Yok egemcim. Madene girmiş de ne olmuş. Bize maddi bir faydası oldu mu? Hani yol, köprü? Maaşından düşürttü de ne oldu? Çalsaydı da 2 yol yapsaydı. 2001 krizinde bittik tükendik, aç kaldık. 74 barış harekatı yaptı ülkeyi kötü duruma soktu. Maddi hiçbir katkısı yok halk adamı olsa ne olur. Biz maneviyattan anlamayız egem. Bize ne biliyim taksitle alabildiğimiz kocaman lcdler, kocaman akıllı telefonlar lazım. 3. köprü falan lazım. Biz ne yapalım madende bizimle beraber üzülen başbakanı. Başbakan halk gibi davranmamalı hem. Başbakan dediğin hırlamalı gürlemeli. Kaliteli arabalara binmeli. Gerçek bir lider gibi görünmeli. Halkından üstün olmalı. uzun boylu, yakışıklı olmalı.
çok çok haklısın,yalnız soma da ben başbakanın çok çok korktuğunu hissettim.neden niye bilmem ama aşırı korkuyordu,çok panikti o sözde dik duruşu yoktu bu defa,çevresinde şakşakçılar olmadığından mı bilemiyorum
çok çok haklısın,yalnız soma da ben başbakanın çok çok korktuğunu hissettim.neden niye bilmem ama aşırı korkuyordu,çok panikti o sözde dik duruşu yoktu bu defa,çevresinde şakşakçılar olmadığından mı bilemiyorum
Ben 17 Aralık operasyonundan kendisinin korktuğu kadar zarar almadan kurtulan birinin bu olayda korkuya kapılacağını sanmıyorum. Bence 17 Aralık operasyonu onun için sınavdı, insanların o kadar belgeye rağmen hala onu savunmalarını gördü ya artık o kadar paniklemez.
Ben 17 Aralık operasyonundan kendisinin korktuğu kadar zarar almadan kurtulan birinin bu olayda korkuya kapılacağını sanmıyorum. Bence 17 Aralık operasyonu onun için sınavdı, insanların o kadar belgeye rağmen hala onu savunmalarını gördü ya artık o kadar paniklemez.
i,şleri güçleri yok. atsınlar dursunlar. terbiyesiz bunlar ya.
günümüz için gerçekten masal değil mi canım,çünkü onlarca korumayla lutfetmiş gibi ziyarete giden bir başbakanımız var.taziyeye gelirken bile karşılama komitesi düzenleniyor,başbakan geldi diye kurtarma çalışmaları yavaşlıyor.her yere keskin nişancılar yerleştiriliyor.onlarca koruma arasındayken kendine yuhalamaya cüret(!)eden birine sıkıysa yanımda yuhala diyebilecek kadar gözü dönüyor.yaveri çıldırıp 2 çevik kuvvetin tuuttuğu adamı hunharca kinle tekmeliyor birde zavallı yaverin ayakcığı incindiği için 1 haftalık iş görmez raporu alıyor ama bu yaver iş aşkıyla başbakanın peşinde her yerde.
neyse başbakanımız hırsından birinin yakasından yapışıp küfredebiliyor ve gene o acılı ailelere bu işin fıtratında ölüm var bu kader diyebiliyor.işte gerçek yaşam bu canım,sayın ecevitin ki masal
Bir Madenciden :
Bize yemek vermiyorlardı. Evimizden ekmek arası bir şeyler getiriyor onları yiyorduk. Yemek için mola saati yoktu. İşlerin azaldığı bir ara ayaküstü ekmeklerimizi yiyorduk. Ayrıca diğer bir sorunumuzda yiyeceklerimizi farelerden koruyabilmekti. Bize yiyeceklerimizi korumamız için bir poşet veriyorlardı. Bunları çalıştığımız yere yakın bir yerde tavana asıyorduk. Yemek yemeye geçince farelerin poşetleri tırtıkladıklarını, kimi zaman ekmeklerin ucundan yediklerini görüyorduk. Ben çoğu kez aç kaldım. Ama birçok işçi arkadaş buna alışmıştı. Farenin dişlediği yerleri kopartıp ekmeklerini yiyorlardı.
