Türkiye'de her 4 saatte 1 tecavüz suçu işleniyor

nicksiz

Guru
Kayıtlı Üye
18 Mayıs 2010
1.855
1.642
373
Diğer
Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal Hizmetler, Emniyet Çocuk Büroları ile adli sicil bültenleri verileri, Türkiye'de her 4 saatte bir tecavüz suçu işlendiğini ortaya koydu
Türkiye, çocuk haklarına dair sözleşmeye 23 yıl önce imza attı. Ancak aradan geçen onca zamana rağmen çocuklar tecavüze tacize, dayağa, işkenceye maruz kalmaya devam etti. Taraf gazetesinden Güler Yılmaz’ın haberine göre, Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal Hizmetler, Emniyet Çocuk Büroları ile adli sicil bültenleri verileri, son 20 yılda aile içinde birinci yakınları ve akrabalarının ensest istismarına uğrayan çocuk sayısının 350-400 bin civarında olduğunu ortaya koydu. Çocuğu istismar eden kişilerin yüzde 80’i çocuğun ebeveyni ya da çocuğu yakından tanıyan kişiler. Çocuk istismarı din, gelenek, ülke, ırk, yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik sınıf ya da kültür farkı gözetmeksizin her yerde yaşanıyor.


Yüzde 27’si anlatabiliyor Ancak cinsel olarak istismar edilen çocukların yüzde 72’si, ilk etapta kimseye durumu anlatamıyor. Sadece yüzde 27’si, daha sonraki zamanlarda durumu biriyle paylaşabiliyor. Çocuklukta cinsel istismara maruz kalmış kişilerin yüzde 32’si yetişkinlik dönemine geldiklerinde bile bu durumu hâlâ kimseye anlatmıyor.

Google’da vahim tablo Türkiye, Google arama motorunda “child porn/çocuk pornosu” kelimeleriyle en çok arama yapılan ülke. 13-19 yaş grubu cinsel görüntü aramasında da dünya birincisi. Görüntü ve videoları yayınlanan çocuk sayısı 36 bini aşkın. Bu çocukların yüzde 42’si yedi, yüzde 77’si de dokuz yaş altında. İnternette fotoğrafları yayınlanan bu çocukların sadece yüzde 1’i tesbit edilebiliyor.

30 bin çocuğa cinsel istismar Sokaklarda yaşayan 50 bin çocuktan 30 bininin cinsel istismara ve tecavüze uğradığı tahmin ediliyor. Cezaevindeki suçluların yüzde 84’ü, çocukken istismar ediliyor. Son beş yılda ıslahevlerinden ve büyük cezaevlerinin sübyan koğuşlarından adliyeye yansıyan tecavüz vakalarının sayısı 250.

Adalet Bakanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre ise Türkiye’nin 81 ilinde de çocuklara yönelik cinsel suçlar, tecavüz ve taciz olayları yaşanıyor. Sadece İstanbul’da 2011 yılında bin 486 tecavüz, 2 bin 488 çocuk istismarı, 2 bin 223 taciz davası açıldı. Açılan davalar baz alındığında İstanbul’u tecavüz suçlarında İzmir (568), çocuk istismarında ise Ankara (1162) izliyor
Türkiye'de her 4 saatte 1 tecavüz suçu işleniyor - Milliyet

Binlerce kadın üyesi olan bir sitede artık yeter demenin zamanı gelmedi demek istiyorum. Nasıl olur bilmiyorum şuan ama gerekirse imza kampanyası hazırlayalım, bir ses olalım, meclise, hükümete, aileden sorumlu bakana artık sesimizi duyuralım. Ben yoruldum artık hergün bu tür haberleri okumaya. Hele de suçluluların serbest kaldığını okuduğumda çıldırıryorum. Onca yasa değişikliği oluyor, peki neden bu konudaki yasalara değişikliğe gidilmiyor, yasalardaki açıklara son verilmiyor. Bu duygu ve düşüncelerde yalnız olmadığımı çok iyi biliyorum ama birbirimize ses olup gücümüzü birleştirelim diyorum
 

sana %100 katılıyorum arkadaşım ne lazımsa yapalım bitsin artık bu iğrençlik.
 
Bu ülkede kadın şiddete, taciz ve tecavüze maruz kalırken, cinayete kurban giderken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamamız
Rahmetli Duygu Asena ne de güzel bir özetlemiş "Kadının Adı Yok" diyerek, adımız yok ki haklarımız yasalarla koruma altına alınsın(

Kadın bakanlara, vekillere mi yazsak acaba?
Bizi erkek bakanlar anlamaz, belki meclisteki hemcinslerimiz anlar ve sesimiz olurlar...
 
