıştır. buradan anlaşılacağı üzere onun yerine karar verip cezalandırmak olmaz.

atatürk konusunda ise bilmiyorum kendine hakaret edenlere nasıl bir tavır sergilediğini ama tahminim üzere o da cezalandırmazdı.

siz en yakınınızdan bir ornekle dusunun bunu bence sevdiginiz biri vefat etmiş olsa ve arkasından olur olmadık laflar edilse hakaretler kufurler dalga gecmeler vs vs siz ne kadar tahammul gosterebilirsiniz bu duruma kulaklarımı kapatırım ben buna diyebilirsiniz sadece h.z muhammed ve ataturk icin gecerli dedigim demişsinizde peygamberden bahsediyoruz kac milyar insan tarafından kutsal gorulen saygı duyulan bir insan ataturk ise bir ulkeyi kurtarmıs insanlar tarafından ulkesinin lideri olarak gordugu sevdigi biri onlara hakaret serbest digerlerine edince sikayet edilebilirmi yani benim deger verdigim sevdigim saygı duydugum sahıslara yapılan hakaretler banada saygısızlıkdır .. kişi ölmüş acaba kendisine hakaret edildigini bilse suc duyurusunda bulunurmuydu bulunmazmıydı diye dusunemezsiniz sevenleri ona deger veren insanların bunu yapmaya hakkı vardır kimse kimseye saygı duymak zorunda degil ama gostermek zorunda vefat etmişde olsa ve insanlara bu hak verilse emin olun ölmüş insanların arkasından simdi oldugundan daha fazla cirkin laflar edilirdi
 
Son düzenleme:
siz en yakınınızdan bir ornekle dusunun bunu bence sevdiginiz biri vefat etmiş olsa ve arkasından olur olmadık laflar edilse hakaretler kufurler dalga gecmeler vs vs siz ne kadar tahammul gosterebilirsiniz bu duruma kulaklarımı kapatırım ben buna diyebilirsiniz sadece h.z muhammed ve ataturk icin gecerli dedigim demişsinizde peygamberden bahsediyoruz kac milyar insan tarafından kutsal gorulen saygı duyulan bir insan ataturk ise bir ulkeyi kurtarmıs insanlar tarafından ulkesinin lideri olarak gordugu sevdigi biri onlara hakaret serbest digerlerine edince sikayet edilebilirmi yani benim deger verdigim sevdigim saygı duydugum sahıslara yapılan hakaretler banada saygısızlıkdır .. kişi ölmüş acaba kendisine hakaret edildigini bilse suc duyurusunda bulunurmuydu bulunmazmıydı diye dusunemezsiniz sevenleri ona deger veren insanların bunu yapmaya hakkı vardır kimse kimseye saygı duymak zorunda degil ama gostermek zorunda vefat etmişde olsa ve insanlara bu hak verilse emin olun ölmüş insanların arkasından simdi oldugundan daha fazla cirkin laflar edilirdi


peygamber ve atatürk diye genellememin sebebi halka mal olmuş kişiler olduğu içindi. yoksa herhangi bir vatandaşa hakaretin cezası sabittir. ama günümüzde dahi başbakana, bakanlara veya milletvekillerine, yazarlara, bürokratlara edilen hakaretlerin cezaladırılmasını yanlış buluyorum.
 
olur, kaldıralım 2sini de mezardan,

biri dini kullanarak, din adı altında onu bunu yapanlardan kurtarır bizi;
diğeri ülke yönetimini kaç yıldır eline yüzüne bulaştıran/bulaştıracak olanlardan kurtarır.

yer değiştirme mümkün olsa, ben şu an yaşıyor olmazdım zaten.
 
Son düzenleme:
hakaret etmeden düşüncelerimizi ifade etmede sorun mu yaşıyoruz ?

Bu genelde kendini yetiştiremeyen, kendini ifade edemeyen kişilerin sosyal bir sorunudur. Bir de Türkçe'yi iyi kullanamayanların :)

ortaya koydum bakalım kim üzerine alınacak : )))))

İfade düşünce özgürlüğü bu olmasa gerek

lütfen karşılıklı pencerelerde ama pencerelere taş atmadan devam edelim ...

teşekkürler
 
Hakaret etmeden düşüncemi paylaşıyorum.