Arada mideniz bulanır, başınız ağrır, kendinizi kötü hisseder yeryüzüne çıkmak isterseniz, asla izin vermezler. Otur bir köşeye bekle derler. Suyumuz bitince de çıkamıyorduk. Sularımızı kendimiz yanımızda getiriyorduk. Sırt çantamız çok ağırdı, daha da ağır olmasın diye yanımıza mümkün olduğunca az yiyecek ve içecek alıyorduk. Madenin dışında bir kantin vardı. Çayı bile para ile alıyorduk.
Bu nedenle ben ambulansta sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkarmak isteyen işçiyi iyi anlıyorum. Çalıştığımız, soyunduğumuz, yıkandığımız hiçbir yer temiz değildi ki Temiz yere hasret olduğumuz için temiz gördüğümüz hiçbir yeri kirletmeye kıyamıyorduk.
Tatlım sana bu defa katılamayacağım Egem'in dediği gibi korku yüzünden okunuyordu dik duruşu falan da yoktu zaten git gide söylemlerinin ve tavırlarının daha şiddet içerikli olmasından bunu çıkarabiliriz Bir yanda sindirme çabaları var bir yanda karizmayı çizdirmeme çabaları Gezi ile başladı 17 Aralık ile devam etti tapeler ile iyice tepesi attı aynı hizada devam çünkü bir yerden haksızız dese asıl ip orada kopacak ve gerisi gelecek Ancak vücutt dilinden nasıl bir ruh halinde olduğu anlaşılıyor Bir de beni üzen ve Başbakanın artık yavaş yavaş çaresizliğe gittiğini gösteren durum madem kazasından 1 gün sonra açıklama yapması ve o açıklamada 1860'lı yıllardan bahsetmesiydi Belli ki tüm danışmanlarını bundan nasıl kurtuluruz diye araştırma yapmaya yönlendirmiş O kadar saati de bunun için geçirmiş,,,
Dediğin gibi ben yanılmışımdır belki. Ne bileyim bu olaya rağmen çevremde hala "matkapla gözümü oydum suçlu Tayyip", "Tayyip istifa etse acıyı bırakıp eğlence yaparlar", "şimşek çaksa Tayyip'ten bilecekler" diye hala ölümüne savunan insanları gördükçe Tayyip'in sırtı yere gelmez diye düşünüyorum. Oda bunları görüyordur diye düşünmüştüm. Ayrıca 17 Aralık operasyonundan sonra ölüm korkusuna kapıldığı, yanındakilere bile güvenmediği, psikolojisinin alt üst olduğunu okumuştum. Ayrıca danışmanları gerçekten çok araştırmış ne kadar mantıklı bir açıklamaydı. Ama birşeyi atlamışlar. 2010'daki Şili'de yaşanan kazadan bahsetmedi.
işlerine gelmemiştir o kazadan bahsetmek
Dediğin gibi ben yanılmışımdır belki. Ne bileyim bu olaya rağmen çevremde hala "matkapla gözümü oydum suçlu Tayyip", "Tayyip istifa etse acıyı bırakıp eğlence yaparlar", "şimşek çaksa Tayyip'ten bilecekler" diye hala ölümüne savunan insanları gördükçe Tayyip'in sırtı yere gelmez diye düşünüyorum. Oda bunları görüyordur diye düşünmüştüm. Ayrıca 17 Aralık operasyonundan sonra ölüm korkusuna kapıldığı, yanındakilere bile güvenmediği, psikolojisinin alt üst olduğunu okumuştum. Ayrıca danışmanları gerçekten çok araştırmış ne kadar mantıklı bir açıklamaydı. Ama birşeyi atlamışlar. 2010'daki Şili'de yaşanan kazadan bahsetmedi.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?