Nasıl olur, neler yapılır ben de bilemiyorum. Ama bunun için birlik olmamız lazım.
Bir çok tecavüz suçlusu aramızda geziyor. Bunu bilmek, bilerek yaşamak çok garip geliyor bana.
Daha önce de dediğim gibi yasalarda değişiklik yapılamıyor mu ki hala yıllarca aynı sonuçlarla karşılaşıyoruz.
Hukukçu arkadaşlar bu konuda keşke bizi bilgilendirse, daha bilinçli bir şekilde adım atsak.

teobebis ve Mune duyarlılığınız için teşekkürler...
 
Türk Ceza Kanunu, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenler. Yeni Türk Ceza Kanunu, 26 Eylül 2004 tarihinde TBMM tarafından kabul edildi. Kadın hareketinin 2002-2004 yılları arasında yürüttüğü Kadın Bakış Açısından TCK Kampanyası sayesinde yeni kanun, kadın erkek eşitliğinin sağlanması, kadınların ve çocukların bedensel ve cinsel haklarının yasal olarak korunabilmesi için son derece önemli 30’dan fazla değişiklik içeriyor. Yeni Ceza Kanunu’nda kadının insan hakları ile ilgili değişiklikler:

Cinsel suçlar, “Topluma Karşı Suçlar” kısmının “Cinsel Bütünlüğe ve Edep Törelerine Karşı Suçlar” başlığı altından çıkarılarak “Kişilere Karşı Suçlar” kısmına alındı.

Eski ceza kanununda cinsel suçlar, “Kamu Ahlakı ve Aileye Karşı Suçlar” alt bölümünde, “Topluma Karşı Suçlar” kısmında düzenlenmekteydi. Bu sınıflandırma, kadınların bedenlerinin ve cinselliklerinin kendilerine değil, ailelerine ya da topluma ait olduğunu varsayan erkek egemen bir görüşü yansıtıyordu.

Yeni ceza kanununda cinsel suçlar “Cinsel Bütünlüğe Karşı Suçlar” alt bölümünde, “Kişilere Karşı İşlenen Suçlar” kısmında düzenlenmektedir. Bu düzenleme, yasal olarak kadınların kendi bedenlerinin ve cinselliklerinin sahibi olduklarını kabul ederek, Türk Ceza Kanunu’nun genel perspektifinde çığır açan bir değişim oluşturmaktadır.

Edep, töre, ırz, namus, ahlak, ayıp, edebe aykırı davranış gibi erkek egemen söylemler Ceza Kanunu’ndan çıkarıldı.

Eski ceza kanununda cinsel suçlar, çoğunlukla kadın cinselliğinin gelenekler adına kontrolünü içeren adab, ırz, namus, haya gibi tanımsız ve zamana ve mekana göre değişiklik gösteren kavramlara atıfta bulunarak yapılmaktaydı. Örneğin, tecavüz ve cinsel taciz suçları, zorla ırza geçme ve ırza tassaddi şeklinde tanımlanıyordu. Evlilik dışında yeni doğan çocukların anneleri tarafından öldürülmesi durumunda öldürme, kadının namusunu korumak için yaptığı bir eylem olarak kabul edilerek ceza indirimi uygulanıyordu.

Yeni ceza kanununda bu tür referansların tümü ortadan kaldırıldı ve bu tür suçlara ilişkin tanımlar uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu, kadının bedeni ve cinselliği üzerinde kontrolünü esas alan şekilde düzenlendi.

Cinsel suçlarla ilgili tanımlar genişletildi, işyerinde cinsel taciz suç olarak tanımlandı ve cinsel suçlara verilen cezalar arttırıldı.

Yeni ceza kanunu tecavüz, cinsel istismar, cinsel taciz konularında ilerici ve geniş tanımlara yer vermektedir. Eski ceza kanununda tecavüz ve cinsel taciz kişilerin cinsel bütünlüğüne saldırı yerine, “zorla/rızayla ırza geçme, ırza tassadi” şeklinde tanımlanıyordu. Reformdan sonra ise ceza kanununda cinsel saldırı “kişinin bedensel bütünlüğünü ihlal eden her türlü cinsel davranış” şeklinde tanımlanmaktadır.