Atatürke laf edenleri, satır aralarında ona düşmanlık edenleri ellerimle boğasım geliyor.
Pek hümanist bir yaklaşım değil farkındayım:ssz:
 
bu mümkün olmadığına göre hayatta olmayan insanların üstünden cezalandırma yapılamaz.

şöyle düşünün, ben özgürlük taraftarı bir insanım ve hakaret etmenin eleştirmenin insana bir şey kazandırıp kaybettireceğini düşünmüyorum ve ben öldüğümde arkamdan hakaret eden bir insanı cezalandırıyorlar. ama benim böyle bir talebim yoktu. bu benim için başkalarının karar vermesi olayıdır ki hiç adil değil. hakaret edene kulaklarını kapatırsın, duymazsın o kadar.

bu fikrim sadece muhammed peygamber ve atatürk için geçerlidir. muhammed peygamber hakaret edenlere, dalga geçenlere bir yaptırım uygulamamıştır. buradan anlaşılacağı üzere onun yerine karar verip cezalandırmak olmaz.

atatürk konusunda ise bilmiyorum kendine hakaret edenlere nasıl bir tavır sergilediğini ama tahminim üzere o da cezalandırmazdı.

cezaların verilme amacı caydırıcı olmasıdır. Bahsettiğin gibi Hz. Muhammed haytta iken kendisine hakaret edenleri bizzat cezalandrımamış, cezalandırmak isteyenleride engellmeiştir. çünkü onun amacı ceza değil tebliğ idi. diğer peygamberlerle ilgili öneklere baktığımızda da bizzat gönderildikleri kavimlere küsen kırılan, Allahtan ceza talep eden peygamberler Allah-ü Teal tarafından ciddi bir şekilde uyarılmıştır. lakin günümüz medeni devletler anaysalarında bu cezaların verilme sebebi uhrevi dünyayı kapsayacak şekilde olamaz elbette. bu cezalar dünyevi kargagaşaları engellmeke, kişilerin sevdikleri, taabi oldukları, manevi bağ yada dünyevi bağlarla bağlı oldukları zaatlara ilişkin hassasiyetlerinin kullanılmasını engelleyerek, kişisel ve grupsel sürtüşmelrin önüne geçmek üzere hazırlanır. daha dün ingiletrede yaşanan olayı hatırlayalım. burada devletin amacı dinler arası sürtüşmeyi körüklemek değil tersine ortamı yumuşatmaya yönelik olacaktır.
 
Konuya farklı bir soluk getirmesini istediğim hemde fikirlerinizi merak ettiğim için soruyorum, özellikle ne olursa olsun düşünce özgürlüğünü sonuna kadar savunanların fikrini.Ki altını çizerek ifade etmeliyim, düşünce özgürlüğü tamam ama hakaret, karalama olamaz.

Konu bizim Peygamberimiz (SAV) ve Ulu Önder Atatürk olunca hakareti edeni hakaret edilenin sevenleri yargılamamalı savunuluyor, peki Dünyaca ünlü şarkıcı Madonna'yı hepiniz tanıyorsunuz, 90'lı yıllarda çıkardığı parçası like a prayer'ı biliyor musunuz?
Ve o parçaya çektiği videoyu, çektiği video yüzünden kiliseden aforoz edildiğini.
Aforoz sebeplerinden biri Hz.İsa peygamberi zenci olarak tasfir etmesiydi, bu da bir düşünce özgürlüğüdür, dinin dili, rengi, ırkı var mıdır?

Madonna'yı aforoz edenler Hz.İsa peygamberin sevenleriydi, sizce düşünce özgürlüğünü parçasıyla ortaya koyan Madonna, Hz.İsa peygamberi (ki bizim dinimiz gereğince Hz.İsa Peygambere saygı duymamız gerekiyor) sevenler tarafından aforoz edilmeyi hak ediyor muydu?
Türkiye'de ifade özgürlüğü kısıtlıysa, Avrupa'da Madonna'ya yapılan nedir?
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back