Tecavüzün tanımı herhangi bir madde ya da organın vücuda sokulması, anal ve oral tecavüzü de kapsayacak şekilde genişletildi. Psikolojik baskı ya da tehdit, failin, mağdur olan kişinin psikolojik sağlığına zarar vermesi de ağırlaştırıcı nedenler kapsamına alındı. Göz altında ya da kolluk güçleri, devlet görevlileri, işverenler ya da akrabalar tarafından işlenen cinsel suçlar da ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmektedir.

Cinsel tacizin tanımı, “cinsel niyetli her türlü tacizi” içerecek şekilde genişletilerek, iş yerinde üst ya da ast tarafından yapılan her türlü cinsel taciz ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.

Çocuklara yönelik cinsel istismara ilişkin düzenlemelerde, “çocuğun rızası” kavramı kaldırılarak bu suçlar cinsel istismar suçu olarak ayrı bir başlık altına alındı

Eski ceza kanununda çocuklara yönelik cinsel tacizde çocuğun “rızası” olabileceğini varsayan ve bu durumlarda ceza indirimleri öngören koşullar bulunmaktaydı. Reformun ardından tecavüz, cinsel taciz, cinsel istismar durumlarında çocuğun rızası olabileceğine dair tüm hükümler kaldırıldı ve çocukların rızası ile tecavüz, cinsel taciz, cinsel istismar gibi tüm referanslar kanundan çıkarıldı, çocuklara karşı cinsel suçlar “çocukların cinsel istismarı” adı ile tek bir madde altında düzenlendi.

Eski ceza kanunu çocuklara yönelik cinsel istismarı ayrıca suç olarak belirtmek yerine, bu suçları tecavüz ve cinsel istismar suçları altında düzenliyordu. Yeni ceza kanununda ise 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen suçlar “Çocuklara Karşı Cinsel İstismar” başlıklı ayrı bir maddede yer alıyor. Eğer suç anne ya da baba, akrabalar, yasal görevliler, bakıcılar, öğretmenler ya da çocuğun bakımından sorumlu sağlık görevlileri tarafından işlenirse, bu durum ağırlaştırıcı neden sayılmaktadır. Ayrıca çocuğun psikolojik sağlığına zarar verilmesi ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, cinsel istismarda çocuğun rızasını öngören kabuller tamamen kanundan çıkarılmıştır.

Evlilik içi tecavüz suç olarak düzenlendi

Eski ceza kanununda evlilik içi tecavüz bir suç olarak kabul edilmiyordu. Tecavüzü düzenleyen maddenin gerekçesinde evlilik içi tecavüzün cinsel suç olmadığı belirtiliyordu. Yeni kanunda evlilik içi tecavüz ayrıca bir suç olarak düzenleniyor ve evlilik içi tecavüz durumunda mağdurun şikayeti üzerine dava açılabiliyor.

Namus cinayetlerinde ceza indirimleri yapılmasına neden olan “haksız tahrik” maddesi değiştirildi ve töre cinayetleri ağırlaştırılmış insan öldürme olarak düzenlendi

Yeni ceza kanunu namus cinayetlerinin engellenmesi için bir adım atmıştır. Eski ceza kanununda, “Haksız Tahrik” durumlarını düzenleyen bir madde namus cinayeti davalarında hakimler tarafından namus cinayeti faillerine ceza indirimi vermekte kullanılıyordu.

Yeni ceza kanununda bu madde sadece “haksız fiilleri” içerecek şekilde değiştirildi ve maddenin gerekçesine bu düzeltmenin, söz konusu maddenin namus cinayeti vakalarında kullanılmasını engellemek amacıyla yapıldığı da belirtildi.

Buna ek olarak töre saikiyle işlenen cinayetler, ağırlaştırıcı neden olarak tanımlandı. Her ne kadar bu düzenleme yetersiz olsa ve tüm namus cinayetlerini kapsamasa da, önemli bir adım oluşturuyor.

Kadınların evli - bekar, bakire – bakire olmayan temelinde ayrımcılığa uğramalarına neden olan maddeler değiştirildi.

Eski ceza kanunu tecavüzü düzenlerken, suçun evli ya da bakire bir kadına karşı işlenmesi durumunu ağırlaştırıcı neden olarak kabul ederek, bakire olan ve olmayan kadınları ya da evli ve evli olmayan kadınları birbirinden ayırıyordu. Yeni ceza kanununda tecavüze uğrayan kadının evli ya da bakire olması durumunda farklı ceza uygulaması ortadan kaldırıldı.

Tanımlar maddesinde “kadın” ve “kız” arasında ayrımı vurgulayan düzenleme kaldırıldı.

Evlilik dışında yeni doğan çocuğun annesi tarafından öldürülmesi durumunda ceza indirimi öngören madde kaldırıldı.

Eski ceza kanununda evlilik dışı yeni doğan çocuğunu öldüren anneye öngörülen ceza indirimi kaldırıldı. Bu madde, evlilik dışı çocuğun, kadının ve ailesinin “namus”unu tehlikeye düşürebileceği, dolayısıyla bu cinayetin yasal kabul edilebileceği temeline dayanıyordu.

Tecavüz ve kadın kaçırma olaylarında suçu işleyenin mağdurla evlenmesi durumunda suçluyu affederek ya da cezasını indirerek tecavüz ve kaçırmayı meşrulaştıran maddeler kaldırıldı.

Eski ceza kanununda tecavüz ya da kadın kaçırma mağdurlarının tecavüzcüleri ya da kendilerini kaçıranlarla evlenmeleri halinde failin cezasının azaltılması ya da ertelenmesine olanak tanıyan maddeler bulunmaktaydı. Bu kabul, kadınların tecavüzcüleriyle evlenmelerinin “namus”larını korumalarını sağlayarak daha iyi olabileceği varsayımına ve bu durumda mağdur ile evlenmenin suçu ortadan kaldırabileceği varsayımına dayanıyordu.

Zorla evlendirilmeyi de yasal hale getiren bu düzenlemelere, yeni ceza kanunundan çıkarıldı.

“Hayasızca Hareketler” maddesi sadece aleni cinsel ilişki ya da teşhircilik içeren davranışları kapsayacak biçimde daraltıldı.

Bu madde, “hayasızca hareketler” ya da “başkalarının namus ve iffet duygularına karşı” davranışları cezalandıran ve kolluk güçleri ya da mahkemelerce yoruma açık olarak kullanılabilecek belirsiz ve göreceli davranışları cezalandırmak için kullanılabilecek düzenlemeler içeriyordu. Bu madde çoğunlukla haksız yere eşcinselleri ve travestileri cezalandırmak için kullanılıyordu. Aynı zamanda kadınların cinsel hak ve özgürlüklerini sınırlandırmak için kullanılmaya da açıktı.

Yeni ceza kanununda bu madde sadece toplum içinde yapılan cinsel ilişkiyi ve teşhirciliği cezalandıracak biçimde daraltıldı.

Kadının İnsan Hakları » Türk Ceza Kanunu (TCK) buradan alıntıdır
 
Merhaba hiç tanımıadığım insanlar ve babam .

Sizler beni babamın KIZIM İÇİN ADALET İSTİYORUM çığlığı ile tanıyorsunuz
Ben H.İ

Hikayemi internetten, gazetelerden haberlerden dinlediniz sizlerle beraber bende tekrar tekrar dinledim okudum bazen anladım bazen eleştirilere anlam veremedim ama dinledim. Ben sustum babam konuştu SESİM, NEFESİM ,ÇIĞLIGIM , oldu BABAM

Bu defa babam konuşmasın babam anlatmasın ben anlatayım yaşadıklarımı hissettiklerimi
Ben H.İ yaşım 14-15 yaşadıklarım yaşımdan büyük yaşıtlarım gibi oyun hikayelerim ,okul anılarım ,doğum günü hatıralarım yok artık! silindi aklımda Rüyalarımda olan ne varsa bir gecede silindi gitti. Yaşımdan büyük yaşadıklarım hatırladıklarım artık. Yarın 7 mayıs ve benden çok babamın mahkemesi var benim yaşımdan da küçük tü N.Ç nin GÖRDÜM OKUDUM BAKTIM KORKUYORUM şimdi babamın çığlığı yetecek mi beni kurtarmaya.
Davama bakaçak hakimlerin kızları varmıdır bilmem yoksa bile kız yegenlerı vardır diliyorum bir an için bakmışlardır onların yüzüne ancak öyle anlarlar belki ne yaşadıgımı
Cok tuaf ben bir ögrenciydım ödev yapmam gereken bir satte tanımadığım insanlara mektup yazıyorum. En cok edebiyat ögretmenim okusun isterdim acaba konpozisyon degerlendırmesıne alasaydı mektubumu, kaç verırdi bana .

BEN H.İ hiçbilmediğim bir yasayla o korkutucu gecede yaşadığım şeyin ardından yaşımın bir gecede 16-17 oldugu rızamın oldugunu söyleyen yasalar ve amcalar bir gecde büyüdüm demek ama benım daha okulum bıtmedı oyunlarım yarıda kaldı nasıl büyütünüz beni
Nasıl karar verdınız büyüdügüme .boyum da aynı benım sacımda uzamdıkı nasıl büyüdüm ben bir gecde banada söyleyin nasıl büyüdüm nasıl büyütünüz beni .

Ben H.İ
Yaşından büyük cümleler kurmayı örgendim rezil bir gecede
Benim için açılan internet sayfalarında tanımadıgım insanların elinde H,i için adalet istiyoruz yazıl bır kagıtla cekilmiş resimler gördüm . birinde ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN yazıyordu okuyunca aklıma direk babam geldi evt o varsa yalnız degilim ve sizler hiç tanımadığım insanlar annelrım, ablalrım ,abılerım ,ve babam, babalarım
Sizlerde ve daha niceleriniz ,
Ben H.i
Bugüne kadar babamın adalet istediği kızı
Ben H.İ aaaa bu omu diye yüzüme anlamadıgım bir bakışla baktıkları kızım evet o benım
Babası Ahmet incinin kızım için adalet istiyorum diye ortalıgı tırnakladıgı kızı evet o benim ben H.İ
Annesiyle okula. sinemalara gitmesi gerekirken karakolara , hastahanelre mahkemeye, avukatlara gitmek zorunda bırakılan evt işte o benim doğru tanıdınız .bildiniz
Ama bilmediğiniz gecelri korkuyla uyuyamadıgım artık örgenci olmadıgım artık hep yaşımdan daha büyük görüldüğüm …..
Evet ben H.İ bugune kadar babasının KIZIM İÇİN ADALET İSTİYORUM dediği kızı
Şimdi ben H .İ kendim için ADALET İSTİYORUM SESİME SES VERİN ,

https://www.facebook.com/KizimIcinAdaletIstiyorumPlatformuDenizli alıntıdır

Bu mektubu ilk okuduğumda dakikalarca ağladım.
Bu kızımın arkasasında güçlü bir babası, ama ne çare bir kere denmiş işte RIZASI VAR diye...
Allah aşkına böyle bir şey nasıl dile getirir.
TECAVÜZ, RIZA, VAR bu üç kelimeyi nasıl bir araya getirebilir bir insan.

Sadece bu kızımın hissetiklerini okuyabildik ya diğerleri,
Sesini duyuramayanlar...
 
Mini etekli açık saçık giyinmiş kadınları, genç kızları ve hatta çocukları toplayıp hapse atsınlar. Sorun çözülür
 
konudan çok etkilendım bana dokunmayan yılan bın yaşasın psikolojisiyle yaşadığımı fark ettim ne acıki

birde düşündümki bu tecavüz eden erkeklerıde kadınlar yetiştirmiyormu nerde eksık davranıyoruzda bu kadar hayvanlaşabılıyorlar
 
14-15 yaşındaki bir çocuk bir gecede büyütülüp 16-17 yaşında dense bile tecavüze rızası var demek için yaş sebep midir? Yazık çok yazık, söyleyecek çok sözüm var aslında ama hepsi boğazıma düğümleniyor.

Ne fark eder 14, 15, 17, 57 olsa yaşımız, biz kadınları yaşın 17 rızan var diyerek incitmesinler artık, onlar nereden bilecek rızamız var mı? Bizler ruhen öldürülüp bedenen kirletilirken yanımızda olmayanlar nasıl karar verdi rızamız olduğuna?

Yeter artık kadınların omzuna bu kadar yük yüklemeye kimsenin hakkı yok, hele minicik bedenlere bunca zulmü kimse reva görmesin, ufacık bir kız hayatı saklanarak yaşarken ona bunu yapanlar bıyık burarak geziyor, ben utanarak yaşarken onlar gerilerek geziyor ya sokaklarda sonra demesinler bana kanunlar var, kadın hakları vs vs vs hani nerede? O haklar, kanunlar H.İ'yi ve nicelerini niye görmezden geldi peki? Ya vicdanları ne diyor çok merak ediyorum, varsa tabii

Anladım ben, 3. sınıf vatandaşız biz, herşeye rızamız var, eksik eteğiz, saçı uzun aklı kısayız,yaşamaya bile hakkımız yok, eskisi gibi gömün bizi diri diri, gömün rızamız var...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…